Coğrafyamız
Devlet içerisinde ayrı yapılanmalar asla olamaz
Cumhurbaşkanı Gül, "Bir devlet içerisinde ayrı bir devlet olamaz. Devlet içerisinde ayrı yapılanmalar da asla olamaz" dedi.
CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül, Habertürk televizyonunda "Basın Kulübü" adlı programa konuk oldu.
Gül, Anayasa Mahkemesinin 5 milletvekili hakkındaki ihlal kararına iliÅŸkin soru üzerine, demokratik hukuk devletinde kuvvetler aykırılığı prensibinin bulunduÄŸunu ama yasama, yürütme ve yargının bir ahenk içerisinde olması gerektiÄŸini vurguladı.
"Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi çok daha önemlidir" diyen Gül, "Onun için yargı önce kendi kurumları olarak kendi saygınlık ve tarafsızlıklarına hiç halel düÅŸürmeyecek ÅŸekilde hareket etmeleri gerekir. Bu baÄŸlamda Anayasa Mahkemesi'nin son kararlarını çok memnuniyet verici olarak görüyorum. Geçenlerde de açıkladım. En çok memnun olduÄŸum ÅŸey, bu kararların oy birliÄŸi ile alınması..
Bugün maalesef birçok sorunları görüyoruz, deÄŸiÅŸik. Gerek askerlerin yargılandığı mahkemelerle ilgili olsun, davalarla ilgili olsun, gerek son iddialar, yolsuzluk davaları ile ilgili olsun gerekse siyasi bu tip davalarla ilgili olsun. Onun için kesinlikle su götürmez ÅŸekilde objektifliÄŸini kaybetmeyecek kurum yargı kurumudur. Bunun altını özellikle çizmek isterim."
Gül, programa katılan bir gazetecinin, "Alanda bir sorun varmış gibi algıladım, verdiÄŸiniz cevapları" yorumu üzerine, ÅŸunları kaydetti:
"Tartışılıyor, konuÅŸuluyor doÄŸrusu. Bu alanda tartışılıyor. Åžunu unutmayalım ki çeÅŸitli yanlışlıkların gideceÄŸi yer, bu idari konularda da olabilir, cezai konularda da olabilir, gideceÄŸi yer neresidir? Mahkemelerdir. Mahkemelerin verdiÄŸi karara itiraz mercileri vardır, yüksek mahkemelerdir. Buralara hiç gölge düÅŸürülmemesi lazım açıkça. Hiç tereddüt olmaması lazım. Eski bir tabir vardır, 'Åžeriatın kestiÄŸi parmak acımaz' derler. Herkesin nihayette bunu diyebilmesi lazım. EÄŸer bu denemiyorsa ve bu konuda eÄŸer çeÅŸitli davalarla ilgili sıkıntılar ortaya çıkıyorsa, serzeniÅŸler varsa demek ki daha dikkatli olunması gerekiyor demektir."
-TSK mensuplarının yargılandığı davalarla ilgili suç duyurusu-
Gül, devlet içerisinde ayrı bir devlet, ayrı yapılanmalar olamayacağına iÅŸaret ederek, "Kurumun dışında baÅŸka bir yerden talimat, baÅŸka bir yere kurumun meselelerini taşıma gibi bir ÅŸey asla söz konusu olamaz. Bununla ilgili tabii ki iddialar araÅŸtırılır, varsa ortaya çıkartılır ve kesinlikle de müsaade edilmez" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Genelkurmay BaÅŸkanlığınca, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının yargılandığı bazı davalarla ilgili Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına suç duyurusunda bulunulduÄŸunun hatırlatılması ve bu konudaki görüÅŸlerinin sorulması üzerine Gül, bu konularla ilgili "Yanlış yapıldı" diye serzeniÅŸler olduÄŸunu, bazı davaların temyiz safhasının bittiÄŸini, bazısında yargılamanın devam ettiÄŸini hatırlattı. CumhurbaÅŸkanı Gül, "EÄŸer bir toplumda, 'Kurunun yanında yaÅŸ da yandı' ÅŸeklinde bir algı oluÅŸursa ve bu ciddi boyutlarda olursa bununla ilgili hukuki çalışmalar yapılabilir, bunlar konuÅŸulabilir ve buna karar verecek olan tabii ki parlamentodur" dedi.
