Dünya
ABD 1 yıl önce Suriye'ye müdahale etseydi ne değişirdi?
Şam'daki kimyasal silah saldırısının üzerinden bir yıl geçti. ABD karada güç dengelerini değiştirebilmek için hava gücünü kullandı.
Ancak bunu Suriye'de deÄŸil, Irak'ta yaptı. ABD, IŞİD üyelerine saldırıyor. IŞİD Suriye'deki kaos nedeniyle güçlenmiÅŸ bir örgüt.
Orta DoÄŸu'da iÅŸler 12 ay önce olduÄŸundan çok daha berbat halde.
Libya'da savaÅŸ var, Ä°srail-Filistin çatışması kan dökmenin yeni bir aÅŸamasında, Suriye ve Irak'ta birbiriyle iliÅŸkili trajedilerden bahsetmeye gerek yok.
Daha iyi, daha demokratik bir Orta DoÄŸu amacıyla kısacık sürede açan "Arap Baharı"nın yarattığı umutların boÅŸa çıkması için gerekenden çok daha fazlası olmuÅŸ durumda.
Bu sürecin öncülerinden olan en önemli Arap aktörü Mısır'da reform ters yöne girdi.
Müslüman KardeÅŸlerin tartışmalı yönetimi tüm niyetleri ve amaçları ile bir askeri darbeyle alaÅŸağı edildi. Mısır siyaseti tam bir daire çizerek baÅŸladığı yere geri döndü.
Bu durum kaçınılmaz olarak birçok soruyu da beraberinde getiriyor.
Kaosun yayılmasını önleyebilmek için dışarıdan daha fazlası yapılabilir miydi? Ya da herhangi bir ÅŸey yapılabilir miydi? Ve bölgesel oyunculardan oluÅŸan koalisyon - belki de dışarının da desteÄŸi ile - bölgenin hatırlayabildiÄŸimiz kadarı ile en kötü kaosuna zemin hazırlayan bu çoklu krizleri iyileÅŸtirebilmek için ne ölçüde bir ÅŸeyler yapabilirdi?
Esad hala güçlü
Bundan bir yıl önce Suriye'de olup bitenler elbette "Arap Baharı" gözlüÄŸü ile görülüyordu. Uzun dönemdir yönetimde olan liderler ve rejimler baÅŸka yerlerde yıkılmıştı ancak Suriye Devlet BaÅŸkanı BeÅŸar Esad gitmemekte kararlı idi.
Suriye muhalefeti içindeki bölünmeler, Esad'ın güçlü taraflarını biledi. Suudi Arabistan gibi Sünni devletler muhalefet içindeki bazı unsurları desteklerken, Ä°ran'ın güçlü bir biçimde Esad'ı desteklemesiyle kriz daha bölgesel bir nitelik kazanmaya baÅŸladı.
Batı, muhalefet grupları ile flört halindeydi ancak ülkeler kendi aralarında bir karar vermedikleri için bu durum muhalefetin silahlandırılması ya da ekipman gönderilmesi gibi ortak kararlarla nihayete ermedi.
Ve sonra Esad'ın açık bir ÅŸekilde kendi insanları üzerinde kimyasal silah kullanmasına sıra geldi.
Elbette daha önce benzer saldırıların örnekleri yaÅŸandı. Ancak Åžam banliyölerindeki saldırı daha netti ve müdahale için açık seçik bir çaÄŸrı idi.
Geçen yıl 31 AÄŸustos'ta Beyaz Saray'ın bahçesinde ABD BaÅŸkanı Barack Obama, "Suriye rejimi hedeflerine karşı askeri müdahale" konusunda kararlı bir tablo çiziyordu.
Kimyasal silahların kullanımı uzun süredir varolan bir tabuyu yıkmıştı. BaÅŸkan Esad fazla ileri gitmiÅŸti. Ama hava saldırıları yapılmadı.
Her ne kadar kendi "kırmızı çizgisini" aÅŸmış olsa da, Obama Suriye'ye saldırma fikrinin belki de tüm benliÄŸi ile arkasında deÄŸildi.
Belki de tüm koÅŸullar düÅŸünüldüÄŸünde daha iyi bir diplomatik sonuç elde edilmiÅŸti. Ä°ngiliz Parlamentosu'nun olası bir ABD hava saldırısına katılmayı reddetmesi, saldırı için Kongre'in onayını arayan BaÅŸkan Obama'nın elini zayıflatmıştı.
