YaÅŸam
Amele pazarında 12 saatlik mesai
TÜİK verilerine göre Güneydoğu'da işsizlikte patlama yaşanıyor. Nedeni kimine göre Suriyeli mülteciler kimine göre çatışmalı yıllar. Amele pazarında günde 12 saat iş bekleyen gündelikçiler yaşadıklarını Aljazeera'ye anlattı.
Türkiye Ä°statistik Kurumu’nun açıkladığı iÅŸsizlik rakamlarında GüneydoÄŸu Anadolu Bölgesi başı çekiyor. Türkiye genelinde en düÅŸük iÅŸsizlik oranı Konya’da yüzde 4,7 iken GüneydoÄŸu kentlerinde bu oran yüzde 21,1’e kadar çıkıyor. Diyarbakır'da oran yüzde 17,5. En düÅŸükle en yüksek iÅŸsizlik oranları arasındaki farkın nedeni kimine göre çatışmalı yıllar, kimine göre de Suriyeli mülteciler.
GeçtiÄŸimiz günlerde açıklanan TÜÄ°K verilerine göre hane halkının iÅŸgücüne katılım oranının düÅŸük olduÄŸu yerlerin başında yine GüneydoÄŸu bölgesi geliyor. Buna göre en düÅŸük iÅŸgücüne katılma oranında Mardin %36,9'le başı çekerken; ardından Batman, Şırnak, Siirt, Åžanlıurfa ve Diyarbakır geliyor.
"Ya korucu olacaktık ya işsiz"
Diyarbakır’ın merkez ilçelerinden BaÄŸlar’da her gün kurulan amele pazarı, inÅŸaat ya da taşıma iÅŸlerinde iÅŸçi arayanların ilk baktıkları yerlerden. Pazar, kaldırım iÅŸgal edilerek oluÅŸturuluyor. Her gün yüzden fazla insan bu kaldırımlarda iÅŸçi arayan iÅŸverenleri bekliyorlar.
Ahmet Polat o iÅŸçilerden biri. Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesindeki Åžaklat köyünden 1993 yılında ayrılmış. Köylerine gelen askerler ‘ya korucu olacaksınız, ya da köyü boÅŸaltacaksınız’ deyince apar topar boÅŸaltılmış 450 haneli köy. “EÅŸyalarımızı, hayvanlarımızı bile alamadık” diyor Ahmet Polat. Ä°ki çocuÄŸuyla birlikte Diyarbakır’ın varoÅŸlarından Fatih PaÅŸa’ya yerleÅŸmiÅŸler. Tahsili yok, tarla ve hayvancılıktan baÅŸka anladığı iÅŸ de. Bu nedenle yolu BaÄŸlar Amele Pazarı’na kadar varmış.
Ä°ÅŸ bulabilmek için her sabah altıda BaÄŸlar Dörtyol’da kaldırımın üzerindeki yerini alıyor. AkÅŸamın altısına kadar duvara yazlanarak, çömelerek ya da bulduÄŸu bir gazete kâğıdının üzerine oturarak kendisine iÅŸ verecek birilerinin gelmesini umutla bekliyor.
“Öyle ay oluyor ki beÅŸ gün ancak çalışabiliyorum. Ä°nÅŸaat, taşıma ne olursa çıkacak bir iÅŸ için kışın soÄŸukta, yazın sıcakta bekliyoruz. EÄŸer iÅŸ bulabilirsek günlük 40-60 lira arasında bir kazancım oluyor. Åžimdi sekiz çocuÄŸum var. Hepsi okula gidiyor. Elektrik ve su faturamı iki üç ayda bir ancak ödeyebiliyorum. Kiramı zor yetiÅŸtiriyorum.”
"Suriyeliler piyasayı bitirdi"
Ahmet Polat ve onun gibi gündelikçiler iÅŸlerinin Suriyeli mültecilerin gelmesinden sonra düÅŸtüÄŸünü anlatıyor. Sayı artınca iÅŸ olanakları azalmış ve yevmiye düÅŸmüÅŸ. Kendilerinin 40-60 lira arasındaki yevmiyelerine karşılık Suriyeliler günlük 20 liraya çalışıyorlar. Fiyat düÅŸünce iÅŸverenler Suriyelileri tercih ediyorlar. Ahmet Polat bundan gocunmuyor, onun gocunduÄŸu esas mesele geride bıraktığı köyü.
