Asıl bahar Musevilere lazım
Yüzyılımız için 1948'den sonra sadece bölgenin değil tüm insanlığın sorunu haline gelen İsrail problemini değerlendiren Alev Alatlı, meselenin dini ve siyasal köklerine dikkat etmemiz gerektiğini söylüyor. 'Önemli olan, Yahudiler arasında hangi zihniyetin Musevi dünyasına hâkim olduğudur' diyen Alatlı'ya göre 'Asıl bahar Araplara değil, Musevilere lazım'
1985 ve 86 yıllarında Edward Said'e ait Haberlerin Ağında Ä°slam ve Filistin'in Sorunu kitaplarını çeviren ve yine 1986 yılında Tunus'ta sürgündeki Filistin lideri Yaser Arafat tarafından Filistin davasının dünya genelinde duyurulmasına yaptığı katkılar dolayısıyla Filistin Özgürlük Madalyası ile taltif edilen Alev Alatlı ile Ä°srail'in Gazze ve tüm Filistin halkına uyguladığı sistemli yok etme saldırganlığının arka planında dikkat edilmesi gerekenleri konuÅŸtuk. Alatlı'ya göre çocukların ölümü üzerine eÄŸlence tertip edebilen zihin yapısının ahlaki arka planını Eski Ahit'in iÅŸaret ettiÄŸi tanrı tasavvurunda görmek mümkün.
Dini ve tarihi baÄŸlara sahip olduÄŸumuz bir bölge Filistin. Türkiye'nin bölgeyi ve bölgede olanları doÄŸru okuduÄŸunu söylemek mümkün mü?
Filistin'de olan biteni doÄŸru okuyan, adını koyan bir ülke varsa, o da Türkiye'dir, derim. Gözlerimiz önünde yürütülen sistematik katliamdır. Filistin'le 'dini ve tarihi' baÄŸlarımız olsa ne, olmasa ne! Ä°slam coÄŸrafyasında yaÅŸananlara, Müslümanın Müslümana reva gördüÄŸü mezalime bakınca, dinin birleÅŸtirici bir unsur olduÄŸuna dair inancımın her gün biraz daha yıprandığını itiraf ederim.
Edward Said'in Filistin'in Sorunu'nu çevirdiniz. Ä°smini anıştırarak söylüyorum, Ä°srail Filistin'in deÄŸil insanlığın sorunu gibi. Kapitalizmin olmadığı bir dünyada Ä°srail'de olmayacaktır.
Ne kapitalizmi, Yusuf bey! Rab Yehova zamanında kapitalizm mi vardı? Eski Ahit'i açın, okuyun. Yehova'nın 'seçilmiÅŸ kullarına' hak gördüÄŸü ötekine 'zulmetme özgürlüÄŸü'nün en az üç bin yıllık geçmiÅŸi var! Her sebt günü insanlık tarihinin bu en ÅŸedid, en kıyıcı ilahının marifetleri kıraat edile edile, gaddarlık adeta aklanmaktadır. BuluÄŸ çağına giren Yahudi çocuklarına 'seçilmiÅŸ kullar' olarak kaderlerinin dünya hâkimiyeti olduÄŸunun telkin edildiÄŸini, adeta beyinlerinin yıkandığını bilir misiniz, haftalık seanslarda hahamlar tarafından? 2014 itibariyle, Musevi doÄŸup da empati yeteneÄŸini kazananların halâ pek küçük bir azınlık olduÄŸunu görüyor olmak insanın canını yakıyor ama böylesi bir eÄŸitimden geçen birilerine muhatapsınız. Ä°srail'de hâkim iktidarın ve o iktidarı destekleyen koalisyonun ruhsal yapılanması, gerçekten de insanlık sorunudur.
HZ. MUSA'DAN DA HABERSÄ°ZLER
Bu baÄŸlamda Türkiye'nin icbar edildiÄŸi saha kapitalist düzene tam geçiÅŸ. Türkiye bunu reddettiÄŸi oranda Ä°srail'i kendi sorunu olarak bulacak.
