Åžeyh Ahmed Yasin
Kutsal DireniÅŸin Manevi Lideri: Åžeyh Ahmed Yasin
Kutsal DireniÅŸin Manevi Lideri: Åžeyh Ahmed Yasin
Ahmed Yasin 1937 yılında Filistin'in Askalan ÅŸehrinin el-Cevra köyünde dünyaya geldi. Üç yaşında iken babası vefat etti. Bundan sonra annesinin ve kardeÅŸlerinin himayesinde büyüdü. 1948 yılında yahudilerin Filistin'in büyük bir bölümünü iÅŸgal etmelerinin yol açtığı felaket üzerine ailesi Gazze ÅŸehrine göç etti.
Ahmed Yasin, 1952 yılında Gazze ÅŸehrindeki Ä°mam Åžafii Okulu'nda ilköÄŸrenimini tamamladı. Sonra er-Rihal Ortaokulu'nda ortaöÄŸrenimini tamamladı. Lise öÄŸrenimini de 1958 yılında Filistin Lisesi'nde tamamladı. Ahmed Yasin, hayatının gerek bu döneminde gerekse sonraki dönemlerinde pek çok önemli olaya ÅŸahit oldu. Bütün bu olayların onun üzerinde önemli etkileri oldu.
Ahmed Yasin, 1952 yazında bir yüzme faaliyeti esnasında kafasının üstüne düÅŸtü ve boyun kemiÄŸi kırıldı. Bu yüzden bütün vücudu felç oldu.
Liseyi bitirdikten sonra bazı ilim adamlarından özel dersler aldı. Bunun yanı sıra kendi özel çalışmalarıyla da kendini çok iyi yetiÅŸtirdi. Çevresinde zeki ve kültürlü biri olarak tanınırdı. Özel öÄŸrenimini tamamladıktan sonra öÄŸretmen olarak görev aldı.
1967 yılında Filistin'in tamamının siyonist iÅŸgalcilerin eline geçmesi üzerine insanlar vatanlarını iÅŸgalden kurtarma mücadelelerinde kendilerine önderlik edecek birilerini aramaya baÅŸladılar. Ä°ÅŸgalci yahudilerden gelen tehlike konusunda insanların ÅŸuurlandırılmasında Åžeyh Ahmed Yasin'in büyük rolü oldu.
Åžeyh Ahmed Yasin, Gazze'de Ä°slâm Merkezi'ni kurmasından sonra iyice tanındı ve Filistin'in her tarafında adı duyulmaya baÅŸladı. Bu durum iÅŸgal yönetimini son derece rahatsız etti ve iÅŸgal yönetimi Åžeyh Ahmed Yasin'i defalarca polis merkezine çağırdı.
1984 yılında Åžeyh Ahmed Yasin ve yardımcılarından pek çok kimse tutuklandı. Yürütülen soruÅŸturma sonunda Ahmed Yasin, Ä°srail devletini yıkarak yerine Ä°slâmi bir devlet kurmak için çalıştığı gerekçesiyle 13 yıl hapse mahkum edildi. Ancak on bir ay sonra Filistinlilerle iÅŸgalciler arasında gerçekleÅŸtirilen bir esir deÄŸiÅŸiminde serbest bırakıldı. 1985'te gerçekleÅŸtirilen bu uygulamadan sonra Åžeyh Ahmed Yasin yine Filistinli kitlelerin siyonist iÅŸgalcilere karşı sürdürdükleri cihadlarında baÅŸlarına geçti. Ahmed Yasin 8 Aralık 1987 tarihinde baÅŸlayan intifadanın öncüsü durumundaki Ä°slâmi DireniÅŸ Hareketi (HAMAS)'nin liderliÄŸini yürüttü. Bu teÅŸkilatın manevi lideri ve intifadanın devamında bir motor görevi gördü.
Siyonistler, 18 Mayıs 1989 tarihinde Åžeyh Ahmed Yasin'i yeniden tutukladılar. Onunla birlikte Ä°slâmi DireniÅŸ Hareketi mensubu pek çok kimseyi de tutukladılar. Bu tutuklama, intifadayı durdurmayı amaçlayan sonuç getirmeyecek bir uygulamaydı. Ancak siyonistler umduklarını bulamadılar. Çünkü bu olay üzerine intifada daha da ÅŸiddetlendi.
