YaÅŸam
CHP neden seçim kazanamıyor?
CHP, Adalet ve Kalkınma Partisi karşısında dokuzuncu seçim yenilgisini aldı.
Her seçim yenilgisinin ardından olduÄŸu gibi, partide yine 'istifa ve kurultay' çaÄŸrıları yükselmeye baÅŸladı.
Yenilginin nedeni olarak partili aday yerine muhafazakar seçmen için de cazip görülecek bir çatı aday formülünde ısrar edilmesi gösteriliyor. Ancak seçim sonuçları, Ekmeleddin Ä°hsanoÄŸlu’nun MHP’yle CHP’nin ortak adayı olarak öne sürülmesiyle yaÅŸama geçirilen formülün, dört ay önce yapılan seçimle karşılaÅŸtırıldığında, iki partide toplamda 5 milyon civarında oy kaybına neden olduÄŸunu ortaya koyuyor.
Eski genel baÅŸkanlardan Hikmet Çetin’e göre, üç parti de birbirlerine danışarak aday belirleyebilir, 'ikinci tura kalırsa hangisi her iki turda da sizin tabanınız için sempatik olur' diye sorabilirdi. Böylece 'çatı da tavanda deÄŸil, tabanda oluÅŸurdu'.
CHP Ä°zmir milletvekili Birgül Ayman Güler’e göre de, partilerin kendi adaylarını göstermeleri, örgütleri ve seçmen ilgisini canlı tutmak için eleÅŸtirel olurdu. Güler, 'Ama iki kutuplu mücadele yürütebileceÄŸimizi düÅŸündük, bu yanlıştı' diyor.
Tek neden gösterilen aday mı?
Peki CHP’nin yenilgisinde aday dışında da nedenler yok mu? CHP Bursa milletvekili ve sosyal antropolog Aykan Erdemir’e göre, temel sorun CHP’nin, özellikle Gezi olaylarının ardından oluÅŸan siyasi iklimde geniÅŸ bir ittifak kuramamış olması.
Erdemir, Türkiye’de sosyal demokrat hareketin saÄŸa karşı alanını geniÅŸletebilmesinin ancak 'yeni orta sınıfları, bilgi ekonomisini, yeni sosyal hareketleri, gençliÄŸi, kadınları, çevre hareketini, cinsiyet kimliÄŸini ve cinsel yönelim hareketlerini kendi bünyesinde toplayarak bir ittifak kurmasıyla' gerçekleÅŸebileceÄŸini söylüyor.
Her ne kadar Gezi olayları sonrası CHP’de buna yönelik tartışmalar yaÅŸansa da, Aykan Erdemir’e göre "Genel, yerel ve cumhurbaÅŸkanlığı seçim sonuçlarının da gösterdiÄŸi üzere; CHP henüz böyle bir ittifak kuramadı."
Erdemir, "Türkiye’nin arayışı, temel hak ve özgürlükleri güçlendirecek, AB sürecine hız verecek, hepsinden önemlisi rekabetçi bir bilgi ekonomisinin temellerini atacak, sosyal politika ayaklarını oluÅŸturacak bir iktidardır. Bu iktidar da bence Türkiye’de merkez siyaseti savunan kesimlerle kuracağı büyük bir ittifaktan geçiyor" diyor.
'CHP muhafazakârlaÅŸarak kazanacağını sanıyor'
Ordu Üniversitesi’nden sosyal politikalar ve ekonomi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Deniz Yıldırım’a göre ise, CHP’nin baÅŸarısızlığının nedeni, 'kendi özgün programını, çıkarmak yerine saÄŸa çeken Türkiye siyasetine uyum saÄŸlama çabası'.
Yıldırım, Ekmeleddin Ä°hsanoÄŸlu’nun adaylığını da buna baÄŸlıyor ve ÅŸu ifadeleri kullanıyor:
"CHP, saÄŸa çalışarak, iktidardaki dinsel, milliyetçi söylemlerle ancak ona benzeyerek, neoliberalizmin genel programını sorgulamaksızın, standart bir program etrafında toplumu kuÅŸatabileceÄŸini düÅŸündü ve en sonunda Ekmeleddin Ä°hsanoÄŸlu gibi bir aday ortaya koydu."
