Coğrafyamız
Bölgesel statüko sürüm güncelliyor
İran karşıtı blokun en önemli temsilcileri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteği ile darbe yapıp kendisini cumhurbaşkanı seçtiren Abdülfettah Sisi, İran Cumhurbaşkanı Ruhani’yi yemin törenine davet etti. Sisi’nin yemin töreni için hazırlanan davetliler listesi, bu ülkelerin pozisyonunu da ortaya koyuyor.
Ülke tarihinde demokratik yollarla seçilen tek cumhurbaÅŸkanı Muhammed Mursi yönetimindeki Mısır’ı “ne müttefik ne de düÅŸman” olarak tanımlayan Beyaz Saray, Sisi seçildikten sonra “Stratejik ortaklığımızı derinleÅŸtirmek ve iki ülkenin paylaÅŸtığı ortak çıkarları geliÅŸtirmek için Sisi ile çalışmayı dört gözle bekliyoruz” ÅŸeklinde açıklamada bulundu. AB ise “seçimlerin hukuka uygun” olduÄŸunu söyledi.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdulaziz, Sisi seçimi kazandıktan sonra Mısır’a mali yardım saÄŸlanması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çaÄŸrısında bulundu. Ä°lk destek bir diÄŸer Körfez ülkesi BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nden (BAE) geldi.
Ä°ran’dan Mısır seçimlerine övgü
Ä°ran’ın seçim yorumu ise “seçimleri demokrasinin güçlendirilmesi yolunda atılan bir adım olarak benimsiyoruz” ÅŸeklinde.
Pazar günü darbe lideri Abdulfettah Sisi, Mısır’da cumhurbaÅŸkanı olarak yemin edip resmen göreve baÅŸlayacak. Yemin töreni için birçok ülkeye davetiye gönderildi. Türkiye ve Katar davet edilenler listesinde yok. Mısır yönetimi asıl sürprizi, Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani’yi Sisi’nin yemin törenine davet etmekle yaptı. Siyasi kimliÄŸini Ä°ran karşıtlığı üzerine kuran Suudi Arabistan’ın mutlak desteÄŸi ile darbe yapan, sonrasında yine aynı destekle cumhurbaÅŸkanı olan Sisi, nasıl oluyor da Ä°ran’ı yemin törenine davet edebiliyor? ABD, AB, Mısır, Suudi Arabistan ve Ä°ran’ı bölgesel sistemde aynı çatı altında toplayan sebepler ne?
Türkiye ve Katar’a karşı “koalisyon”
Raiy El Yevm Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ünlü Arap gazeteci Abdülbari Atvan; Türkiye, Katar ve Müslüman KardeÅŸler’e karşı “savaÅŸ ilan etmiÅŸ”, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt ve Bahreyn’in başını çektiÄŸi bir koalisyonun oluÅŸtuÄŸunu söylüyor. Atvan’a göre, Mısır’ın daveti Ä°ran’ın “rolünü netleÅŸtirmesi” bakımından önemli. Ä°ran ÅŸimdilik bu koalisyona dahil deÄŸil ama “yakın”.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraÅŸtırmaları Vakfı (SETA) Genel Direktörü Taha Özhan’a göre, söz konusu ülke ve blokların hepsi “bölgede statükoyu destekliyor”. Özhan, Mısır’ın davetinin ciddi fiili sonuçlar doÄŸurmayacağı ama bu davetin temsil deÄŸerinin önemli olduÄŸu görüÅŸünde.
Mısır’ın Ruhani’ye yaptığı davet, Suudi Arabistan’ın “Ä°ran ile müzakereye hazır” olduÄŸunu açıklaması ve Ä°ran DışiÅŸleri Bakanı Cevad Zarif’i ülkeye davet etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleÅŸti. Ä°ran, Suudi Arabistan’ın davetine “mutlu oluruz” açıklamasıyla cevap verdi.
Ä°ran ve Suudi Arabistan “endiÅŸeli”
2010 yılında Arap sokaklarında protestolar patlak verdiÄŸinde Ä°ran, deÄŸiÅŸim isteyen hareketlerin yanında olduÄŸunu ilan etti. Ancak protestolar Suriye’ye yayıldığında Ä°ran, kendi cephe hattının da sarsılmaya baÅŸladığını gördü. Protestolar 2011 Nisanı’nda ülke geneline yayılınca Ä°ran, “Suriye’ye karşı uluslararası bir komplo” kurulduÄŸunu iddia ederek Suriye rejimine destek verdi. 2012’ye gelindiÄŸinde Suriye’de muhalifler ülke genelinde hızla yayılırken, rejimin geleceÄŸi ince bir pamuk ipliÄŸine baÄŸlıydı. Hizbullah 2012 itibariyle Suriye ordusuna yardım etmek amacıyla Suriye topraklarına girdi. Nisan 2013’te Lübnan sınırındaki stratejik Kusayr kasabası Hizbullah’ın saldırısıyla muhaliflerden alınıp Suriye ordusuna teslim edilince, Hizbullah resmen Suriye’de var olduÄŸunu ve savaÅŸ bitinceye kadar da çıkmayacağını ilan etti. Suriye’de deÄŸiÅŸim talebi Ä°ran ve Hizbullah’ın sert müdahalesine çarptı ve o tarihten itibaren sahadaki savaÅŸ dengesi Suriye rejimi lehine deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı.
