Sosyal Medya

Birey(selleÅŸme) Korkusu

Aslında, birey demek, kendi hayatı konusunda kendisi karar verebilen insandır. Başkasının dayatması altında olmadan hayatını düzenleyen insandır, birey. Birey olmak sorumluluk sahibi olmaktır.



Ziya Oktay- DüÅŸünce Mektebi

 

Üstad Ali Bulaç , Dünyabülteni’nde ‘’Bireyin güvenlik sorunu’’[1] yazısında,  Müslüman kamuoyunda hiç bitmeyen birey korkusunu iÅŸlemiÅŸ. Ama bu öylesine bir korku deÄŸil.  Tüm düÅŸünce ÅŸemasını ve hayatı sararak bir otoriter zihniyete dönüÅŸmüÅŸ bir korku bu. 

Bireyin moderniteyle birlikte, atomikleÅŸtiÄŸi, toplumdan ve aileden koptuÄŸu kollektivist düÅŸünce (özellikle de sol düÅŸünce) tarafından ortaya atılan bir iddiadır. Zaman içerisinde bu düÅŸünceye sosyal bilimler literatüründe tam bir imanla baÄŸlanıldı. Müslümanlar da bu düÅŸünceden nasibini almış durumda.

Birey dendiÄŸi anda, günümüz Müslümanın aklına gelen, bireyselleÅŸen insanın hemen aileden kopacağı, topluma düÅŸman olacağı, hedonist (hazcı) bir hayata dalacağı, sonunda ayyaÅŸ,  bir tür cinsel sapık olup çıkacağı sonucuna varılır.  Bu yüzden, en güvenli yer, aile, cemaat, tarikat ve s. gibi kollektif bir yapıdır. Müslüman hayatını bu kavramların çerçevesinde gerçekleÅŸtirmelidir.

Aslında, birey demek, kendi hayatı konusunda kendisi karar verebilen insandır. BaÅŸkasının dayatması altında olmadan hayatını düzenleyen insandır, birey. Birey olmak sorumluluk sahibi olmaktır. Birey olmak, özgür iradeye sahip olmaktır, özgür olmayan insan nasıl ahlaklı olabilir?! Herkesin Müslüman, komünist ya da maocu olmasının emredildiÄŸi, baÅŸka alternatifin kabul edilmediÄŸi ortamda nasıl ahlaklı olunabilir? Birey olmak, ne olacağına karar verebilmektir.

Üstad Ali Bulaç’ın zikredilen yazısında da anlaşıldığına göre, ideal insanın (Müslümanın) durumu,  ‘’bir cemaate, mesleki teÅŸekküle, vakfa, bir tarikata veya bir aÅŸirete ve kabileye mensup’’ olmasıdır. Yani, Müslüman her ÅŸey olabilir bir tek kendi hayatı hakkında karar verecek olan birey olamaz.

Aslında, tarihi süreç içinde belli zihniyet kalıpları içinde oluÅŸan geleneksel Müslümanın‘birey’ olduÄŸu durumlar var. Ä°tiraf edilmese de. Geleneksel Müslüman ‘bir egemenliÄŸe’ ,  ‘bir otoriteye’, baÅŸkaları üzerinde tasarruf ve dayatmaya sahip olduÄŸu zaman ‘Birey’ oluyor. Mesela, baba olunca, aÅŸirete aÄŸa olunca… kendi hayatını ve kendinden güçsüzlerin hayatı konusunda tasarruf edince. Baba olunca, 18 yaşını aÅŸmış çocuÄŸunun hayatına her an müdahale edince, hanımına sanki malıymış gibi davranınca…

Üstadımız yazısında,  bireyin doÄŸduÄŸu moderniteye/modern ÅŸehre karşıt bir örnek olarak, bir araÅŸtırmaya göre en az suç iÅŸlenen MuÅŸ’u örnek olarak sunmuÅŸ.  Baktığı yerden doÄŸru gibi görünen manzara biraz düÅŸününce bu kadar basit olmadığı anlaşılıyor.

Yazar vurguluyor: ‘’Modern kodlara uymadığında en saÄŸlıklı sosyal iliÅŸkiler dahi feodal olarak tanımlanır. Bir araÅŸtırmaya göre MuÅŸ, en az suç iÅŸlenen merkezlerden bir tanesidir. Dinî deÄŸerler, toplumsal dayanışma, aÅŸiret ve kabile iliÅŸkisi, MuÅŸ’ta suçların artmasını önlüyor; toplumsal kontrol mekanizmaları hala etkili.’’

MuÅŸ, Ä°stanbul’la, Ä°zmir’le karşılaÅŸtırılması baÄŸlamına tam oturmayan bir mukayesedir. MuÅŸ’a daha yakın bir örnek olabilecek (geleneksel kontrol mekanizmalarının hala etkili olduÄŸu, insanların bir cemaate, bir aÅŸirete mensup olduÄŸu) Batman’da geçen yıllarda gündeme gelen kadın intiharları sorununu nedense üstadımız hatırlamaz. Nedense bu ‘'kontrol mekanizmaları’’ kadınların korunmasında hiç etkili deÄŸil.



[1]  http://www.dunyabulteni.net/yazar/ali-bulac/19550/bireyin-guvenlik-sorunu

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.