Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Sezai Karakoç: Artık demagoji yerini fazilete bırakmalı

Sezai Karakoç’un kısa bir medeniyetler tarihi ekseninde İslam’ın yeniden dirilişi için yol gösterici nitelğindeki 10 Mayıs tarihli son konuşmasını sizin için yazıya döktük.



DüÅŸünce Mektebi - Zeynep Karaca

Fert ve toplum olarak; meseleler karşısında takınmamız gereken tavır ne olmalı, bunu nasıl gerçekleÅŸtirebilirizin anahtarı mahiyetindeki bu konuÅŸma aynı zamanda güncelle ilgili tavırlarımızın de sınırlarını çiziyor.

ADALETÄ°N TEMELÄ° NEDÄ°R?

Adalet mülkün temelidir. Hadis-i Åžerif malum, evet bir toplumun yaÅŸantısında, düzgün yaÅŸamak için adalet ÅŸarttır. Adalet olmayan yerde; toprak deyin, mülk deyin, yurt deyin veya toplumda, devlette adalet olmazsa orası devam edemez yıkılır gider, bu bilinen bir kuraldır. Ancak adaletin temeli nedir? Mülkün temeli adalet ama adaletin temeli nedir diye düÅŸündüÄŸümüzde, bir nevi insanlığın temel olarak kabul ettiÄŸi bu kuralda bu sefer ayrılıklar baÅŸlar. Adaletin de temeli; doÄŸru inanç, doÄŸru düÅŸünme, erdem ve fazilettir. Adalet mülkün temeli adaletin de temeli fazilet.

 

Ä°LK ÅžART DOÄžRU Ä°NANÇ

EÄŸer fazilet, erdem dediÄŸimiz iyilik olmazsa, tek başına adaletle ayakta duramayız. Adaleti biliyorsunuz terazi temsil eder. Eskiden dükkanlarda vardı terazi. Bir tarafa gram koyarsınız bir tarafa da vereciÄŸiniz ÅŸeyleri. Ä°ki dilin tam dengeye gelmesi lazım. Ä°ÅŸte o zaman, o terazi doÄŸru terazi olarak kabul edilirdi. Fakat o, o kadar hassas dengedir ki, her zaman bozulabilir. Yani devamlı bu dengeyi tutmanız son derece zordur ve her zaman da oynar bu. Ä°ÅŸte bunun için o terazinin çok düzgün bir yerde olması lazım. Terazinin kefelerine etki yapacak bir ÅŸey olmaması lazım, oranın temiz olması lazım. Adaleti ayakta tutan bir altyapı vardır ki, bunun temeli doÄŸru inançtır. Biz Allah’a inanıyorsak, O’nun ebediliÄŸine inanıyorsak ve O’nun kulu olmaktan öte insanların kulu olmamaya, bir takım nefsimizin doÄŸurduÄŸu putlarına tapmamaya karar vermiÅŸsek, iÅŸte o adaleti yerine getirmek daha kolaydır. Çünkü bunlar altyapısıdır yani platformdur. Bu platformun üzerinde adalet olur. Bunun topluma yaygın ruh hali de fazilettir, erdem yani adaletten de ötesi. Adaletin de temeli budur.

 

ADALET DOÄžRULUK VE Ä°YÄ°LÄ°K ARASINDAKÄ° ÇÄ°ZGÄ°DÄ°R

Bunun için, ‘Ä°slam sitesi erdem sitesidir’ demiÅŸtir Farabi. Toplumda Ä°slam’ın temel düÅŸüncesini, ideasını aradığı zaman onda fazileti bulmuÅŸtur. Çünkü diÄŸer idealar bu ideanın üzerinde durur. Yani aslında medeniyet dediÄŸimiz üç temel fikre dayanır. Buların birincisi doÄŸruluk; inanç, hakikat onunla saÄŸlanır. Biz de bu; ebedi olan, ezil olan doÄŸmayan, doÄŸurmayan ve putlaÅŸtırılmayan bir nevi somut bir ÅŸekille baÄŸlanmayan ve kendisine ÅŸirk koÅŸulamayan çocuk izafi atfedilmeyen (Hıristiyanlık’ta olduÄŸu gibi) veya Yahudilik’te olduÄŸu gibi belli bir ırka tahsis edilemeyen inanç. Bu doÄŸruluk ideası, bizim medeniyetimizi teÅŸkil eder. Ä°kincisi iyilik, üçüncüsü de güzellik ideası. Ä°ÅŸte adalet bu doÄŸruluk ve iyilik arasındaki çizgidir. Yani doÄŸruluk ve iyilik dediÄŸimiz bir platformun üzerine oturur. Güzellik de bütün bu yapının üzerinde yükselen üst yapıdır. Hepsini de kapsar içine alır. Ä°ÅŸte medeniyetimizin üç temel ideası bize ışık tutuyor. Bu yüzdendir ki biz Ä°slam medeniyetinin öbür medeniyetlerden ayrıldığını görüyoruz.

