Bilim Teknoloji
IŞİD'le sosyal medyada mücadele
IŞİD milisleri Irak ve Suriye'de hızla ilerledikleri gibi sosyal medyada da hareketlendiler ve uzmanlara göre bu alanı daha önce hiç görülmedik bir ustalıkla kullanmaya başladılar.
Amerikalı gazeteci James Foley'nin öldürülüÅŸünü gösteren ÅŸoke edici fotoÄŸraf ve video kayıtlarını paylaÅŸarak IŞİD, sosyal iletiÅŸim aÄŸlarının bu tür kullanımı karşısında neler yapılabileceÄŸi konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Kimi uzmanlar çoÄŸu güvenilir kaynaklara dayandığını ileri süren haber içerikli mesajların sayısındaki müthiÅŸ artışla birlikte sosyal iletiÅŸim aÄŸlarının bu mücadeleyi kaybetmeye baÅŸladığı görüÅŸünde.
Kimileri, sosyal iletiÅŸim aÄŸlarının kullanıcılarını korumak için elinden geleni yaptığını, kullanıcıların rahatsız edici içerik uyarısı koyabilmesi (flag) ve içeriÄŸi kaldırabilmesinin etkili yöntemler olduÄŸunu söylüyorlar.
Bir de bu aÄŸları, telif haklarının peÅŸinde koÅŸmaya harcadıkları çabayı, sakıncalı içeriÄŸi kaldırma konusunda göstermemekle eleÅŸtirenler var.
Neler oluyor?
Foley'nin öldürülmesinin filme alındığı video internette belirdiÄŸi andan itibaren sosyal medya kullanıcıları kendiliÄŸinden diÄŸer kullanıcıları klibi seyretmemeye ve paylaÅŸmamaya çağırmaya baÅŸladı.
Ailesi ve yayın kuruluÅŸlarının benzer çaÄŸrıları buna eklendi ve kısa sürede #ISISmediablackout (IŞİDemedyasansürü) veya #DontShare (PaylaÅŸma) gibi etiketler yayılmaya baÅŸladı.
Çaba meyvesini verdi ve sosyal medyaya düÅŸen korkunç fotoÄŸrafların yerini Foley'nin çalışırken çekilmiÅŸ resimleri almaya baÅŸladı.
Fakat IŞİD'in de büyük ÅŸirketlerin reklamcılık için milyonlar harcayarak oluÅŸturduklarına çok benzeyen propaganda yayma tekniklerini etkili bir ÅŸekilde kullandığı gözlendi.
Sosyal medya aÄŸları bu tür propaganda mesajlarını yayan hesapların izlenmesi ve kapatılması çabalarını artırırken militanlar da sürekli yeni yollar geliÅŸtiriyorlar.
Büyük sosyal iletiÅŸim aÄŸlarından birinin sözcüsü BBC'ye adeta bitmeyen bir kedi-fare oyunu oynandığını söyledi.
ÖrneÄŸin fotoÄŸrafta görülen uygulama, militanların, istedikleri mesajı Twitter'a koyabilmesinde kullandıkları yöntemlerden yalnızca biri.
JM Berger sosyal medyada "aşırı görüÅŸler"in takibi konusunda uzman bir yorumcu.
IŞİD'in ya da yeni adıyla Ä°slam Devleti Ä°D'nin internetteki faaliyetlerinin, dünyadaki en geliÅŸkin sosyal medya reklamcılık uzmanlarının çalışmalarıyla yarışabilecek düzeyde olduÄŸunu söylüyor.
ÖrneÄŸin IŞİD'ten yeni bir isme Ä°D'ye geçmeyi ne kadar hızlı baÅŸardıkları bile grubun internette ne kadar etkili olduÄŸuna bir iÅŸaret Berger'e göre.
Taktikler neler?
Grubun propagandasını yaymak için kullandığı taktiklerden bir tanesi -özel olarak tasarlanmış bir uygulama- dikkat çekici. Bir kiÅŸinin telefonuna yerleÅŸtirildiÄŸi zaman, IŞİD tarafından kaleme alınmış propaganda mesajlarını koordineli bir ÅŸekilde tweetliyor ve öyle bir zamanlıyor ki mesajlar Twitter'in spam filitrelerine takılmıyor.
Bu yolla bir günde 40 bin tweet atılabildiÄŸini gösteren örnekler var.
Bu mesajların yaygınlaÅŸtırılmasında kullanılan dev boyutlardaki tweet akışı ve daha da önemlisi çok büyük sayıdaki kullanıcı ismi Twitter'ın sakıncalı içeriÄŸi ayıklamasını aşırı derecede güçleÅŸtiriyor.
Ne yapılabilir?
Bazı ilerlemeler saÄŸlanıyor. Geçen hafta Twitter önde gelen IŞİD mensuplarına ait olduÄŸu düÅŸünülen onlarca hesabı kapattı. Bu IŞİD'in iÅŸlerini zorlaÅŸtırıyor.
Uzman yorumcu JM Berger, "Twitter aslında bu tür gruplar için en müsait sosyal medya ortamı. Ama IŞİD hesaplarının askıya alınması ya da kapatılması karşısında zorlandı" diyor.
Fakat grup Twitter'da da varlığını sürdürmek için adımlar atmış. Berger "Son bir kaç hafta içinde onlarca IŞİD hesabı kapatıldıysa da çok daha fazlası faaliyetini sürdürdü ve kapatılanlar da yeni isimlerle yeniden girdiler" diyor.
Ayrıca, kapatılan hesapların sahipleri daha küçük sosyal paylaşım aÄŸlarından propaganda içeriÄŸini yayınladıklarında, bu mesajlar Twitter hesaplarından kopyalanıp yayılabiliyor.
