Devredilen Haklar
Zaman ile başarısız olan deneyimler göstermiştir ki organizasyon etkin ve yetkin eller aracılığı ile yapılmalıdır bu da doğrudan işi yapan ile yaptıran yöneten ile yönetilen gibi sınıfların oluşmasına ön ayak olmuştur.
Ä°çinde bulunduÄŸumuz Dünya birbirinden farklı kompleksli karmaşık hakkında ilgi ve bilgiden uzak durduÄŸumuz birbiriyle etkileÅŸim halinde olan bir çok ekolojik düzeni içinde barındırır. Bu kompleksli yapının kalıplanmaya en namüsait aktörü kuÅŸkusuz insandır.
Ä°nsan kalıplara en aykırı olan Dünya varlığıdır. Çünkü insan eyleme karar verme ve onu uygulama yetkisine sahip tek varlıktır. Yani insan düÅŸünendir. Onun bu hali diÄŸer canlılara karşı bir tahakkümünü zorlar zira bu kaçınılmazdır. Ä°nsanın diÄŸer canlılara karşı kesin zaferi aynı zamanda büyük bir çıkmazıda beraberinde getirir o da onun kendi hemcinsleriyle olan aÅŸağı-yukarı olma durumudur. Ä°nsanın doÄŸaya karşı elde ettiÄŸi belirgin üstünlüÄŸü kendi türü içinde netleÅŸtirememiÅŸ fakat bir hale koymuÅŸtur. Ä°nsanın düÅŸünen olması onu hep yöneten olarak algılamasına neden olur fakat kurulan düzende bu çok az insan için geçerlidir. Bu geçerli ÅŸeklin aksi hali kendiliÄŸinden ÅŸu soruyu akla getirir Dünyada yaÅŸayan yedi milyar insanın yedi milyar farklı karar ile yeddi milyar farklı yönde eylem isteÄŸi insanları birleÅŸik enerjiden mahrum bırakacak ve yedi milyar ayrı güçsüz darbe oluÅŸacaktır. Bu yaklaşım tarzı hiçbir zaman müÅŸteri bulamamış insan birlikte bir ÅŸeyler yapma seçeneÄŸini iÅŸaretlemiÅŸtir. Birlikte bir ÅŸeyler yapma isteÄŸi organizasyonu zorunlu kılmıştır. Zaman ile baÅŸarısız olan deneyimler göstermiÅŸtir ki organizasyon etkin ve yetkin eller aracılığı ile yapılmalıdır bu da doÄŸrudan iÅŸi yapan ile yaptıran yöneten ile yönetilen gibi sınıfların oluÅŸmasına ön ayak olmuÅŸtur.
Yönetenler aldığı kararlara kati bir itaat beklemektedirler ve bu onların tabii haklarıdır. Yöneten ile yönetilen gibi iki farklı yapının oluÅŸması o kadarda doÄŸal karşılanmamıştır. Geçen süreçte hiçbir kiÅŸi basitçe yönetilen olmaya rıza göstermemiÅŸtir zaten bu davranış onun doÄŸasına daha uygundur. Herkes bir yol bulup yönetenler arasında olmayı arzulamıştır. Fakat yaÅŸananlar bunun böyle olamayacağını koltuÄŸa oturanın bir daha hiç kimseye koltuÄŸun yüzünü göstermemeye azami gayret gösterdiÄŸini ve bu gayretinin, sonuna kadar meÅŸru olduÄŸuna halka inandırmaya çalışmıştır. Günü gelmiÅŸ bu Tanrının emri sayılmış yönetimdekiler kutlu adledilmiÅŸtir. Günü gelmiÅŸ bu önceki koltuk sahibinin emri ile olmuÅŸ ve günü gelmiÅŸ halk gücünün bu kiÅŸi üzerinde olduÄŸu söylenmiÅŸ ve halkda o kiÅŸiyi istemiÅŸtir. Önceleri Tanrı sonraları toplum da üstün görülen bir kiÅŸi bugün ise topluma çaktırmadan seçtirilenler hep toplumun kendi hakkı olan yönetim erkini o kiÅŸilere bırakmalarına devretmelerine neden olmuÅŸtur. Bugün bu tekniklerin sonuncusu hâkim görüÅŸ olmuÅŸ ve yöneten ile yönetilen ayrımı devam etmiÅŸtir.
Bu bahsi geçen yolların hiçbirisine rıza göstermeyen ve hepsinin halkın kandırılması esaslı olduÄŸunu düÅŸünen yönetilen zümre bu karşı duruÅŸlarını geçerli ve tutarlı bir baÅŸarıya ulaÅŸtırma hedefindedir.
Bu hedefin ortaya çıkarılması ne kadar kolaysa ona ulaÅŸmak bir o kadar zordur hele de karşınızda ÅŸeytana akıl verecek türden insanlar varsa bu daha zordur. Bu hedefe iliÅŸkin farkındalık zoraki olarak izlenecek stratejinin ana hatlarını vermektedir. Öncelikle yönetimi kendi hakları olarak görenler gibi hak görmeleri isteklerinin meÅŸruluÄŸuna dair her türlü eleÅŸtiriyi kabul etmemeleri gerekir. Eylemi belirleyenin kendi düÅŸünceleri olduÄŸunu ve ne kadar aynı düÅŸünülürse o çapta ortak eylem yapabileceklerini bilmeleri gerekir. