YaÅŸam
Diyarbakır'ın içme suyunda kanalizasyon
Diyarbakır ve çevresinin içme suyunu sağlayan Dicle Barajı’na Eğil ilçesinin kanalizasyonu karışıyor. Diyarbakırlılar ishal vakalarını bu duruma bağlıyor ancak Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) suyun arıtıldığını ve o miktardaki atığın barajı kirletmeyeceğini savunuyor.
Diyarbakır’ın 23 bin nüfuslu EÄŸil ilçesinin kanalizasyonu kentin su ihtiyacın karşılayan Dicle Barajı’na akıyor. Kale Mahallesi Deran mevkiine gelen kanalizasyon suları buradan baraja ulaşıyor.
Kanalizasyonun karıştığı noktada çevreye kötü bir koku yayılıyor, suyun rengi deÄŸiÅŸiyor. EÄŸil ilçesinde kahve iÅŸleten Ahmet Akalın, içme suyunun da koktuÄŸunu söylüyor:
“EÄŸil’de arıtma var ancak nasıl çalışıyor bilmiyorum çünkü içme sularımız temiz deÄŸil. Suyu barajın yüzeyine yakın bir noktadan alıyorlar. Kiriyle birlikte geliyor. Sular kokuyor ve tadı da kötü.”
‘Turistler de rahatsız’
Baraj gölünde tekne iÅŸletmeciliÄŸini yapan Zülkif Laçin bölgeye gezmeye gelenlerin gördükleri karşısında rahatsız olduklarını anlatıyor:
“Kanalizasyonun aktığı noktaya geldiÄŸimizde rahatsız oluyorlar. Hele akÅŸam saatlerinde kokudan geçilmiyor. Ä°çme suyumuz da buradan alınıyor. Bu kanalın suyunun kesilmesi lazım.”
Serbest meslek sahibi Kadri Akboz, çocuklarda sıklıkla ishal, ateÅŸ ve kusmaya rastlanmasını suya kanalizasyon karışmasına baÄŸlıyor:
“EÄŸil'de bir haftadır sular zaten akmıyordu. Aktığı zaman da tadı bozuk. Ä°çme suyu için damacana alıyorum. Kanalizasyon suları olduÄŸu gibi dere boyundan baraja akıyor. Arıtılıyor mu bilmiyorum ama arıtılsaydı böyle olmazdı herhalde. Suyu kovaya doldurduktan birkaç saat sonra altına tortu çöküyor.”
‘O miktardaki akıntı barajı kirletmez’
Dünyadaki hiçbir nehrin yüzde yüz temiz olmadığını belirten Diyarbakır Su ve Kanalizasyon Ä°daresi (DÄ°SKÄ°) Genel Müdürü YaÅŸar Sarı'ya göre o miktardaki kanalizasyonun suyu kirletmesi mümkün deÄŸil.
“Suyumuz Diyarbakır’a pompalanıyor ve arıtılıyor, klorlanıyor. En büyük ÅŸansımız havzada endüstriyel atık yok. Evsel atıklardan da korkmuyoruz. O miktardaki akıntıyı baraj gölü tolere eder, kirletmesi mümkün deÄŸil. Suyumuzu istedikleri laboratuarlarda analiz edebilirler. Temiz ve kaliteli bir suyumuz var. Her gün Halk SaÄŸlığı laboratuarları'nda 60 ayrı noktadan alınan numuneler test edilir.”
Sarı, EÄŸil ilçesinde çocukların hastalanma nedeninin su olmadığını savunuyor:
“EÄŸil’deki tesiste saniyede 20 litre su arıtılıyor. Çocukların sudan hastalanmaları mümkün deÄŸil. Ä°lçede içme suyu ve kanalizasyon ÅŸebekesi tamamlandı. Bir tek kirli su arıtma tesisi kaldı. Onun da ihale süreci devam ediyor. 2015 sonuna doÄŸru tesisi hizmete sokmayı planlıyoruz. O zaman kanal suları da arıtıldıktan sonra akıtılacak baraja. Ayrıca önümüzdeki beÅŸ yıllık sürede 13 ilçenin tüm tüm kanalizasyon ve arıtma tesislerini tamamlamış olacağız.”
