YaÅŸam
Türkiye için tehlike çanları çalıyor
Dünya Meteoroloji Örgütü, 2014 Mayıs ayının dünyanın en sıcak ayı olduğunu açıkladı. Elde edilen veriler bu yılın tarihin en sıcak yılı olabileceğini gösteriyor. Kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya olan Türkiye için tablo ise dünyanın birçok yerinden daha iç karartıcı.
Çizilen bu kritik tabloyu oluÅŸturan nedenlerin en başında ise karbon salımı sonucu ortaya çıkan iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi geliyor. Yağışların olmadığı kış ayları ve normal seviyelerin üstünde seyreden kavurucu sıcaklar gibi etkilerini yaÅŸadığımız küresel ısınmanın önüne geçebilmek için tüm dünya karbon salınımıyla ilgili yeni yol haritaları arıyor.
Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸine yol açan karbon salımı ile mücadele için uluslararası bir anlaÅŸmanın zorunluluÄŸu konusunda herkes hemfikirken, Türkiye’de bu konuda hazırlıklar yetersiz.
Türkiye’de kuraklık ve su sıkıntısı
Küresel iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin geleceÄŸi tehdit eden en büyük sorunlardan biri olarak görüldüÄŸünü kaydeden Ä°stanbul Karbon Zirvesi Komite BaÅŸkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, bu yıl ülkemizde yaÅŸanacak en büyük sorunun küresel ısınma kaynaklı kuraklık ve su sıkıntısı olacağına iÅŸaret etti;
Bu yıl sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Ocak itibariyle neredeyse hiç kar yaÄŸmadı. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) 2014 Mayıs ayını “tarihin en sıcak ayı” olarak ilan etti. Bu yıl dünya tarihinin en sıcak yılını yaÅŸayabiliriz.
Tarımsal veriler iç karartıcı
Yağışların azalması ve yüksek sıcaklıkların yaÅŸanması sonucunda barajlardaki su seviyelerinin rekor sayılabilecek düzeyde azaldığına deÄŸinen Karakaya, dünyadaki ortalama sıcaklığın her geçen gün arttığını ve bu sürecin doÄŸal bir deÄŸiÅŸim olmadığını söyledi.
Özellikle bu yıl yağışların azlığı nedeniyle tarımsal ürünlerin azaldığını dile getiren Prof. Dr. Karakaya Türkiye’nin taşıdığı kuraklık riskini ÅŸu ÅŸekilde izah etti;
Malatya’da kayısı üretimi geçen yıla göre yüzde 90 oranında azaldı. GeçtiÄŸimiz yıl buÄŸday üretimi 23 milyon tona ulaşırken, bu yıl bu miktar 17 milyon tona düÅŸtü. Sulu arazilerde kullanılan yoÄŸun su tüketimi etkisiyle de yer altı suları ve ırmaklar kuruma seviyesine geldi. Sulu olmayan arazilerde ise çiftçiler neredeyse hiç mahsul alamadılar. Bu durum da, gelecekte yaÅŸanması muhtemel ciddi su sorunlarının habercisi. Bu nedenle Türkiye’nin iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine uyum politikaları geliÅŸtirip, su kullanımı, bölgelere göre ürün çeÅŸitlendirmesi konusunda ciddi önlemler almalı.
“Küresel ısınma siyasetin de gündemi olmalı”
Çok sayıdaki ülke gibi Türkiye’nin de küresel ısınmanın olumsuz etkilerini oldukça ÅŸiddetli yaÅŸadığını dile getiren Karakaya, “Türkiye iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden en fazla etkilenen ülkeler arasındadır. Bu yıl kış yaÅŸamadık dersek yanlış olmaz. Yeterince kar yaÄŸmaması çok ciddi bir sorun. Karbon salımı ve kuraklık ÅŸu an dünyanın en önemli gündem maddesi olmalı. Sadece çevre ve enerji sektörleri deÄŸil, siyasetin de ana gündeminde bu konu yer almalı. Türkiye’nin de diÄŸer ülkeler gibi iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine yol açan karbon emisyonu azaltımı konusunda somut önerilerini hazırlayarak, yeni bir iklim anlaÅŸması konusunda önemli hazırlıkların yapıldığı 2015 Paris Ä°klim Zirvesi’ne kadar sunması gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin sera gazı salınımı 25 yılda %200 arttı
Türkiye’nin 2012 yılı sera gazı envanterine göre iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine yol açan sera gazı emisyonlarının 1990 yılına göre yüzde 133 oranında artarak 440 milyon ton karbondioksit eÅŸdeÄŸerine ulaÅŸtığını söyleyen Prof. Dr. Karakaya, “Elde edilen bilgiler günümüzdeki toplam karbon salınımı oranının yarısının son 25 yılda üretildiÄŸini gösteriyor. ABD hükümetinin açıkladığı raporlara göre 2010-2040 yılları arasında dünyanın mevcut enerji ihtiyacı yüzde 50 daha da artacak” dedi.
Henüz yorum yapılmamış.