Coğrafyamız
Gezi Parkı'na "terör örgütü" odaklı ilk iddianame
SDP Üyesi Bayraktaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 36 sanığın, 3 ile 58 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması istemiyle hazırlanan iddianame, TMK'nın 10. maddesiyle görevli İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi
Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Üyesi UlaÅŸ BayraktaroÄŸlu'nun da aralarında bulunduÄŸu 4'ü tutuklu 36 sanığın, 3 ile 58 yıl arasında deÄŸiÅŸen hapis cezalarına çarptırılması istemiyle hazırlanan iddianame, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli Ä°stanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ä°stanbul Cumhuriyet savcılarından Muammer AkkaÅŸ tarafından hazırlanan ve gönderildiÄŸi Ä°stanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 95 sayfalık iddianamede, 9 polis memuru ve olayların meydana geldiÄŸi Taksim'deki bir otelde müdür olan bir kiÅŸi "maÄŸdur" olarak yer aldı.
Taksim Meydanı YayalaÅŸtırma Projesi kapsamında, Gezi Parkı'nda 28 Mayıs 2013'te baÅŸlayan protestoların, demokratik tepkinin ötesine geçerek, terör örgütleri ve marjinal grupların yönlendirmesiyle terör örgütlerinin propagandalarına ve eylemlerine dönüÅŸtüÄŸü anlatılan iddianamede, eylemlerde, kamu malları ve özel mülkiyete zarar verildiÄŸi, kamu görevlilerinin acze düÅŸürüldüÄŸü ve güvenlik güçlerinin yaralanmasına neden olunduÄŸu kaydedildi.
Ä°ddianamede, terör örgütü üyelerinin, 11 Haziran'da Taksim Meydanı'nda terör örgütlerinin bayrak ve flamaları ile posterlerinin toplanmasına yönelik faaliyet sırasında, güvenlik güçlerini molotofkokteyli, taÅŸ ve sapan atarak engellemeye çalıştıkları, Gezi Parkı protestosuna katılan sivil vatandaÅŸların ise parka çekilerek, terör gruplarından ayrıştıklarının görüldüÄŸü aktarılarak, "Eylemlerde terör örgütü mensubu ÅŸüphelilerin, tanınmamak amacıyla yüzlerinin tamamını veya bir kısmını kapattıkları, terör örgütlerine ait amblem ve iÅŸaretleri taşıdıkları, terör örgütlerinin yoÄŸun bir ÅŸekilde örgüt propagandası yaptıkları, 28 Mayıs'tan baÅŸlayarak kesintisiz ilerleyen tarihlerde de olayların artarak devam ettiÄŸi anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.
"Halk üzerinde korku ve panik oluÅŸturulmuÅŸtur"
Devam eden olaylar sonucunda dağıtılan grupların kısa zamanda organize olarak tekrar toplandıkları, saldırı ve şiddet eylemlerine arttırarak devam ettikleri ve eylemlerinde ısrarcı tutum izledikleri aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Güvenlik güçlerine yönelik taÅŸlı, sopalı, sapanlı ve sert cisimlerle saldırı eylemlerinin artması, ana cadde ve sokaklarda barikat kurma, ateÅŸ yakma ve yol kapama eylemlerinin devam etmesi, kamu kurum ve kuruluÅŸları, bankalar, dershaneler, araçlar ile kiÅŸilere ait iÅŸ yerlerine zarar verilmesi, sonuç olarak basın açıklaması yapmak suretiyle kullanılması gereken protesto etme hakkının yasal zeminden uzaklaÅŸmak suretiyle gerçekleÅŸtirilen eylem ve saldırılar neticesinde halk üzerinde korku, panik ve endiÅŸe oluÅŸturulmuÅŸtur."
Terör örgütlerince çaÄŸrılar yapılarak, halkın kamu düzenine karşı suç iÅŸlemek amacıyla tahrik edildiÄŸi ve sonucundaki olaylar sırasında, molotofkokteyli, torpil gibi patlayıcılar hazırlanarak güvenlik güçlerine ve araçlarına atıldığı belirtilen iddianamede, kiÅŸilerin hayatı, saÄŸlığı veya mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kiÅŸilerde korku, kaygı ve panik yaratabilecek tarzda, yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliÄŸin kasten tehlikeye sokulduÄŸu, kamu mallarına zarar verildiÄŸi kaydedildi.