 

BATI MEDENÄ°YETÄ°NÄ°N TEMELÄ°NDE AYRIMCILIK VARDIR

Medeniyetler Yunan’dan beri site kelimesiyle ifade edilmiÅŸ. Yunan sitesi bir eski Grek sitesi Atina ve Sparta sitesi var, Roma medeniyetinde Roma sitesi. Bizde de Ä°slam sitesi. Bunun temeli nedir diye incelediÄŸimizde, bakıyoruz gerek Grek ve zaten onun etkisinde doÄŸmuÅŸ olan Roma medeniyetinde site insanları, bütün dünya insanlarından ayrılarak ikilem olmuÅŸtur. Site insanı ve dışarıdakiler, barbarlar. Veyahutta köleler, esirler bir nevi ikinci sınıf insanlardır. Roma da öyledir. Esas olan Roma’da düzen barış iÅŸin temeli bir nevi Pax Romana (Roma Sulhu) dendiÄŸi zaman Roma’nın dünyaya hakimiyeti kastedilir. Neyle hakimiyeti, güçle hakimiyetini ifade eder. Romalılar efendilerdir, hür insanlardır, bütün insanlık onun kölesidir. Zincirle, kamçıyla, kılıçla hakimiyet saÄŸlanır. Sitenin temeli güçtür, kuvvettir.

 

ERDEM, ADALETÄ°N DE ÖTESÄ°NE GEÇMEKTÄ°R

Ä°slam sitesinde ise Farabi demiÅŸ ki, bizim sitesinin temeli fazilettir, erdemdir. Burada Müslümanlar, diÄŸer insanlardan ayrılmaz, çünkü Ä°slam bir ırka ve bir ÅŸehre baÄŸlanmamış. Yani bu ÅŸehirde olanların dışındakiler köledir denmemiÅŸ. Bizim dışımızdakiler de insandır, onlarda bizim gibi Müslüman olursa mutluluÄŸa ererler ve bizimle eÅŸit olurlar. Onun dışında bir yol yoktur. Kimsenin de tekelinde deÄŸildir. Ä°sterse o Müslüman olur ve bizi de geçer. Bu ÅŸekilde bir görüÅŸ vardır ve temeli de erdemdir. Erdem, adaletin de ötesine geçmektir. Derler ki; ÅŸeriatta, seninki senin, benimki benim. Tarikatta seninki senin benimki de senin. Hakikatte ise, ne seninki senin, ne benimki benim hepsi Allah’ındır. Ä°ÅŸte bu erdem sitesinin temel kuralıdır.

 

KÄ°BÄ°RLENMEYECEKSÄ°N, PAYLAÅžACAKSIN

Bunu Maveraünnehir’deki büyüklerimiz ÅŸu ÅŸekilde ifade etmiÅŸler: “Parça yahÅŸi, biz yaman. Parça buÄŸday, biz saman. Parça eski Türkçe’de, bizden baÅŸkası herkes anlamına gelir. Yani bizden baÅŸka herkes iyi, güzel, doÄŸru, biz kötüyüz. Yaman eski dilimizde kötü anlamına gelir. YahÅŸi’de hala Azerbaycan’da var, güzel iyi manasına geliyor.  Herkesi dolu, buÄŸday göreceksin, kendini boÅŸ saman göreceksin, iÅŸte bu erdem sitesinin temeli, öz eleÅŸtiri yapacaksın. Ben ÅŸöyle oldum, böyle oldum demeyeceksin. Tam tersine belki de ben samanım, herkesi de kötü gözle görmeyeceksin, küçümsemeyeceksin. Herkes iyi ben kötüyüm diyeceksin. Bu demin dediÄŸim o, seninki senin, benimki benim; ÅŸeriat, adalet budar iÅŸte. Fakat onun üstünde; seninki senin benimki de senin. Daha da onun üstünde, ne seninki senin ne benimki benim hepsi Allah’ındır. Allah verdiÄŸi için ÅŸükredelim ve ihtiyaç sahiplerine verelim ve daha verir Allah, bunun ötesinin verir. Böyle bir temele dayanıyor.

