İstanbul Sultangazi’de bir ayakkabı üretim atölyesi. Burada çalışan Suriyelilerin çoğu çocuk yaşta. Abdülaziz (12) ve ağabeyi Ali (14), diğer iki kardeşleri Muhammet ve Nur’un okuyabilmesi için günde sekiz saat çalışıyor. Babaları Ahmet (43) de onlarla aynı atölyede çalışıyor. Oğullarının aslında okulda olması gerektiğinin farkında. Ama koşullar onları zorluyor:

“Dört çocuğum var. İkisini ‘El Nahda’ adlı özel bir okula gönderiyorum. Daha pahalı olanlar da var. Çocuk başına aylık 100 lira ödüyorum. Tabii bunun elbiseden, yiyeceğe birçok ek masrafı da var. Bu yıl ücretler 140-150 lira olacakmış. Evimi taşımak zorunda kaldığım için öğrenci başı 60 lira da servis ücreti olacak. Böyle giderse okula yalnız bir çocuğumu gönderip, diğerini de atölyede çalışması için yanıma alacağım.”

Baba Ahmet eğitimin ne denli önemli olduğunun farkında ama onları evsiz ve umutsuz bırakan uzun savaş aileyi en temel içgüdüye, hayatta kalmaya odaklamış durumda:

“Daha ne kadar çadır kentlerde yaşayabilirdik bilmiyorum. 14 aydan beri İstanbul’dayız. Burada en azından bir evimiz var, kapısını kilitleyip güvenle uyuduğumuz. Eğitim meselesine gelince, bu yalnızca benim çocuklarımın sorunu değil. Bir kuşak yok oluyor. Suriye muhalefeti bu sorunu çözmek istiyorsa bir an önce ücretsiz eğitim veren okullar kurulmalı. Silah vermek istemeyen yabancı devletler kalem versinler, defter versinler. Yoksa onurumuzla yaşamak için çalışmak zorundayız.”

Ahmet’in genç yaşta aile sorumluluğunu sırtlanan çocukları, okuldan ve eğitimden her söz ettiğimde gözleri parıldayarak bakıyor. Ağabey Ali avukat olmak istiyor, bir küçüğü Abdülaziz doktor. Ama şimdilik ayakkabı yapıştırıcısı bulaşmış minik parmaklarını ovalamakla yetiniyorlar. Doktor ve öğretmen olmak isteyen iki küçük kardeşlerinin okul masrafları onların omzunda.

Halit Emin Osman (49) da üç çocuğu ile birlikte İstanbul’da. Türkiye’ye pasaportu ile girmiş ve bir yıllık ikameti var. Bir zamanlar Halep’te kendine ait bir konfeksiyon atölyesi vardı. Ama savaş her şeyi değiştirdi. O da büyük oğlu Abdullah ile birlikte Merter’de bir konfeksiyonda çalışıyor. Aslında Suriyeli çocukların Türk okullarına kaydedilmesinin önünde resmi bir engel yok. Ama Türk okullarına devam etmenin en önemli şartı Türkçe bilmek. Halit Emin Osman'ın, altı yaşındaki oğlu Ömer ile 10 yaşındaki kızı Sidra’nın Türkçesi ise sokaktaki arkadaşları ile oynamaya yetiyor. Baba Osman, Suriyeli çocuklar için ayrı okullar açılmasını istiyor.

Halit Emin ve eşi Muna, çocukları ile birlikte. Büyük oğulları Abdullah aile bütçesine katkı için bir konfeksiyonda çalışıyor.
[Fotoğraf: Can Hasasu / Al Jazeera Türk]

Çocukların okula gitmeyişi en çok anneleri Muna'yı üzüyor:

“Okula gitmelerini çok isterdim. Her gün balkonda, okula gidip gelen çocukları izliyorlar. Onlar gibi çantalarını sırtlayıp okula gitmek istiyorlar ama elden ne gelir.”

Kızları Sidra, Suriye’de ilkokul üçe gidiyordu. Okulu ve arkadaşlarını çok özlemiş. Ağabeyi Abdullah ise bir gün okula dönerse mimar olmayı istiyor. Ama şimdi ailesine destek olmak için çalışmak zorunda:

“Ben de babam gibi tekstil işinde çalışıyorum. Suriyeli olduğumuz için bize Türklerin yarısı kadar para veriyorlar. 600 lira alıyorum. Bir gün işler düzelirse okula dönmeyi çok isterim.”