Gül, "Siz de yargıda bir soruna iÅŸaret ettiniz söylediklerinizle. Sorunun kaynağına iliÅŸkin bir tespitiniz var mı? Özellikle Ergenekon ve Balyoz gibi davalar sonucunda TSK'nın yaptığı baÅŸvurudaki 'kumpas' iddiası. Devletin elinde buna iliÅŸkin veriler bulunuyor mu?" sorusunu "Takdir edersiniz ki ben o tip lafları kullanamam ve böyle bir ÅŸeye giremem. CumhurbaÅŸkanı olarak, 'o bunu dedi, bu bunu dedi' diyemem. Ben ancak ilke ve prensipleri ortaya koyarım" ÅŸeklinde yanıtladı.
-"Mekanizma çalışıyor"-
CumhurbaÅŸkanı Gül, "Åžu anda iki vesayet tartışması var. Bazı yargı mensupları yürütmenin kendi üzerlerinde baskı uyguladığını söylüyorlar. Hükümet kanadından da yargının, polisteki, emniyetteki ortak bir yapının seçilmiÅŸ hükümete, milli irade üzerine vesayet uygulamak istediÄŸi, darbe yapmak istediÄŸi söyleniyor. Bu, bir polemiÄŸin ötesinde bir devlet krizi olarak yorumlanıyor. Böyle bir devlet krizi var mı yoksa bunlar halledilebilecek konular mı?" sorusu üzerine, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"Onun ötesinde idare yani yürütme bir yanlış yapabilir. Demin söylediÄŸiniz gibi, yönetmelik diyorsunuz deÄŸil mi? Onu söylediniz. Bunu doÄŸru düÅŸünerek yapabilir ama bu Anayasa'ya ve kanuna aykırıysa bunu test eden bir mekanizma var. Nitekim o gün Barolar BirliÄŸi müracaat etti Danıştay'a. Danıştay, bunun yasalara, Anayasa'ya uygun olup olmadığına karar vermekle ilgili bir yüksek mahkeme. Bu, çalıştı gördünüz. Hatta basın mensuplarının emniyete giriÅŸ çıkışıyla ilgili de yürütme bir karar verdi, o da Danıştay'a gitti. Baktılar, kararını verdi bu konuda. Dolayısıyla mekanizma çalışıyor."
"HSYK'nın açıklamalarını doÄŸru bulmadım"
"Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, (HSYK) bütün hakimlerin ve savcıların sicilini veren bir kurum, bir mahkeme deÄŸil" diyen Gül, "Bu anlamda ben, onların açıklamalarını doÄŸru bulmadım. Çünkü yüksek mahkeme verecek kararı. Mahkemenin kararını gölgelememek lazım. Mahkemenin önüne gitmiÅŸ bir konu. Hakimler, karar verecekler. Bu tip çekiÅŸmeler, bunları çok açık bir ÅŸekilde dillendirmeler, bunlar iyi ÅŸeyler deÄŸil tabii. Bu konuda herkesin, anayasal kurumlardır bütün bunlar, anayasal kurumlar olarak görevleri neyse, onu bilmesi gerekir. Bu çerçeve içerisinde dikkatli bir ÅŸekilde hareket etmesi gerekir" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
-"Bir devlet içerisinde ayrı bir devlet olamaz"-
Hükümete yakın kiÅŸilerin, "Bu savcılar bağımsız hareket etmiyorlar, bu savcılar baÅŸka yere bağımlı hareket ediyor" deÄŸerlendirmesinde bulunduÄŸu ve "Paralel devlet" yapısından bahsettiÄŸi anımsatılarak, "Böyle bir paralel devlet var mı?" diye sorulması üzerine Gül, ÅŸunları söyledi:
"Bir devlet içerisinde ayrı bir devlet olamaz. Devlet içerisinde ayrı yapılanmalar da asla olamaz. Devletin kurumlarında, eÄŸer ÅŸartları yerine getiriyorsa o ülkenin vatandaşı olan herkes çalışabilir. Bu silahlı kuvvetler, yargı olabilir, devletin diÄŸer organları olabilir. Ama onlar anayasa, kanunlar, kurumların kendi kurallarına kesinlikle riayet edecek, bir. Ä°kincisi, kurumları içerisinde hiyerarÅŸiye dikkat edecek. Herhangi ayrı bir dayanışma söz konusu olmayacak ve kesinlikle bu hiyerarÅŸi, anayasa ve kanunlar çerçevesinde emir alabilirler. Bunu dışında, kurumun dışında baÅŸka bir yerden talimat, baÅŸka bir yere kurumun meselelerini taşıma gibi bir ÅŸey asla söz konusu olamaz. Bununla ilgili tabii ki iddialar araÅŸtırılır, varsa ortaya çıkartılır ve kesinlikle de müsaade edilmez.