 

DEVLET SADECE HİZMET KURUMU DEĞİLDİR

Åžimdi ki liberalizmde mesela devlet deyince; onu bir ÅŸirket gibi düÅŸünüyor, vergilerimizi alıyor, elbet bize hizmet edecek. Bir yanıyla öyledir devlet. Ä°nsanlar bir kurum kurmuÅŸlar ortak ihtiyaçlarını gidermek için ama bundan ibaret deÄŸil. Toplumun öyle bir kurumudur ki; o gereÄŸinde sadece bir hizmet kurumu deÄŸil aynı zamanda bir adalet, fazilet kurumudur devlet Ä°slam’da. Onun için kutludur.

 

ANCAK FAZÄ°LETLE ÖLEBÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z

Liberalizm diyor ki; vergi veriyorum, devlet vergimle ayakta duruyor, onun için bana hizmet edecek bir tarafıyla doÄŸru. Peki memleketin savunması, bir istila olursa, iÅŸgal olursa o zaman ne olacak. Onu da paralı asker tutarsınız, hizmet eder para alır diyor, esasta askerliÄŸi de kabul etmiyor. Ücretle yaptırırsınız diyor. Ä°yi ama o asker icabında ölüyor, ÅŸimdi bu karşılar mı onun aldığı ücreti, burada bir adalet var mı? Ancak faziletle gidip ölebilirsiniz. Yoksa ücret karşılığı neden ölsün adam, neden yapsın askerliÄŸi? Burada eÄŸer bir inanç olmazsa, yurdunu, devletini korumanın manevi bir deÄŸeri yoksa sadece aldığı ücret için ölüyorsa, bu onu karşılayabilir mi? Karşılayamaz.

 

TEMEL ÇÜRÜK

Sonra diyor ki; ben kazanıyorum, vergi veriyorum devlet benim hizmetimde olması lazım. O vergiyi bana harcaması lazım. Ama sen o kazancı nasıl saÄŸlıyorsun? EÄŸer düzen olmasa, emniyet olmasa toplumun saÄŸladığı bir güven olmasa, sen o kazancı yapamazsın. Güçlüler öbürlerini ezer, onların kölesi uÅŸağı olursun. Yani tamamen dayandığı temel çürük.

 

DEVLET KUTSAL DEĞİL KUTLUDUR

Åžüphesiz ki devleti putlaÅŸtırmamalı, devlet bir yanıyla tabi ki hepimizin kurduÄŸu bir kurumdur.  Ancak yine de bir manevi ciheti, toplumun bir kurumu olarak, toplumun inancını, toplumdaki  erdemi, toplumun idealini ve idealarını ayakta tutmak için kurulmuÅŸ bir kurum olması hasebiyle; o hizmetin faktörünün yanında, elbette bir manevi deÄŸeri vardır. Onun için Ä°slam’da kutsal deÄŸildir devlet ama kutludur, yani bir kutluluk atfedilmiÅŸtir.

 

DEVLET YÖNETÄ°CÄ°SÄ°, EKSPER DEĞİLDÄ°R

Kutadgu Biligdiye bildiÄŸiniz bir büyüÄŸümüzün eseri vardır. Ä°ÅŸte o da kutluluk bilgisi, yani devletin deÄŸeri, üst bir deÄŸeri olduÄŸu orada söylenir. Bu yüzden devlet yöneticilerinin (bu kutluluk göz önünde tutulunca) sadece uzman ya da bir konuda tecrübeli olması yetmez aynı zamanda erdemli faziletli kiÅŸiler olması gerekir. Belli bir maharet, belli bir güç vardır diye hizmet verecektir, fakat devlet yöneticisi sadece bir eksper deÄŸildir. Aynı zamanda kendini topluma adamış bir erdem, fazilet adamıdır. Ä°slam toplumunda bu böyledir. Ä°sterse babadan oÄŸula geçsin. Hanedan olsa bile yine ondan bu istenir. Bazısını kıyamete kadar anarız, fazileti, erdemi yüce ruhu yüzünden, kimisini de kötü olarak anarız, veyahut hiç anmaya deÄŸer bulmayız. Onun için böyle bir ölçüsü var.