Şirinevler’de yoğun bir iş günü. Okulda olması gereken bir grup Suriyeli çocuk, trafik ışıklarında dileniyor, mendil satıyor. Çocuklar ile sohbet etmeye başlıyorum. Sinan grubun en büyüğü, 12 yaşında. Okula gitmeyi hiç düşünmemiş bile. Zeynep yaşı hakkında emin değil. Ama okulun ne demek olduğunu biliyor gibi:

“Annem ve babam beni bazen okula gönderiyor. Orada mendil satıyorum. Annem, yeterince para kazanırsam bana o çocuklarınki gibi çanta alacağına söz verdi.”

Çocuklar ile konuşurken önce bir grup Suriyeli kadın, sonra da bir erkek geliyor. Çocukların ebeveynleri olduklarını söylüyorlar. Eğitimle ilgili bir haber yaptığımı öğrenince gruptaki tek erkek olan Sait sorularımızı yanıtlamayı kabul ediyor:

“Ben okumadım. Ama çocuklarımın okumasını isterim. Kaç aydır İstanbul’dayız. Kazandığımız parayı kiraya, masrafa veriyoruz. Burada ben de, çocuklarım da çalışmak zorundayız.”

Dilendirilen ve sokak satıcılığı yaptırılan çocuklar da eğitim haklarından mahrum kalıyor. [Fotoğraf: Can Hasasu / Al Jazeera Türk]

"Bir nesli kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız"

Muhaliflerin kurduğu Geçici Suriye Yönetimi’nin Eğitim Bakanı Prof. Dr. Muhyettin Banana, ekonomik koşullar nedeniyle çalışmak zorunda kalan çocuklar sorununu yakından takip ettiklerini söylüyor. Al Jazeera muhabiri Yılmaz Bilgen'in sorularını yanıtlayan Banana, sorunun büyük olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:

“Biz bir nesli kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız. En tehlikeli olan ise, bu neslin kötü alışkanlıklara esir olup, Suriye için olduğu kadar bölge ülkeleri için de gelecekte büyük tehdit arz edecek olmasıdır.”

Eğitim Bakanı Banana, UNICEF verilerine göre okul çağındaki 5,5 milyon Suriyeli çocuğun 3,5 milyonunun okula gidemediğini söylüyor. Okula gidemeyen çocukların yüzde 60'tan fazlası da ilkokul çağındaki çocuklar:

"Şu an itibarı ile Suriye içerisinde muhaliflere ait bölgelerde eğitim gören çocuk sayısı 991 bin 365. Bunların 108 bin 636’sı lise, 246 bin 576’sı ortaokul, 636 bin 153’ü de ilkokul seviyesinde öğrenciler. Suriye dışında ise Lübnan’ da 86 bin 500, Türkiye’de 112 bin, Irak’ta 25 bin 519, Ürdün’de 92 bin 598, toplamda 316 bin 617 Suriyeli çocuk eğitim görüyor. Yine 150 bin üniversiteli gencimiz okul imkanından mahrum durumdadır. 2 bin master öğrencimizle birlikte 5 bin akademisyenimiz de aynı kaderi paylaşıyor."

"Yardım bekliyoruz"

Suriyeli varlıklı aileler bir şekilde çocuklarının eğitimini sürdürüyor. Peki ya dar gelirli Suriyeli çocukların geleceği ne olacak? Bakan Banana özellikle İstanbul gibi büyük kentlerde kendi

Fotoğraf: Yılmaz Bilgen / Al Jazeera Türk
Geçici Suriye Yönetimi’nin Eğitim Bakanı Prof. Dr. Muhyettin Banana dünya ülkelerinden yardım istiyor.
 denetimlerinde birçok özel okul açtıklarını hatırlatıyor. Bu okulların genelde ücretsiz olduğunu, ama düşük miktarda kayıt ücreti aldıklarını söylüyor. İlkokul düzeyinde çok fazla çocuğun çalışmak zorunda kaldığını bildiklerini söyleyen Banana uluslararası yardım istiyor:

“Bir eğitim konferansının hazırlığı içerisindeyiz. Suriye’ye dost ülkelerle birlikte gerçekleştireceğimiz bu konferansta ihtiyaç duyduğumuz yardımlar gerçekleşirse bakanlık olarak büyük bir eğitim seferberliği başlatmak istiyoruz.”

Türkiye’den destek

Suriye’de iç savaşın dördüncü yılına girmesi ile birlikte, özellikle Türkiye’de yaşayan Suriyeliler için Türk Milli Eğitim Bakanlığı da harekete geçti. Muhaliflerin kurduğu Geçici Suriye Yönetimi’nin Eğitim Bakanı Prof. Dr. Muhyettin Banana'nın verdiği bilgiye göre, Suriyeli çocuklara ilkokul birinci sınıftan lise son sınıfa kadar Türkçe dersleri verilecek. Yine üniversitelere yatay geçişle daha çok sayıda Suriyeli genç yerleştirilecek. Master öğrencileri de buna dahil edilecek.