Uzun oyalamalardan sonra Åžeyh Ahmed Yasin 3 Ocak 1990 tarihinde mahkeme önüne çıkarıldı ve 15 suçlamadan yargılandı. Ahmed Yasin'in mahkeme mensuplarına söylediÄŸi söz ÅŸu olmuÅŸtu: "Bu mahkeme kanuni olarak beni yargılama hak ve yetkisine sahip deÄŸildir. Çünkü bu mahkeme iÅŸgalciler tarafından kurulmuÅŸtur. Dolayısıyla tamamen gayri meÅŸru ve kanundışıdır."
Bu ilk duruÅŸmadan sonra yargıç yeniden duruÅŸmayı belirsiz bir tarihe kadar erteledi. Daha sonra siyonist yönetim Åžeyh Ahmed Yasin'in 6 Ekim 1991 tarihinde mahkeme önüne çıkarılacağını açıkladı. HAMAS bu sırada, Åžeyh Ahmed Yasin'in yargılanmasını protesto için genel grev ilan etti. 16 Ekim 1991 tarihinde de Åžeyh Ahmed Yasin hakkında mahkemenin verdiÄŸi zulüm hükmü açıklandı. Ä°srail askeri mahkemesi HAMAS'ın kurucusu Åžeyh Ahmed Yasin'i ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme Ahmed Yasin'e ayrıca, öldürme emirleri verdiÄŸi ve Ä°srail'i yıkarak yerine Ä°slâmi bir devlet kurmayı amaçlayan kanun dışı (!) örgüt kurduÄŸu iddiasıyla on beÅŸ yıl hapis cezası verdi.
Ä°srail yönetimi söz konusu cezaya mahkum ettikten sonra Ahmed Yasin'le zaman zaman pazarlıklar yapmak ve ona serbest bırakılması için bazı ÅŸartları kabul ettirmek istedi. Bir keresinde Ä°srail'i tanıdığını ve imzalanan özerklik anlaÅŸmalarına olumlu baktığını açıklaması karşılığında serbest bırakma teklifinde bulundu. Ahmed Yasin bunu kesinlikle kabul etmedi. Daha sonra Ä°srail'i tanıma ÅŸartından vazgeçerek sadece özerklik anlaÅŸmalarını kabullenmesi ÅŸartıyla serbest bırakma teklifinde bulundu. Bunun üzerine Ahmed Yasin: "Bana dışarı çıktığımda karpuz yemememi ÅŸart koÅŸsanız bile yine kabul etmem. Çünkü ben iÅŸgal rejimini muhatap kabul etmiyorum ki onun ÅŸartını kabul edeyim" cevabını verdi.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de ÅŸöyle buyurur:
"Bizim uğrumuzda cihad edenleri biz elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut suresi: 29/69)
"Allah: "Elbette ben ve peygamberlerim galip geleceÄŸiz" diye yazmıştır. Åžüphesiz Allah güçlüdür, yücedir." (Mücadele suresi: 58/21)
Ahmed Yasin, saÄŸlık durumunun kötüleÅŸmesine, maruz kaldığı kötü uygulamalara ve bedensel özürlü olması dolayısıyla zindanda çektiÄŸi sıkıntılara raÄŸmen iÅŸgalciler karşısında hiçbir taviz vermedi. Onun ÅŸu sözü davası ve inancı konusunda ne kadar kararlı olduÄŸunu açıkça ortaya koymaktadır: "Benim için hapiste 100 yıl kalmak karşılığında birtakım tavizler vererek çıkmaktan daha iyidir." Onun iÅŸgal rejiminin mahkemesi karşısına çıkarıldığı sıra söylediÄŸi sözler de inancı konusundaki kararlılığının bir göstergesiydi.
