Kitaplar ne diyor?
Türkiye gündemi yayıncılık sektörünü farklı şekilde etkiliyor. Raflarda yerini alan kitapların büyük kısmı ya gündeme dair ya da gündemden yola çıkarak hazırlanmış. Ortam çok sakin gibi dursa da rakamlar satışların yükseldiğini gösteriyor.
Yılın tüm edebiyat etkinliklerinde konuÅŸulan bir konu var. O da 2014’ün yayıncılık dünyası adına durgun bir yıl olup olmadığı. Genel satışlar artış gösterse de, edebiyat dünyası durgun ve bir süre daha böyle olacaÄŸa benziyor.
YAYFED'e (Yayıncılık Federasyonu) göre, 2014 Mart ayında bandrollü toplam satış 26 milyon 283 bin 799 olurken, 2013 Mart ayında bu rakam 26 milyon 367 bin 729 idi. Bu yılın mart ayı 2013'ün gerisinde kalsa da, nisanda 28 milyon 946 bin 857 kitap bandrollü olarak satıldı. Bu da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10 artış anlamına geliyor.
Satılan kitapların yüzde 63’ü yetiÅŸkin kitapları, çocuk ve gençlik kitapları ile inanç yayınlarından oluÅŸuyor. EÄŸitim alanındaki yayınlar toplam satışın yüzde 40’ına, akademik yayınlar ise yüzde 2’sine denk geliyor. Ä°ÅŸin mutfağındaki isimlere, Türkiye’de yayıncılık sektörü adına nasıl bir sene geçirdiÄŸimizi sorduk. Yayınevi yöneticilerine yönelttiÄŸimiz sorular ve yanıtları ise ÅŸöyle:
- 2013 yılı yayıncılık sektörü adına durgun bir yıl mı oldu, 2014 nasıl baÅŸladı?
- Bilhassa yerli edebiyat yayınlarında gözle görülür bir oranda 'sayı' düÅŸüÅŸü var mıdır, varsa bunun temel sebebi nedir?
- Bu yılın 'Türkiye'de' en çarpıcı edebiyat olayı ne oldu sizce?
- Türkiye gündemi yayıncılık sektörünü 'içerik' olarak etkiliyor mu?
Deniz Yüce BaÅŸarır / DoÄŸan Kitap Yayın Direktörü
2013’ün durgun bir yıl olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸil. En azından kendi yayınevimiz adına konuÅŸtuÄŸumuzda… Biz önemli bir büyüme oranıyla kapadık 2013’ü, yılın en çok satan iki kitabını yayımladık: Yılmaz Özdil’den Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda ve Zülfü Livaneli’den KardeÅŸimin Hikayesi. Åžu gerçeÄŸi de kabul etmek gerekir: yaz başında Gezi DireniÅŸi’nin etkisiyle bir durulma oldu. DoÄŸal olarak okurların gözü Gezi’deydi. AlışveriÅŸ merkezlerine tepki vardı, kitabevleri de bu süreçten etkilendi. Ama sonbaharla birlikte bu durum deÄŸiÅŸti. 2014 ise seçim gündemiyle birlikte daha sakin baÅŸladı. Ama karamsar olmak için bir neden göremiyorum.
Yerli edebiyat alanında bir düÅŸüÅŸ var mı, doÄŸrusu ben sizin kadar emin deÄŸilim. Öne çıkan kitapların kiÅŸisel geliÅŸim alanında olduÄŸunu (2014 yılı için söylüyorum) söylemek mümkün. Çok satan listelerinin ilk sıralarını bu aralar hep bu tarz kitaplar kaplıyor. Ama birçok edebiyat eseri de yayımlanıyor. Hem de çok iyi tanıdığımız isimlerden. Sadece onları listelerde göremiyoruz.
Böyle çarpıcı bir olay oldu mu, bilemiyorum…
Elbette gündem yayıncılık sektörünü etkiliyor. ÖrneÄŸin seçim öncesi herkes beklemeye baÅŸlıyor. Sadece seçim ya da propaganda konuÅŸmaları kaplıyor hayatımızı. Ya da bir anda gündem deÄŸiÅŸiyor ve o güne uygun diye çıkardığınız bir kitap gündem dışı kalabiliyor. Aslında edebiyat eserlerinin tüm bu gündemin dışında her zaman okunması ve satın alınması gerekir. Çünkü herkesin gündemden zaman zaman uzaklaşıp, insanı anlatan, dünyayı kavratan kitaplara ihtiyacı var. Bu, gündeme de farklı bakabilme yeteneÄŸini geliÅŸtirmemiz açısından önemli.
Emine EroÄŸlu / TÄ°MAÅž Yayınları Genel Yayın Yönetmeni
Ä°statistikler bir durgunluk olmadığına iÅŸaret ediyor. Verilere göre 2013’te bandrol tüketiminde yüzde 13’lük bir artış var. Bu da bir ÅŸekilde kitap sektörünün geniÅŸlediÄŸini gösteriyor.. Fakat yayıncılıktaki üretim dengesi bozuldu. Ağırlık çocuk ve gençlik yayıncılığına doÄŸru kaydı. Bu durum, çocuk ve gençlik yayıncılığı yapmayan ya da o alanda baÅŸarılı olamayan kültür yayıncılarını zorlamaya baÅŸladı. Bir de deÄŸiÅŸen okur talepleri pazara yerli / yabancı çok fazla isim ve eserin girmesine sebep oldu. Yeni yazar ve çok satan popüler kitaplar piyasadaki eski dengeleri büyük ölçüde deÄŸiÅŸtirdi.