Önce, 'kapitalist düzen'den ne kastettiÄŸimiz üzerinde anlaÅŸalım. Tek bir tanımı olmadığı gibi, tek bir pratiÄŸi de yoktur kapitalizmin. Finans kapitalizmi var, turbo kapitalizm var, devlet kapitalizmi var, var da var. Türkiye'nin sermayenin tabana yayılması, üretim ve giriÅŸim özgürlüÄŸü, âdemi merkeziyetçilik, demokrasi gibi 'kapitalizm'in olmazsa olmazlarına uyarlanabildiÄŸi ölçüde geliÅŸecek olduÄŸu da bir vakıadır. Nitekim son yirmi yıldaki yadsınamaz kalkınma atağını da bu ölçütlerin iyileÅŸtirilmesinde borçlu olduÄŸumuzu teslim etmek durumundayız. DiyeceÄŸim, mesele, kapitalizm deÄŸil, Ä°srail ve Ä°srail'i destekleyen koalisyonun Hazreti Ä°sa'dan hatta Musa'nın On Emirinden bir gıdım nasibini almamış zihniyetidir. On emirden ilki, 'Öldürmeyeceksin!'dir, hatırladınız mı?
ANTÄ°SEMÄ°TÄ°ZMÄ° ONLAR KÖRÜKLÜYOR
Yahudi olamamak yani Yahudi ırkçılığı nedense çok da konuÅŸulmayan bir saha. Mesela antisemitizm bizatihi YahudiliÄŸin ürettiÄŸi bir ÅŸey. Tarih boyunca tüm insanları Yahudi olanlar ve olmayanlar ÅŸeklinde onlar ayırdılar. Ve bunu etnik temelde gözlerden uzak tutmayı baÅŸardılar.
Ä°çinde en çok mezhep, en çok tarikat barındıran dindir, belki de Yahudilik. Hırıstiyan saldırıları altında dünyanın dört bir tarafına dağılmış küçük Musevi topluluklarının kendilerini koruyabilmek için fazladan katılaÅŸtıkları da görülür. Dışa kapanma, kendi içinden evlenmeler, yabancı düÅŸmanlığı, hele de iletiÅŸim imkânlarının kısıtlı olduÄŸu yüzyıllarda farklılaÅŸmalarını, farklı mezhepler, tarikatlar üretmelerini kaçınılmaz kıldı diye düÅŸünürüm. Bu baÄŸlamda, antisemitizmi körüklemiÅŸ oldukları da doÄŸrudur. Televizyonda Filistinliler öldürüldüÄŸünde dans eden tipler vardı mesela. Giysilerinden, ÅŸakaklarından sarkan lülelerden Hasidi mezhebinden oldukları anlaşılıyordu. Hasidiler, köktendinci Musevi tarikatlarının en sekterlerindendir, ayrıca kendi aralarında da bölünürler. Ä°srail 1948'de kurulduÄŸunda bunlardan bir kısmı Rusya'dan göçettikleri ABD'yi bırakıp, Ä°srail'e gitmediler mesela. Nedeni, Mesih'in gökyüzünden inip kendi kırallığını kurmadığı toprakları Yehova'nın vaad ettiÄŸi yurt saymamalarıydı.
Musevi dünyasına hangi zihniyetin hâkim olduÄŸuna bakmalı
Ä°srail Hasidiler için seküler Yahudilerin kurdukları, deyiÅŸ yerindeyse 'çakma' bir vatandı. Evet, adına Ä°srail denilen 'goyim' topraklarında yaÅŸamaktansa, ABD'de kalmayı ve din kardeÅŸleri tarafından ihanetle suçlanmayı tercih ettiler. Bugün New York sokaklarında bunları aynı giysiler, lülelerle görürsünüz. Yedikleri, içtikleri, okulları ayrıdır. Ama aynı Amerika'da, Martin Luter King'i destekleyen, ünlü yürüyüÅŸe katılan, ırk ayrımının ortadan kaldırılması için Güney'de zencilerle birlikte mücadele eden liberal ve dolayısıyla laik New York Yahudilerini de görürsünüz. DiyeceÄŸim, yekpare bir bütün deÄŸil karşımızdaki. Önemli olan hangi zihniyetin Musevi dünyasına hâkim olduÄŸu – ve olacağıdır. Burada da en büyük görev, bizzat Yahudilerin kendilerine düÅŸüyor. Asıl bahar ve devrim onlara lazım.