O arada Rusya bir tür diplomatik cankurtaranla yetiÅŸti; Washingotn ve Moskova bir plan geliÅŸtirdi ve sonunda bu plan tüm uluslararası toplum tarafından kabul gördü. Tüm bunların sonunda Suriye'nin kimyasal silah stokları imha edildi ve bunları üretecekleri tesisleri yok edildi.
Tüm bunlar, dünyada silahların kontrolü konusunda yazılan tarihte önemli bir kesit oldu. Kimyasal silahların kullanım üzerindeki lanet bir kez daha güçlemiÅŸ oldu. Fakat Suriye'nin dolambaçlı yakın tarihinde bu kesit ancak bir dipnot olabilirdi.
Kanlı şiddet devam etti.
Rejim, Suriye'nin bir bölümündeki kontrolünü devam ettirdi. Batı tarafından "ılımlı muhalafet" olarak adlandırılan gruplar kendilerini ölümcül bir düÅŸmanla çevrili buldular.
El Kaide'den kopanlarla baÄŸlantılı olan Ä°slamcı aşırıcılar Batı baÅŸkentlerinde bir süredir endiÅŸe kaynağı idi.
Daha ılımlı Ä°slamcıları kendi saflarına çekme ve Batı ve Körfez ülkeleri tarafından desteklenen savaÅŸçılara karşı koyabilme yetenekleri, Batı'nın muhalefet gruplarına silah yardımı yapmaması konusunda adres gösterilen sebeplerden biri idi.
Bu silahlar hangi ellere geçebilirdi?
Fakat Suriye'nin kimyasal silahlardan arındırılması bir anlamda dikkat dağıtan birşey oldu.
Bu, Suriye'deki savaşın korkunçluÄŸunu deÄŸiÅŸtirmek konusunda çok az etki etti. Ve Obama'yı eleÅŸtirenler Beyaz Saray'ın Suriye'deki askeri dengeyi deÄŸiÅŸtirmek konusundaki fırsatı sonsuza kadar kaçırdığını söylüyor. EleÅŸtirenlerden bazıları hava gücünün sadece cezalandırma amaçlı deÄŸil, Suriye rejimini yıkmak üzere kullanılması gerektiÄŸini de söyledi.
Bu eleÅŸtirileri yöneltenlere göre muhalfetin en aşırı unsurları olan cihatçılar güçlendi. Bu gruplar metamorfoz geçirerek kendisine son olarak Ä°slam Devleti adını veren Irak Åžam Ä°slam Devleti (IŞİD) örgütüne dönüÅŸtü ve ÅŸu anda Suriye ve Irak'ta büyük bir alanı kontrol ediyorlar.
Yani bugün geldiÄŸimiz nokta bu.
ABD her ne kadar sınırlı da olsa Irak'ta hava saldırısında bulundu. Bunu Suriye'de yapmadı. Peki bu fark neden? Bazıları için bu soruya verilebilecek en kolay cevap petrol.
Evet, Irak - bir çok açıdan - daha fazla stratejik öneme sahip olarak görülüyor. ABD'nin elbette Irak'ta geçmiÅŸten kalan bir sorumluluÄŸu da var, "kırdıysan tamir et" ilkesine dayanan.
ABD Kürtlerin uzun süreli bir müttefiki ve Washington BaÄŸdat yönetiminden yardım konusunda açık bir çaÄŸrı aldı.
Washington'daki görüÅŸ, Irak'ta parçalanmakta olan anayasal düzenin saÄŸlamlaÅŸtırılması yönünde.
Suriye ise tamamen farklı bir konu.
Obama bir yıl önce hava saldırısı tehdidine sadık kalısaydı neler olurdu, bunu söylemek güç.
Fakat net olan şu ki, Suriye'nin disentegrasyonuna son vermek konusundaki başarısızlık şu anda Irak'ı da tehdit ediyor.
Ä°ki ülkenin toprakları boyunca Ä°slami bir devletçik uzanıyor, bu öyle bir yapı ki ÅŸiddetini günün birinde baÅŸka yerlere de taşıyabilir.
Henüz yorum yapılmamış.