- "Güvenlik müdahalesi olmadan önlenmesi mümkün deÄŸil"
Terör örgütünün propagandasına dönüÅŸtürülen toplantı ve gösteri yürüyüÅŸlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzü tamamen veya kısmen kapatma, görevli memurlara görevlerini yaptırmamak için direnme eylemleri ile Gezi Parkı protestolarının, "masum bir demokratik hak kullanımı eylemi" olarak kalmadığı aktarılan iddianamede, "Eylemlerin sonuçta yasa dışı gösterilere dönüÅŸtüÄŸü, ifade özgürlüÄŸü ile yasal protesto ve gösteri sınırlarının dışına çıktığı, ÅŸiddet kullanılarak kamu düzeninin bozulduÄŸu ve kamu düzeninin saÄŸlanarak huzurun temin edilmesi için güvenlik güçlerince müdahale etme zorunluluÄŸunun ortaya çıktığı ve bu eylemlerin baÅŸka türlü önlenmesinin de mümkün olmadığı anlaşılmıştır" denildi.
"SoruÅŸturma dosyası incelendiÄŸinde, Gezi Parkı'ndaki olaylar, bir süre sonra legal ve illegal yapılanmaların çaÄŸrılarıyla tamamen bir provokasyona dönüÅŸmüÅŸtür" ifadesi kullanılan iddianamede, Taksim Meydanı'na çıkan ana arterler ve ara yollarda örgüt mensuplarının yönlendirmeleriyle barikatlar ve devlet otoritesinin olmadığı bölgeler oluÅŸturulduÄŸu bilgisine de yer verildi.
"Devlete karşı isyan"
"Yasa dışı örgütler ve destekçilerinin, devlete karşı isyan etme, cebir ÅŸiddet kullanarak kurtarılmış bölgeler oluÅŸturma, kargaÅŸa ve kaos ortamı yaratıp vatandaşı sindirip, devleti ve güvenlik güçlerini halkın gözünde aciz göstermeye doÄŸru yönelttiÄŸi, güvenlik güçlerine, iÅŸ yerlerine, resmi araçlara ve vatandaÅŸlara ait otolara saldırılarda bulunarak, kundaklama, yangın çıkartma ve yaÄŸmalama eylemlerini gerçekleÅŸtirdiÄŸi" aktarılan iddianamede, molotkokteyli, ses bombası, havai fiÅŸek, sapan, taÅŸ, sopa, balyozlar kullanan saldırgan grupların, Taksim Meydanı'nı savaÅŸ alanına çevirdiÄŸi anlatıldı.
"Orantılı güç kullanılmış"
Taksim ve çevresindeki iÅŸ yerlerinde hayatın durduÄŸu, otellerin boÅŸaltıldığı, eylemci haricinde meydana giriÅŸ çıkışların tamamen kesildiÄŸi kaydedilen iddianamede, ÅŸu ifadelere yer verildi:
"Dünyada ülkemizi zor duruma sokmak, devletimizi itibarsızlaÅŸtırmak isteyen terör örgütlerinin istediÄŸi bu ortama son vermek, Atatürk Kültür Merkezi'nde ve Atatürk Anıtı'ndaki illegal pankart ve dövizleri indirmek amacıyla 11 Haziran 2013 günü Taksim Meydanı'na giren güvenlik güçlerine, baÅŸta Devrimci Karargah terör örgütünün hamisi olan SDP ve bazı sol örgütleri mensupları tarafından bombalı, molotoflu, hava fiÅŸekli, taÅŸlı, sopalı saldırılarda bulunulmuÅŸ, bir çok güvenlik görevlisi çeÅŸitli yerlerinden yaralanarak hastanelere kaldırılmıştır. Saldırganlara yönelik defalarca megafonla anons yapılmasına raÄŸmen saldırılarını devam ettirmeleri üzerine orantılı güç kullanılmış, eylemciler kaçıp SDP binasına sığınmışlardır."
"Olay günü ve eylemlerin gerçekleÅŸtiÄŸi diÄŸer günlerde güvenlik güçlerince ve diÄŸer basın tarafından çekilen görüntüler incelendiÄŸinde, bu insanların gerçek yüzünün ortaya çıktığı" belirtilen iddianamede, soruÅŸturma dosyasında da bu fotoÄŸraf karelerinden çok miktarda bulunduÄŸu bildirildi.