Tabii ki sivil toplum örgütleri olacaktır. DeÄŸiÅŸik fikirler, siyasi partilerden farklı fikirler... Bütün buralarda da nasıl ekonomik konularda ÅŸeffaflık önemliyse, bu tip konularda da ÅŸeffaflık tabii ki çok önemlidir. Bu açıdan, hele hakimler, yargı içerisinde böyle bir ÅŸey varsa asla tahammül edilemez. Bunu söyleyeyim. Ama peÅŸinen de kimseyi başından suçlayamazsınız. Ama, bu tip iddialar ciddiyse bunlar araÅŸtırılır ve sonunda gereÄŸi muhakkak ki yapılır."
"İyi niyetle karşılarım, hepsine dikkat ederim"
"Daha önce pek rastlanmayan bir ÅŸey oldu, kurumlar arası, kuvvetler arası sorun haline dönüÅŸtüÄŸü zaman, size gelmeye baÅŸladılar. Gelmeyenler de medyadan size çaÄŸrılar yöneltmeye baÅŸladı, 'CumhurbaÅŸkanı bu iÅŸe müdahil olsun' diye. Nasıl karşılıyorsunuz bu çaÄŸrıları?" sorusuna karşılık Gül, bu tür çaÄŸrıları iyi niyetli karşıladığını, hepsine dikkat ettiÄŸini ve önem verdiÄŸini belirtti. Türkiye Barolar BirliÄŸi BaÅŸkanı Metin FeyzioÄŸlu'nun dün Çankaya KöÅŸkü'ne gelerek görüÅŸlerini anlattığını dile getiren Gül, "Çalışmalarınızı yapın, gönderin, ben de inceleteyim" dediÄŸini aktardı.
Eski CHP Genel BaÅŸkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın talebi üzerine hafta içinde bir görüÅŸme gerçekleÅŸtireceklerine deÄŸinen CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül, ÅŸunları kaydetti:
"CumhurbaÅŸkanı olarak, yine bu noktada, devletin organları arasında ahenkli bir çalışma düzeninin ortaya çıkması konusunda gayret sarf etmek ve çalışmak tabii ki benim görevlerimden biridir. Ben, bazen baÅŸ baÅŸa kabullerimde gerekli telkinlerimi, görüÅŸlerimi yapıyorum deÄŸiÅŸik organlara, gerektiÄŸinde açıklamalarda da bulunuyorum. Meclis açılışında yaptığım konuÅŸmalarda önemli konulara dikkati çekiyorum. Burada yaptığımız toplantılarda meseleleri konuÅŸuyoruz.
Bu son olayla ilgili yapacağım nedir? Mahkemelerin düzgün bir ÅŸekilde çalışması, yargıya herhangi bir müdahalenin olmaması, hükümetin üstüne düÅŸenleri en iyi ÅŸekilde yapması. Türkiye'de onun da koruyacağı önemli ÅŸeyler var. Türkiye ekonomisini ve Türkiye'deki istikrarın bozulmasına fırsat vermemesi gerekiyor. Bu anlamlarda paylaÅŸtığım ÅŸeyler oluyor Sayın BaÅŸbakan ile. Nihayette o da gereÄŸini yapıyor. Son olaylarla ilgili hükümet deÄŸiÅŸikliÄŸini yaptı. Benim de görüÅŸmelerimi yaptı. Ben de kendisine görüÅŸlerimi söyledim. Onlara itibar etti."