 

BATI TOPLUMUNUN TEMELÄ° GÜÇ

Tek başına adalet toplumu ayakta tutamaz dedik, Rönesans’tan sonra Avrupa’da hukuk bu yönde geliÅŸti, iÅŸte sen gidip hakkini alacaksın, mücadele edeceksin hatta bu daha sonra sosyalist hareketleri doÄŸurdu. Yani hakkını sen koparacaksın. Bu tabi realiteden doÄŸmuÅŸ bir durum. Batı toplumu güce dayandığı için, yüzyıllar içinde ezilmeler görülüyor. Din ayrı bir sömürü konusu oluyor, ruhbanlar sınıfı çöküyor toplumun üzerine, öbür taraftan kral. MeÅŸhur 14.  Louis, ‘devlet benim’, ‘kanun benim’ demiÅŸ. Buna karşı ilk etapta güzel görünen, hak aramaya bakıyoruz Batı’yı nereye götürmüÅŸ. Ä°ÅŸte Fransız ihtilali oluyor, eÅŸitlik, hürriyet ve kardeÅŸlik sloganlarıyla. Hürriyet haykırışlarıyla bütün Avrupa’yı sarsan hareket, sonunda Avrupa’yı Napolyon Ä°mparatorluÄŸu’na götürmüÅŸ. Bütün Avrupa Fransız Ä°mparatorluÄŸu’na dönüÅŸüyor. Sonra Rusya’ya gidiyor, orayı da istilaya. Fakat orada soÄŸukla kışla karşılaşınca yani tabiatla dağılıyor. Bir Rus çarı, ‘tabiat her zaman müttefikidir’ Rusya’nın demiÅŸ. Sonra Fransız imparatorluÄŸu tarumar olup dağıldı.

 

FAZÄ°LETÄ° ESAS ALMAYAN ARAYIÅžLAR, HÜSRANLA SONUÇLANIR

Yani hak, hukuk çığlıkları koparan ve bunun için ihtilaller yapan ve bütün Avrupa’yı sarsan o hukuk fikri tek başına olduÄŸu için temelinde fazilet ve doÄŸruluk hakikat olmadığı için sonunda, yine eski Roma hakimiyeti ideası bilinçaltından çıkıyor ve Napolyon imparatorluÄŸuna dönüÅŸmek istiyor fakat o da hüsranla bitiyor. Aynı ÅŸey Hitler içinde söz konusu. Yani o hak arama güya; ilerde Sosyalizm, Marksizm ile Sovyet rejimini doÄŸuruyor. Komünist-Marksist rejimini doÄŸurdu ki, 70 yıl sürdü tam bir diktatörlük. Ne hak vardı ne insanlık kalmıştı sonradan çöktü.

 

NEREDEYSE BÜTÜN AVRUPA BATACAKTI

Öbür taraftan da Almanlar uÄŸradıkları haksızlıklara karşı isyan edip ortaya çıkıp yine temel Batı hukuk anlayışından hareketle gittikleri ÅŸey sonunda, FaÅŸizm, Nazizm doÄŸurdu. Sonra Hitler bütün dünyayı istilaya halktı. Sonunda Alman milletinin de yere serilmesine sebep oldu. Avrupa büyük bir savaÅŸ geçirdi, neredeyse bütün Avrupa batacaktı. EÄŸer bugünün teknolojisiyle yapılsaydı zaten Avrupa batmıştı. Bakıyoruz Komünizm’de hiçbir zaman ne bireyin hakkı var ne bir ÅŸey güya haktan hareket ettiler ama sonuç oraya gitti. Çünkü erdemi fazileti hesaba katmıyorlar. Halbuki erdem o adaletin temeli.

 