Åžeyh Ahmed Yasin sekiz yıl süren zindan hayatı boyunca kararlılığından hiç bir ÅŸey kaybetmedi ve siyonist yönetimi muhatap kabul etmeme konusundaki tutumunu deÄŸiÅŸtirmedi. O gerçekten Hz. Yusuf (a.s.)'ı kendisine örnek almış bir insandı. Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yusuf (a.s.) hakkında ÅŸöyle buyuruluyor: "Hükümdar: "Onu bana getirin" dedi. Bunun üzerine ona elçi gelince: "Efendine dön de ona sor: "Ellerini kesen kadınların durumları neydi? Åžüphesiz Rabbim onların düzenlerini bilir" dedi. (Hükümdar kadınlara): "Yusuf'un nefsine yaklaÅŸmak istediÄŸinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar: "HâÅŸâ! Allah için biz ondan hiç bir kötülük görmedik" dediler. Azizin hanımı da dedi ki: "Ä°ÅŸte ÅŸimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsine yaklaÅŸmak istedim. O ise gerçekten doÄŸru söyleyenlerdendir." (Yusuf, 12/50-51) Yusuf (a.s.) zindanda o kadar ızdırap çekmesine raÄŸmen hakkındaki dedikoduların kaynağını kurutmadan zindandan çıkmamayı tercih etmiÅŸti. Ahmed Yasin de çektiÄŸi bütün ızdıraplara raÄŸmen davasından zerre kadar taviz vermemek için zindan hayatına sabretti.
Åžeyh Ahmed Yasin bu kararlılığıyla aynı zamanda eÅŸi az görülür müstesna bir örnek ortaya koydu. Hasta yatağında, acil tedaviye ihtiyacının olmasına raÄŸmen: "Benim buradan çıkarılmam vatanımdan çıkarılmam anlamına gelmeyecek. Ben bu topraklara yeniden dönme hakkımı muhafaza edeceÄŸim" diyerek Filistinlilere: "Bu vatana sahip çıkma konusunda asla gevÅŸeklik göstermeyin. Ä°ÅŸgalciler sizin en ufak bir zaafınızı kendi sinsi politikaları için kullanabilirler, buna fırsat vermeyin" mesajı iletti.
Åžeyh Ahmed Yasin sekiz buçuk yıla yakın bir süre zindanda kaldıktan sonra 30 Eylül 1997 Salı akÅŸamı serbest bırakılarak tedavi edilmek üzere Ürdün'ün baÅŸkenti Amman'a getirildi. Ancak bu serbest bırakma olayıyla ilgili iki önemli iddia ortaya atıldı. Bunlardan biri, Ahmed Yasin'in serbest bırakılmayıp Ürdün'e sürgün edildiÄŸi, diÄŸeri ise 25 Eylül 1997 PerÅŸembe günü sabahı Ürdün'ün baÅŸkenti Amman'da HAMAS Siyasi Birimi baÅŸkanı Halid MeÅŸ'al'e karşı suikast giriÅŸiminde bulunan Kanada uyruklu iki MOSSAD ajanına karşılık serbest bırakıldığı iddiasıydı.
"Sürgün" iddiasının doÄŸru olmadığı gerek Åžeyh Ahmed Yasin'in açıklamalarıyla ve gerekse onun Gazze'ye dönerek açıklamalarını fiilen de doÄŸrulamasıyla ortaya konmuÅŸ oldu. Ahmed Yasin, söz konusu iddianın ortaya atılmasından sonra yaptığı açıklamada, Amman'a tedavi için geldiÄŸini ve Allah'ın izniyle saÄŸlığına kavuÅŸması durumunda vatanına geri döneceÄŸini ifade etmiÅŸti.
Ahmed Yasin açıklamasında, iÅŸgal yönetiminden yurduna geri dönmesine müsaade edileceÄŸine dair yazılı bir belge verilmeden, kendisini Remle'den alarak Amman'a götürmek için gelen Ürdün helikopterinin kalkmasına izin vermediÄŸini dile getirerek istediÄŸi zaman vatanına geri dönme hakkının saklı olduÄŸuna dair yanında yazılı belge bulunduÄŸunu dile getirmiÅŸti.
O, zindandan çıkarılmadan önce vatanına dönmesine müsaade edileceÄŸine dair yazılı belge istemesiyle de tam anlamıyla Hz. Yusuf (a.s.) tavrı sergilemiÅŸti. Zindandan çıkarılacağı haberinin kendisine ulaÅŸmasına raÄŸmen hiç heyecana kapılmadan ve tam bir kararlılık göstererek hakkında çıkarılacak spekülasyonlara meydana vermemek ve vatanına olan baÄŸlılığını, ona karşı duyarlılığını ortaya koymak için iÅŸgalcilerden yeniden vatanına dönmesine müsaade edileceÄŸine dair yazılı belge istedi. Bu tam anlamıyla Hz. Yusuf (a.s.) kararlılığıdır.
