'Psikolojik deney yeni değil, herkes yapıyor'
Facebook'un ilk Türk kadın çalışanı olan Selena Çevik, sosyal ağın stratejisi ve geleceğe yönelik planlarını değerlendirdi. Çevik, kullanıcıların tepkisini çeken psikolojik deneyin büyük teknoloji şirketleri tarafından her zaman yapıldığını söyledi.
1.2 milyar kullanıcısıyla dünyanın en büyük sosyal ağı, aynı zamanda birçok alanda projeler geliÅŸtiren dev bir teknoloji firması olan Facebook, kısa süre önce Proceedings of the National Academy of Science dergisinde yayımlanan psikolojik deney ile tekrar gündeme oturdu. 689 bin kullanıcıdan habersiz gerçekleÅŸtirildiÄŸi ortaya çıkan deneyin ardından, Facebook özür dilemiÅŸ ancak bu tür deneylerin kullanım ÅŸartları arasında olduÄŸunu belirtmiÅŸti.
Facebook'a Türkiye'deki kullanıcı sayısının henüz 3 milyon olduÄŸu 2008 yılında giren Selena Çevik, sosyal ağın yıllar içindeki deÄŸiÅŸimini ve geleceÄŸe yönelik planlarını anlattı. Al Jazeera Türk'e açıklamalarda bulunan Çevik, psikolojik deneyin olaÄŸandışı ve yasaları çiÄŸneyen bir hareket olmadığını belirtti.
Facebook'un gizlilik tartışmalarını alevlendiren deneyi hakkında ne düÅŸünüyorsun?
Bu tür deneyler tüm büyük teknoloji ÅŸirketleri tarafından yapılan çalışmalar. Facebook'un, sahip olduÄŸu veri tabanına yönelik ve bizim henüz bilmediÄŸimiz planları mutlaka vardır. Tüm ÅŸirketler için geleceÄŸin Büyük Veri'de yattığını düÅŸündüÄŸümüz zaman, Facebook sahip olduÄŸu veri tabanıyla diÄŸer teknoloji ÅŸirketlerine kıyasla büyük bir silaha sahip. Bu sayede çok çeÅŸitli deneyler gerçekleÅŸtirmeniz ve elde edeceÄŸiniz sonuçlarla ürünlerini geliÅŸtirmeniz normal bir durum. Facebook, geleceÄŸin firması olma ÅŸansını Büyük Veri ile yakaladı. Psikolojik deney gibi çalışmaların da kullanım ÅŸartlarında da yer aldığı muhakkak, aksi takdirde ABD yasaları altında ciddi yaptırımlar söz konusu.
Facebook'ta çalışmaya baÅŸladığınız dönem ÅŸirketin henüz yeni olgunlaÅŸmaya baÅŸladığı zamanlara denk geliyor. O zamanlar ÅŸirkette nasıl bir atmosfer ve organizasyon vardı?
Facebook'a Mart 2008'de adım attığımda dünyada 80 milyon, Türkiye'de ise 3 milyon aktif kullanıcısı vardı. Bugün çalışan sayısı yaklaşık 6500 kiÅŸiye ulaÅŸmış olan Facebook o zamanlar 450 çalışana sahip bir 'startup' konumundaydı ve Silikon Vadisi'ndeki geleceÄŸi parlak görünen, prestijli ÅŸirketlerin başını çekiyordu. Sektördeki Google, Apple ve Microsoft gibi kurumsallaÅŸmış firmaların birçok çalışanı Facebook'a transfer olmuÅŸtu bile.
Ä°lk zamanlarda herkes Facebook'un Myspace ile yarışan bir arkadaÅŸlık sitesi olduÄŸunu düÅŸünüyordu; fakat Facebook'un stratejisi baÅŸtan beri belliydi: “Google gibi dünyaya teknoloji konusunda damgasını vuran dev bir ÅŸirket olmak!” Åžirkette her geçirdiÄŸimiz gün kullanıcı sayısı artıyordu ve bu bizlere büyük keyif veriyordu. Medyanın her gün Facebook'tan bahsetmesi de çalışanları fazlasıyla motive ediyordu. Bazı mali çeyreklerde belirlenen hedefleri fazlasıyla aşıyorduk.
Nasıl bir organizasyon yapısı söz konusuydu?
Facebook son derece yatay bir organizasyon. Oldukça da demokratik bir yapıdan söz edebiliriz. Arka planda Facebook tarafından üretilmiÅŸ araçlar ile iletiÅŸim saÄŸlanıyor ve herkesin ÅŸirketteki fikri eÅŸit sayılıyordu. Kariyer basamakları ve organizasyon ÅŸeması konusunda 'Ladder' yani merdiven yöntemi yerine 'Jungle Gym' yöntemini seçmiÅŸ bir firma.
Çalışanların ÅŸirkette deÄŸerli olduÄŸu, herkesin fikrinin çok önemli olduÄŸu ve her çalışanın ÅŸirketin bir ÅŸekilde ortağı olduÄŸu düÅŸüncesi her zaman ön plandaydı. Mesela kullanıcı sayısı 100 milyona ulaşınca Zuckerberg ÅŸirkette çalışmaya bir gün ara vererek o gün parti yapılacağını söyledi. Bu karardan herkes çok mutlu oldu çünkü bu partiyle çalışanlara 'bunu birlikte baÅŸardık ve bu ÅŸirket aynı zamanda sizin' mesajı veriliyordu. 'Zuck' pekala bu kutlamayı ÅŸirketin yönetim kurulundaki kiÅŸilerle yapabilirdi; fakat her bir çalışan ile bu sevinci paylaÅŸmayı tercih etti. Ä°lerleyen yıllar boyunca da davranış ÅŸekli devam etti.
Facebook'ta baÅŸlıca görevleriniz neydi? Sahip olduÄŸunuz çalışma sistemi ve iÅŸ yoÄŸunluÄŸu zamanla nasıl deÄŸiÅŸti?
Facebook'a ilk olarak Türkiye ile ilgili iÅŸleri kurmak için girdim. Takım arkadaşımla birlikte Facebook Türkçe desteÄŸi kurduk. Biraz açmak gerekirse o pozisyonda Türkiye ile ilgili hukuki iÅŸlemlere, Türk kullanıcıların ilk çıkan ürünlerin özellikleri ile ilgili analizlerine, yabancı ve Türk rakip firmaların Türkiye yerelindeki analizleme raporlarına, Türk medyasının takibine, Türk kullanıcısını tanımasının saÄŸlanması ve buna yönelik stratejik kararların alınması gibi çalışmalarda bulundum. Tabii ki en önemli çalışmalardan biri Türk kullanıcı sayısını artırmaktı. Türkiye üzerine iki yıla yakın çalıştım. Daha sonra ÅŸirket EMEA (Avrupa-OrtadoÄŸu-Kuzey Afrika) bölgesi ile ilgili operasyonel iÅŸlerin Ä°rlanda- Dublin'den yönetileceÄŸi kararını aldı. Bana da Dublin'e gitme seçeneÄŸi sunuldu. Ben ise Ä°rlanda'ya gitmek yerine tercihimi Palo Alto'da kalıp baÅŸka bir takıma geçmek üzerine yaptım. Dublin'de yeni baÅŸlayan Türk takımını eÄŸiterek bilgilerimi transfer ettim. Bu iki yılın sonunda Türkiye’den üye sayısı 16 milyona ulaÅŸmıştı.
Ä°kinci dönemde çalışmalarınız ağırlıklı olarak ne yöndeydi?
Palo Alto'da transfer olduÄŸum 'Hate' takımında tüm ülkelerdeki Facebook kuralları yani Facebook anayasası üzerine çalıştım. Bir yandan da otomasyon ve kötüye kullanım alanında mühendislerle ürün geliÅŸtirmede uzmanlaÅŸmıştım. Åžirket büyüdükçe bu takımın bazı çalışmalarını da Hindistan ofisindeki arkadaÅŸlarımıza devrettik. Ben de Site GüvenilirliÄŸi alanında çalışmalarımı sürdürdüm. Bu yeni oluÅŸumda da Microsoft'un Facebook'a bağışladığı bir teknoloji olan Photo DNA'yı geliÅŸtiriyordum. Facebook'un güzel bir olanağı eÄŸer performansınız iyiyse kendi çalıştığınızdan farklı bir bölümde size çalışma imkanı veriyor. Buna rotasyon deniyor. Ben de en son olarak Risk Ä°daresi departmanında yüzde elli rotasyon yaptım. Rotasyon ile hem yeni bir alanı öÄŸrenmiÅŸ oluyorsunuz hem de o yöne kayabiliyorsunuz. Rotasyon yapabilmenin iki ÅŸartı var. Birincisi rotasyon yaptığınız takımda bir proje yapıp derin bir etki oluÅŸturmak. Ä°kincisi ise performansınızın hâlihazırda bulunduÄŸunuz takımda çok iyi olması. Ben de Photo DNA teknolojisini Risk Ä°daresi'nde dolandırıcılığı önlemek içi uygulamıştım.
Çalışma ÅŸekli ve iÅŸ yoÄŸunluÄŸu zamanla deÄŸiÅŸti mi?
Çalışma sistemi ÅŸöyle deÄŸiÅŸti diyebilirim: Zaman geçtikçe saha data-oriented (veri odaklı) bir ÅŸirket olduk. Bu nedenle bir proje ürettiÄŸiniz zaman her çalışandan veri istendi. Facebook'un kendine özel kod sitemi ve veri analizi istisnasız her çalışana öÄŸretildi ki analizler ve çalışmalar baÅŸtan savma olmasın; proje veri üzerine oluÅŸturulup desteklensin. Bu aÅŸamada her çalışanın çok farklı disiplinlerden geldiÄŸine dikkat çekmem lazım. Herkesin kod veya analitik bilgisi yoktu. Åžirkette eÄŸitimler arttı ve bu çalışanların bilgi kalitesini çok olumlu yönde etkiledi.
Ä°ÅŸ yoÄŸunluÄŸu her yıl artarak devam etti. Ne kadar yükselirseniz sorumluluÄŸunuz ve bilgileriniz o kadar arttığından 'artık rahatladım' durumu yok. O zamanlar kime sorsanız Silikon Vadisi'nde 'Facebookerlar'ın çok çalıştığı dillerdeydi.
Anton Menlo adındaki Facebook kasabasıyla giderek büyüyen Facebook, geride kalan yıllarda ÅŸirket kültüründe nasıl deÄŸiÅŸimler gösterdi?
Facebook'un ÅŸirket kültürü, Google'dan farklı olarak sosyal olan kiÅŸilerin oluÅŸturduÄŸu bir kültür olarak öne çıkıyordu. Zaten kültür böyle ÅŸekillendiÄŸi için sosyalliÄŸi sanal ortama yaymak hiç zor olmadı. Facebook ÅŸirket kültürünü genel olarak korudu. Bu kadar kısa bir sürede uluslararası bir ÅŸirket haline gelmesi, üye sayısının 80 milyondan 1 milyarın üzerine çıkması ve ÅŸirketin büyüme katsayısının çok hızlı olmasının ardından gelen halka arz, tabii ki de ÅŸirket kültürüne etki etti. Büyük bir yapıtaşı olan halka arzdan sonra kurumsal ÅŸirket olmanın özelliklerini yavaÅŸ yavaÅŸ görmeye baÅŸlamıştık. Kurumsal ÅŸirketlerden pek haz etmeyen birçok çalışan yeni oluÅŸumlarda yer almak için baÅŸka startup firmalarda çalışmaya baÅŸladı. Mesela benimle birlikte baÅŸlayan arkadaÅŸların çoÄŸu baÅŸka ÅŸirketlere çoktan geçti bile. Pinterest, Uber, Box, Dropbox, Twitter gibi hot startuplarda çalışan su birçok arkadaşım var. Bunun yanında da yeni birçok kiÅŸi Facebook'a baÅŸlıyordu tabii.