ARTIK DEMAGOJÄ° YERÄ°NÄ° FAZÄ°LETE BIRAKMALI

Åžimdi dikkat ederseniz herkes kendi hakkını ararken bitmez bu tartışma, sürüp gider, demagoji denir buna, sürüp giden karşılıklı demagoji. Nasıl çözümlenebilir, aslında ancak faziletle çözümlenebilir. Sonunda birisi öbürünün hakkını teslim etmesi lazım, o olmadıkça sadece mantıkla, sadece kendini savunmakla kendini ileri sürmekle sonuç alınamaz. Bunun klasik bir misali vardır. Hukuk tahsili yapılırken ilk anlatılan bir hikayedir bu. Eski Yunan’da öÄŸretim paralı. Hukukçu olmak isteyen öÄŸrenci gidiyor bir hocada okuyor. Hukuk bilimini öÄŸreniyor, bitirmiÅŸ avukat olacak. Hocası diyor ki; ÅŸimdi gideceksin bir davayı savunacaksın, kazandığın zaman bir ücret alacaksın. O ilk alacağın ücreti bana getireceksin. Çünkü, ben sana öÄŸretmeseydim o davayı kazanamazdın. Ben sana mesleÄŸi öÄŸrettim, hukuku öÄŸrettim, o yüzden ilk kazandığın parayı bana getireceksin. ÖÄŸrencisi de diyor ki, yok öyle deÄŸil hocam eÄŸer kazanırsam demek ki ben gayret etmiÅŸim bu bilimi öÄŸrenmiÅŸim, o benim hakkımdır. EÄŸer kaybedersem bu sizin yüzünüzdendir. ÖÄŸrenci devamlı kaybedersem sizin yüzünüzdendir, hoca kazanırsan benim yüzümdendir diyor. Peki bunda hangisi haklı, hangisi haksız. Hukukta ilkin bunu söylerler, aslında savunmaya baÄŸlıdır derler. Yani kim iyi savunursa, o haklı. Peki savundular ikisi de, iddia sonsuza kadar devam eder, çünkü mantıkla bunun içinden çıkamazsınız. Ne yapması lazım, devreye erdem, fazilet girmesi lazım. ÖÄŸrenci demesi lazımki hocam tabi elbette sen bana öÄŸretmeseydin ben bu davayı kazanamazdım. Veya hocanın demesi lazım gelir ki ona, evladım sen gayret ettin bu mesleÄŸi öÄŸrendin, bu para senin hakkındır. O zaman çözülür bu yoksa, tartışma devam eder gider. Her ikisini de savunabilirsiniz, iÅŸi ego açısından alırsak bunun çözümü yoktur. Bugün mesela bizim 50-60 yıllık demokrasi tecrübesine genel bir bakış atarsak aynı durumu görürsünüz, bitmeyen tükenmeyen tartışma. 50-60 yıl önceki tartışma tekerrür ediyor.

 

FAZÄ°LET MUSLUKLARI KURUMUÅž, SÖZDE ADALET TOPLUMU OLMAYA ÇALIÅžIYORUZ

Hatta geçenlerde ÅŸöyle bir durum oldu. Anayasa mahkemesi baÅŸkanın konuÅŸmasından sonra bir eleÅŸtiriler oldu. Bir sitede de benim 1968 yılında Sütun kitabında da olan bir yazıyı almış, iÅŸte diyor sanki bugün aynı ÅŸey devam ediyor.

Bu durumun sebebi nedir. Sebebi, toplumumuz fazilet toplumu olmaktan çıkmış, sadece sözde adalet toplumu olmak için çaba sarf ediyor. Tabi bunun da sonu yok. Bizim yeniden fazilet mekanizmasını, toplumumuzda geçmiÅŸte iÅŸleyen fazilet kurumlarını yeniden kurarak iÅŸletmememiz lazım. Hani çeÅŸmeler kurur ya onun gibi fazilet muslukları kurumuÅŸ su akmıyor oradan ama biz bunun farkında deÄŸiliz.

 

 

ÖNCE BAÅžKASININ HAKKINI ARAMAMIZ LAZIM

Bize deniyor ki, Avrupa’dan aldığınız fikirle iÅŸte hakkınızı savunun. Herkes hakkını savunuyor ama karşı tarafın hakkını hiç düÅŸünmüyor. Fazilet odur ki önce karşınızdakinin hakkını düÅŸüneceksiniz. Önce onu düÅŸüneceksiniz. Evet, hak aramamız lazım hepimizin ama kendimizin hakkını deÄŸil, baÅŸkasının hakkını aramamız lazım. Bizden baÅŸkasının hakkını aramamız lazım, bizim de hakkımızı baÅŸkası araması lazım. Batı’daki gibi deÄŸil herkes kendi hakkını arasın, o düzen olmaz. Gördük onları, FaÅŸizm bir iflas, Nazizm öyle oldu Komünizm öyle iflas etti. Daha önce yaÅŸadıkları hürriyet ÅŸu bu iflas etti sonra imparatorluklar dünya savaÅŸlarına dönüÅŸtü. Sonunda Avrupa özgürlüÄŸünü bile kaybetti. Aslında Avrupa bugün Amerika’nın himayesi altında bir bakıma, yani tabi nezaketle onlara hatırlatmıyor bağımsız deÄŸilsiniz diye ama bağımlıdırlar. Avrupa bugün Amerika’ya bağımlıdır. DoÄŸu Avrupa’da Rus hakimiyeti vardı, biraz daraldı. Åžu anda Ukrayna olayı, bu iki hakimiyetin çarpıştığı yerdir. Yani Amerika ve Rusya orada çarpışıyor. Ukrayna, beyaz Rusya ÅŸu bu deÄŸil, hakimiyet çarpışıyor.

