'Maliki'yi hiç kimse istemiyor'
Al Jazeera’ye konuşan Irak Bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani, Irak Başbakanı Nuri Maliki'yi sadece Kürtlerin değil, kendisi ve etrafındakiler dışında hiç kimsenin istemediğini söyledi.
Irak'ta 10 Haziran'da IŞİD'in Musul'u ele geçirmesi sonrası merkezi hükümet Sünni bölgeler üzerindeki hakimiyetini neredeyse tamamen kaybetti. IŞİD'in ilerleyiÅŸini gerekçe gösteren Kürt Yönetimi ise Kerkük'e peÅŸmerge yığarak kenti tamamen kendi kontrolüne aldı.
BaÄŸdat yönetimi Kürtleri "fırsatçılık" yapmakla suçlarken Kürt Yönetimi BaÅŸbakan Maliki'yi "ülkeyi uçuruma götüren bir diktatör" olmakla suçluyor.
IKBY BaÅŸkanı Barzani, Kürt Yönetimi'nin pozisyonu, Türkiye ile iliÅŸkileri, BaÄŸdat merkezli krizi ve gündemdeki diÄŸer konuları Al Jazeera'den Martine Dennis'e deÄŸerlendirdi.
Tam bağımsız Kürdistan talebinden baÅŸlayabilir miyiz?
Kürt Bağımsızlığı yeni bir konu deÄŸil. Kendi kaderini tayin etme her halkın ve ülkenin doÄŸal hakkıdır. Kürt halkının da dünyadaki diÄŸer milletler gibi bu hakkı vardır. Bu süreç ÅŸimdi baÅŸladı ve ÅŸu an bu bölgesel parlamento ile oluyor. Åžimdi devam ediyor.
Ne zaman referandumda gideceksiniz?
Ben tam olarak ne zaman olacağını söyleyemem ama parlamento bağımsız bir komisyon oluÅŸturarak bunun için çok ÅŸey yaptı. Çok uzun bir süre alacağını sanmıyorum.
Size göre otonomiyi baÅŸarmanın, federal Irak’tan ayrılmanın faydası ne olacak?
Geçen 10 yıl boyunca Åžii ve Sünni ortaklarımızla çoÄŸulcu ve demokratik federal bir Irak’ın kurulması için elimizden gelen her ÅŸeyi yaptık. Ancak maalesef bu baÅŸarısız bir giriÅŸimdi. Diyebiliriz ki Irak ÅŸu anda bölünmüÅŸ durumda ancak bunun sorumlusu biz deÄŸiliz. Anayasanın ve Kürtlerin diÄŸer partilerle, özellikle BaÄŸdat’taki yöneticilerle vardığı anlaÅŸmaların uygulanmasında aksama ve baÅŸarısızlıklar gördük. Bizim için belirsiz bir geleceÄŸi beklemek, Anayasa’nın ve haklarımızın uygulanmasını boÅŸu boÅŸuna beklemek de zor. Kürtlerin kendi kaderini belirlemeye doÄŸru olan bir yoldan baÅŸka bir seçeneÄŸi düÅŸünmeleri zor.
Bir deyiÅŸ vardır. Asla düÅŸene vurmamalısın diye. BaÄŸdat’ın bu en zayıfladığı zamanda ayrılmaya karar vermenize bakıldığında bu tam olarak sizin ÅŸu an yaptığınız ÅŸey mi?
Hayır. Geçen 4 yıl boyunca ben BaÄŸdat’ın politikalarının Irak’ı bir çıkmaza sürükleyeceÄŸini söyledim. 6 ay önce Irak BaÅŸbakanı’nı özellikle Musul içi ve çevresinde durumun iyice kötüleÅŸtiÄŸi konusunda uyardım. Kentin etrafında oluÅŸmuÅŸ tehdidin yok edilmesi için ortak operasyon yapma önerimizi görmezden geldi. Musul teröristlerin eline geçmeden dört gün önce biz yine yardım etme teklifinde bulunduk. BaÄŸdat peÅŸmerge güçlerinin Musul’a girmesini reddetti. Biz Irak’ın bu duruma düÅŸmesini istemedik çünkü çok tehlikeli bir durum bu. Biz birçok bölgeyi koruduk ve teröristlerin almasını engelledik. Birçok insanı evsiz kalmamaları ve mülteci konumuna düÅŸmemeleri için koruduk. BM’ye göre bir milyondan fazla insana koruma ve barınma yeri saÄŸladık. Takdir görmek yerine temelsiz ve ahlaksız suçlamalara maruz kaldık. Biz artık böylesi bir politik iklimde daha fazla çalışmaya devam edemeyiz. Yıllarca kendi kaderimizi tayin hakkını özledik. Bizim kültürümüz zor durumda kalanlara yardım etmektir. Bize bu kadar suçlama yaparak baÅŸarısızlıklarını örtmeye çalışan Maliki’ye yardım etmek imkânsız.
