Tatar liderden Türkiye'ye çağrı

Ukrayna’nın yaÅŸadığı siyasi krizle dalgalanan Özerk Kırım Cumhuriyeti’ndeki Tatarlar, Ukrayna'dan ayrılıp Rusya’ya baÄŸlanma endiÅŸesini taşıyor. Önümüzdeki süreçte nasıl bir siyasi strateji ve yol izleyeceklerini masaya yatırıyorlar.

300 bin nüfuslu halkının düÅŸüncelerini, taleplerini ve gelecekle ilgili korkularını Kırım Tatarları Milli Meclis BaÅŸkanı Rıfat Çubarov’a sorduk.

“Kendi anavatanımızda azınlıktayız” diye söze baÅŸlayan Çubarov, ÅŸu an halkını en çok endiÅŸelendiren konunun Rus milislerinin bölgedeki varlığı olduÄŸunu söyledi. Çubarov’a göre bu milisler, bu zamana kadar sorun yaÅŸamadıklarını söylediÄŸi bölgedeki Rus halkıyla aralarında bir provokasyona neden olabilir:

“Son süreçte neyse ki böyle bir ÅŸey yaÅŸanmadı, inÅŸallah da olmaz. Ama, böyle bir olasılıktan korkuyoruz. Bu konuda kendi toplumumuza gerekli mesajları veriyoruz. Uluslararası camianın ve komÅŸu ülkelerin de Rusya’ya bu konuda çaÄŸrıda bulunmasını bekliyoruz.”

Sözü Türkiye’den bekledikleri desteÄŸe getiren Çubarov, bu süreçte DışiÅŸleri Bakanı Ahmet DavutoÄŸlu’yla temasta olduklarını ancak Rusya’ya ve uluslararası kamuoyuna Ankara’nın daha güçlü mesajlar vermesi gerektiÄŸini kaydetti.

“Sayın DışiÅŸleri Bakanı bize Kırım konusunda Kiev yönetimiyle ve uluslararası örgütlerle temasta olduklarını aktardı. Türkiye için Rusya önemli bir partner ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın Rusya liderleriyle çok yakın iliÅŸkileri var. Sık sık, birçok konuda Putin’le görüÅŸüyorlar. Ä°stediÄŸimiz Kırım Tatarlarının korkularını ve rahatsızlıklarını kendisine iletmesi, bu konuda kendisiyle özel görüÅŸmeler yapması. Biz, siyasi ve dini haklarımız verilerek Ukrayna’ya baÄŸlı kalmak istiyoruz. Sınırların yıkılmasını asla istemiyoruz. Bu zamanda Ukrayna’nın sınırları bozulacak olursa, yarın daha büyük sıkıntılar olabilir.”

Kırım yarımadasında barıştan ve birlikte yaÅŸamaktan yana olduklarını söyleyen Çubarov’a, sokaklarda kahvehanelerde görüÅŸtüÄŸümüz Tatar halkında beliren sürgün endiÅŸesini hatırlatıyoruz.

Çubarov buna “Haklı bir korku. O sürgünü yaÅŸayan bazılarımızın ana-babaları saÄŸ. Bu sene sürgünün 70. yılı ve yaÅŸananlar çoÄŸumuzun hafızalarında,” sözleriyle karşılık verdi.

Yeni bir sürgüne bu kez müsaade etmeyecekleri yönündeki mesajlarını ise ÅŸu sözlerle dile getirdi:

“Bizim milli hareketimiz hiçbir zaman silah kullanmamıştır ve kullanmaz. Ama insanların evine gelip baÅŸlarını kesecek ve sürgün edecek olsalar gençlerimiz kendi yapacaklarını yapabilirler. Ama elleri boÅŸ ne yapabilirler? Bizim silahla iÅŸimiz yoktur. Böyle düÅŸüncülerin ortadan kalkması için en çabuk zamanda komÅŸularımızla BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM), Avrupa BirliÄŸi (AB) ve Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı (AGÄ°T) gibi kurumların devreye girmesi gerekir.”