Ä°kinci iddiaya gelince, maalesef bu iddianın arka planında geliÅŸen olaylar tamamen Ahmed Yasin'in ve HAMAS'ın iradesi dışında cereyan ettiÄŸinden ve çevrilen oyunlar bütünüyle Ürdün - Ä°srail arasında vuku bulduÄŸundan geliÅŸmeler açıklamaları yalanladı. Bu ise Ürdün kralı Hüseyin'in kendi saltanatını korumak için izlediÄŸi zikzaklı politikasının bir yansımasıydı. Kral Hüseyin, ortada bir pazarlık olduÄŸu iddialarının doÄŸru olmadığını ve Halid MeÅŸ'al'e suikast giriÅŸiminde bulunan MOSSAD ajanlarının Ürdün'de yargılanacaklarını açıklamasına raÄŸmen Åžeyh Ahmed Yasin'in Gazze'ye dönmesinin ardından söz konusu suikast giriÅŸimine katılan MOSSAD ajanlarını Ä°srail'e teslim etti.
HAMAS olayın hemen ardından yaptığı açıklamada teslim iÅŸine ÅŸiddetle tepki gösterdi. HAMAS konuyla ilgili açıklamasında ÅŸunları bildirdi:
"Biz MOSSAD adlı terör örgütüne mensup ajanların yargılanmalarını beklerken onların siyonist yönetime teslimi yönünde geliÅŸmeler olmasına ÅŸaşırdık. HAMAS, hareketin Siyasi Birimi'nin baÅŸkanı kardeÅŸimiz Halid MeÅŸ'al'e karşı suikast giriÅŸiminde bulunan MOSSAD ajanlarının Ürdün hükümeti tarafından siyonist iÅŸgal yönetimine teslim edilmesini büyük bir üzüntüyle karşılamıştır. Bu hareket siyonist teröre karşı yumuÅŸak tavır gösterilmesi anlamına gelir ki böyle bir tavır da onlara daha çok cesaret kazandıracak dolayısıyla benzer giriÅŸimleri tekrarlamaya teÅŸvik edecektir. Bu ise Ürdün'ün istikrar ve güvenine zarar verecektir. Siyonist yönetimin baÅŸbakanı Benjamin Netanyahu'nun Ariel Åžaron ve Ä°zak Mordohay adlı iki teröristi de yanına alarak dün akÅŸam televizyonda yaptığı açıklama ve iÅŸgale karşı direnenler nerede olurlarsa olsunlar kendilerini izleyecekleri yönünde sözler sarfetmesi bizim görüÅŸlerimizi doÄŸrulamaktadır."
Åžeyh Ahmed Yasin, Gazze'ye dönmesinden sonra da mücadelesine devam etti. Bu sebeple 29 Eylül 2000'de baÅŸlayan Aksa Ä°ntifadası'nın da manevi lideri olarak biliniyordu. Ä°ÅŸgalci siyonistler tarafından da sürekli takip ediliyordu. Bu takip sebebiyle daha önce de bir suikast giriÅŸimine hedef olmuÅŸ ama Allah'ın izniyle mucizevi bir ÅŸekilde saldırıdan saÄŸ kurtulmuÅŸtu.
Ahmed Yasin sadece HAMAS'ın deÄŸil bütün Filistin direniÅŸinin lideri olarak bilinen önemli bir ÅŸahsiyetti. Bundan dolayı da bütün Filistin halkı tarafından sahipleniliyordu. Åžehadeti karşısında da bütün Filistin halkının ve direniÅŸ örgütlerinin ortak tavır sergilemesi bu özelliÄŸini ortaya koymaktadır.
