YaÅŸam
İstanbul'da meslektaşları karşıladı
Milliyet gazetesi foto muhabiri Aygün, İstanbul'da ailesi ve meslektaşları tarafından karşılandı.
Kaçırıldığı Suriye'de kurtarılarak dün Türkiye'ye getirilen Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, Ä°stanbul'da ailesi ve meslektaÅŸları tarafından karşılandı.
Haber çalışması yapmak üzere gittiÄŸi Suriye'de, Türkiye sınırından yaklaşık 20 kilometre içeride El Kaide uzantısı Irak Åžam Ä°slam Devleti (IŞİD) milisleri tarafından kaçırılan, Özgür Suriye Ordusu'na baÄŸlı "Ä°slam Cephesi" üyeleri tarafından kurtarılarak MÄ°T Dış Operasyonlar BaÅŸkanlığı'na baÄŸlı time teslim edilerek dün Türkiye'ye getirilen Milliyet gazetesi foto muhabiri Aygün, Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçakla Adana'dan Ä°stanbul'a geldi.
Atatürk Havalimanı'nda Aygün'ü karşılamaya gelen oÄŸlu Batuhan Aygün, aÄŸabeyi Mehmani Aygün ve yakınlarının büyük sevinç yaÅŸadığı gözlendi. "GümüÅŸhane seninle gurur duyuyor" diyerek tezahüratta bulunan yakınları, Aygün'ü omuzlara aldı.
Burada gazetecilerin soruları yanıtlayan Aygün, bir gazetecinin "Bir gün döneceÄŸini biliyorduk" ifadesi üzerine, "Ben döneceÄŸimi bilmiyordum. En azından bu kadar erken olacağını bilmiyordum. Birkaç gündür uyumuyorum. Baya bir yorgunum. Ama tabii bu biraz daha mutluluk yorgunluÄŸu" dedi.
-"Biz Esed taraftarı değiliz' dediler"
Kendilerini kaçıranların tam olarak hangi gruptan olduklarını söylemediklerini ifade eden Aygün, ÅŸöyle devam etti:
"Onlar bizle konuÅŸmuyorlardı. 'Åžu grubuz, bu gurubuz' deÄŸil. Zaten yanıma geldiklerinde gözlerim kapalıydı. Açık olduÄŸunda da onların yüzleri maskeliydi. Bir çoÄŸu Arapça konuÅŸtuÄŸu ve benim de çok iyi Arapçam olmadığı için bilmiyorum. Zaten sorduÄŸumda da cevap vermiyorlardı. Siz kimsiniz vesaire?.. Ä°lk merak ettiÄŸim 'Siz Esed taraftarı mısınız yoksa hani Özgür Suriye Ordusu yani muhalif taraftan mı?' sorusuydu. 'Biz Esed taraftarı deÄŸiliz' dediler ama onun haricinde de bir bilgi vermediler."
Bünyamin Aygün, gazetecilere Suriye'nin Salkin kasabasında Heysem Topalca ile röportaj yapacakken 8 kiÅŸi tarafından iki arabayla önlerinin kesildiÄŸini anlatarak, "Hep gözlerim kapalıydı. Nereye götürdüklerini hiç bilmiyorum. Sürekli yer deÄŸiÅŸtirdim. Sadece son 10 gün sanıyorum. Günleri çok hesap edemedim. Son 15 günde olabilir. Aynı yerde tuttular. O da oradaki muhaliflerin kendi arasındaki iç çatışmanın yoÄŸun olmasından dolayıydı. Onun haricinde 3-5 gün sürekli yer deÄŸiÅŸtirdik" diye konuÅŸtu.
Kendisini kaçıranlar arasında Türklerin de olduÄŸunu iddia eden Aygün, ÅŸunları söyledi:
"Hepsi kod isim kullanıyorlardı. Zaten onu söylüyorlardı. Ama bana iyi davrandılar. Onu söyleyebilirim. Türkler de vardı ama kim olduklarını bilmiyorum. Maskelilerdi. Muhammed, Abdullah gibi isimler kullanıyorlardı. 20. gündü sanıyorum. Ä°nfaz kararı verildiÄŸini söylediler. Orada infaz edeceklerini söylediler. Gazeteci olduÄŸumu anladılar. Türkiye'de haberler çıkınca o döneme kadar haber çıkmamıştı galiba. Benim hiçbir ÅŸeyden haberim yoktu. Türkiye'de haberler çıkınca benim gazeteci olduÄŸuma emin oldular. Ondan sonra biraz rahatladım. Vazgeçmediler. Tutmaya devam ettiler ama açıklama da yapmıyorlardı."
Aygün, bir gazetecinin, "Peki seni kaçıran El-Kaide miydi?" sorusuna da "Tahmin ediyoruz, emin deÄŸiliz. Ondan önce Türkler vardı ve Türkçe konuÅŸabiliyordum. Ama son dönemde infaz kararı verildi. Sonra gazeteci olduÄŸum anlaşıldı" diye konuÅŸtu.
