Türkiye'nin büyümesi Batılıları korkutuyor
Paris Üniversitesi Uluslararası Finans bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Moncef Cheikhrouhou, Türkiye'nin büyümeye başladıktan sonra Avrupa'yı korkuttuğunu söyledi. Cheikhrouhou, 'Türkiye'nin etki alanı Akdeniz'den Batı Çin'e kadar uzanıyor. İpek Yolu canlı ve Türkiye İpek Yolu'nu yeniden yaşatabilir' ifadelerini kullandı.
Yasemin Devrimi'nin sahibi Tunus geçtiÄŸimiz haftalarda yeni anayasasını hazırladı. Arap Baharı'nın baÅŸlangıç noktası olan ülke devrim yapan Ortadoğı ülkeleri içinde istikrarlı giden tek ülke. Sekülerizm ve Ä°slamcılık tartışmaları odağında Türkiye'ye en çok benzeyen Müslüman ülke Tunus'ta Anayasa Meclisi Mali Komitesi de Tunus'taki siyasal çeÅŸitliliÄŸin bir yansıması konumunda. Mali Komite BaÅŸkan Yardımcısı Prof. Dr. Moncef Cheikhrouhou aynı zamanda Paris Üniversitesi Uluslararası finans bölümü öÄŸretim üyesi. Muhaliflerden Ä°lerici Demokratik Parti üyesi Prof. Cheikhrouhou Tunus ekonomisini Ä°slamcı kimliÄŸi ile bilinen iktidar partisi en-Nahda ile beraberce demokrasi ve ÅŸeffaflık ile ayaÄŸa kaldırmaya çalışıyor. Ä°slam ülkelerinin kendi öz kaynaklarına yönelmeleri gerektiÄŸini söyleyen Prof. Cheikhrouhou ile uluslararası finans sistemini ve bu sistemin bölge üzerindeki hesaplarını konuÅŸtuk.
Uluslararası finans sistemi oldukça acımasız bir ortam. DoÄŸal rezerv zengini OrtadoÄŸu ve Türkiye çevresinde yaÅŸanan son geliÅŸmeler sisteme dair bir tekelin varlığa iÅŸaret ediyor olabilir mi?
Bence öncelikle bölge olarak kendi içimizde almamız gereken önlemler ve kendimizi korumamız gereken dış tehlikeden bahsetmek gerekiyor. Dış tehlikeden baÅŸlayacak olursak, dünyada kökten bir deÄŸiÅŸiklik yaÅŸanıyor. Bu deÄŸiÅŸiklik 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla baÅŸladı. Komünizm çöktü, Sovyetler BirliÄŸi dağıldı. Ama 1989'da 'temiz kapitalizm' de ortadan yok oldu. 1989'dan beri ABD cari açığı giderek artıyor. ABD'de iç tüketim çok fazla ve bu tüketim dışarıdan alınan borçlar, krediler ile yapılıyor. ABD'nin yerinde baÅŸka bir ülke olsaydı ÅŸu ana kadar IMF çoktan müdahale etmiÅŸti ama ABD'ye asla dokunulmadı.
ABD bu kredileri nereden alıyor?
Krediler Japonya'dan, Çin'den ve petrol ihracatçısı Körfez ülkelerinden geliyor. Roosevelt 1945'te ilk kez bölgeyi ziyaret ettiÄŸinde ABD deniz kuvvetlerine ait Quincy gemisinde Körfez'in önde gelenleri ile buluÅŸtuÄŸunda Suudi Arabistan'da ARAMCO'nun ve Suudi merkez bankası SAMA'nın kurulmasına öncülük etti. Ama Ä°ran dahil, bölgenin tüm emirlerinden, krallarından ABD'yi ekarte etmeme sözü aldı. Musaddık Ä°ran'da darbe ile Åžah'ı devirdikten hemen sonra ABD'nin tekrar Åžah'ı göreve geri getirmesi Batı'nın OrtadoÄŸu'daki bu krallıkları koruyacağının teminatıydı. Bu teminat, petrol gelirlerinin ABD'de toplanmasına vesile oldu.
MEVCUT SÄ°STEM BÄ°R MEGA CANAVAR
Ancak bahsettiÄŸiniz Körfez-ABD ittifak dengesi de deÄŸiÅŸiyor. Suudi Arabistan ve ABD arasındaki kayıtsız ittifakın ÅŸekli ne olacak?