'Klorlama ve arıtma hastalıkları önlemeye yetmez'
Diyarbakır Halk SaÄŸlığı Müdür Vekili Doktor Murat Koç, DÄ°SKÄ° ile aynı görüÅŸte deÄŸil, öncelikle temiz suya karışan kanalizasyonun vakit geçirmeksizin kesilmesi gerektiÄŸini belirtiyor.
“Kanalizasyon suyu, içme suyu saÄŸlayan bir kaynaÄŸa akarsa arıtma ve klor ile bir noktaya kadar engelleyebiliriz. Çünkü klorla, arıtmayla bütün mikroorganizmalardan temizlemek mümkün deÄŸil. Kanalizasyon sularını içme sularından mümkün mertebe uzaklaÅŸtırmak lazım. Yoksa bulaşıcı hastalıklar kaçınılmaz olur.”
Dicle Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı ÖÄŸretim Görevlisi Profesör Doktor Mahmut Mete de aynı görüÅŸte, klorlama ve arıtmaya raÄŸmen kanalizasyon sularının baraja karışmasının hastalıklara yol açabileceÄŸine dikkat çekiyor:
"Arıtma tesisleri elbette çok önemli. Tesislerin ilk olarak suyun fiziksel temizliÄŸini yapması ve taÅŸ, toprak gibi materyallerden arındırması lazım. Ä°kinci olarak kimyasal temizlik, yani cıva, arsenik gibi maddelerden arındırmak lazım. Üçüncü safhada ise hastalık yapan mikrobiyolojik bakteri, virüs ve parazitlerden temizlenmesi gerekiyor. Yani biyolojik arıtma yapılması lazım. Ne yazık ki klorlama her zaman kurtarıcı olamıyor. Cripto Sporodium ve Giardia gibi mikroorganizmalar klora dayanıklıdır ve hastalık yapmaları çok mümkün.”
Klorlama miktarı yeterli mi?
Halk SaÄŸlığı Müdür Vekili Murat Koç'un dikkat çektiÄŸi bir baÅŸka nokta ise klorlama miktarı:
“EÄŸil ilçesinde daha yeni ölçüm yaptık ve içme suyunda klor miktarı sıfır çıktı. Hemen belediyeyi uyardık. Acilen ‘süper klorlama’ dediÄŸimiz ve suyu çeÅŸitli hastalık yapıcı etkenlerden hızla arındıracak yöntemin yapılması için talepte bulunduk. Diyarbakır merkezde de zaman zaman klor düzeyi olması gerekenin altına düÅŸüyor. Kurumu zaman geçirmeksizin uyarıyoruz ve klorlama yapıyorlar. Denetim sorumluluÄŸu bizim kurumda, ancak belediyenin günlük ölçüm yapıp klor seviyesini kabul edilebilir düzeyde tutmaları gerekir.”
Bu noktada tekrar görüÅŸüne baÅŸvurduÄŸumuz DÄ°SKÄ° Genel Müdürü YaÅŸar Sarı ise, klorun Dünya SaÄŸlık Örgütü kritelerlerine göre uygulandığını, yüksek miktarda klorun saÄŸlığa zararlı olduÄŸunu vurguladı. Sarı, "Aldığımız numunede bakteri yoksa klor iÅŸini yapmıştır. EÄŸil’de sıfır klor olsa suda bakteri olur" dedi.
Diyarbakır’da içme suyunun kontrolünü Halk SaÄŸlığı MüdürlüÄŸü yapıyor. Kente su saÄŸlayan kaynaklardan ve ÅŸebekeden günlük kontrol numuneleri alan Halk SaÄŸlığı MüdürlüÄŸü, klor miktarını da ölçüyor.
Dicle Barajı’na uzun süreden beri akan kanalizasyon sularının anlatılanlara göre hemen kesilme ihtimali yok. Ä°hale süreci gerçekleÅŸir ve zamanında tamamlanabilirse kirli su arıtma tesisi 2015’in sonlarına doÄŸru hizmete girecek.
Henüz yorum yapılmamış.