 

AVRUPA ADALET FÄ°KRÄ°YLE BÄ°R YERE VARAMADI

Avrupa fazilet düzenini kuramadığı için, buna yanaÅŸmadığı için sadece kendini düÅŸündüÄŸü adalet fikriyle bir yere varamadı. Ve sonunda Amerika’ya kaptırdı ve diyelim ki Rusya, bir de Çin, tabi eskiden beri var olan bir gerçeklikte o, ÅŸimdi bunlar bütün dünyayı tehdit ediyor. Çünkü fazilet temeline dayanmıyorlar.

 

Ä°SLAM DÜNYASINDA BÜYÜK SIKINTILAR VAR

Ä°slam dünyası da paramparça olmuÅŸ, bölünmüÅŸ ve bir türlü toparlanamıyor. Her yerde büyük aÄŸrılar, sızılar, büyük sıkıntılar var. Bunun sebebi faziletten yoksunluktur. DediÄŸimiz gibi, bir medeniyet ancak üç temel fikrin gerçekleÅŸmesiyle ayakta durur. Ä°yilikle yaparsınız, adaletle yerine getirirsiniz bir de bunu güzel yerine getirme vardır. Bir insana bir doÄŸruyu söylerken bunu güzel söylemek vardır. Bir yüze çarparak bir ÅŸeyi söylemek var, bir de bunu düÅŸünüp taşınıp en kırmayacak, en incitmeyecek ÅŸekilde söylemek vardır ki; iÅŸte bu da güzellik ideası.

 

HAKÄ°KAT VE FAZÄ°LET Ä°DEALARINI Ä°HMAL ETMÄ°ÅžLER

DiÄŸer medeniyetlerde gördüÄŸümüz en büyük eksiklikler; doÄŸruluk, hakikat temeli yok, iyilik, fazilet temeli de yok. Sadece adaletle onların iddiası olan hak aramak ve birazda estetikle ayakta duruyorlar. Adalet ve güzelliÄŸi güya hedef alıyorlar. Ama hakikat ve fazilet idealarını ihmal etmiÅŸler. O yüzden Avrupa medeniyeti Rönesans’tan sonra eski Roma ve Yunan’ın diriliÅŸi tecrübesidir, bu tecrübe baÅŸarıya ulaÅŸamamış. Ve ÅŸu anda da tam bir belirsizlik ve karanlık içinde gemi okyanusta gidiyor. Batı’nın durumu böyle.

 

ÇÄ°N’Ä°N GELECEĞİ DE KARANLIKTIR

DoÄŸu’da da bildiÄŸimiz eski Çin medeniyeti var, tabi bir takım estetik ciheti var. Fakat orada da Çin hükümdarlarının büyük, bir nevi hakimiyeti zulüm var insanlara. Sonunda Çin imparatorluÄŸu battı, fakat ÅŸimdi yeniden bir doÄŸuÅŸ yapmak istiyor. Nereye gideceÄŸini söylemek mümkün. Yani onunda fazilet temeli olmadığından ve dünyaya hakimiyet için geliÅŸme emmareleri gösterdiÄŸi için geleceÄŸi yok, bana göre. Bunu nereden anlıyoruz, DoÄŸu Türkistan’da ezan okuyan namazını kılan insanları bile tarayıp öldürüyor, insan hakkını tanımıyor, bunun yaÅŸaması mümkün deÄŸil, istediÄŸi kadar güçlü olsun. Ekonomi iyi, olabilir. Milyarlarca insan çalışırsa, hiçbir hak iddia edemeden bir nevi diktatörlük altında çalışırsa, tabi ki sonucu bellidir.