-"Yolsuzlukla ilgili iddia söz konusu olursa üstüne gidilmesi birinci öncelik"-
Son yaÅŸanan olaylarla ilgili olarak "CumhurbaÅŸkanı devreye girmeli, adım atmalı" ÅŸeklinde deÄŸerlendirmeler olduÄŸunun hatırlatılması üzerine Gül, "Deminde dedim Türkiye'de parlamenter sistem var, baÅŸkanlık sistemi yok. Bir zamanlar CumhurbaÅŸkanlarının parlamenter sistemin, ilkelerini aÅŸan tavırları olduÄŸunda, Türkiye'de nelerin yaÅŸandığını sizler bilirsiniz. Dolayısıyla benden yaptıklarımdan daha fazlasını bekleyenler aslında farklı bir sistemi tercih edebilirler yani baÅŸkanlık sistemini tercih edebilirler" dedi.
"Son yaÅŸanan kriz, kurumlar arası ahenk krizi deÄŸil ki. Åžu anda yaÅŸadığımız hükümetle bir cemaatin arasında yaÅŸanan bir kavga. Bunun devlete yansımaları var ama baÅŸbakan konuÅŸtuÄŸu zaman savcılardan çok baÅŸka bir yere konuÅŸuyor, biz bunu böyle görüyoruz. Åžimdi sizin burada kurumlar arasındaki uyumu korumuÅŸ olmanız pekala sorunları çözemeyebilir" denmesi üzerine ise CumhurbaÅŸkanı Gül, "Hükümetin karşısına ben ancak muhalefeti koyarım. Ya hükümet vardır ya karşısında muhalefet vardır. Anamuhalefetiyle, diÄŸer muhalefetiyle, muhalefet vardır" deÄŸerlendirmesini yaptı.
"Hükümetin karşısına ben herhangi baÅŸka bir grubu koymam. Böyle bir denge asla kurmam, onu söyleyeyim" ifadesini kullanan Gül, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Åžimdi, bu olabilir mi benim söylediÄŸim. Bunun ismini siz nasıl söylerseniz söyleyin, sivil toplum örgütleri ÅŸeklinde, daha geniÅŸ olarak düÅŸünürsek, bunların çeÅŸitli gücü olur, kimisinin farklı güçleri olabilir, eÄŸer sınırlarını aÅŸan, demin söylediÄŸim çerçeve içerisinde, anayasa, kanunlar, kurumların kendi kurallarını aÅŸan, devletin çalışma sistemini tanımayıp da baÅŸka bir dayanışma içerisine giren her hangi bir faaliyet olursa, tabii ki nihayette hükümetin görevi bunları ortaya çıkarmaktır. Ama bunlar bir hukuk düzeni içerisinde olur. Bütün bunlar da nihayetinde bir hukuk düzeni içerisinde olur. Burada CumhurbaÅŸkanı olarak ne yapabilirim ben. Dolasıyla birazcık afaki kimsenin konuÅŸmaması gerekir, ben ancak yeri geldiÄŸinde herkesin bazen de aleni olarak dikkatini çekerim. SöyleyeceÄŸim ÅŸey de nedir? Bu iÅŸte. Åžimdi de yaptığım gibi bu prensibe, bu ilkeyi koyarım."
-"Savcının bildiri dağıtması doğru değil"-
"SoruÅŸturmaya müdahale edildiÄŸi yönünde açıklamalar yapılıyor, buna katılıyor musunuz? Savcı çıktı açıklama yaptı, polis ÅŸeflerinin yerleri deÄŸiÅŸtirildi. Süreçlere müdahale oldu, kamuoyunda bunların üzeri örtülüyor endiÅŸesini dile getirenler var" ÅŸeklindeki soru üzerine ise Gül, "Görüyorum tabii ki bunları. Onun için söylüyorum, bunların kamuoyunun vicdanını tatmin edecek ÅŸekilde, muhakkak ki bunların sonuna kadar üzerine gidilmesi, sürecin iÅŸletilmesi ve netice neyse mahkemelerin buna karar vermesi gerekir" ifadesini kullandı.
Gül, "Ama bu konu saÄŸlam bir ÅŸekilde gidebilmesi için bu tip iddiaların yapılırken de muhakkak ki hukuk prosedürlerini aksatmayacak ÅŸekilde, eÄŸer buralarda 'baÅŸka bir motivasyonla bunlar yapıldı' intibahı çıkarsa, o zaman yolsuzluÄŸun üzerine gitmek zayıflatılır. MeÅŸruluk gider oradada. Bu taraftan da bu tip iddialar var, yani o açıdan da yine bir savcının bildiri dağıtmasını, doÄŸrusu açıklama yapması bunlar doÄŸru ÅŸeyler deÄŸil. Onu söyleyeyim. Ama tekrar söylüyorum sonuna kadar bunun üzerine gidilmesi gerekir" dedi.
