Sosyal Medya

Dünya

Kundaklama ihtimali yüksek

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Berlin ve Bielefeld'deki camiilerin kundaklanmış olma ihtimalinin yüksek oldugunu söyledi.



11 AÄŸustos'ta Berlin'de Türklerin yoÄŸun yaÅŸadığı Kreuzberg semtindeki Mevlana Camii ve Bielefeld'de Süleymaniye Camii'nde meydana gelen yangının ardından Almanya'daki farklı partilerden çok sayıda siyasetçi camileri ziyaret etti. Yangınlarla ilgili araÅŸtırmalar henüz tamamlanmadı. Ancak yapılan ön araÅŸtırmalarda camilerde yanıcı madde tespit edilmesi ve ülke genelinde camilere yönelik saldırıların artması, söz konusu camilerin kundaklanmış olması ÅŸüphesini artırıyor. Bu nedenle camileri ziyaret eden siyasetçiler de ülkede artan Ä°slamofobiye ve olası ırkçı saldırılara dikkat çekiyor.

Berlin ve Bielefeld'deki camilerde inceleme yapmak ve temaslarda bulunmak üzere Almanya'ya gelen TBMM Ä°nsan Hakları Ä°nceleme Komisyonu BaÅŸkanı Ayhan Sefer Üstün de son üç yıldır Avrupa'da Türklere yönelik bu tür saldırıları not ettiklerini belirtti. Üstün, 2012 yılında sadece Almanya'da 67 ırkçı motifli saldırının olduÄŸunu ve bunların 33'ünün Ä°slam karşıtlığından kaynaklandığını söyledi. 2014’ün temmuz ayına kadar ırkçı 13 saldırı tespit edildiÄŸini kaydeden Komisyon BaÅŸkanı, geliÅŸmelerden endiÅŸe duyduklarını vurguladı. Üstün, Berlin Mevlana Camii'nde yaptığı incelemeler ve kendisine aktarılan bilgiler çerçevesinde kundaklama ihtimalinin güçlü olduÄŸunu ifade etti. Yürüyen bir soruÅŸturmaya müdahale etmek istemediklerini belirten Ayhan Üstün, “Çıplak gözle baktığımızda bunun bir inÅŸaat olduÄŸunu görüyoruz. Bu inÅŸaatta baÄŸlanmış elektrik yok. Binada yanıcı, parlayıcı madde yok. Böyle hızlı bir yangının dışarıdan bir müdahale ile olabileceÄŸini basit gözlemlerle ifade edebiliyoruz. Aynı gün iki farklı ÅŸehirde ve dini tesislere saldırı yapılması da bizi yine kuÅŸkulandırıyor. Biri Berlin’de diÄŸeri Bielefeld’de. Aralarında 500 kilometre mesafe var. Bunun tesadüf olduÄŸunu artık inanamıyoruz. Bunların planlı bir ÅŸekilde yürütüldüÄŸünü tahmin ediyoruz''ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Irkçılıkla topyekûn bir mücadele gerekiyor”

Komisyon BaÅŸkanı, Neonazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünce iÅŸlenen ırkçı cinayetlere de deÄŸinerek, buna raÄŸmen insanların Almanya’yı terk etmediÄŸinin altını çizdi. Almanya'da yaÅŸayan Türklerin Alman toplumunun bir parçası haline geldiÄŸini vurgulayan Ayhan Üstün, federal ve eyaletler düzeyinde Alman kurum ve kuruluÅŸlarından buradaki insanların din, dil ve temel özgürlüklerini tesis etmelerini beklediklerini aktardı.” Bazen dostlar arasında acı söylemler de olabilir. Bunun farkındayız. Ne eksik varsa, sorun nereden kaynaklanıyorsa mutlaka bunun tedbirlerinin alınması lazım.” diyen Üstün sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:” Irkçılık maalesef Avrupa’da tarihi bir hastalıktır. Bunun da farkındayız. Bu hastalığın mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bu sadece polisiye tedbirlerle giderilebilecek bir durum deÄŸildir. Medyasıyla, eÄŸitimiyle, bütün devlet kurumlarıyla bu hastalığın üzerine gidilirse ancak o zaman bir çözüm üretilebilir.”

TBMM Ä°nsan Hakları Ä°nceleme Komisyonu üyesi ve CHP Mardin Milletvekili Mahmut Tanal da din ve vicdan özgürlüÄŸünün temel hak ve özgürlükler içerisinde yer aldığını hatırlattı. CHP Milletvekili temel hak ve özgürlüklere büyük önem atfettiÄŸini söyleyen Almanya'dan bu tür saldırılara karşı daha belirgin bir duruÅŸ ve daha etkin bir mücadele görmek istediklerini söyledi. Mahmut Tanal ”Almanya'da bulunan insan hakları savunucularının tamamını ilgilendiren bir husustur. Bu nedenle Almanya'daki insan hakları savunucularının din ve ibadet özgürlüÄŸüne bunun uzantısı olarak örgütlenme özgürlüÄŸüne destek vermesi lazım. Yani bu tür olayların yaÅŸanmaması için bununla mücadele etmesi lazım. Daha etkin bir ÅŸekilde katkı vermelerini bekliyoruz” dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.