 

HZ. Ä°BRAHÄ°M’Ä°N BAÅžKALDIRISI: Ä°SLAM MEDENÄ°YETÄ°NÄ° TEMSÄ°L EDER

Roma’nın ve Yunan’ın dayandığı ÅŸey, eski Mısır’dır. Mısır firavunlar hakimiyeti, oradan almışlardır medeniyet dediÄŸimiz olguyu. Dünya, imar, estetik açısından büyük bir medeniyet, iÅŸte ehramları ortadadır. Fakat bunu zulümle yapınca, fazilet yoksunluÄŸu olunca uzun süre devam edememiÅŸ çökmüÅŸtür. Bu Kur’an-ı Kerim’de onun için firavunlar üzerinde durur. Mısır medeniyetinin de temeli Mezopotamya medeniyetidir. Bu medeniyetinde sonunu getiren Nemrut hadisesidir. Nemrut’a karşı çıkan Hz. Ä°brahim’dir. Ä°ÅŸte temeli doÄŸruluk, fazilet, adalet ve güzellik ideasının medeniyeti olan Ä°slam medeniyetini; Hz. Ä°brahim’in o baÅŸkaldırısı temsil etmektedir. Nemrut’un hakimiyetine, zulmüne, kendini tanrı görmesine, Allah vardır sen hiçbir ÅŸey deÄŸilsin diyerek baÅŸkaldırıdır. Bizim medeniyetimiz oradan gelir, onun en son ve en mükemmel ÅŸeklidir Ä°slam medeniyeti.

 

ERDEMDEN VAZGEÇÄ°P EGOYU YÜCELTMENÄ°N SIKINTISINI YAÅžIYORUZ

Bugün çektiÄŸimiz sıkıntı o medeniyetini bırakıp; sözde bazı konularda ilerlemiÅŸ olan, teknolojide, bilimde dünya hayatında, güç konusunda ilerlemiÅŸ olan Batı’ya özenme yüzünden, o kendi medeniyetimizin temel ÅŸeyi olan; hakikat, doÄŸruluk, iyilik ve güzellik ideasını kaybetme yani sonuç itibariyle erdem sitesini adeta devam ettirmekten vazgeçip, onun yerine egonun hakimiyetine dayanan, güç devleti, güç toplumu olmak çabası. Tıpkı Batı’daki ve Çin’deki gibi. Çin daha farklı belki o daha uzun konuÅŸulabilir. Fakat o da bir yanıyla güç toplumu.

 

DÄ°RLÄ°Åž: YENÄ°DEN FAZÄ°LET TOPLUMU OLMAKTIR

Ä°ki güç toplumu arasında Ä°slam; doÄŸruluk, hakikat ve fazilet toplumudur. Åžimdi bizim insanlarımızın, düÅŸünürlerimizin, yeniden bu konuya eÄŸilmesi, yeniden toplumumuzun tıkanan damarlarının açılması ve kuruyan akışın tekrar harekete geçirilmesi, yani doÄŸruluk, erdem, fazilet ve güzellik çığırının yeniden açılması ve güncelleÅŸtirilmesi geçmiÅŸten güç, kuvvet, ışık alarak bu güne taşınması ve bugünde yeniden doÄŸrulması. Ä°ÅŸte bizim diriliÅŸ dediÄŸimizde bu hadisedir.

 

DAVRANIÅžIMIZDA FAZÄ°LETÄ° ESAS ALDIÄžIMIZ ZAMAN MESELELERÄ°MÄ°Z ÇÖZÜLECEK

Bu olduÄŸu takdirde Ä°slam dünyasındaki bu parçalanmışlık gider hepsi bir millet olduklarını idrak ederler. CoÄŸrafya, ırklar, töre, dil farkları bizi baÄŸlamaz. Bizi baÄŸlayan hepimizin ortak noktası hakikat, iyilik ve güzellik ideasında buluÅŸmamız, Ä°slam medeniyetinde buluÅŸmamızdır. Hepimizin Müslüman olması ve Ä°slam’ı yaÅŸaması, Ä°slam hayat tarzı, Ä°slam düzenini yaÅŸamasıdır. Buna vardığımız zaman ve davranışımızda da fazileti esas aldığımız zaman meselelerimiz çözülecektir. Yoksa, iÅŸte Batı’dan aldığımız sözde hak, hukuk, demokrasi prensibi ile hareket edersek, herkes kendine yonttuÄŸu takdirde bir çözümü yok. O hukuk hocasıyla, öÄŸrencisinin sürekli tartışması gibi. Biz de 50-60 yıldır müÅŸahede ediyoruz, Demokrat Parti-CHP tartışması, bitmez tükenmez sonu olmayan bir tartışma. Çünkü hiçbiri senin hakkında var demez, hepsi kendisi haklıdır, karşıdaki tamamen haksızdır, her konuda. Buradan bir yere varılamaz. EÄŸer insanlar, faziletle, erdemle, iyilikle, güzellikle hakikatle, doÄŸrulukla hareket etse; anlaÅŸmak her zaman mümkündür.