"Bu, bana göre, iktidar karşısında bir tür, 'iktida'dır, yani taklit ederek onunla baÅŸ etme stratejisi benimsedi ama taklitler asıllarını güçlendiriyor. CHP’nin stratejisinin baÅŸarısızlığı biraz da buradan geliyor."
Yıldırım, CHP'nin kendi özgün dilini, programını oluÅŸturmak yerine toplumdaki genel geçerliliÄŸi muhafazakârlaÅŸma olduÄŸunu düÅŸündü ve o muhafazakârlaÅŸma üzerinden iktidar partisiyle yarışmaya çalıştı. Ancak bu da bir kaybetme stratejisine dönüÅŸtü.
'AKP seçmeni inanmadı, CHP seçmeni katlanmadı'
Bu stratejiye tepki gösteren ve CHP’nin temel ilkelerinden bir süreliÄŸine de olsa vazgeçme anlamına geldiÄŸini ifade eden CHP Ä°zmir milletvekili Birgül Ayman Güler de, AKP seçmenine yakın gelecek isimlerin tercih edilmesi için "Buna, ne AKP seçmeni inandı, ne de bizim seçmen katlandı" diyor.
CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Aytun Çıray ise CHP stratejisinde hiçbir deÄŸiÅŸiklik yok. Aksine CHP, "omurgası saÄŸlam bir parti".
Farklı kesimlerin ortak faydaları için 'her tür siyasi görüÅŸte isimlere yer verdiklerini' belirten Çıray, "CHP olarak toplumun siyasetini yapmaya çalışıyoruz. Bu seçimler haklı olduÄŸumuzu gösterdi. CHP’de sosyalist olduÄŸunu söyleyenler fikir hakkı buluyorsa, aynı partide merkez görüÅŸlü kiÅŸilerin de kendilerini ifade etme hakkı olabilir. Aksi halde, her kesimden oy alamazsa CHP nasıl iktidara gelecek?" diyor.
'Ä°slamileÅŸen hegemonya hızla CHP’ye geçiÅŸ yapmaz'
Deniz Yıldırım’a göre bunun yanıtı AKP tabanında deÄŸil, düzenden memnun olmayan yüzde 58’lik kesimde.
Yıldırım, "Ä°slami dille kurulan bir proje; Ä°slamileÅŸen bir hegemonya ve bu yüzde 42’yi temsil ediyor. Bu kesimin CHP’ye hızlı bir geçiÅŸ yapması çok ütopik bir beklenti. Onun yerine bu tabana ulaşılabilecek sosyal adaletçi, özgürlüklerden yana bir programın ortaya konulması gerekiyor" diyor.
Bu programla yola çıkan HDP adayı Selahattin DemirtaÅŸ, ezilenlere, yoksullara ve dışlanmışlara yönelik söylemine karşılık bulmuÅŸ görünüyor. Seçim sonuçları DemirtaÅŸ’ın geleneksel Kürt seçmen tabanını özellikle CHP’den kayan oylarla geniÅŸlettiÄŸi anlaşılıyor. Bu da CHP’nin solda yarattığı boÅŸluÄŸu doldurmaya doÄŸru ilk adımı attığı görüÅŸlerinin dillendirilmesine neden oluyor.
'Yolsuzlukla mücadele iyi deÄŸerlendirilemedi'
Her ne kadar bu seçimlerde CHP günlük politikayı kampanya diline daha fazla yansıtmış olsa da, CHP Bursa milletvekili Aykan Erdemir, partinin 'aile sigortası' projesiyle Türkiye’de ilk defa çok kapsamlı bir sosyal politika alternatifi sunduÄŸunu söylüyor.
Ancak kampanyada CHP’nin örneÄŸin 'yoksullara yönelik' politikası ve programları yerine ağırlıklı olarak AKP ve ErdoÄŸan karşıtlığı ortaya çıktı. CHP Ä°zmir milletvekili Rıza Türmen özellikle yolsuzlukla mücadele meselesinin iyi deÄŸerlendirilemediÄŸini belirtiyor ve ÅŸu yorumu yapıyor:
"Sosyal demokratsanız, iÅŸin tabi ki sınıfsal yanı var. Ezilenden, garibandan, yoksuldan yana olacaksınız. Ä°nsanların yoksul olmamak gibi temel insan hakkı vardır. Yolsuzluktan daha açık sınıfsal çeliÅŸki ne olabilir. Biz onu bir zemine oturtamadık."