Ahmed Yasin'in DireniÅŸinden Notlar
Åžeyh Ahmed Yasin 1983'te Gazze'de kurduÄŸu Ä°slam Merkezi'nde yaptığı konuÅŸmalardan dolayı Ä°srail iÅŸgal kuvvetleri tarafından polis merkezine götürülür. Orada komiserle aralarında ÅŸöyle bir konuÅŸma geçer:
Komiser: Åžeyh Ahmed! Peygamberinizin Hayber'de atalarımıza karşı zafer elde ettiÄŸi gibi sizin de bize karşı zafer elde edeceÄŸinizi ileri sürmüyor musunuz? Hadi öyleyse yanında ne varsa ortaya dök ve bizimle savaÅŸmak için silahını çıkar.
A. Yasin: Hayber çok uzak deÄŸildir. Günü geldiÄŸinde bizim size ne yapacağımızı görürsünüz.
Komiser: Ne demek istiyorsunuz?
A. Yasin: Demek istiyorum ki, sizin gerçek savaşınız Ä°slâm'la ve Muhammed'in askerleriyle olacaktır.
Bu olaydan kısa bir süre sonra Ahmed Yasin tutuklandı. Daha sonra mahkeme önüne çıkarıldığında yargıçla arasında ÅŸöyle bir konuÅŸma geçti:
Yargıç: Sen Ä°srail devletini yıkarak yerine Ä°slâmi bir devlet kurmak için çalışan Ä°slami bir askeri örgütün baÅŸkanlığını yapmakla suçlanıyorsun.
A. Yasin: Onların üzerlerindeki zulmün kaldırılması için kendilerine yardımcı olmam benim vatanıma ve halkıma karşı bir görevimdir.
Yargıç: Sen aynı zamanda kanundışı yollarla silah temin etmekle ve Ä°srail'e karşı kullanılması durumunda büyük bir felakete sebep olabilecek kadar silah biriktirmekle suçlanıyorsun.
A. Yasin: Her gün bizi öldürmek isteyene, vatanımızı ve kutsal varlıklarımızı iÅŸgal edene karşı canlarımızı ve kardeÅŸlerimizi savunmak bizim hakkımızdır.
Bu olaydan sonra, Ä°srailli yargıca gazeteciler Ahmed Yasin'in felçli ve oturak biri olduÄŸunu hatırlattıklarında yargıç ÅŸöyle demiÅŸti: "O felçli ve oturak bir adam ama onun felçli ve oturak olmayan aklı ve dili var. Aynı zamanda bir örgüt adamı ve lider konumunda. Etkinlik sahibi biri. Ä°srail açısından ona güvenilemez."
Ahmed Yasin, 1989'da tutuklanmasından sonra mahkeme önüne ilk çıkarıldığında yargıçla arasında ÅŸöyle bir konuÅŸma geçti:
Yargıç: Sen HAMAS hareketini kurmakla, taÅŸ atanları idare etmekle, onları Ä°srail devletine karşı savaÅŸmaya teÅŸvikle ve onlara bazı Ä°srail askerlerini ve yahudilerden bu topraklara yerleÅŸtirilenleri öldürme emri vermekle suçlanıyorsun.
A. Yasin: Ben HAMAS'ı kurmakla ÅŸeref duyarım. Yaptıklarım iÅŸgale karşı direnmem için dinime karşı görevimdir. Bunu yapmak ise Filistin'deki halkımın haklarını korumam için meÅŸru bir hakkımdır.
Ä°srail mahkemesi 16 Ekim 1991 tarihinde Ahmed Yasin'i "ömür boyu + on beÅŸ yıl" hapis cezasına çarptırdığını açıklayınca Åžeyh Yasin kahkahayla güldü. Onun bu kahkahasının mahkemenin kararını alaya almak anlamına geldiÄŸini düÅŸünen Ä°srailli yargıç hiddetlendi. Ama Ahmed Yasin yargıcın tavırlarını hiç ciddiye almadı.
Siyonistler onu zindana attıktan sonra felçli olmasına raÄŸmen insanlık dışı uygulamalara maruz bıraktılar. Ama buna raÄŸmen onun kararlı tavrını deÄŸiÅŸtiremediler. Bir ara bazı ÅŸartlarla serbest bırakmayı teklif ederek onunla pazarlığa giriÅŸmek istediler. Amaçları onun yönlendirdiÄŸi kalabalık kitlenin azmini zayıflatmaktı. Ama o kararlı tutumundan hiçbir ÅŸey kaybetmeksizin ÅŸu açıklamayı yaptı: "Benim için hapiste 100 yıl kalmak karşılığında birtakım tavizler vererek çıkmaktan daha iyidir."