IŞİD'çilerin uyguladığı bir baÅŸka taktik ise kapatılmaktan kaçınmak için kendi hesabını bir süre dondurmak. Fakat BBC'nin edindiÄŸi bilgiye göre, Twitter, dondurulmuÅŸ bile olsa bir hesabı kapatabiliyor.
ÖrneÄŸin bazı IŞİD destekçileri Diaspora gibi alternatif sosyal iletiÅŸim aÄŸlarına geçmiÅŸ.
Diaspora, merkezi bir yapısı olmaması nedeniyle kullanıcılara daha kapsamlı koruma sağlıyor.
Neden otomatik olarak engellenemiyor?
Bu konuda en sık gündeme getirilen sorulardan biri, tıpkı çocuk tacizi içeriÄŸinin engellenmesi gibi neden aşırı görüÅŸlü grupların yaydığı içeriklerin otomatik olarak engellenemediÄŸi.
Bunun cevabı çok basit deÄŸil.
Bir çok sosyal medya ağı, çocuklara yönelik cinsel taciz görüntülerini, otomatik olarak bütün girdileri "taciz içeriÄŸi veritabanı" diye bilinen bir filitreden geçirip engelleyen geliÅŸkin teknolojik yazılımlar kullanıyor.
Bu teorik olarak bu tür malzemenin söz konusu internet sitesine konmadan önce engellenmesi demek.
Microsoft'un geliÅŸtirdiÄŸi PhotoDNA adlı bir ürün, ÅŸu anda piyasada bu iÅŸi gören yazılımların başını çekiyor. BBC aynı teknolojinin aslında "aşırı" görüÅŸlü grupların propaganda görüntülerine de uygulanabileceÄŸini ama ÅŸu anda bunun düÅŸünülmediÄŸini öÄŸrendi.
Google, YouTube'a konan video içerikler için ContentID adlı bir kontrol sistemi üretti. Bu telife konu içeriklerin engellenmesi için geliÅŸtirilmiÅŸ bir yazılım. Görüntü ve daha çok müzik yüklenirken telifli ürünlerin bulunduÄŸu bir veritabanından filitrelenerek kontrol ediliyor, ya engelleniyor ya da üzerine reklam yerleÅŸtiriliyor.
ContentID de aynı ÅŸekilde sakıncalı içeriÄŸe uyarlanabilir ama Google bunu yapmaya istekli görünmüyor.
Bu isteksizliÄŸin çeÅŸitli sebepleri var. Ama en önemlisi ÅŸu: Çocuk tacizi görüntüleri çok kolay kategorize edilebilen ÅŸeyler. Bu alanda kuÅŸkuya fazla yer yok. Bu tür görüntülerin yasa dışı olduÄŸu çok net. Ama ÅŸiddet içeren ve ÅŸok edici terör eylemi içeriÄŸini tanımlamak bu kadar kolay deÄŸil.
Facebook ve Google geçmiÅŸte ÅŸok edici görüntülerin, "yüceltme" deÄŸil de "haber içeriÄŸi" var ise yayınlanabileceÄŸine iliÅŸkin açıklamalar yapmışlardı.
Dahası sosyal medya aÄŸları, internette neyin sansürleneceÄŸine karar veren merciin kendileri olmaması gerektiÄŸini de vurguluyorlar.
Sosyal medya uzmanı Berger, "Kimin karar vermesi gerektiÄŸi tartışmasında Twitter, YouTube ve diÄŸerlerinin kamu hizmeti olmadığını ama burada bulunmanın kuralları olduÄŸunu unutmamak lazım. Tıpkı bir tiyatro ya da lokanta gibi diÄŸer müÅŸterileri rahatsız ya da tehdit eden ya da suç teÅŸkil eden fiillerde bulunan müÅŸterileri atabilirler. Internet hizmetleri müÅŸterilerini kollama ve onlara güvenli bir ortam sunmak için elinden gelen herÅŸeyi yapma hakkına ve sorumluluÄŸuna sahipler" diyor.
Sakıncalı içerikten nasıl korunmalı?
Bu çok zor. Sosyal iletiÅŸim aÄŸlarının doÄŸasında içerik paylaşımının kolay olması var. Twitter ve benzerlerinin gücü de bu içeriÄŸin çok çabuk yayılabilmesinde yatıyor.
Ä°ÅŸte sorunun özü burada yatıyor. Facebook'da gezinen bir çocuk bir arkadaşı paylaÅŸtıysa, kolayca gazeteci James Foley'in öldürülmesini filmeden videoyu görebilir.
Daha da kötüsü, artık Facebook'a konan videoların çoÄŸu siz baÅŸlat komutu vermeden, otomatik olarak oynamaya baÅŸlıyor.
Bir baÅŸka internet güvenliÄŸi uzmanı Graham Cluley, anne babalara evde kullanılan bilgisayarın çocuÄŸun odasına deÄŸil ortak kullanılan bir odaya konmasını ve çocuÄŸun internete giriÅŸinin izlenmesini tavsiye ediyor.
Bir baÅŸka önlem çocuÄŸun girebileceÄŸi internet sitelerini sınırlamayı saÄŸlayan ebeveyn kontrol araçlarını kullanmak.
Ama bunların hiçbiri çok gerçekçi çözümler saÄŸlamıyor. Çünkü bir çok çocuk ve genç tarafından kullanılan en yaygın ve meÅŸru internet siteleri YouTube, Twitter, Facebook, korkunç ve sakıncalı bir çok içerik barındırabiliyor.
Bu durumda tavsiye edilebilecek tek ÅŸey çocuklara bu tür içeriÄŸi arayıp bulmaya çalışmanın ve paylaÅŸmanın iyi bir ÅŸey olmadığı konusunda bir sohbet yapmak belki de.
Henüz yorum yapılmamış.