'Kürt meselesinde de ikna edemedi'
AKP, Kürt sorunu ve barış süreciyle ilgili attığı adımlarla özellikle doÄŸu illerinde de oylarını artırırken CHP’nin ise yine oy kaybı yaÅŸadığı görüldü. Bu da CHP’nin ikna edici bir Kürt politikası olmadığına dair eleÅŸtirileri alevlendirdi.
SHP’nin 25 yıl önce, 1989’da hazırladığı ve çözümün demokratikleÅŸme olduÄŸu belirtilen Kürt sorununa yönelik tespitlerin ve önerilerin yer aldığı rapordan bu yana, CHP’den Kürt sorununun çözümü konusunda yapılmadığı eleÅŸtirileri de var.
"CHP’nin belirli bir Kürt politikası var mı?" sorusuna CHP Bursa milletvekili Aykan Erdemir ÅŸöyle yanıt veriyor:
"Her ne kadar CHP’nin bütün il baÅŸkanlıklarına asılan afiÅŸlerle madde madde dile getirdiÄŸi bir çözüm önerisi olsa da, bu siyasetin toplumdaki karşılığının, bilinirliÄŸinin çok yüksek olduÄŸunu söylemek doÄŸru olmaz."
Batman’da gönüllü milletvekili olarak da görev alan Erdemir, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’daki düÅŸük oy oranlarını da buna baÄŸlıyor ve CHP’nin Kürt sorunuyla ilgili yapması gerekenleri ÅŸöyle ifade ediyor:
"CHP, daha inanç temelli siyaseti götüren AKP ve daha etnik kimlikli siyaset götüren HDP’nin ortasında üçüncü bir yol sunmalı. Bu üçüncü yol, özellikle bölgede gittikçe bireyselleÅŸen, orta sınıflaÅŸan, çaÄŸdaÅŸ kapitalist iliÅŸkiler içinde yerini almaya çalışan ve kentli ve özgürlük taleplerini dile getiren kesimlerin sesi olmalı."
Siyaset bilimi uzmanı Deniz Yıldırım’a göre ise, CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımı 'Ulus devleti Osmanlıcı anlayışla aÅŸmak isteyen AKP ve ulus devleti demokratik özerklik anlayışıyla, demokratik çerçevede aÅŸmak isteyen HDP arasında kalıyor ve MHP ile beraber, milli devletin özellikle Kürt sorunu üzerinden çok deÄŸiÅŸtirilmeden daha muhafazakâr Ä°slami duyarlılığa uyumlu hale getirilmesinden yana bir siyasi çizgi benimsiyor'.
Ä°hsanoÄŸlu’nun aday göstermenin de bu çizgiyi temsil ettiÄŸini belirten Yıldırım, CHP’nin iç dengelerindeki farklılıkları da gözeterek ÅŸu yorumu yapıyor:
"Ulus-devlete bakış açısından, CHP, Kürt meselesine dair perspektifini bir bireysel mesele, bireysel hak sorunu olmasının ötesine taşıyamadı. Ama CHP içinde heterojen bir yapı, kendi siyasal dilini Kürt meselesi ve Kürt siyasi hareketinin Türkiye’yi böleceÄŸi kuÅŸkusu üzerinden kuran bir ekip de var."
EÄŸer erkene alınmazsa, 10 ay sonra genel seçimler yapılacak. Adalet ve Kalkınma Partililer, yeni seçim çalışmalarına cumhurbaÅŸkanlığı seçimi sonuçları açıklanır açıklanmaz baÅŸladıklarını söylüyor. CHP’nin ise benzer bir adımı atmadan önce 'yönüyle' ilgili meseleleri çözüme kavuÅŸturması gerekecek gibi görünüyor.
Henüz yorum yapılmamış.