Ä°ÅŸgalciler pazarlık tekliflerini daha sonraları da sürdürdüler. Ama ondan hiçbir taviz koparamadılar. Onun iÅŸgalcilere en son söylediÄŸi söz ÅŸu olmuÅŸtu: "Bana dışarı çıktığımda karpuz yemememi ÅŸart koÅŸsanız bile yine kabul etmem. Çünkü ben iÅŸgal rejimini muhatap kabul etmiyorum ki onun ÅŸartını kabul edeyim."
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de ÅŸöyle buyurur: "Bizim uÄŸrumuzda cihad edenleri biz elbette yollarımıza iletiriz. Muhakkak ki Allah iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut, 29/69) Allahu teala, onu felçle imtihan etmiÅŸ ama ona cihad ve mücadele konusunda üstün bir azim ve direniÅŸ gücü lütfetmiÅŸ.
Åžeyh Ahmed Yasin'in Gazze'ye Dönmesinden Sonra Kendisiyle Telefonla Yapılan Bir Röportajın Tercümesi:
Bugünkü durum ve gelecekte neler olabileceÄŸine dair görüÅŸ ve deÄŸerlendirmelerinizi genel olarak arz eder misiniz?
Alemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun. Efendimiz Muhammed'e, onun aline, ashabına ve kıyamet gününe kadar onun çaÄŸrısını sürdürenlere salat ve selam olsun. Bundan sonra:
DeÄŸerli kardeÅŸlerim! Dünyanın deÄŸiÅŸik yerlerindeki mü'min ve mücahit gençler! Biz bugün Ä°slami hareketin merhalelerinden bir merhale üzereyiz. Bu merhale geliÅŸme ve yükselme merhalesidir. Yüce Allah'ın izniyle zafer noktalarına doÄŸru ilerleme merhalesidir. Biz bugün vatanımızda ümmetimiz ve toplumumuz açısından ana tabanı oluÅŸturmaktayız. Allah'ın izniyle, er ya da geç zafer bizim olacaktır. Dünyada çeÅŸitli devletler bulunuyor. Güçlü her zaman güçlü olarak, zayıf da her zaman zayıf olarak kalacak deÄŸildir. Yarın inÅŸallah güçlüler biz olacağız. Vatanımızın ve topraklarımızın bütün parçalarını kurtaracağız. Onurla ve zaferle oraya döneceÄŸiz. Böylece orada Allah'ın sözü yüceltilecek, Allah'ın kelamı en yüce kelam olarak haykırılırken, inkar edenlerin kelamları en aÅŸağı dereceye düÅŸecektir.
Gelecek konusuna gelince: Burada özerk yönetimle ve toplumla iliÅŸkimiz devam edecektir. Biz tek bir halkız. Tek bir toplumuz ve öyle kalacağız. DüÅŸmanların Filistin'deki ulusal birliÄŸi bozmayı amaçlayan oyunlarını pratiÄŸe geçirmelerine fırsat vermeyeceÄŸiz. Karşılığı ne olursa olsun Filistinlilerin birbirlerinin kanlarını akıtmalarına asla fırsat vermeyeceÄŸiz. Bu konuda Yüce Allah'ın ÅŸu sözünde ifadesini bulan prensibi vurguluyoruz: "Sen beni öldürmek için elini bana uzatırsan ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam. Ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." (Maide, 5/28)
Bazı yayın organları, sizin vatan toprağına döndükten sonra, iÅŸgal yönetimiyle bazı ÅŸartlarla ateÅŸkes saÄŸlanabileceÄŸi yolunda açıklamalarda bulunduÄŸunuzu ileri sürdüler. Bunun yanı sıra yahudilerin dinci partilerinden birinin sizinle görüÅŸmesi üzere Gazze'ye bir temsilci gönderdiÄŸi iddia edildi. Bütün bu söylentilerin ve haberlerin doÄŸruluk derecesi nedir?