BaÄŸdat yönetimi sizin IŞİD ile mücadeleyi, Kerkük ve çevresinde zengin petrol yatakları olan bölgeyi ele geçirmek için bir bahane olarak kullandığınızı düÅŸünüyor.
Bir noktayı açıklığa kavuÅŸturalım, biz bu bölgeleri yeni ele geçirmedik. PeÅŸmerge 2003’te Baas rejiminin düÅŸüÅŸünden bu yana bu bölgelerdedir. Bazı bölgelerde biz tek başımızaydık bazılarında Irak ordusuyla ortak duruyorduk bazılarında ise Irak ordusu tek başına duruyordu. PeÅŸmerge sadece Irak ordusu çekildiÄŸinde kendi bölgesini boÅŸalttığında buralara girdi. EÄŸer biz buralara girmeseydik bu bölgeler IŞİD kontrolünde olacaktı. Bu bölgeler Kerkük’ten uzak yerleri ve Hanekin ve Sincar’ın kırsalını da kapsıyor. EÄŸer buraları almasaydık ÅŸimdi IŞİD burayı almış olacaktı.
Yani siz yaklaşık 4 yüz bin kilometre karelik bir alana son iki hafta içinde hâkimiyetinizi geniÅŸletmediÄŸinizi mi söylüyorsunuz?
Biz Kürdistan’ın dışında kalan hiçbir toprak parçasına göz dikmiyoruz ve kendimizi kimseye empoze etmiyoruz. Biz halkımızı ve sınırlarımızı koruyoruz. Birçok bölgede peÅŸmerge Arap, Türkmen, Åžii ve Hıristiyanlar dahil Kürt olmayanları da savundu. Her gün Kürt olmayanları savunurken ÅŸehit olan ya da yaralanan peÅŸmergeler var. Bütün bunlar sınırlarımızı ve Kürdistan topraklarını savunmak gibi zor bir görevden dolayı oluyor. Petrol meselesi de oldukça abartıldı. Ä°ki petrol polis tugayı zaten ordaydı ve hiçbir petrol bölgesi iÅŸgal edilmedi. Ä°ki petrol sahasını Beyci’ye baÄŸlayan boru hatları çalışmıyor. Petrol bütün Iraklılara ait olmasına raÄŸmen geçen 6-7 ayda Maliki halkımıza verilmesi gereken petrol gelirlerini kesti.
Petrol gelirleri sadece Kürtlerin deÄŸil, bizim bölgemizde yaÅŸayan herkes içindir.
Petrol kaynakları artıyor olsa bile bağımsızlığı ayakta tutup budan sonra tek başınıza yürümeyi baÅŸarabileceÄŸinize inanıyor musunuz?
Öncelikle, bu bizim toprağımızdır. Kaynaklar da bizimdir. Anyasaya katılıyoruz: Irak’ın petrol ve doÄŸalgaz gelirleri bütün Iraklılara aittir. BaÄŸdat, yıllar boyunca bu anlaÅŸmanın altını oydu. Kürdistan bölgesine petrol gelirlerini ve bütçeyi kesen kimse, Anyasa’nın da altını oymuÅŸtur ve sonuçlarına da katlanmak zorundadır. Bağımsızlık isteyen kimse kendini savunmanın doÄŸru vakti geldiÄŸinde fedakarlıklara da hazır olmalıdır. Biz birileriyle karşı karşıya gelmekten savaÅŸmaktan sakınıyoruz çünkü karşılıklı anlayışı tercih ediyoruz. Ama eÄŸer biz karşı tehditler yükselirse Kürdistan halkı kendini savunmaya hazırdır.