ULUSLARARASI YAHUDÄ° MEDYASI GOEBBELS'TAN BECERÄ°KLÄ°
Birbirinden ayrılan, ayrı gösterilen iki tanım daha var; Ä°srail ve Siyonizm. Bazı Siyonizm karşıtı Yahudiler dolayısıyla bunu ayırmalı mıyız? Bu size sahici geliyor mu?
Bir tarafıyla sahici elbette. Åžöyle düÅŸünün: her dinin bir Judas'ı, bir Muaviye'si, bir Hasan Sabbah'ı vardır. Siyonistleri, bu saydıklarımın fıtratları çerçevesinde deÄŸerlendirmek mümkündür diye düÅŸünürüm. Önemli olan, uluslararası Yahudi camianın Siyonist zulümle yüzleÅŸecek, yayılmacı iktidara baÅŸkaldırabilecek ahlâki güce eriÅŸebilmesidir ki, dünya kamuoyu tarafından uyarılmadıkça, tedip edilmedikleri sürece çok zor. Åžimdi söyleyeceÄŸime inanması da çok zor ama ben Telaviv'de Filistin'in sorununun gerçekten farkında olmayan yüzlerce insan tanıdım. Hitler'in toplama kamplarından haberleri olmayan Almanların, Diyarbakır cezaevinde yaÅŸananları bilmeyen Türklerin varlığını düÅŸününce, böylesi aymazlığın pekâlâ da yaÅŸanabileceÄŸini idrak ediyorsunuz. Öte yandan, 'yasayı bilmemek mazeret deÄŸildir' ÅŸiarının burada iÅŸlemesi de elzemdir. Hele de yaÅŸadığımız iletiÅŸim çağında diyeceÄŸim ama uluslararası medyanın ne menem bir dezenformasyon tekeli olduÄŸunu da biliyoruz. Ä°srail hükümetinin sansür, dezenformasyon, tahrif becerisi Goebbels'i aratmaz.
DÜNYA KAMUOYUNU MEDYA TEKELLERÄ° ÅžEKÄ°LLENDÄ°RÄ°YOR
Dünya kamuoyunca, öyle bir ÅŸey varsa eÄŸer, özellikle Batılı devletlerin, Ä°srail'in neredeyse her yıl tekrarlanan saldırganlığı karşısında, bırakın sessiz kalmayı, Ä°srail lehine açıklama yapması anlaşılamıyor. Sizce de gerçekten anlaşılamıyor mu?
Hemen söyleyeyim: dünya kamuoyu dediÄŸiniz medya tekellerinin ÅŸekillendirdiÄŸi meçhul bir güçten, bir tayftan ibarettir. Aslolan, yönetici kadrolar ki, 21. yüzyıl liderleri ne vicdanları, ne ahlâki deÄŸerleri, ne vizyonları, ne de onurları ile tebarüz eden tiplerdir. Kennedy kadar bile olamayan bir Obama, Schröder kadar olamayan bir Merkel ve diÄŸerleri! Kurulu düzeni sorgulayacak yürekleri yoktur, maalesef. Åžanssız bir dönem vesselam.