Öncelikle ben yahudilere herhangi bir ateÅŸkes önerisinde bulunmadım. Onlar bölgede kendilerini güvence ve istikrar içinde görmek istiyorlar. EÄŸer güvencede olmak istiyorlarsa bunu elde edebilirler. Ama bazı ÅŸartlarla: Batı Yaka ve Gazze bölgesinden tamamen çekilecekler, Kudüs'ümüzü bize bütünüyle teslim edecekler, iÅŸgal altındaki topraklarda bulunan yahudi yerleÅŸim merkezleri tamamen kaldırılacak, tutuklu Filistinlilerin tamamı serbest bırakılacak, bizim kurtarılmış bölgelerimizde Filistin devletimizi kuracağız, o toprakların üstündekiler de altındakiler de bize ait olacak, oralarda yönetim hakkı tamamıyla bize ait olacak, yahudiler hiçbir ÅŸekilde karışmayacaklar. EÄŸer Ä°srail bütün bu ÅŸartları yerine getirirse biz de, silahlı mücadelemizi belli bir süre durdururuz. Çünkü Ä°slam, belirli bir süre ateÅŸkese gidilmesini engellememektedir. Bunun için biz Ä°slam nizamına göre hareket ederiz. Onlar bunu yaparlarsa, biz de dediÄŸimizi yaparız. Ama biz ahdimize ve dinimizin esaslarına baÄŸlı kalırız.
Yahudilerle görüÅŸme, yahut herhangi bir yahudi dindarla bir araya gelme konusundaki söylentiler hakkında da ÅŸunu söylemek isterim: Bizim Ä°srail ile görüÅŸme türünde hiçbir iliÅŸkimiz söz konusu deÄŸildir. Ne gizli ne de açık! Bizim görüÅŸmemiz sadece özerk yönetimle olabilir. Onlarla görüÅŸürüz. Biz bir ÅŸey istediÄŸimizde bunu özerk yönetim yetkilileriyle görüÅŸürüz. Diyalog olacaksa onunla olur. Biz burada iki ayrı yönetimin olmasından yana deÄŸiliz. Biz Ä°srail'le herhangi bir diyaloga girmekten yana deÄŸiliz. EÄŸer herhangi bir diyalog ve görüÅŸme olacaksa bu özerk yönetimle onların arasında olur.
Sizin Gazze'ye dönmenizden sonra Dr. Mahmud Zehhar, sizin özerk yönetimin yetkisine karşı bir tavrınızın olmadığına ve Yasir Arafat'ı Filistin halkının lideri olarak tanıdığınıza dair açıklamalarda bulundu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Biz vatan toprağının sadece küçük bir parçası üzerinde bulunuyoruz. Oranın başında da kardeÅŸimiz Ebu Ammar (Yasir Arafat) var. Dünyanın herhangi bir yerinde birbiriyle iç içe girmiÅŸ, sürtüÅŸme halinde iki ayrı yönetimin olması mümkün deÄŸildir. Bugün bu yönetimi tanıyor ve kabul ediyoruz. Yarın devletimiz olacak. Burada iki ayrı yönetim olamaz. Ancak bir yönetim olur. Ebu Ammar inÅŸallah bu devletin baÅŸkanı olacak. Biz ne koltuk, ne mal, ne mevki istiyoruz. Biz mücahitleriz. Haklarımızı geri istiyoruz. Yönetim yine özerk yönetimin elinde kalsın. Biz ona bakmıyor ve ona raÄŸbet etmiyoruz.
Gazze'ye döndükten sonra HAMAS'ın konumu hakkındaki kanaatiniz nedir?
Bizim HAMAS olarak hedefimiz toprağımızı kurtarmak ve hakkımızı geri almaktır. Bu sürekli, sabit ve deÄŸiÅŸmeyecek bir hedeftir. Bu hedef er veya geç gerçekleÅŸecektir. Bu hedef Filistin davasına hizmet etmektedir. Biz Filistin halkının birliÄŸi, arasına herhangi bir ihtilafın, uzlaÅŸmazlığın girmemesi, iç savaÅŸ çıkmaması için çalışacağız. Ä°ÅŸte bu Filistin davasına hizmet edecektir. Hedef tektir.