Yani siz yeni bir liderin yönetiminde, Nuri Maliki’nin yer almadığı yeni bir hükümete katılmaya hazırsınız?
Felakete yol açan köklü sorunlar için köklü çözümler gereklidir. Maliki’yi kendisi ve etrafındaki birkaç kimsenin dışında hiç kimse istemiyor. Sadece Kürtler deÄŸil, ÅŸimdi neredeyse bütün Iraklılar Maliki’yi reddediyor.
Bu yüzden mi yeni bir anayasa talep ediyorsunuz?
Bu mümkün ancak eÄŸer mevcut anayasa uygulansaydı durum bu kadar kötüleÅŸmezdi. Geçen 10 yıl acı bir tecrübeydi ve anayasanın uygulanması artık mevcut politik iklimde mümkün deÄŸil. Anayasa gerçek ortaklık demektir ama bu ilke ÅŸimdi çok kötü bir biçimde altı oyulmuÅŸ bir halde duruyor. Gerçek ortaklık için insanlar kendi kaderleri için karar verinceye kadar bir garanti olmak zorundadır. Anayasa birleÅŸik bir Irak’ı garanti eder fakat statüko açıkça gösteriyor ki anayasanın altı oyulmuÅŸtur.
Bağımsızlık talebinde bulunuyor ve iki paralel aygıt olarak hareket ediyorken BaÄŸdat’taki politik süreçte bir müzakereci olarak nasıl ciddiye alınmayı umuyorsunuz?
Kürt halkına kendi kaderi için karar verme ÅŸansı verilmelidir. Kürtlerin kendi parlamento ve baÅŸkanlığıyla kendi kaderini tartışma ve seçme imkânı olmalıdır. Bunun ne zaman, nerede ve ne kadarlık bir sürede olacağı ise ayrı bir konu. Bunun aylar mı yoksa yıllar mı alacağını bilmiyorum. Ne kadar alacağı önemli deÄŸil ancak Kürtler kendi kaderleri ile ilgili kararlarını verinceye kadar Irak’ın bir parçası olacaklar. Halkımız kararını verdiÄŸinde bu meseleyi diÄŸer bütün taraflarla da tartışacağız. BaÄŸdat ile de seçenekler konusunda konuÅŸuruz çünkü barışçıl bir ÅŸekilde ayrılmayı ve çatışmadan kaçınmayı istiyoruz. Kürtlerin bağımsızlığını Sünniler ve diÄŸerleri de dâhil Kürt olmayanlarla da tartışma teklifinde bulunacağız. Ancak gerçek ÅŸudur ki Kürtler Irak’taki bu zahmetli durumdan oldukça yoruldular. Bu yüzden deÄŸiÅŸim Irak için artık bir zorunluluktur. Biz artık baÅŸkalarının bizim hakkımızda karar vermesini kabul etmeyeceÄŸiz. Kendi geleceÄŸimizin kararını verenler biz olacağız. Bizimle kardeÅŸ olmak isteyenlere teÅŸekkür ediyoruz. Bütün taraflarla müttefik olmayı isteriz. Biz, haklarımızı almaya çalışanlara karşı kendimizi savunacağız.
Gerçek amacınızın aslında tam bağımsızlık olmadığı, bunu sadece BaÄŸdat’taki politik süreçte pazarlık gücünüzü arttırmak için bir koz olarak kullandığınız iddiası var?