Almanya için söylendiÄŸi gibi bu, geçmiÅŸin acı ya da tatlı faturası gibi bir ÅŸey deÄŸil herhalde. O halde güçleri konusunda kanaatler doÄŸru, Almanya, Yahudilerce kurulmuÅŸ bir ÅŸirket mesela…
O kadar da deÄŸil, tabii. Hırıstiyan Almanya muhkem bir varoluÅŸtur. Lâkin meÅŸhur sözdür, el elin eÅŸeÄŸini ıslık çalarak arar. Kaldı ki, sıfır toplam oyununun ÅŸekillendirdiÄŸi zihinler, yani birisinin kazanması için ötekinin ille de kaybetmesi gerektiÄŸi inancı, yani taÅŸ kafa pozitivizm, Ä°srail'e içten içe hak verdirecektir. Almanya, hiçbir çıkara dayanmayan merhamet duygusunu unutalı nicedir Yusuf bey. Soykırımcı, soykırımcıyı Åžam'da olsa bulur.
Nasyonel Sosyalizm'i doÄŸuran ÅŸeyin Aydınlanma düÅŸüncesi olduÄŸu yönünde yaygın kanaatler var. Bunu doÄŸru kabul edersek, oluÅŸmasına yardım ettikleri kültürün onlara döndüÄŸünü söylemek mümkün.
Bence çok iyi niyetlisiniz. Onlara dönen bir ÅŸey yok. Hitler travmasını atlattıkları gibi, dün dündür, bugün bu gündür hesabı, bunu da atlatırlar. Ata ruhlarına saygı, yanlış yaparsak ecdadımız ruhlarının muazzep olacağı inancı bize özgü hasletlerdir. Nasyonel Sosyalizmi, Aydınlanma'nın doÄŸurduÄŸuna gelince, mümbit bir rahimdir aydınlanma süreci, komünizmi de, gosplanı da doÄŸurdu.
Ev ödevlerimizi yapmamız lazım
Olan biten ve şahitlik ettiğimiz bu kadar şeyden sonra ne dersiniz. İsrail barbarlığı ya da insanlığın suskunluğu durdurulabilecek mi?
Ev ödevimizi yapmamız kaydıyla, evet. Sızlanmayı, öfkelenmeyi bir yana bırakıp, ev ödevimizi yapmamız lazım: (1) Uluslararası Yahudi sermayesinin iÅŸleyiÅŸinde uzmanlaÅŸmak, aktörlerini, düÅŸünce biçimlerini, operasyon yöntemlerini öÄŸrenmemiz, hamlelerini savuÅŸturacak önlemleri almamız gerekir. Olmayacak iÅŸ deÄŸildir, çok zor da deÄŸildir, insanüstü varlıklar deÄŸiller son tahlilde. (2) Çok laf yalansız, çok para haramsız olmaz ÅŸiarından yola çıkarak, uluslararası sermayenin yolsuzluklarında yoÄŸunlaÅŸmayı, üstüne gitmeyi, tedip etmeyi, mahkemelerde deÄŸilse vicdanlarda mahkûm etmeyi öÄŸrenmeliyiz. Adanmışlık, süreklilik, ince ayar isteyen bir uÄŸraÅŸtır ama er ya da geç baÅŸarılı olacaktır. (3) Ä°srail'in çıkarlarının Hrıstiyan Batı'nın çıkarlarıyla özdeÅŸ olduÄŸu ÅŸeklindeki kabulü boÅŸa çıkarmanın yollarını bulmalı, bu çerçevede, 'Ä°slam, Batı'ya düÅŸmandır' algısının iftiradan ibaret olduÄŸunu ispat edecek önlemlere itibar etmeliyiz. (4) Ä°slam'ın mütemmüm cüzü gibi lanse edilen el-Kaide, Taliban gibi özde Batı yapımı terör örgütlerini sahiplenir, savunur görüntüsü vermekten kaçınmalı, gerektiÄŸinde tedip etmekten çekinmemeliyiz. Hâsılı, kadim ahlâki deÄŸerlere sıkı sıkı yapışıp, aklımızın ve vicdanımızın hayır dediÄŸi her alanda, kıvırtmadan mücadele edersek bu iÅŸi baÅŸarabiliriz.
Henüz yorum yapılmamış.