"Buradaki her olumlu lafın da her olumsuz yazılan yazının, atılan twitin de orada olumlu veya olumsuz etkisini gördüm" diyen Aygün, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Ä°nterneti son derece sıkı bir ÅŸekilde takip ediyorlar. BaÅŸbakan'dan, DışiÅŸleri Bakanımız sayın Ahmet DavutoÄŸlu'nun açıklamalarına kadar hepsinin tavırları bana karşı bir anda olumlu olarak deÄŸiÅŸti. Ä°sim vermeyeceÄŸim ama bazı siyasetçilerimizin ve gazeteci arkadaÅŸların yaptığı birtakım haberler de bana olumsuz olarak yansıdı. Bazılarında da haberleri olmadı. Bu arada tabii ki bu çok önemli. Ä°HH Ä°nsani Yardım Vakfı 10 gündür orada bir ÅŸey için mücadele ediyor. Bir gazeteciyi kurtarmak için mücadele ediyor. Bu çok önemli. Türkiye Foto Muhabirleri DerneÄŸi sürekli yürüyüÅŸler düzenliyor ve 'Sen Türkiye'de önemli bir insanmışsın. Bak senin için miting yapıyorlar' demeye baÅŸladılar. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yürüyüÅŸ düzenliyor hem GümüÅŸhaneli hemÅŸehrilerimiz yürüyüÅŸ düzenliyor. Bunlar orada olumlu yansıyor tabii ki. MeslektaÅŸlarımızın dayanışmasına onlar da ÅŸaşırdılar. Nasıl bu kadar olur diye?"
-"Ä°çeriye girdiler ve 'Artık özgürsün' dediler"
Aygün, kaçırıldığı yerde meydana gelen çatışmaların 3-4 gün devam ettiÄŸini belirttti. Kendisinin kurtarıldığı anları anlatan Aygün, "Ama ben bunun bir kurtarma operasyonu olduÄŸunu bilmiyorum. Ya da bir iç çatışma olayı olduÄŸunu bilmiyorum. Üçüncü ya da dördüncü günün sonunda, tam emin deÄŸilim. Ä°çeriye girdiler ve 'Artık özgürsün' dediler. 'Biz baÅŸka bir grup olarak seni aldık. Ehraru'ÅŸ Åžam diye Özgür Suriye Ordusu'na baÄŸlı. Artık özgürsün, merak etme' dediler" ifadelerini kullandı.
Kurtarma operasyonunun Türkiye'de profesyonelce yürütüldüÄŸünü bildiren Aygün, ÅŸöyle devam etti:
"Bir kere ÅŸunu söylediler bana: 'Buraya gazeteci gelmesin artık. Özellikle Türk gazetecileri burada istemiyoruz. Buraya gelmeyin. Buraya geldiÄŸiniz zaman aynen başınıza daha da ağırları gelecek. Ä°stemiyoruz sizi'. Suriye'nin kuzeyinde ÅŸu anda her tarafta çatışmalar var. YoÄŸun çatışmalar var. Ne olur bilmiyorum. En son kurtarıldığımda Ä°dlib'e baÄŸlı bir kasabada, bir evin deposunda tutuluyordum."
KonuÅŸmanın ardından Aygün, kendisini bekleyen araçla Atatürk Havalimanı'ndan ayrıldı. Aygün'ü karşılayanlar arasında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila da yer aldı.
-Çalışma arkadaÅŸları karşıladı
Bünyamin Aygün, Atatürk Havalimanı'nın ardından ÇaÄŸlayan'daki Milliyet gazetesi binasına geldi. Binanın önünde çalışma arkadaÅŸları tarafından karşılanan Aygün, arkadaÅŸlarına tek tek sarılarak hasret giderdi. Aygün'ün bazı gazeteci arkadaÅŸları, gözyaÅŸlarını tutamadı.
-Babamla gurur duyuyorum
Gazeteci Bünyamin Aygün'ün oÄŸlu Batuhan Aygün, "Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, babası Suriye'ye gittiÄŸinde okulda olduÄŸunu, gitmeden bir akÅŸam önce konuÅŸtuklarını söyledi.
Babasının tehlikeli ortamlara girmesini istemediÄŸini ifade eden Aygün, "Fakat babamla gurur duyuyorum" dedi.
Batuhan Aygün, "Kendisinden ilk haberi ne zaman aldınız?" sorusu üzerine, "Ä°lk önce amcamı aramış vali bey. DışiÅŸleri Bakanı aramış. Ondan 1 hafta sonra da bizim haberimiz oldu" yanıtını verdi.
"Ümidinizi kestiÄŸiniz bir an oldu mu?" sorusu üzerine Aygün, "Ä°lk 3-4 gün, ilk 1 hafta çok kötüydük ama sonra vali bey saÄŸ olusun bize yardımcı oldu, elindeki bütün bilgileri verdi. Gün geçtikçe daha çok ümitlendik. DışiÅŸleri, BaÅŸbakan, onlar da en yakın zamanda kavuÅŸturdular" dedi.
Aygün, babasının Cilvegözü'nden ilk giriÅŸinde çok zayıflamış olduÄŸunu gördüÄŸünü dile getirerek, son 24 saatin çok heyecanlı geçtiÄŸini, uyuyamadığını söyledi.
Bünyamin Aygün'ün aÄŸabeyi Yakup Mehmani Aygün de, "Ä°lk, basından uzak duralım dediler. Biz de basından devamlı uzak durmaya çalıştık, sürece bir zarar vermesin diye. Daha sonra kendisine ulaşıldığı, kendisiyle görüÅŸüldüÄŸü söylendi. Bunları söyleyen tabii bölgedeki koordinatör valimiz, Sayın Veysel Dalmaz. Kendisine minnettar kalacağız" diye konuÅŸtu.
KardeÅŸiyle ilk kez Türkiye'ye ayak bastıktan sonra konuÅŸtuÄŸunu dile getiren Yakup Mehmani Aygün, "Heyecandan ne konuÅŸtuÄŸumuzu da bilemiyorum, hatırlayamıyorum. O ancak yaÅŸanır, anlatamam ki onu. Ben, arkadaşına ÅŸunu dedim: Haberci böyle olmamalı, habere giderken, haber olmamalı. Telefonda kendisiyle yan yanaydı" dedi.
Mehmani Aygün, gazetecilerin ilgisine ve yardımına da çok teÅŸekkür etti.
AA
Henüz yorum yapılmamış.