Bugün sistem yeniden deÄŸiÅŸiyor. ABD ve Kanada kaya gazını keÅŸfetti. Åžu anda OrtadoÄŸu çok endiÅŸeli çünkü petrol ihracatçısı ülkeler ABD'nin yavaÅŸ yavaÅŸ bölgeye ilgisinin azalacağını biliyor. Ayrıca önemli bir husus olarak ABD Ä°ran'la sorunlarını artık bitirmek istiyor. Artık herkes OrtadoÄŸu'da bir ÅŸeylerin deÄŸiÅŸeceÄŸini anladı. Åžu anda OrtadoÄŸu'da petrol etrafında geliÅŸenlerden rahatsız iki oyuncu mevcut: Suudi Arabistan ve Ä°srail. Bunu görmemiz lazım. Sorunlar ekonomik olduÄŸu kadar siyasi ve askeri. O nedenle korkunç ÅŸeyler yaÅŸandığını göreceÄŸiz.
BÜYÜK BEDELLER ÖDEYEBÄ°LÄ°RÄ°Z
O zaman OrtadoÄŸu'da askeri bir savaÅŸ kadar finansal bir savaÅŸ da var diyebilir miyiz?
2007'de Goldman Sachs kötü finansal enstrümanlar yani altın ve riskli krediler (subprimes) konusunda uyarılar yaptı. Herkes riskli kredilerin her seferinde daha da yüksek fiyata satılan, karşılığı olmayan, çoÄŸunun asla açılmaması gereken, içi boÅŸ kutular olduÄŸunu biliyordu. Bu türev balonu giderek büyüdü. Öyle büyüdü ki mesela Kıbrıs, Yunanistan gibi ülkelere tahvil vermek için kullandıkları enstrümanlar bu ülkeleri iflasa sürükledi. Dünyanın gayrisafi hasılası 74 trilyon dolarken bu finansal enstrümanların büyüklüÄŸü 63 trilyon dolar. Bir ülkenin GSYÄ°H'nın tamamını teminat altına alan sigorta ÅŸirketleri bu paraları nereden buluyor? Gerçek dışı ve reel ekonomiyle bağı olmayan bir finans sistemi içerisindeyiz. Mevcut finansal sistem OrtadoÄŸu'yu adres gösteren bir mega-canavar. EÄŸer biz buna karşı bir ÅŸey geliÅŸtiremezsek çok büyük bedeller öderiz. Bunlar da dış tehlike.
ETKÄ° ALANINIZ ÇÄ°N'E DEK UZANIYOR
Türkiye ne zaman bölgesinde bazı ÅŸeylerin öncüsü olmaya kalksa çeÅŸitli lobilerin direnci ile karşılaşıyor.
Sabırlı bir ÅŸekilde etrafımızda, bölgemizde yeniden uzlaşı ortamı yaratmalıyız. Bugün Ä°ran'ın imtiyaz sahibi olduÄŸu patent sayısı Ä°srail'in sahip olduÄŸu patent sayısından 10 kat daha fazla. Ä°srail'in patent sayısı ise herhangi bir Arap ülkesinin sahip olduÄŸundan 10 kat daha fazla. O zaman neden Ä°ran gibi bir ülke ile iÅŸbirliÄŸi içinde olunmasın? Körfezin sermayesi, Ä°ran'ın bilimsel olanakları ve Türkiye'nin sahip olduÄŸu teknolojik alt yapı ve piyasa eriÅŸebilirliÄŸi ile yeni bir iÅŸbirliÄŸi oluÅŸturulabilir. Türkiye'nin etki alanı Akdeniz'den Batı Çin'e kadar uzanıyor. Ä°pek Yolu hala canlı ve Türkiye Ä°pek Yolu'nu yeniden yaÅŸatabilir.
AYRI 'MERKEZ'E GEREK YOK
Bu iÅŸbirliÄŸi ortak bir finans sistemi gerektiriyor mu?
Altı Körfez ülkesi yıllar önce ortak para birimi için masaya oturdu ancak merkez bankasının nerede olması gerektiÄŸi gibi saçma bir konu üzerinden baÅŸaramadılar. Bana sorarsanız bu proje de bölge üzerinde çıkar hesabı olanlar tarafından çökertildi. Ama unuttukları bir ÅŸey var: Afrika'da, Batı Afrika ülkelerine özel ve Orta Afrika ülkelerine özel olmak üzere iki merkez bankası bulunuyor ve 50 yıldır ortak para birimi kullanıyorlar. Bu ülkeler tek tek her ülkeye ayrı bir merkez bankası gereksinimi olmadığının güzel bir örneÄŸidir.