Ä°ddianamede, "SDP binasının aramasında elde edilen dokümanların incelemesinde, düzenlenen eylemleri provoke eden bu yapılanmanın asıl amacının; Gezi Parkı'ndaki aÄŸaçların kesilerek yeÅŸil alanın yok edilmemesi gibi masumane bir taleple meydanlara çıkan vatandaÅŸları provoke ederek bir terör ortamı oluÅŸturmak ve halkı kışkırtmak olduÄŸu anlaşılmaktadır" görüÅŸüne yer verildi.
"Amaç, halkı provoke etmek"
Parti binasından ele geçirilen ajandadaki notlara göre, tüm marjinal sol fraksiyonların bir araya gelip toplantı yaptıkları ve "barikatları güçlendirmek", "Ä°stanbul'da hayatı durdurmak" gibi konularda anlaÅŸtıklarının ortaya çıktığı aktarılan iddianamede, Taksim'deki ÅŸiddet eylemlerinin merkezini bu grupların oluÅŸturduÄŸu ve "çoÄŸunluÄŸun azınlığa tabi olduÄŸu" gibi el yazılarına göre, bu yapılanmaların eylem için gelen halkı provoke etmek amacında olduklarının anlaşıldığı ifade edildi.
Güvenlik güçlerinin takibi sonucu örgütle baÄŸlantısı olan ÅŸüphelilerin bir kısmının SDP binasına, bir kısmının da Taksim'deki bir otele kaçmalarına raÄŸmen sıcak takip sonrası yakalandıkları vurgulanan iddianamede, "Åžüphelilerin bir kısmının terör örgütü üyesi oldukları, diÄŸerlerinin de terör örgütünün internet ortamında yaptığı eylem çaÄŸrılarına uyarak güvenlik güçlerine karşı örgüt adına suç iÅŸledikleri, kamera görüntüleri, terör örgütlerinin çaÄŸrıları, el konan dijital veriler ve belgelerden anlaşılmıştır" denildi.
Ä°stenen cezalar
Ä°ddianamede, tutuklu sanık SDP Üyesi UlaÅŸ BayraktaroÄŸlu'nun, "toplantı ve gösteri yürüyüÅŸleri kanununa muhalefet etmek", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kamu malına zarar vermek" ve "ruhsatsız silah, mermiler taşımak" suçlarından 13 yıl 6 ila 58 yıl 6 ay, eski SDP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Ecevit PiroÄŸlu'nun "silahlı terör örgütüne üyelik", "toplantı ve gösteri yürüyüÅŸleri kanununa muhalefet etmek" ve "kamu malına zarar vermek" suçlarından 10 ila 33 yıl arasında deÄŸiÅŸen hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
Ä°ddianamede, diÄŸer 34 ÅŸüphelinin de benzer suçlardan 3 yıl ila 58 yıl arasında deÄŸiÅŸen oranlarda hapis cezalarına çarptırılması istendi.
SDP'nin terör örgütü olup olmadığı soruldu
Ä°ddianameyi kabul eden Ä°stanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce düzenlenen tensip tutanağında, Ä°stanbul Emniyet MüdürlüÄŸü Terörle Mücadele Åžube MüdürlüÄŸü ve Emniyet Genel MüdürlüÄŸü Terörle Mücadele Daire BaÅŸkanlığı'na yazı yazılarak, sanıklardan bir çoÄŸunun üyesi olduÄŸu iddia edilen Devrimci Karargah Örgütü ile legal olan ancak illegal olduÄŸu iddia edilen SDP'nin terör örgütü olup olmadığına, terör faaliyetlerine katılıp katılmadığına dair bilgi istendi.
Tutuklu sanıklar UlaÅŸ BayraktaroÄŸlu, Ceyhun Dönmez, DoÄŸukan Öci ve Furkan Tombul'un bu hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar Aysel Gültekin, Aziz Küçük, Aziz Güler, Baran Nayır, Berkay UstabaÅŸ, Berkay Duran, Cansu Akkılıç, Ecevit PiroÄŸlu, Fırat Demir, Meltem Dilek, Murat Yıldırım, OÄŸuzhan Ceyun GümüÅŸ, Okan Kayar, Onur Polat, Resul Evrim Çifçi, Serdal Gül, Sezgin Türemez, Tayfur Görgel, Ufuk Göllü, Ufuk Özgün Erhan, Vedat Türk ve Volkan Tozan'ın ise 15 Mayıs'ta yapılacak duruÅŸmaya zorla getirilmesine hükmetti.
AA
Henüz yorum yapılmamış.