“SavaÅŸtan kaçıp geldiler, açlıktan ölsünler mi? Yazıktır, günahtır, elbette onlar da çalışacak. Ancak iÅŸ, herkese yetmiyor. Benim tarlam, virane olmuÅŸ evim köyümde. Ben köyüme gitmek istiyorum.”
Köye kendi imkânları ile gidenler olmuÅŸ. Onun için bu çok zor. Geçimini bile güçlükle temin ederken dönüp evini onarıp yerleÅŸmesi, tarlasını sürmesi ve birkaç hayvan alması hayal gibi geliyor.
Kutmir Duru’nun iÅŸsizlik hikâyesi de Ahmet Polat’ınki gibi. Merkeze baÄŸlı Eryol köyü de 1992 yılında boÅŸaltılmış. Dört çocuÄŸu var. Birkaç kez dönmek istemiÅŸ köyüne, hatta dava açmış ancak avukatın istediÄŸi 250 lirayı denkleÅŸtirememiÅŸ. O da köyüne dönüp bildiÄŸi iÅŸi yapmak ve kendi topraklarında yaÅŸamak istiyor.
"Açlıktan başım dönüyor"
BaÄŸlar’daki gündelikçilerin en yaÅŸlısı Seyfettin Koral. 55 yaşındaki Koral yirmi yaşından beri kaldırımları mesken tutmuÅŸ. Kanser hastası olan eÅŸi için yedi sene doktorları gezdiÄŸini, kendisi gibi gündelikçi olan 22 yaşındaki oÄŸlunu, bir inÅŸaatta çalışırken elektrik çarpması sonucu kaybettiÄŸini anlatıyor.
“35 senedir amelelik ve hamallık yapıyorum. Bir tek gün ödenmiÅŸ sigortam yok. Aha gördüÄŸün ÅŸu ellerim var. Onlar varsa varım, yoksa ben de yokum. Sabah ezanla çıkıyorum evden. Gez babam gez. Bir lokma koymadan aÄŸzıma bekliyorum. ÖÄŸlen aha oradaki lokantaya bakıyorum. Yemek yiyeyim dersen 7,5 yada 10 lira. Yiyemezsin. Mecbur bakıyorum etrafıma simitçi arıyorum. Simit ne kadar? 75 kuruÅŸ. ’50 kuruÅŸ olmaz mı’ diye soruyorum simitçiye ‘olmaz’ diyor. Yiyeyim mi yemeyeyim mi diye düÅŸünüyorum. KuruÅŸun bile sana lazım çünkü. YaÅŸ ilerledi, yemesen baÅŸka bir türlü. Başım dönüyor açlıktan, iÅŸ çıksa yükün altında bayılıp kalırım diye korkuyorum, mecbur yiyiyorum 75 kuruÅŸtan bir simit.”
"Rakamlar daha fazla"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası BaÅŸkanı Ahmet Sayar, TÜÄ°K’in açıkladığı rakamlardan çok daha fazla iÅŸsizlik probleminin olduÄŸunu savunuyor. Temel sebepler olarak genç nüfusun yüksek oluÅŸu, bölgede 90’lı yıllarda yaÅŸadığı çatışmalı ortam ve Suriyeli mültecileri sıralayan Ahmet Sayar bölgeye devletin pozitif ayrımcılık yapması gerektiÄŸine inanıyor.
“Son otuz yıl yaÅŸanan çatışma ortamından dolayı insanlarımız kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık yaparlarken kente göç etmek zorunda kaldılar ve bir anda vasıflarını kaybettiler. Meslekleri yok, iÅŸ bulma olanakları yok. Suriye’den gelen mültecilerin de daha düÅŸük rakamlarla çalışmaları iÅŸsizliÄŸi arttıran nedenlerden biri. Ayrıca daha önce bölgenin SSK Prim avantajı vardı ki ÅŸimdi yok. Devletin bu açıdan hem iÅŸveren için hem de iÅŸçi için bölgeye pozitif ayrımcılık yapması gerekiyor. Birbirine benzer avantajlar yerine bölgeye özel avantajlar gerekiyor.”
Henüz yorum yapılmamış.