EÄŸer ona inanmasaydık en baÅŸta ondan bahsetmezdik. EÄŸer fedakârlık yapmaya hazır olmasaydık bu meseleye müdahil olmazdık. Böyle bir iddianın aslı esası yoktur. Irak Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kürtler ve Araplar tarafından diÄŸer gruplara da saygı çerçevesinde paylaşılmak üzere kuruldu. Ancak bu hiçbir zaman olmadı. Art arda gelen birçok Irak rejimi ile pek çok anlaÅŸmaya varıldı ancak ne zaman güç bulsalar Kürtlere saldırdılar. Irak devleti Kürtlere ait olan Kerkük petrolleri üzerine kuruldu. Petrol gelirleri Kürtleri yok etmek için alınan top ve tankların alımı için kullanıldı. Yollar, okullar ve hastaneler ise baÅŸka bölgelere kuruluyordu. Bir önceki rejim bize kimyasal silahlarla saldırdı. 10 binlerce Kürt Enfal katliamı esnasında öldürüldü ve çöllerde bilinmeyen toplu mezarlara konuldu. 4 bin 500 köyümüz yok edildi. Bütün bu vahÅŸiliklere raÄŸmen biz yine de 2003’te yeni bir sayfa açmak için BaÄŸdat’a gittik. 1991’deki Kürt ayaklanması sırasında Enfal katliamında rolleri olduÄŸu halde Irak askerleri serbest bırakıldı çünkü Kürtlerin ahlaki deÄŸerleri vardı. Biz ulusal haklarımızı istediÄŸimizde, komÅŸu ülkelere ve dünyadaki diÄŸer uluslara verildiÄŸi halde sanki bir suç iÅŸliyormuÅŸuz gibi karşılanıyor. Biz poltik süreçlere ortak olmak istedik ama baÅŸarısız oldu. Biz sürekli bir biçimde ÅŸansımızı deneyip baÅŸarısız olamayız. Bu bizim hakkımız ancak adım adım, bilinçlice, bilgelikle ve halk tarafından alınmış inançlı bir kararla olmalı.
Son beÅŸ yılda Ankara ile aranızdaki iliÅŸkiler gözle görülür bir ÅŸekilde geliÅŸti. Türkiye sizin en büyük ticaret ortağınız oldu. Siz de kısa bir süre önce Ankara’yı ziyaret ettiniz. Sizin bağımsızlık konusunda ÅŸu anda Ankara’dan aldığınız mesaj nedir?
Türk siyaseti çok dramatik bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸti, Kürt ve Kürdistan kelimelerinin telaffuzu bile son dönemlere kadar suç sayılıyordu. BaÅŸbakan ErdoÄŸan Diyarbakır’daki konuÅŸmasında ortada bir Kürt sorunu olduÄŸunu ve bu sorunun barışçıl bir ÅŸekilde çözülmesi gerektiÄŸini açıkça itiraf etti. Erbil’e geldi ve dedi ki: “Kürtlerin inkar edildiÄŸi günler artık geride kalmıştır”. Onun Erbil’de bu sözleri dile getirmesi tarihi bir olaydı. SöylediÄŸi sözler Türkiye’nin için alışılmadık sözlerdi. Türkiye’deki barış sürecini tamamen destekliyoruz ve iÅŸallah baÅŸarıya da ulaÅŸacak. Türkiye son yıllarda bizim bir tehdit unsuru olmadığımızı anladı. Ben Türkiye’den bağımsızlığımızı desteklemesini istemedim. Türkiye de bizim meselelerimize karışmak istemiyor.
Kuzey Irak Kürtlerinin siyasi anlamda tek bir çizgide olduÄŸunu söyleyemeyiz deÄŸil mi? ÖrneÄŸin belki de Tahran’ın etkisinde olan KYB bağımsızlığa doÄŸru gidilen bu yolda çok istekli deÄŸiller.
Medya tam tersini düÅŸünse de Kürtler daha önce hiç olmadıkları kadar birleÅŸmiÅŸ vaziyette. Bütün Kürt partileri bağımsızlığı ve kendi kaderini tayin hakkını destekliyor. Medyada söylenen ÅŸeyler gerçeÄŸin çok uzağında. Bütün Kürt partileri komÅŸularımızla dostça iki taraflı iliÅŸkiler yürütüyor, Türkiye, Ä°ran ve diÄŸerleri dahil olmak üzere. Tüm Kürt partileri bir bölgesel meclis ve hükümet içinde bir araya gelmiÅŸ durumda. Yani hükümet bir karar aldığında bu tüm partilerin kararı da oluyor. Meclis tarafından alınan karar halkın kararı oluyor. Ä°ÅŸte bu yüzden farklılıkların olduÄŸu iddiası gerçeÄŸi yansıtmıyor.
Eğer İran bağımsızlık meselesinde size karşı bir pozisyonda durursa ne yapacaksınız?
Bu düÅŸüncelerini deÄŸiÅŸtirmeye çalışırız. Onlarla görüÅŸür ve durumu anlatırız. Onlar Kürtlerin yaÅŸadığı trajediler konusunda da bilgi sahibiler.
