Güncel
Adım adım kaosa sürüklenen ülke: Libya
2011'de Kaddafi'nin devrilmesinin ardından, aşiretlerin ağır silahlarla çatıştığı, darbe girişimlerinin yapıldığı ve siyasi bir otoritenin hakim olamadığı Libya'yı, Gazeteci-Yazar Bülent Şahin Erdeğer anlattı.
Kaddafi döneminde ekonomik olarak rahat bir yaÅŸam süren halkın devrimden beklentileri nelerdi?
Öncelikle halkın ekonomik bir rahatlık içinde olduÄŸunu söyleyemeyiz. Evet, Libya halkı sefalet içinde yaÅŸamıyordu ama çok ta rahatlık içinde deÄŸildi. Ayrıca ülke gelirlerinden alması gereken büyük paydan mahrum bırakılıyor ve sadece sus payına razı olmak zorunda kalıyordu. Devrimden beklentileri ise öncelikle Diktatörlükten kurtulmak ve dünyaya açılmaktı. Libyalılar diktatörlükten kurtulup hak ettikleri gelirlere kavuÅŸma ve düÅŸünce ve inanç özgürlüÄŸü, demokrasi gibi talepleri vardı. SETA’nın Libya Raporuna göre; 2003’te Libya’nın kitle imha silahları üretimi programını bıraktığını açıklaması ülke ekonomisi açısından olumlu sonuçlar doÄŸurmuÅŸtur. BM’nin 1992’de baÅŸlattığı yaptırımları sona erdirmesi ve ABD tek taraflı uyguladığı yaptırımları 2004-2006 yılları arasında aÅŸamalı olarak kaldırdı. Libya’yı uluslararası piyasalara entegre edebilmek için Kaddafi birbiri ardına önemli ekonomik icraatlar yapmıştır. BM yaptırımları nedeniyle sınırlanan petrol ve gaz ihracatının serbest kalması ile özelikle ABD baÅŸta olmak üzere Batılı ÅŸirketlerin Libya’ya yatırım yapmasını engelleyen koÅŸullar ortadan kalkmış ve böylece Libya’da enerji sektörü baÅŸta olmak üzere yapılan doÄŸrudan yabancı yatırımlar oldukça artmıştır. Libya’ya yapılan doÄŸrudan yabancı yatırımlar 2005-2008 yılları arasında 1,7 milyar Euro’dan 9,2 milyar Euro’ya çıkmış, 2007-2008 yılları arasında ise bu oran %55,6 artmıştır. Aynı dönemde dışarı çıkan yatırım miktarı ise 1,3 milyar Euro’dan 7,8 milyar Euro’ya çıkmış, 2007-2008 yılları arasında ise dışarıya çıkan yatırım miktarı %132 artış göstermiÅŸtir. Libya’nın petrol ihracatının yaklaşık olarak %85’lik kısmı Avrupa ülkelerine yapılırken, yaptırımların 2004’te kalkmasıyla Libya’nın ABD’ye yaptığı petrol ihracatı da giderek artmıştır.
Libya'nın sosyolojik yapısını göz önüne aldığımızda, yaÅŸanan siyasi krizde aÅŸiretler nasıl rol oynadı?
Libya toplumu aÅŸiretler üzerine bina edilmiÅŸtir. Bu Romalılardan bu yana hatta daha eskiden bu yana böyle. Dolayısıyla yaÅŸanan krizin bir boyutu da aÅŸiretler arasındaki bölüÅŸüm kavgasıdır. Libya kriz sebebiyle fiilen iki cepheye bölünmüÅŸ durumdadır.Libya'nın geçici meclisi Milli Genel Kongre'den (MGK) ayrılan bazı milletvekilleri baÅŸkent Trablus'tan ayrılıp, ülkenin doÄŸusundaki Tobruk kentinde Temsilciler Meclisi adı altında çalışmalara baÅŸlamıştı.
Geçen hafta istifasını sunan geçici BaÅŸbakan Abdullah es-Seni'nin ise MGK'dan ayrılarak Tobruk'ta Temsilciler Meclisini kuran milletvekilleri tarafından yeniden hükümeti kurmakla görevlendirilmiÅŸti. Trablus'ta ise MGK'nın görevlendirdiÄŸi Ömer el-Hasi hükümeti de 2 Eylül'de MGK'dan güven oyu almıştı.Libya'da Hafter'in Zintan merkezli milis gruplarla ortaklaÅŸa baÅŸlattığı darbe giriÅŸimi, Trablus ve Misrata merkezli devrimci gruplarla ortak hareket eden Trablus merkezi yönetimi tarafından engellenmiÅŸ, ülkedeki silahlı güçler Trablus merkezli MGK'nın desteklediÄŸi Fecr Kuvvetleri ile Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nin desteklediÄŸi Hafter'e baÄŸlı milisler ÅŸeklinde ikiye bölünmüÅŸtü.MGK, darbe giriÅŸimini Mısır ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri yönetimlerinin desteklediÄŸini ileri sürerken Hafter'i destekleyen Temsilciler Meclisi, Fecr kuvvetlerini Türkiye, Sudan ve Katar'ın desteklediÄŸini iddia ediyor.