Popüler kitaplar edebiyatı ciddi ÅŸekilde gölgeliyor. Bunu çok iyi tahlil etmek gerek. Eskiden muhafazakar kesimde seküler okurun tanımadığı çok satan yazarlar vardı. Åžimdi muhafazakâr / seküler farkı kalktı. Light maneviyat akımı var. Bu bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Bir de sosyal medya kitap satışları üzerinde belirleyici bir etki oluÅŸturmaya baÅŸladı. Twitter cümleleri ile santimantal denemeler / romanlar yazan genç kalemler ortaya çıktı. Yazar profili gençleÅŸtiÄŸi ve iletiÅŸim araçları, yazarlığı da kolay pazarlanan bir metaa dönüÅŸtürdüÄŸü için dünün “çok satan” yazarları bugün eskimeye baÅŸladı. Ahmet Altan, Orhan Pamuk, Elif Åžafak gibi yazarların beklenen oranda satmaması bunun neticesi. Bu yazarların 20 yaşın altında kaç tane okuru var, sorusu “durgunluk” olarak tanımladığımız halin de bir izahatı olabilir.
Beni çarpan edebiyat olayı hatırlamıyorum. En çok memnuniyet duyduÄŸum Åžule Gürbüz ve Ahmet Büke’nin yeni öykü kitapları oldu.
Elbette etkiliyor. Gezi olaylarından sonra bir “Gezi edebiyatı” teÅŸekkül etti. Edebiyatta sosyal konular daha fazla iÅŸlenilir oldu. Aktüel siyaset kitapları büyük ölçüde hükümlerini yitirdi. “Ulusalcı” düÅŸünce kitapları listelerde yer tutmaya baÅŸladı.
Can Öz / Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni
2013 bizim için oldukça tatsız bir seneydi. Ancak sanıyorum yayınevinde yaptığımız deÄŸiÅŸikliklerin etkisiyle, 2014 yılı birinci çeyreÄŸi Can Yayınları tarihinin mali olarak en verimli dönemi oldu. Yayınlanan kitap sayısında ise azalma deÄŸil, artış yaÅŸadık. Önümüzdeki dönemde de bu tempoyu düÅŸürmeyi planlamıyorum. Ancak genel olarak sektör durgunluÄŸunu yorumlamak gerekirse, Türkiye, tüm kurumlar ve sektörlerde bir ilke ve haysiyet iktidarsızlığı yaÅŸamaktadır ve bu zeminsizlik ortamı elbette tüm ÅŸirketlerin uzun vade plan yapamamasına, kabuÄŸuna çekilmesine sebep olmaktadır. Kültür yayıncılığının kendine özgü sorunlarını “memleket hali”nden izole ederek ölçümlemek ÅŸimdilik pek mümkün görünmüyor.
Bunu yorumlamak için henüz çok erken. Türkiye korkutucu bir hızla deÄŸiÅŸiyor ve sarsılıyor. Bu yıpratıcı dönemin tüketim / kültür eksenindeki etkisini ancak 10 sene sonra belki saÄŸlıklı yorumlayabileceÄŸiz. OlgunlaÅŸmamış düÅŸüncelerim ise ÅŸimdilik Türkiye’nin kendini yeniye kapattığı, bilindik simaların ise daha çok kendilerini tekrarladığı üzerine; ancak bu yoruma fazla güvenmiyorum.
Benim için yılın önemli edebiyat olayı Can Yayınları’ın kapak tasarımını deÄŸiÅŸtirmesidir.
Hem de nasıl! Raflara bakın, önde sergilenen kitapların dörte biri gündeme dairdir.
Türkiye’de gerçekleri gizlenen, kapalı kapılar ardında yürütülen, oldubittiye getirilen ama toplumun bilmeye talip olduÄŸu çok fazla konu, geliÅŸme var. Üstüne üstlük “algı yönetimi” adı altında insanlara sürekli yanlış, eksik bilgiler pompalanıyor. Bu böyle devam ettiÄŸi sürece okurların raflardan gündeme dair beklentileri yüksek kalacaktır.
Everest Yayınları yönetimi
Everest adına hiç de durgun bir yıl deÄŸildi. Satış rekorları kıran pek çok kitap yayımladık bu süreçte. Kitap adedi, çeÅŸitlilik ve satış olarak da son derece tatmin edici bir yıldı.
Yerli edebiyat alanında gözle görülür bir artış söz konusu tam tersine. Türk okuru yerli edebiyatla daha çok ilgileniyor. Özellikle roman ve öykü üretiminde ciddi bir artış var. Genç kuÅŸak edebiyatçılar ardı ardına yeni kitap yayımlıyorlar. Birçok yayınevi bu konuya ağırlık vermiÅŸ durumda.
Adalet AÄŸaoÄŸlu’nun Everest’e transferi. Ahmet Ümit’in “BeyoÄŸlu’nun En Güzel Abisi” romanının satış rekoru kırması.
Okur, gündemi yakalayan ya da gündemi ilgilendiren konuları bir bütün halinde okumayı tercih ediyor. Hayat, siyaset ve edebiyatın çok da dışında deÄŸil. Hayatın sözcüklerle buluÅŸtuÄŸu yer ise kitaplar. Bu durumda yayıncılık sektörü gündeme kayıtsız kalamaz.
Henüz yorum yapılmamış.