 

ÇALIÅžMA BAÅžKASI Ä°ÇÄ°NDÄ°R

Onun için bizim önce Ä°slam’a dönmemiz ve Ä°slam’ı en temiz, en saf en temiz, en berrak haliyle, yeniden bulmamız, ona ermemiz, sonra birbirimize karşı adaletten de ötede faziletle hareket etmemiz gerekir. Her ÅŸeyden önce, baÅŸkasını düÅŸünmek lazım. Hatta bu rızk konusunda da Ä°slam’da caridir (genel). Yani çalışmamız lazım, bunu kendi rızkımızı kazanmak için yaparız, görüntüsü odur. Ama hakikatte, Allah hepimizin rızkını tekeffül etmiÅŸtir, kimse aç kalmaz. Peki o zaman niye çalışıyoruz? Herkes bir baÅŸkasının rızkını temin eder. Yani diyelimki, çalışacağız, kazanacağız, fakat baÅŸkaları için bizden baÅŸkası için, kendimiz için deÄŸil, kendi rızkımızı Allah tekeffül etmiÅŸtir. Bunu oturupta bir miras yedi gibi, bir asalak gibi yemek de var. Ama bir de sen de çalışırsın, baÅŸkalarının hizmetinde olursun, hepimizin rızkı verilir. Ä°slam toplumunda çalışma baÅŸkaları içindir.

 

Ä°SLAM DÜZENÄ° EN LAYIK OLANI ÖNE GEÇÄ°RMEDÄ°R

Size bir ÅŸey teklif edildiÄŸi zaman yani diyelim bir mevki teklif edildiÄŸi zaman, Ä°slam’da önce ÅŸöyle düÅŸünülür; acaba birinin hakkını yiyor muyum, birinin önüne geçiyor muyum, bu görevi benden daha iyi yapan var mıdır. Onu öne geçirme düzenidir Ä°slam düzeni. Böylece bu düzen en parlak bir hayat yaÅŸanmış, bugün unuttuÄŸumuz bir toplum fazilet toplumu yaÅŸanmıştır. Bunun binlerce misali vardır. Bunu unutmayalım. Güncel bir çok konu oluyor, bunu yaşıyoruz fakat bunların hepsi gelip geçidir. Ve Ä°slam aleminin içinde bulunduÄŸu acıklı durum devam etmektedir.

 

DÄ°ÄžERÄ°NÄ°N HAKKINI SAVUNAN KAHRAMANLARA Ä°HTÄ°YAÇ VAR

Bunu aÅŸmamız için bizim önce tekrar Ä°slam’ın gerçek anlamı olan fazilet medeniyeti yolunu tutmamız bunu ideal olarak kabul etmemiz ve bunun içini doldurmamız lazım, geçmiÅŸi inceleyerek, düÅŸünerek. Ve ondan sonra bunu gerçekleÅŸtirmemiz lazım. Buna çalışmamız lazım, kalıcı olan bu, sonuç getirecek olan çalışmada budur. DiriliÅŸ’te budur. Tekrar kendi sitemizi kurmamız lazım, Ä°slam alemi için bunu yapmamız lazım ve insanlık için, insanlık da bizden bunu bekliyor. DiriliÅŸ nesli bunu yapacaktır. Kendi hakkını deÄŸil toplumun, herkesin diÄŸer mümin kardeÅŸinin hakkını savunan kahramanlar olarak hareket edecektir. Ä°slam’ın yeni toplumunda yani Ä°slam’ın diriliÅŸi toplumunda bu olacaktır inÅŸallah. Ve insanlık tarihinde yeni bir çaÄŸ açılacaktır inÅŸallah. Buna hepimiz çaba sarf edeceÄŸiz ve bunu gerçekleÅŸtireceÄŸiz.

Sezai Karakoç: Artık demagoji yerini fazilete bırakmalı from Düşünce Mektebi on Vimeo.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.