Libya'daki petrol rezervlerinin dünyanın en kaliteli rezervleri olduÄŸu gerçeÄŸinden hareketle Batı, nasıl bir Libya senaryosu istiyor?
Batı Libya halk devrimini çalmak için hava müdahalesi yapmış, müdahale sonunda da yeni kurulan rejimi tamamen kontrolü altına almaya vesayet iliÅŸkisi kurmaya çalışmıştı. Ama istediÄŸini alamadı çünkü Libya’daki toplumsal dinamikler ve tüm kesimlerin tepeden tırnaÄŸa silahlı oluÅŸu Batıya hizmet edecek bir rejimin kurulmasına engel oldu. Devrimi gerçekleÅŸtiren bir çok milis grup aynı zamanda batı karşıtı olan Ä°slamcılardan oluÅŸuyor. Batı bu sebeple 3 yıllık süreçte bocaladı. Sonunda da ABD’nin desteklediÄŸi darbe giriÅŸimleri yapılmaya çalışıldı ama o giriÅŸimler de tüm ülkeyi kontrol almaya yetmedi.
Libya'da uzun bir süre bulunmuÅŸ biri olarak, 42 yıllık Kaddafi yönetimine son veren halk, Ekim 2011’den beri yaÅŸananlar nedeniyle, Kaddafi dönemini arıyor mu? Bu konuda neler düÅŸünüyorsunuz?
Libya’da Kaddafi rejimini destekleyen yüzde 15-20’lik bir kesim var. Bu kesim de ideolojik nedenlerle deÄŸil devlet bürokrasisinin olanaklarından mahrum kaldıkları için, ayrıcalıklı konumlarını kaybettikleri için Kaddafi’ye özlem duyuyorlar. Her diktatörlük adi suçlar açısından güvenli ortamlar yaratırlar. Bu Kuzey Kore için de Hitler Almanya’sı için de böyleydi. Sokaktaki vatandaşın adi suç oranlarının artması ve kaosun sürmesi sebebiyle eski dönemi araması normaldir ama hiçbir zaman Kaddafi diktasının kendisini özlememektedir.
AÅŸiretlerin silahlı birer güce dönüÅŸtüÄŸü ülkedeki güvenlik probleminin çözümü noktasında Ä°slam Dünyası ne yapmalıdır?
Ä°slam dünyasının ÅŸuan topyekun olarak kendisine bir hayrı dokunmadığından gerçekçi bir çözüm getirebileceÄŸini zannetmiyorum. Ancak olması gerekeni soruyorsanız olması gereken Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerin hakemliÄŸinde bir uzlaşı toplantısı tertip edilmesi ve ülkede tüm tarafların taleplerini karşılayacak güçlü bir yönetimin tesis edilmesidir. Ancak maalesef bu çözüm genel tabloya bakıldığında imkansızdır. Çünkü bahsini ettiÄŸimiz ülkeler kendi aralarında bir çıkar rekabeti içindedir. Ülkedeki iktidar mücadelesi Batı yanlılarıyla karşıtları arasında yaÅŸanmaktadır. Tüm OrtadoÄŸu’da Arap Baharı’nın rövanşı alınıyor. BildiÄŸiniz üzere Arap Baharı sonucunda halklar ilk kez demokrasiye kavuÅŸabilmiÅŸ, Demokratik süreçler Ä°hvan ve Nahda ile ifadesini bulan, ne aşırılıkçı ne teslimiyetçi olan Ä°slami orta yol/vasatiyye çizgisinin iktidara taşımıştı. Buna karşı hamleye geçen Batı güdümlü eski statükolar Arap Baharını yaza hatta sonbahara çevirdi. Halkların kazanımlarının bir kısmı kaybedildi, Mısır’da Sisi darbesi bunun en iyi örneÄŸiydi.
Vasatiyye önderliÄŸindeki Suriye devriminin önünün tıkanması ve Hizbullah ile IŞİD belasının başına sarılması baÅŸka bir örneÄŸi. Bölgede Arap Baharı dinamiklerini destekleyen güçlerle bu dinamikleri bastırıp kendi statükolarını devam ettirmeye çalışan güçler arasında bir mücadele var. Türkiye, Katar ve Vasatiyye çizgisi (Ä°hvan-Hamas-Nahda)ne karşı Arap Baharının yaÅŸandığı tüm ülkelerde Suud-BirleÅŸik Arap Emirlikleri-Batı ittifakı mücadele ediyor. Darbe yapılabilen yerlerde darbe yapılıyor, Libya’da da Mısır’daki süreci tekrarlamaya çalıştılar ama daha önce belirttiÄŸim sebeplerden dolayı baÅŸarılı olamadılar ama ülkeyi bir iç savaÅŸa sürüklemeyi baÅŸardılar…
kaynak: Lateast.com
Henüz yorum yapılmamış.