Dünya
ABD yeni Erdoğan dönemine temkinli
NATO Zirvesi ABD Başkanı Obama ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden yakınlaşmasına olanak sağlayabilir. ABD Türkiye’nin gidişatı konusunda ise bekle ve gör politikası uygulayacak.
BaÅŸkan Obama Türkiye’yi aramak istediÄŸinde kiminle görüÅŸüyor sorusu NATO Zirvesi sayesinde net bir yanıt buldu. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Obama ile görüÅŸmesinin ana gündem maddelerinden birinin Suriye olması bekleniyor. Brookings Enstitüsü’nün Türkiye’nin GeleceÄŸi hakkındaki toplantısına katılan Temsilciler Meclisi eski üyesi Robert Wexler bu konuya deÄŸindi. Wexler, iki liderin kapalı kapılar ardında görüÅŸtüÄŸünde Suriye’de son iki yıldır uyguladıkları politikaların yanlışlığını kabul etme büyüklüÄŸünü göstereceklerini umduÄŸunu söyledi.
Hudson Enstitüsü’nün Siyasi ve Askeri Analiz Merkezi Direktörü Richard Weitz ise iki liderin Ä°slam Devleti örgütüne karşı mücadelede birlikte hareket edeceÄŸini düÅŸünüyor. Weitz, “Amerika ve Türkiye, Iraklı Kürtlere yardım saÄŸlanmasında iÅŸbirliÄŸine gidebilir. Ya da aynı hedefi içeren paralel bir yöntem izleyebilirler” dedi. Weitz aynı zamanda Obama’nın ErdoÄŸan ile Ä°srail BaÅŸbakanı Benyamin Netanyahu’yu NATO Zirvesi esnasında bir araya getirme ihtimalinin olduÄŸunu da belirtti.
NATO ÅŸemsiyesi altında Obama ve ErdoÄŸan’ın yeniden yakınlaÅŸması söz konusu olsa da Washington kulislerinde endiÅŸeler sürüyor. Amerikalı karar alıcılar ErdoÄŸan’ın yeni görevini nasıl kullanacağı konusunda bekle ve gör politikası izleme taraftarı.
Robert Wexler ise ErdoÄŸan’ın seçimleri kazanmasının ardından ikinci bir ÅŸans elde ettiÄŸini dile getirdi. Wexler, ErdoÄŸan’ın gezi protestolarına tepkisini hatırlattı ve “Protestolar sonrası ErdoÄŸan bir yol ayrımındaydı. Bu protestolara demokratik sistemi güçlendirecek ÅŸekilde cevap verebilseydi Atatürk’ten sonra en önemli lider olacaktı. Ancak bunda baÅŸarısız oldu ve birçok siyasetçinin ikinci bir ÅŸansı olmaz. Ancak ÅŸimdi yeni pozisyonu ile ikinci bir ÅŸans yakaladığını düÅŸünüyorum” dedi. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bu ÅŸansı baÅŸarılı bir ÅŸekilde kullanıp kullanmayacağı konusunda ise Wexler “Bu ErdoÄŸan’ın zaman zaman gördüÄŸümüz ve zarar verici duygusal tavırlarını kontrol altına alıp, liderlik gibi kuvvetli özelliklerine ağırlık vermesine baÄŸlı olacak” dedi.
Bununla birlikte ErdoÄŸan’ın Gazze saldırılarından ötürü Ä°srail’i sert ÅŸekilde eleÅŸtirmesi Washington kulislerinde yankılanmaya devam ediyor. Uzmanlar ise bu tarz açıklamaların Ä°srail’den ziyade ErdoÄŸan’ın Washington’daki imajına zarar verdiÄŸini düÅŸünüyor.
ErdoÄŸan’ın cumhurbaÅŸkanlığı döneminde Türkiye’nin geleceÄŸiyle ilgili ele alınan konular arasında Brookings Enstitüsü uzmanı Ömer TaÅŸpınar ise Kürt sorununa ve demokrasi alanında yaÅŸanan eksikliklere dikkat çekti. TaÅŸpınar, Türkiye’de batılı anlamda bir demokrasinin artık olmadığını, ülkenin kutuplaÅŸtığını belirtti ve “Otoriter eÄŸilimi olan bir CumhurbaÅŸkanı Kürt sorununu nasıl çözecek? Temel insan haklarının eksik olduÄŸu bir ortamda Kürt sorununu çözmek için nasıl daha fazla demokratikleÅŸme saÄŸlanacak? Bu bir paradoks yaratıyor’ dedi. TaÅŸpınar, ErdoÄŸan’ın anayasayı deÄŸiÅŸtirmek için Kürt kesimin oylarını almayı hedeflediÄŸini ve bunun aslında AKP’nin milliyetçi üyeleri açısından anlaÅŸmazlığa yol açacağını belirtti.
ABD vazgeçilmez partneri Türkiye’nin, ErdoÄŸan’ın cumhurbaÅŸkanlığında nasıl ilerleyeceÄŸini yakından takibe devam ediyor. Ülkenin demokrasi ile olan sınavı gerek Kürt meselesi, gerek kuvvetler ayrımı, gerekse basın özgürlüÄŸü gibi birçok alanda kendini gösteriyor. Bunun yanı sıra AKP’nin kendi içindeki deÄŸiÅŸikliklere adaptasyon süreci de gündemde. BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu’nun parti içerisinde ne kadar baÅŸarılı olacağı tartışılıyor. Diplomatlıktan sonra siyasetçi kimliÄŸinin, özellikle kitlelere seslenirken ne kadar etkili olacağı merak konusu.
Henüz yorum yapılmamış.