Ortak para birimi olabileceğine hala inanıyor musunuz?
IMF kendini geliÅŸtirebilirse dünyaya tek bir para birimi sunabilir. Benim bu projeye inancım sonsuz ve bunun üzerinde ciddi bir ÅŸekilde çalışmalıyız.
'İslami' finans değil katılım bankacılığı
Oldukça seküler bir lider olan Bourguiba ile Ä°slami finans üzerine çalışmalar yaptınız. Biraz bahseder misiniz?
Yıllar önce (Habib) Bourguiba'nın direktifiyle Kuzey Afrika'nın ilk Ä°slami bankasını kurdum. Ben bu bankayı 11 yıl çalıştırdım. Ancak yine de bu iÅŸte 'Ä°slami' kelimesini hiç kullanmadım, 'katılım bankacılığı' demeyi tercih ettim. Çünkü bir hata söz konusu olduÄŸunda Ä°slam'ın bundan zarar görmesini istemem. Ä°kinci olarak böyle bir bankanın müÅŸteri kitlesinin sadece Müslümanlardan oluÅŸmasını istemem. Mesela o dönemde Tunuslu Yahudi müÅŸterilerimiz çoktu. Üçüncü olarak ise toplumu bölmek istemeyiz.
O zaman İslami bankacılık deyince neden bir tepki oluyor?
Çünkü bu ÅŸekilde bir bankacılık anlayışı bölgenin finans kaynaklarını bölgede tutabilecek tek sistem. Ä°slam ve demokrasi temiz bir felsefeyle bir araya getirildiÄŸinde büyümenin ve hatta neÅŸetin kaynağını oluÅŸturur. Dışarda 'borç' denen bir kanser var. Oysa ki faizin temiz olması, karın adil dağıtılması gerekir. Ve biz kültürümüzde, köklerimizde, dinimizde bu iÅŸin doÄŸrusu olduÄŸu halde bu kanseri taklit etmeye çalışıyoruz.
TÜRKÄ°YE'DE DARBE OLSA KAHRIMDAN ÖLÜRÜM
Allah Türkiye'ye selamet versin. Türkiye'de birilerinin darbe yapmaya, iktidarı devirmeye çalıştığını ve demokrasiyi yok etmeye çalıştığını biliyoruz. Bir gün uyandığımda Türkiye'ye bir saldırı, bir müdahale ya da bir darbe olduÄŸunu duysam inanın kahrımdan ölürüm.
Viyana'ya dayanırız diye korkuyorlar
Batı finans sistemi kendini temizlemezse giderek fakirleÅŸmeye mahkum, mesela ABD giderek fakirleÅŸiyor. Oysa biz büyümek istiyoruz. Türkiye bize bunun yolunu gösterdi. Türkiye yüzde 9,5 büyümeyi baÅŸardıktan sonra Türkiye'nin aleyhinde olmaya baÅŸladılar. Batı ÅŸu an Türkiye'ye, BaÅŸbakan ErdoÄŸan'a çok sert vuruyor. Avrupalılar Türkiye büyüdükçe 'aman Allah'ım, Müslümanlar tekrar Viyana kapılarına dayandılar' psikolojisi ile panikliyor. Bazılarına söz anlatabiliyor, beraber çalışabilir uzlaÅŸabiliriz diyorsunuz, bazılarına ise anlatmak mümkün deÄŸil.
Bu zehirli finans sisteminden nasıl arınabiliriz?
Mevcut IMF geliÅŸtirilebilir ve tüm ülkeleri kapsayacak bir 'süper-IMF' modeli oluÅŸturulabilir. Dünyada 57 tane Müslüman ülke var ve bu ülkeler Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı'nı, Ä°slam Kalkınma Bankası'nı kurdular. EÄŸer beraberce IMF'de reel ekonomi ve reel finansın temsil edilmesine karar verebilirsek Türkiye, Tunus, Cezayir, Mısır, Körfez ülkeleri Suudi Arabistan IMF'de bu enstrümanların oylanmasını saÄŸlayabilir, dövizimiz gerçekten deÄŸerlenebilir. Bu ülkeler bir aradayken IMF'de en az ABD kadar ağırlığı oluyor.
Henüz yorum yapılmamış.