Biri 40 yaşında. ÇocuÄŸu olmadığı için ailesi tarafından psikolojik ÅŸiddet görmüÅŸ. 15 tüp bebek denemesi, dört düÅŸükten sonra uzun bir yas ve travma dönemi yaÅŸarken sürekli aÅŸağılanmış. Bir diÄŸeri boÅŸandıktan sonra ailesi tarafından ÅŸiddet ve baskı gören bir genç kız. Bir baÅŸka kadın ise tecavüz sonrası hamile kalmış. Ailesi onu da, bebeÄŸi de istememiÅŸ. MaÄŸdur olmasına karşın suçlu gibi davranılan yüzlerce kadından sadece biri. Bu üç kadın Üsküdar Belediyesi’nin Kadın Konukevi’nde kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalışıyor.
Türkiye’de 125 kadın sığınma evi var. Nüfusu 100 binin üzerinde her belediyenin sığınma evi açma yükümlülüÄŸü var. Ancak Türkiye’de bu nüfusa sahip 167 belediyeden sadece 32’sinde sığınma evi var.
Yeni hayatın en küçük tanığı
Ä°stanbul’da sadece sekiz belediyenin kadın sığınma evi var. Üsküdar Belediyesi de bu belediyelerden biri. Al Jazeera olarak Üsküdar Belediyesi’nin Kadın Konukevi’ne girdik.
11 kadın ve 15 çocuÄŸun yaÅŸadığı konukevinde, geniÅŸ bir salon, kadınların odaları, kurum sorumlularının odaları, yemekhane ve mutfak var. Konukevinin kapısı, hüzne, korkuya ve umuda açılıyor. YaÅŸadıklarını atlatmaya çalışan kadınlar, evin salonunda drama dersi alıyor. Salonun ucundaki koltuk üzerinde yatan birkaç aylık bebek, annesinin ve diÄŸer kadınların kendini yeniden var etme sürecinin en küçük tanığı. Birkaç ay önce tek kelime etmeyen, kafasını yerden kaldırmayan kadınlar, bireysel ve grup terapileriyle, sosyal etkinliklerle yeniden kendine güvenmeye baÅŸlayan, gelecek umutlarını artıran kadınlara dönüÅŸmüÅŸ. En ufak bir ÅŸeyden korkar halde eve gelen çocuklar, konuk evinin kreÅŸi sayesinde ‘normal’ bir hayata baÅŸlamış. Travmatik bir ortamdan çıkarak okulda geçirdikleri zaman onları da iyileÅŸtiriyor.
50 kadın kendine ev kurdu
Üsküdar Sığınmaevi’nde 15 personel çalışıyor. Ayrıca kurum dışından gönüllü gelen uzmanlar da var. Kurumda ÅŸiddet ve tecavüz maÄŸduru kadınlar var. Altı yıldır hizmet veren konukevinden bugüne kadar 270 kadın ve 240 çocuk yararlandı. Bunlardan 50’si kedine ev kurarak buradan ayrıldı. Kadınlar karakollardan önce Åžiddeti Önleme ve Ä°zleme Merkezleri’ne (ÅžÖNÄ°M) yönlendiriliyor. Oradan da kadın konukevlerine gönderiliyor. Kurum sorumlusu Özlem BaÄŸlar, konukevinde kadınlara psikolojik ve sosyal anlamda her türlü desteÄŸi sunduklarını anlatıyor:
“Belediyenin kültür merkezinin tüm etkinliklerini takip ediyor ve kadınların yararlanmalarını saÄŸlıyoruz. Pazar günleri yüzmeye gidiyoruz. Ä°ÅŸ bulmalarına ve ev kurmalarına diÄŸer kurumlardan da destek alarak yardım ediyoruz. Ev kuranlara kira yardımı ve eÅŸya yardımı yapılıyor. Sonuçta kadınlar buralarda 3-6 ay kalabiliyor. Ä°ÅŸ bulanlar çalıştıkları yerlerde sığınma evinde kaldığını gizliyor. Kadınların sığınma evinden geldiÄŸini öÄŸrenince davranışları deÄŸiÅŸiyor çünkü. Bazen de kadınlarımıza nasıl olsa muhtaç diye daha az para veriliyor. Bir kadınımız var evlere her gün temizliÄŸe gidiyor. Bir temizlikçi 100 TL alıyorsa, ona 30 TL veriyorlar mesela. Bu bakış açısının da deÄŸiÅŸmesi lazım. “
'ÇocuÄŸum iyi olsun da'
Evdeki 19-43 yaÅŸ arasındaki her bir kadının hikâyesi, kadın sorunlarının özeti gibi. Bu kadınlardan biri 6 ay önce, ailesi tarafından istenmeyen tecavüz maÄŸduru A.C. Evde en uzun terapiyi gören ve en büyük duygusal geliÅŸimi gösteren kadınlardan biri. Hamile geldiÄŸi konukevinde doÄŸurmuÅŸ çocuÄŸunu. Ürkek, ama kararlı. ÇocuÄŸuyla birlikte kendine yeni bir yaÅŸam kurmak istiyor. Tüm karşı çıkışlara raÄŸmen çocuÄŸunu kucağına aldıktan sonra onu Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) vermekten vazgeçmiÅŸ. “ÇocuÄŸum iyi olsun yeter, onu asla vermek istemiyorum” diyor.