Hatta bu deÄŸiÅŸimi ve bence Facebook'u en iyi anlatan ÅŸirket içi dönen mottolardan biri- de-: “Move fast and break things”di.
Küresel internet projesi, yapay zeka gibi projelerle uÄŸraÅŸan, WhatsApp ile teknoloji dünyasındaki satın alım rekorunu kıran Facebook, fütürist dünyadan nasıl bir ÅŸirket haline gelecek?
Facebook'u yakın vadede bekleyenler ÅŸu andan belli. Facebook artık dev biliÅŸim markaları arasında yerini almış durumda. Åžirketin misyonu, vizyonu ve çalışma prensipleri belli. Yetenekli ve baÅŸarılı yöneticilere sahip. Gelecekte ÅŸirket için ne önemliyse onu öngörüp hayata geçirecekler. Bu baÄŸlamda Facebook 2-3 yıl içinde daha da büyümeye devam edecek.
Facebook'u rakiplerinden ayıran ve yarışa her girdiÄŸi projede önde tamamlamasını saÄŸlayan en önemli silahı muazzam bir veri tabanına sahip olması. Biliyorsunuz 1 milyardan fazla aktif üyesi var. Herhangi bir ürün sitede live olduÄŸunda kısa bir süre içinde milyonlarca insan tarafından kullanılıyor. O nedenle niÅŸ ürünleri olan startuplar bir iÅŸe baÅŸladıklarında Facebook'tan hayli çekiniyorlar. Facebook fikrimizi alır ve hızlıca push ederse halimiz ne olur diye...
Facebook'un daha uzun yıllar baÅŸarılı olma potansiyeli var. Bunun yanında Facebook'a tehdit teÅŸkil eden unsurlar da elbette var. Åžirket halka arz dosyalarında bu risk unsurlarını sıralıyor zaten. Mesela Facebook satın almadan önce Whats app mobil alanında çok fazla uyesi olan baÅŸarılı bir startupti. Keza Instagram da oyle... Ä°lk halka arz dosyasında Facebook mobil konusunda daha iyi olması gerektiÄŸini belirtmiÅŸti. GeleceÄŸin mobilde olduÄŸunu bildiÄŸinden Instagram ve Whats App'i satin aldi.
Silikon Vadisi'ndeki ÅŸirketlerin satın alınmasının altında yatan farklı nedenler var. Buna bazılarının düÅŸündüÄŸü gibi strateji üretememek ya da kolayına kaçmak mantığıyla bakmak doÄŸru deÄŸil. Aksine satın alma durumu birçok stratejik nedeni içinde barındırıyor. Bir kere ürün sizi ilgilendiriyorsa ileride kendinize bu ürünle rakip olabilecek bir firmayı kendi bünyenize katmış oluyorsunuz. O firmanın ürettiÄŸi teknolojiyi satın alarak Amerika'yı yeniden keÅŸfetmeye çalışmıyorsunuz. Zaman konusunda diÄŸer rakiplerinizin önüne geçmiÅŸ oluyorsunuz. Biliyorsunuz tech dünyasında resmen zamanla yarışıyorsunuz. Bir ÅŸirketin satın alınmasındaki en önemli nokta ise satın alınan firmadaki yetenekleri kendi bünyenize geçirmek.
Instagram örneÄŸini ele alalim. Facebook Instagram'ı satın almasaydı belki rakiplerinden biri alacaktı. Google o zaman fotoÄŸraf paylaşımı konusunda Facebook'a avantaj saÄŸlayabilirdi. Facebook'un fotoÄŸraflar ürününün mobil uygulamasının daha iyi olması gerekiyordu. Instagram'ın üyelerinin katlanarak artıyordu. Bu baÄŸlamda Facebook bir taÅŸla birkaç kuÅŸ vurdu. FotoÄŸraflar ürünü geliÅŸtirmek için kendine yetenek saÄŸlarken, gelecekteki potansiyel tehlikeleri de önlemiÅŸ oldu.
Facebook kampüsleri ve sunduÄŸu çalışma ortamında gerçekten farklı olduÄŸunu düÅŸündüÄŸün neler var?