-"Sayıştay'ın önemi her zaman ortaya çıkıyor"-
Yolsuzlukla mücadele konusunda, eski yıllarla mukayese edildiÄŸinde önemli adımlar atıldığını ifade eden Gül, ÅŸunları belirtti:
"Åžeffaflık getirildi, kanunlar düzenlendi, çeÅŸitli kurumlar oluÅŸturuldu falan ama bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim, bu anlamda Sayıştay'ın önemi her zaman ortaya çıkıyor. Bunu ben biliyorsunuz, Sayıştay Kanunu'nun çıkarılması için yine telkinlerim açıkça oldu, çaÄŸrılarım oldu. Her ortamda. Osmanlı döneminden gelen kurum, bunlar yeni icat edilmiÅŸ kurumlar da deÄŸil. Dolayısıyla, yolsuzlukla ilgili herhangi bir iddia söz konusu olursa, bunların sonuna kadar üstüne gidilmesi, gayet açık bir ÅŸekilde ne gerekiyorsa, yapılması aslında birinci önceliktir herkes için. Bunu bu kadar açık söyleyeyim, kim olursa olsun bu hepimiz için herkes için de geçerlidir tabii ki."
-"Süreç iÅŸliyor..."-
"Komplo, dış baÄŸları da olan hükümete yönelik bir komplo yapıldığı ve yolsuzluk iddialarının da bunun için bir manivela olarak kullanıldığı iddia ediliyor, böyle bir iddia çok ciddi sorun deÄŸil mi?" sorusu üzerine de Gül, "Bunun doÄŸru olup olmadığını yine muhakkak ki nasıl olacak, hukuk süreci içerisinde olacak. Nihayetinde bazı tutuklamalar yapıldı. Savcılar oy birliÄŸi ile yaptılar. Bazılarını da tahliye ettiler. Süreç iÅŸliyor.
Hiç bir ÅŸeyin üstü örtülemez, bugün Türkiye yeteri kadar açık, ÅŸeffaf. Herkes her ÅŸeyi açıyor, konuÅŸuyor ve yazıyor. Bugün olmazsa yarın söyler, saklanan bir ÅŸey varsa. Ama mahkemelerin görevi, savcıların görevi titiz bir ÅŸekilde kuralları çerçevesi içerisinde yapıp ortaya çıkarmak, eÄŸer kuralları çerçevesinde olmazsa o zaman akim kalır. Ya da baÅŸka türlü yanlışlıklar da olabilir."
"Bir yandan da iki taraflı operasyon beklentileri pompalanıyor" denmesi üzerine ise CumhurbaÅŸkanı Gül, "Böyle bir korku düzeni olamaz. Kim niye korkacak ki. EÄŸer bir yanlışı varsa ancak o zaman korkulur. Yanlışı olmayanın korkmaması gerekir doÄŸrusu" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Gül, ÅŸunları kaydetti:
"Ama ÅŸöyle bir ÅŸey olabilir korku. Åžimdi düÅŸünün ki bazen büyük yatırımcılar var, eÄŸer kurallarına uygun olmayan bir ÅŸekilde bir suç atılırsa. Siz düÅŸünün, dünya çapında faaliyet gösterenler var, bir sürü bankalarla, finans kurumlarıyla iliÅŸki içerisinde olanlar var. Birden bire herkesin itibarını da yok edersiniz. Onun için ben soruÅŸturmaların sonuna kadar kanunlar, kuralları çerçevesi içerisinde bağımsız bir ÅŸekilde yapılırsa, o zaman doÄŸru bir neticeye ulaşır. Ayrıca ÅŸu da çok önemli, Meclis BaÅŸkanı'nın söylediÄŸi ÅŸey; unutmayın ki soruÅŸturma safhası kanunlara göre gizlidir. Bunu ben bugün söylüyorum dosyalarla ilgili ama ben bunu daha önceki diÄŸer dosyalarla ilgili, askerlerle ilgili veya gazetecilerle ilgili dosyalar söz konusu olduÄŸunda da söyledim, bugün güçlü söylüyorum bunu. EÄŸer o gün söylememiÅŸ olmasaydım, bugün belki bu kadar açıkçası güçlü söylemeyebilirdim. SoruÅŸturma safhası gizli. Çünkü savcı, hakim deÄŸil. Bunlara herkesin dikkat etmesi lazım, hepimiz, herkes. Anayasa, kanunlar, kurallar, bunlara azami dikkati gösterirse o zaman bu kaos ortaya çıkmaz açıkçası. Ama tekrar söylüyorum, yolsuzluklar eÄŸer bir ÅŸekilde üstü kapanırsa, bunlar zaten o kadar çok konuÅŸulur ki toplumu çürütür, onun için sonuna kadar bunların üstüne gitmek gerekir. Kamuoyunu tatmin edecek ÅŸekilde hepsinin üzerine gidilmesi gerekir. Ayrıca, mevcut kanunları, mevcut kurallarımızı, yolsuzluklara mahal vermeyecek ÅŸekilde tekrar gözden geçirip, bunlarla ilgili yeni tedbirler de getirmek gerekir. Bunu imardan tutun da bunu baÅŸka konulara kadar, her ÅŸeye kadar. Bunlar yapılabilirse.. Çünkü bazen o kadar çok inisiyatifler oluyor ki bu inisiyatifleri yanlış kullananlar olabilir."