Mısır’daki politik deÄŸiÅŸimin ise en çok endiÅŸelendirdiÄŸi iki ülke Suudi Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri oldu. Al Jazeera Türk’e konuÅŸan Mursi’nin basın danışmanı Ahmed Abdülaziz, Mısır’ın Ä°ran’ı davet etmesini ABD’nin isteÄŸi olarak görüyor. Abdülaziz’e göre burada eski yerleÅŸik düzenin tekrar yerleÅŸebilmesi için bölgede yeni “kuklalara” ihtiyaç var ve bu “kuklaları” bölgesel güçler statükoyu korumak için kullanıyor. Abdülaziz, Arap dünyasında ortaya çıkan deÄŸiÅŸim talebinin Ä°ran, Suudi Arabistan ve ABD’yi korkuttuÄŸunu, bu korkunun onları bir araya getirdiÄŸini söylüyor.
Sisi’ye ilk tebrikler Suudi Arabistan ve BAE’den
3 Temmuz 2013’te MareÅŸal Abdülfettah Sisi tarafından Mursi yönetimine darbe yapıldığında, ilk tebrik eden ülke Suudi Arabistan, ikincisi ise BAE oldu. Ä°ran’ın bölgedeki en önemli müttefiki Suriye Devlet BaÅŸkanı BeÅŸÅŸar Esed ise darbeden birkaç saat sonra “Mısır’da olan ÅŸey siyasal Ä°slam’ın çöküÅŸüdür” açıklamasında bulundu. ABD ve AB ise “darbe” demekten kaçınarak, kaygılı olduklarını, demokratik sürecin devam etmesi gerektiÄŸini ve ordunun siyasette kalmayacağı garantisini vermesini istediler. Darbe lideri Sisi, 2014 yılında askeri ünvanlarından istifa ederek “sivilleÅŸti” ve cumhurbaÅŸkanlığına aday oldu. Darbeden sonra Suudi Arabistan ve Mısır, Müslüman KardeÅŸleri “terörist” ilan etti ve her türlü faaliyetlerini yasakladı. Ä°srail iÅŸgaline karşı kurulan Hamas’ın bütün faaliyetleri de bu ülkelerde yasaklandı. Muhammed Mursi’nin bugün yargılandığı davalardan birisi de “devlet sırlarını Hamas ile paylaÅŸmak”.
“Kusursuz” baÅŸkan
Al Jazeera Türk'e konuÅŸan Uluslararası Stratejik AraÅŸtırmalar Kurumu (USAK) ve Beyrut Arap Üniversitesi’nde OrtadoÄŸu analisti olarak çalışan Ali Bekir’e göre, Mısır’ın Ä°ran’a yaptığı davet kesinlikle Suudi Arabistan ve BAE’nin talebi üzerinden gerçekleÅŸti. Bekir bu iki ülkenin Mısır üzerinden Ä°ran ile iliÅŸkilerinin seyrini belirlemeye çalıştıklarını söylüyor. Bekir’e göre bu davet Ä°ran-Suudi Arabistan ve BAE iliÅŸkilerinin geleceÄŸi açısından bir test ve Suudi Arabistan, Ä°ran’ın kendisi için bölgesel bir tehdit olmadığını göstermesini istiyor. Bekir, ABD’nin de Müslüman KardeÅŸler’in tasfiyesinden “mutlu” olduÄŸunu, Ä°srail’in güvenliÄŸi ile ilgili garanti veren bir lider olarak Sisi’nin ise ABD açısından “kusursuz” bir baÅŸkan olacağını söylüyor.
Eski müttefikler, yeni sürüm
Hamas’ın bölgesel dengede sıkıştırılmış olması açısından Ä°srail, Suriye’de rejimin devam etmesi bakımından Ä°ran, Mısır’da yerleÅŸik sisteme yönelik en büyük tehdit olan Müslüman KardeÅŸler’in tasfiyesi yönünden Suudi Arabistan, “eski müttefikler” arasındaki baÄŸların yeniden güçlenmesi için ise ABD ve AB’nin aynı çatı altında toplanması, SETA Dış Politika Direktörü Ufuk UlutaÅŸ’a göre “Ä°ran, Körfez ülkeleri, ABD ve AB’nin çıkarlarının örtüÅŸmesiyle” doÄŸrudan iliÅŸkili.
Suudi Arabistan’ın Ä°ran ile müzakereye hazır olduÄŸunu açıklaması, hemen peÅŸinden Kuveyt Emiri Sabah Ahmed Cabir Sabah’ın Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı Dönem BaÅŸkanı sıfatıyla yanına beÅŸ bakanını alarak Tahran’a gitmesi ve “Suudi Arabistan ile Ä°ran arasında arabulucu olmaya hazırız” demesi, Mısır yönetiminin Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani’yi Sisi’nin yemin törenine davet etmesi, bölgesel statükonun yeni bir sürümle kendisini güncellemesi olarak okunabilir mi? Ufuk UlutaÅŸ “Bölgesel sistemin baÅŸat aktörleri bölgede yeniden statükoyu kuruyorlar. Adeta yeni bir Yalta Konferansı ile karşı karşıyayız. Bölgesel ve küresel güçler yeni bir nüfuz alanı paylaşımında bulunuyorlar” diyor. UlutaÅŸ’a göre bu yeniden paylaşım Türkiye’nin OrtadoÄŸu’daki alanını daraltabilir. Ancak SETA Direktörü Taha Özhan ortaya çıkan eksenin uzun vadede bir geleceÄŸinin olmadığı, OrtadoÄŸu sokaklarında karşılık bulamayacağı görüÅŸünde. Özhan’a göre Ä°ran ve Suudi Arabistan bölgedeki halklar nezdinde ciddi bir meÅŸruiyet krizi yaşıyor.
Henüz yorum yapılmamış.