Biz isteklerimizi gerçekleÅŸtirmede ve Ä°srail iÅŸgal rejiminin gasp ettiÄŸi meÅŸru hakkımızı geri almada özerk yönetime destek oluruz. Bu gerçekleÅŸtiÄŸinde herhangi bir çarpışma ve direniÅŸ olmaz.
Özerk yönetime yapılan baskı neticesinde Gazze ve Batı Yaka'da çok sayıda hayır kurumu kapatıldı. Filistin dışında yaÅŸayan çok sayıda Filistinli kendi vatanlarındaki hayır kurumlarına yardımlarını yeniden baÅŸlatabilmek için bu kurumların faaliyetine izin verilmesini bekliyorlar. Bu konudaki tavrınız ne olacak?
Biz inÅŸallah bu kurumların ayakta tutulması ve kapatılmaması için özerk yönetimle görüÅŸeceÄŸiz. Çünkü bu kurumların kanuna aykırı bir çalışmaları olmadığı gibi siyasi ve askeri faaliyetlere de girmemiÅŸlerdir. Biz özerk yönetimden bu kurumların kapatılmamasını isteyeceÄŸiz. Ä°srail daha güçlü olmasına ve daha geniÅŸ imkanlara sahip olmasına raÄŸmen bu kurumları kapatmaya kapatsa bile uzun süre kapalı tutmaya güç yetiremedi. Ama ÅŸimdi kendisinin baÅŸaramadığını özerk yönetimden istiyor. Ä°nÅŸallah görüÅŸmeler sonunda bu konu çözüme kavuÅŸacak ve Filistin halkının maslahatı açısından hayırlı olan sonuca ulaşılacaktır.
Herhangi bir seçim olması durumunda siz aday olmayı düÅŸünür müsünüz? Veya özerk yönetim size bir bakanlık görevi teklif etse kabul eder misiniz? Bir de belediye seçimleri yapılması durumunda HAMAS bu seçimlere katılacak mı?
Ahmed Yasin herhangi bir dünyalık peÅŸinde deÄŸildir. Ahmed Yasin herhangi bir mevki elde etme arzusu taşımıyor. Ben kendimi herhangi bir makam için aday göstermeyeceÄŸim. Ben özerk yönetimle kavgalı da deÄŸilim, bu yönetimi ele geçirme çabasında da deÄŸilim. Ben Allah katında kabul edilmiÅŸ kullardan olmak suretiyle Allah'ın rızasını kazanmak istiyorum. Bu itibarla birinci olarak: Ben ne bir mevki için ne de seçimler için aday olmayı düÅŸünüyorum. Ä°kinci olarak: Özerk yönetim herhangi bir mevkiyi teklif ederse kabul etmeyeceÄŸim. Çünkü ben herhangi bir koltuk veya mevki peÅŸinde deÄŸilim. Üçüncü olarak: Belediye seçimleri konusuyla ilgili olarak, benim zindanda olduÄŸum sırada HAMAS belediye seçimlerine katılmak istediÄŸi yönünde açıklama yapmıştı. Benim buna herhangi bir itirazım yok. Ä°nÅŸallah eÄŸer gerçekleÅŸirse Ä°slami hareket bu seçimlere katılacak.
Son olarak dünya Müslümanlarına bir mesajınız var mı?
Benim bütün Müslüman gençlere nasihatim en baÅŸta Ä°slam ahlakıyla ahlaklanmalarıdır. DoÄŸruluk, güvenilirlik, ahde vefa, sevgi, kararlılık, çalışma ve üründe ihlas, Müslümanlarla yardımlaÅŸmak ve onların dertleriyle dertlenmek de Ä°slam ahlakının gereklerindendir. Allah yolunda cihad ve Allahu Teala'nın kelamının en yüce olması için baÅŸkalarıyla yardımlaÅŸmak da Ä°slam ahlakının gereklerinden biridir. Müslümanlara da ilme önem vermelerini tavsiye ediyorum. Ä°lim gelecekte bizim düÅŸmanımıza karşı zafer elde etmekte kullanacağımız silahımız olacak. Cehaletle zafer elde edemeyiz. Dini, dünyayı ve ahireti kuÅŸatacak bir ilimle ancak zafer elde edebiliriz.
Ahmed Varol
Henüz yorum yapılmamış.