-Genel af tartışmaları-
Gül, genel af konusunun gündeme geldiÄŸinin hatırlatılması üzerine, "Genel olarak, af kelimesini kullanmak tehlikeli bir ÅŸeydir. Bunu söylemek isterim. Bunlar bir kez aÄŸza alınır, ondan sonra nerelere gideceÄŸi bu iÅŸlerin belli olmaz. Toplumun da bu konudaki ÅŸeyleri ayrıdır. Benim bildiÄŸim kadarı ile ÅŸu anda, en azından hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim" dedi.
-Hatay'da durdurulan tır-
Gül, Hatay'da durdurulan tıra iliÅŸkin soru üzerine de "Türkiye'nin herhangi bir yerinde, baÅŸka bir yerde, baÅŸka bir zamanda bu tip bir ÅŸey olsa, böyle sır olamaz açıkçası. Ama hepimiz biliyoruz ki Suriye'de neler oluyor, Suriye'de neler yaÅŸanıyor. Türkiye için ne büyük bir tehdit var. Bütün bunların arasında kalmış ve ezilen, kış kıyamette çok kötü ÅŸartlar altında kalan Suriye'de bir Türkmen grubu var" dedi.
Gül, "Bu tır meselesinin Suriye'deki Türkmenlere yardım götüren bir tır olduÄŸunu söylediler. Bu çerçeve içinden bakmak gerekir. Muhakkak ki yeri geldiÄŸinde çeÅŸitli güvenlik sebeplerinden dolayı, sır çerçevesi içine giren faaliyetler söz konusu olabilir. Ama bütün bunların muhakkak ki yasalar çerçevesinde olması gerekir. Devlet güvenliÄŸini ilgilendiren konular açısından diyorum. Ama o tırın ne olduÄŸunu ben de bu ÅŸekilde sordum. Bana da söylenen budur" ifadesini kullandı.
-Gezi Parkı odaklı olaylar-
Gezi Parkı odaklı olaylarda yaralanan ve hayatlarını kaybedenlere iliÅŸkin soruÅŸturmalar ve mahkeme sürecine iliÅŸkin güven sorunu bulunduÄŸu hatırlatması yapılan Gül'e, "Bunları siz takip ediyor musunuz?" sorusu yöneltildi.
Gül, böyle bir ÅŸeyin söz konusu olamayacağını, TBMM'nin açılışı sırasında yaptığı konuÅŸmada da hayatını kaybeden gençler için üzüntülerini dile getirerek, ailelerine baÅŸsaÄŸlığı dilediÄŸini anımsattı. Gül, "Kim olursa olsun, Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, hatta Türkiye sınırları içinde olan vatandaşımız olmayan insanlara bile tabii ki biz sahip çıkmak zorundayız. Başına herhangi bir iÅŸ geldiyse bunun muhakkak ki ortaya çıkartılması, herkesin görevidir, devletin görevidir. Hiçbir ÅŸey bugün artık meçhul kalamaz" diye konuÅŸtu.
AA
Henüz yorum yapılmamış.