YaÅŸam
Marmaray kazılarından iskeletler incelendi
Marmaray kazı çalışmalarından çıkan eski çağlara ait kemik ve kafa tasları incelenerek, o dönemde yaşayan insanların fiziki yapıları, beslenme şekilleri ve sosyal hayatlarıyla ilgili önemli bulgulara ulaşıldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Ä°stanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi (Ä°STYAM) Biyolojik Materyal Ä°nceleme Komisyonu BaÅŸkanı Mehmet Görgülü, ağırlıklı olarak Marmaray kazılarından çıkan bin yıllık iskeletler üzerinde incelemelerde bulunduklarını söyledi.
Görgülü, inceledikleri kemiklerde kimliklendirme iÅŸlemi yaptıklarını belirterek, ÅŸöyle devam etti:
"Kimliklendirme de o dönemde yaÅŸayan insanların, yaÅŸ, boy, cinsiyetlerini ortaya çıkarmaktadır. Aynı zamanda iskeletler üzerinde yaptığımız incelemelerde, insanların hastalıkları, beslenme biçimleri ve bazı bulgularla kiÅŸinin iÅŸi, gücü, mesleÄŸi, yaÅŸam biçimi konusunda da deÄŸerlendirmelerde bulunabiliyoruz. Ayrıca genetik kimliklendirme dediÄŸimiz olayda da kemiklerden DNA elde edip bunlarla genetik yolculukları ortaya çıkarıyoruz. Ä°nsanların eÄŸer genetik bir rahatsızlıkları olduysa, DNA üzerinde iz bırakmış olan o hastalıkları da ortaya çıkarma imkanımız var. Bu teknolojilere ülkemiz sahip. Bu yıl içerisinde elde ettiÄŸimiz verileri de yayınlama imkanı bulacağız."
Ä°skeletler üzerinde yapılan araÅŸtırmalarda o dönemdeki insanların yaÅŸamlarına dair önemli bulgulara ulaÅŸtıklarını anlatan Görgülü, kiÅŸilerin yaÅŸam biçimine baÄŸlı olarak kireçlenmeyle ilgili birtakım bulgulara rastladıklarını bildirdi.
Görgülü, yapılan incelemelerde, Yenikapı'da yaÅŸayan insanların iyi bir beslenme ÅŸekline sahip olduÄŸunun saptandığını dile getirerek, ÅŸunları kaydetti:
"Biz bunlara 'Yenikapı toplumu' diyoruz. Liman toplumu bu insanlar. Anadolu'nun çeÅŸitli yerlerinde yapılan kazılardan çıkarılan iskeletler üzerindeki incelemelerde beslenme konusunda ciddi sıkıntılar olduÄŸu belirlenmiÅŸti. Yenikapı toplumu dediÄŸimiz liman toplumundaki insanların, beslenme açısından çok sıkıntı içerisinde olmadıkları bilgisine ulaÅŸtık. Bu insanların 20'lik diÅŸlerinde de çok ciddi bir düzgünlük saptadık. Günümüzde 20'lik diÅŸler bayağı bir sorun olmaya baÅŸladı. Ancak kazılardan çıkan çene kemiklerini incelediÄŸimizde, 20'lik diÅŸlerin düzenli ve düzgün olduÄŸunu gördük. Bu durumu, o dönemde ve günümüzdeki beslenme alışkanlıklarına baÄŸlıyoruz. Günümüze kadar yaÅŸanan beslenme deÄŸiÅŸiklikleri, çenemizin gittikçe küçülmesine yol açmıştır. Küçülme de 20'lik diÅŸler için çenemizde yeterli yerin olmamasına, bu da sonuç olarak günümüzde 20'lik diÅŸlerde sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olmuÅŸtur. Zamanını bilemem ama bir gün belki 20'lik diÅŸler de ortadan kalkacak."
"Kemiklerden 24 örnekten DNA elde etmeyi de baÅŸardık"
Görgülü, çocuk iskeletleri üzerinde de incelemelerde bulunduklarını ve bazı bulgulara ulaÅŸtıklarını ifade etti.
Halk arasında eski insanların devasa ve iri oldukları yönünde bir inanışın olduÄŸunu ancak incelemelerde bunların doÄŸru olmadığını gördüklerini söyledi.
Görgülü, incelemelerde o dönemde yaÅŸayan insanların fiziki yapılarıyla ilgili saptamalarda da bulunduklarını aktararak, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"Ä°skeletler üzerinde yaptığımız incelemelerde, fiziksel yapı olarak bu insanların orta boylu olduÄŸunu saptadık. Kadınlar 1.58-1.59 metre civarında, erkekler 1.60-1.68 metre civarında. O dönemlerde çok çocuk ölümleri olduÄŸu bilgisine ulaÅŸtık. Çok çocuk iskeleti vardı. O dönemin tıbbi ÅŸartları, enfeksiyon hastalıkları, doÄŸal afetler, çevresel faktörler, çocuk ölümlerinin fazla olmasına yol açmış. Günümüzle kıyaslayacak olursak elbette ileri deÄŸil. Çocukların ortalama yaÅŸam süreleri 13 yaÅŸ civarında iken, eriÅŸkin insanların yaÅŸam süreleri 30-35 yaÅŸ civarında çıktı. Kemiklerden 24 örnekten DNA elde etmeyi de baÅŸardık. Çünkü çok eski çaÄŸdan deÄŸildi bunlar. Bunlar içerisinde de 11'inde anne soyunu ve nereden geldiÄŸini öÄŸrenebildik. ÖrneÄŸin, bu insanların anne soylarının Ön Asya ve Mezopotamya'dan geldiÄŸi ortaya çıktı. Baba soyları için ÅŸu anda bir ÅŸey diyemiyoruz."
National Geographic'in "Genographic" adlı bir projeyi sürdürdüÄŸünü dile getiren Görgülü, 2004 yılında ortaya çıkan projenin Anadolu ayağını yürüttüklerini söyledi.
Görgülü, tükürük örnekleri üzerinden incelemeler gerçekleÅŸtirdiklerini belirterek, "Alınan basit bir tükürük üzerinden anne ve baba soyunun binlerce yıllık genetik yolculuÄŸu ortaya konuyor. Tükürükten elde ettiÄŸimiz DNA ile binlerce yıllık tarihsel yolculuÄŸu ortaya çıkarabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
AA
Henüz yorum yapılmamış.