Sosyal Medya

Dünya

Akdeniz'de yeni mülteci stratejisi

AB ile Türkiye arasında vize muafiyeti sürecinde varılan uzlaşma kaçak mülteciler sorunu konusunda Avrupa'ya önemli avantajlar sağlayacak. AB'de Akdeniz'den gelen kaçak mülteciler konusunda da adımlar atılıyor.



Ekim ayında Lampedusa Adası yakınlarında 360 mültecinin ölümü ile sonuçlanan trajedinin ardından AB ülkeleri, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle daha fazla dayanışma taahhüdünde bulunmuÅŸtu. Kazadan yaklaşık 2 ay sonra çarÅŸamba günü AB Komisyonu'nun içiÅŸlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström, aynı dramın bir daha yaÅŸanmaması için uzman bir ekibin hazırladığı master planını açıkladı.

Ä°sveçli politikacı amaçlarını ÅŸöyle izah etti: "Bölgesel koruma ve Avrupa’ya yasal yollardan gelebilmenin yollarını da arıyoruz. Bölgesel koruma programına çok yakında Suriye bölgesini dahil etmek için çabalarımız sürüyor. Ayrıca Birlik ülkelerini, BM Mülteciler Yüksek KomiserliÄŸinin yeniden yerleÅŸtirme programı ile Suriye’den daha fazla mülteci kabul etmeye çağırıyoruz. Bu, yardım etmek ve Akdeniz üzerinden daha tehlikeli yollardan Avrupa’ya geçiÅŸ denemelerini önlemek için üye ülkelerin kısa vadede alabileceÄŸi en verimli münferit önlem. Ancak bu programı sadece 11 üye ülke imzaladı. Yani diÄŸer 17 ülkenin daha halletmesi gereken iÅŸler var."

Transit ülkelerle anlaÅŸma

Malmström, insani trajedilerin önüne geçilmesi için mültecilerin geçiÅŸ rotasında bulunan transit ülkelerle ortak iÅŸbirliÄŸi yapmak için çabalıyor. Ä°sveçli politikacı perÅŸembe günü bu çerçevede Tunus ile bir ortaklık anlaÅŸması imzaladı. Aynı anlaÅŸmanın Libya ve Mısır gibi ülkelerle de imzalanması hedefleniyor. Malmström, bu anlaÅŸmalar ile ana transit yollarındaki insan kaçakçılığı ile daha etkili mücadele edilmesi ve Avrupa’ya yasal yollardan geçiÅŸin açılmasının amaçlandığını kaydetti.

Ancak insan hakları savunucuları Libya, Mısır ve Tunus gibi transit ülkelerin istikrarsız siyasi yapılanması nedeniyle mültecilerin bu ülkelerde haklarını arayamayacaklarından endiÅŸe ediyor. Bunlardan biri olan Avrupa Parlamentosu YeÅŸiller grubu üyesi Barbara Lochbihler, AB Komisyonu'nun yeni stratejisini sert bir ÅŸekilde eleÅŸtiriyor. Lochbihler "Bu anlaÅŸmanın özü aslında mültecilerin hangi rotadan Avrupa’ya kaçmaya çalıştığını tespit edip bu rotalardaki kontrolü artırmak. EÄŸer bu ÅŸekilde gerçekleÅŸirse alarm verici. Bu insanlara, kim transit ülkelerde mülteci haklarından yararlanabileceÄŸinin garantisini verebilir? ÖrneÄŸin iltica baÅŸvurusunda bulunma hakkı gibi. Biz daha ÅŸimdiden Frontex sayesinde ya da karşılıklı olarak, mültecilerin transit ülkelere geri gönderildiÄŸine tanık oluyoruz. Hem de orada insan hakları durumunun ne olduÄŸunu hiçbir ÅŸekilde önemsemeden" diye konuÅŸuyor.

Frontext Akdeniz'de yayılıyor

AB uzmanlar grubu tarafından hazırlanan planda kaçak göçle mücadele kapsamındaki Frontex Sınır Acil Müdahale Ekibi’nin Akdeniz’de yaygınlaÅŸtırılması öngörülüyor. Cecilia Malmström, Akdeniz’de iÅŸbirliÄŸini teÅŸvik etmek, Kıbrıs -Ä°spanya arasındaki bölgede iÅŸbirliÄŸini artırmak ve daha fazla hayat kurtarmak için Frontex’in 7 milyon euro ek bütçe aldığını kaydetti.

Malmström, 2 Aralık’ta yürürlüÄŸe giren "Eurosur" programının Akdeniz’i mülteciler için daha güvenilir hale getireceÄŸini de söyledi. Ä°sveçli politikacı, uyuÅŸturucu kaçakçıları ve insan tüccarlarının da bu program ile daha çabuk yakalanacağını kaydetti.

Lampedusa Adası

AB, Lampedusa faciasından sonra "Eurosur" adı verilen sınır koruma sisteminin devreye sokulması kararını almıştı. AB sınır koruma ajansı Frontex ile sıkı bir iÅŸbirliÄŸi içinde çalışan program, kaçak göçmen dolu teknelerin uydular aracılığıyla Akdeniz üzerinde tespit edilmesini öngörüyor. Ancak Barbara Lochbihler, bunun mülteciler için daha büyük hayati tehlikeye yol açacağını düÅŸünüyor. Lochbihler "Özel ekibin önerileri, daha ziyade sınır kontrollerinin sıkılaÅŸtırılmasına dayanıyor. Bunu çok tehlikeli buluyorum. Çünkü bu ÅŸekilde açık denizde bulunan biri ne kadar mücadele etse ve buraya gelmeye çalışsa da bunu baÅŸaramayacak. Bunun sonucunda da suç örgütleri giderek daha tehlikeli rotaları tercih edecek. Bu da mülteciler için çok daha büyük hayati tehlikeyi beraberinde getirecek" diye konuÅŸuyor.

ProAsyl adlı mültecilerle dayanışma örgütü de AB'nin yeni stratejisini sert bir ÅŸekilde eleÅŸtirdi. Yapılan açıklamada transit ülkelere kapıda bekçilik yapma görevi verildiÄŸi ve sığınmacıların bu sayede AB'den uzak tutulmaya çalışıldığı kaydedildi.

DW

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.