Çin, Uygurları suçluyor

Çin polis teşkilatı, devletin resmi haber ajansına, Nisan ayı sonunda ülkenin kuzeybatısındaki Urumçi’de meydana gelen bombalı saldırıyla ilgili açıklama yaptı.

Açıklamada bir tren istasyonunda meydana gelen ve 3 kişinin öldüğü, 79 kişini de yaralandığı saldırıyı “Doğu Türkistan İslami Hareketi” isimli örgütün gerçekleştirdiğini savundu.

Polis saldırıyı gerçekleştiren 2 kişinin de bu patlamada öldüğünü savundu.

Saldırı devlet başkanı  Xi Jinping'in bölgeye yaptığı gezinin bitimine doğru meydana gelmişti. Olay esnasında halen Sincan'da bulunup bulunmadığı bilinmeyen Xi, saldırı sonrası 'Şiddet ve terörizmle mücadele savaşında bir anlık duraklamaya bile olmayacaktır' açıklamasında bulunmuştu.

Etnik gerilim tırmanışta

Urumçi'de Uygurlar sürekli askerlerin gölgesinde yaşıyor.

[Fotoğraf:Reuters]

Doğal kaynakları ve geniş yüzölçümüyle Çin'in stratejik önem atfettiği Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde etnik gerilim özellikle son bir yılda tırmanışa geçerken, 2012 yılından bu yana çeşitli şiddet olaylarında en az 100 kişi hayatını kaybetti.

Şiddet olaylarının bölge dışına da sirayet etmesi, Çinliler arasında ciddi güvenlik kaygısına yol açıyor. Başkent Pekin ve daha pek çok kentte silahlı müdahaleye hazır emniyet güçleri devriye geziyor.

Ülkenin güneyindeki Yunnan eyaletinin merkezi Kunming kentindeki tren garına palalı saldırganlar tarafından 1 Mart'ta yapılan baskında toplam 33 kişi hayatını kaybetmiş, 143 kişi yaralanmıştı.

Geçen yılın Ekim ayında Pekin'in merkezinde meydana gelen ve beş kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda ise, arabasıyla kalabalığa dalan bir eylemci Tiananmen meydanına bakan İmparatorluk Sarayı'nın girişine çarpmış ve aracını ateşe vermişti.

Uygurlar ağır baskı altında

Olayları 'terörizm' olarak niteleyen Çinli uzmanlar, yoğunlaşan ve coğrafi açıdan yaygınlaşan saldırıların, Orta Asya ve özellikle Arap dünyasında ivme kazanan akımlardan beslendiğini öne sürüyor.

Yurtdışındaki Uygur Türkleri dernekleri ve insan hakları örgütleriyse, bölgede Uygurlara karşı kültürel ve dini baskıların giderek ağırlaştığını söylüyor.

Bağımsız medya ve insan hakları kuruluşlarının bölgede serbestçe çalışmasına izin verilmiyor.