‘Kadınların umudu olmak istiyorum’
Yedi aydır evde kalan, boÅŸandığı için ailesinden ÅŸiddet gören U.V’nin gözlerinin içi gülüyor. 'Ä°mkânsızı baÅŸardım' diyor ve anlatmaya baÅŸlıyor:
“GeldiÄŸim yerde kadınların söz hakkı yoktur. Kendimi keÅŸfettim burada. Aldığımız eÄŸitimler, katıldığımız sosyal etkinlikler sonrasında ‘Bu ben miyim’ diyorum. Åžimdi dershaneye yazdırdılar beni. EÄŸitimimi tamamlayıp üniversiteye de gitmek istiyorum. Psikolog olup benim durumumdaki kadınların elinden tutmak istiyorum. Öldürülüp intihar süsü verilen, töre cinayetine kurban giden, ÅŸiddet gören kadınların umudu olmak istiyorum.”
‘Yıllarca kısır diye hitap ettiler’
Ä°ki aydır evde kalan 41 yaşındaki Z.B. yaÅŸadıklarını anlatırken, “Ä°ki ay önce olsa, aÄŸlayarak anlatırdım size bunları” diyor. Uzun yıllar maruz kaldığı psikolojik ÅŸiddet sonrası öz güvenini yitiren bir kadına dönüÅŸmüÅŸ. "'Yeter' dediÄŸimde yaÄŸmurlu bir havada, ayağımda pabuçlarla sokak ortasında buldum kendimi” diyor.
"ÇocuÄŸum olmadı benim. Tam 15 kere tüp bebek denedik. Dört kez düÅŸük yaptım. Çok istedim çocuÄŸum olmasını ama olmadı. EÅŸimi baÅŸkasıyla evlendirmek istediler. EÅŸim ile aramda bir sorun yoktu ama hem benim ailem hem onun ailesi hep hor gördü beni. 'Kısır' diye hitap ettiler, 'katır' dediler. Oysa kimse o bebeÄŸi benim ne kadar istediÄŸimi hiç anlamadı. Geceleri uykudan uyandığımda bir mememi açıkta buluyordum. ÇocuÄŸumu emziriyor zannediyordum. Evde bebek sesleri duyuyordum. Kendimden korkmaya baÅŸladım. Tedavi olayım, yardım edin bana’ dedim. Tedavi olmaya gittim. Sonra da deli muamelesi yaptılar. Sonra dayanamadım evden ayrıldım.”
Umudu yeÅŸerten telefon
Z.B. birkaç gün sonra eÅŸiyle birlikte yeni bir ev kuracak, hem de bu zor dönemde yaÅŸadığı büyük bir sürprizle. Sığınma evindeyken koruyucu aile olmak için baÅŸvuran Z.B, bunun için yanıt beklerken hayatında beklenmedik bir geliÅŸme oldu. Bir gün telefonu çaldı. Telefonun ucundaki ses, üç yıl önce devletin masraflarını karşılayacağı tüp bebek tedavisi için baÅŸvurduÄŸunu ve ona sıra geldiÄŸini söylüyordu. Ä°nanamadı. Doktorunun ‘yorgun savaÅŸçım’ dediÄŸi Z.B. artık mutluluk gözyaÅŸları döküyor.
Henüz yorum yapılmamış.