Facebook kampüslerini sosyalizmden nasibini almış kapitalist lüks üniversite kampüsleri gibi düÅŸünebilirsiniz aslında. Bunu biraz daha açabiliriz. Öncelikler, çalışanlar hayli şımartılırlar. Çalışma saatlerinde esneklikler, oyun alanları, kampüsün içinde deÄŸiÅŸik temaları olan dünya mutfağından olusan kafeler söz konusu. Mesela bir kafe sadece tatli üzerine. Binalar arası toplantılarda halihazirdaki bisikletleri kullanma imkanınız var.
Çamaşırlarınızın yıkanıp ütülenmesi, yemek piÅŸirme ve bulaşık derdinizin olmaması, doktorun, berberin ve marangozluk gibi sanatsal atölyelerin kampusun icinde olması büyük ayrıcalıklar. Dahası, Facebook konutları insanları ev sahibi kılıyor. Bütün bunlardan amaçlanan, çalışandan en yuksek verimi elde etmek ve çalışanı mutlu edip günlük tekrar eden sinir bozucu sorumluluklardan kurtarmak.
Mark Zuckerberg'i nasıl bir CEO olarak tanımlarsınız?
Zuck (ÅŸirkette Mark'a Zuck diye hitap edilirdi) bence dünyanın da tanıdığı gibi çok zeki biri. Sıradışı bir kiÅŸilik ve iyi bir vizyona sahip olan bir CEO. Yaptığı hamlelerde bunun en güzel örneÄŸini zayıf olduÄŸu noktalarda kendini tamamlayacak doÄŸru kiÅŸileri ÅŸirkete kazandırmasından görebilirsiniz. Mesela Sheryl Sandberg'in Zuck'a ve ÅŸirkete çok fazla katkısının olduÄŸunu görmemek imkansız. Bunun yanında Zuck da kendisini çok geliÅŸtirdi. Åžirketin ilk zamanlarındaki liderlik performansıyla bugun arasında pozitif olarak bence daÄŸlar kadar fark var.
Zuckerberg yönetim kurulunun etkisi altında olduÄŸuna dair bir izlenim verirken, topluma da çok yakın olmayan bir isim. Facebook'ta verilen kararların ne kadarından sorumlu?
Zuck, geleneksel CEO'lardan çok farklı. Henüz çok genç ve diÄŸer CEO'lar gibi corporate basamaklarını çıkarken beyazlamış saçları yok. Biliyorsunuz yazılımcı altyapısına sahip. Teknoloji ve hangi ürünün gelecekte tutacağı konularında ÅŸirkette aldığı kararlardan dolayı bir duayen. DiÄŸer idari konulara gelince ise onu vereceÄŸi kararlarda yönlendiren baÅŸta Sheryl Sandberg olmak üzere konularında uzman ve deneyimli birçok takım arkadaşı ve ortakları var.
Zuck'ın ve dolayısıyla Facebook'un baÅŸarısı kesinlikle tesadüflere baÄŸlı deÄŸil. Mesela ÅŸirkete iyi teklifler vermelerine raÄŸmen hiçbir zaman satmak istememesi, doÄŸru insanları ikna edip ÅŸirkete kazandırması, halka arzı geciktirmesi gibi stratejik kararlar kendisine ait. Halkaarz tanıtım turunda kendi yolundan gidip geleneksel CEO'lar gibi takım ceket giymeyip kapüÅŸonlu tiÅŸört giymesi de herhalde kararlarında yönetim kurulunun deÄŸil de kendi yolunu seçtiÄŸinin büyük bir göstergesi.
Zuck baÅŸarının bir takım iÅŸi olduÄŸunun ve kendisinin yeterli olmadığı konularda ÅŸirketin geleceÄŸi için daha deneyimli kiÅŸilerin tavsiyelerinden yararlanması gerektiÄŸinin bilincinde olan bir CEO. Bu nedenle verdiÄŸi kararlarda hem yönlendirdiÄŸi hem de yönlendirildiÄŸi olmuÅŸtur.
Henüz yorum yapılmamış.