ABD DışiÅŸleri Bakanı John Kerry, Erbil ziyaretinde sizin Irak’taki siyasi sürece ve birleÅŸik bir Irak’a destek vermenizi istedi. Yani ABD de bağımsızlık giriÅŸiminden pek memnun deÄŸil.
Umarım bizi desteklemeyenler bizim düÅŸmanımız haline gelmezler.
Bu çok diplomatik bir cevaptı.
Hayır diplomatik deÄŸil gerçek bu.
Arap BirliÄŸi de bağımsızlık fikrine karşı, bölgedeki komÅŸularınızın düÅŸüncesini pek umursamıyor musunuz?
Her ülkenin düÅŸüncesi bizim için önemlidir. Bizim durumumuzu çok iyi anlayan çok sayıda Arap ülkesi var. Bence Arap BirliÄŸi’nin Arap ülkelerinin yaÅŸadığı sorunlara çözüm bulması ve diÄŸer konulara odaklanması daha iyi bir fikir olur.
Bu da sizin birçok dağınıklığın olduÄŸu bölgede, fırsatçı bir yaklaşımda bulunduÄŸunuz ve bölgede hoÅŸ karşılanmayan bir kararla yola devam ettiÄŸiniz algısını güçlendiriyor.
Bu doÄŸru deÄŸil, durumu çok yanlış gösteren bir fotoÄŸraf dünyaya verildi. Biz daha var olduÄŸumuzdan fazla bir bölgeyi kontrol etmiyoruz, eÄŸer bir yerde duruyorsak bu Kürt halkını korumak içindir. Biz ilk defa bugün kendi kaderini tayin hakkından söz etmiyoruz. Tüm ihlallere raÄŸmen BaÄŸdat’a destek vermeye hazırız. Bize ÅŸükran duyacakları yerde bizi suçlayarak hatalarını örtmeye çalışıyorlar. Bütün bu suçlamalardan sonra bizden ne bekleyebilirler. Maliki baÅŸarısız oldu diye biz sessiz kalalım ve haklarımıza vurgu yapmayalım mı? Biz yardım etmeye hazırdık ancak o bu teklifi geri çevirdi. Åžimdi terörist IŞİD tarafından kontrol edilen 1050 km2’lik bir alanla karşı karşıyayız. Biz artık Maliki ile bir sınırı paylaÅŸmıyoruz. Siz Maliki’nin bu bölgeleri ele geçirebilecek bir orduya sahip olduÄŸunu mu düÅŸünüyorsunuz? Ve bizim bazı bölgeleri onun kontrolüne vereceÄŸimizi mi sanıyorsunuz? Siz neden bahsediyorsunuz? Bizim IŞİD’e karşı savaÅŸ nedeniyle çok sayıda ÅŸehidimiz ve yaralımız var. Burada mevcut durumla ilgili yanıltıcı bir resim var, özellikle biz yeni bölgelerin kontrolünü ele almışız gibi. Biz yardım önerdik ama kabul etmedi. Herhalde peÅŸmerge de Irak ordusu gibi geri çekilseydi o zaman bizi takdir edecekti.
Siz Irak’ın mevcut durumunu nasıl karakterize ediyorsunuz? Çok sayıda insan Irak’ın Sünni, Åžii ve Kürt devletleri olarak üçe bölüneceÄŸini düÅŸünüyor.
Mevcut durum gerçekten çok karmaşık. Varsayımlar, hüsnükuruntular sorunu çözmez. Ä°ki seçenek var. Tamamen ayrılık ya da tek bir ülkenin parçası olacak bölgesel yönetimler. Tek bir kiÅŸinin merkezden yönettiÄŸi sistem geri dönmek imkânsız. BaÄŸdat’tan insanlara BaÅŸbakan ve BaÅŸkomutan sıfatlarıyla saldıran tek bir kiÅŸiye dönüÅŸ imkânsız. EÄŸer barışı hedeflerlerse onlarla sorunu çözmek için görüÅŸürüz. Aksi takdirde Irak zaten parçalanmıştır ve ayrım her geçen gün derinleÅŸmektedir.
Henüz yorum yapılmamış.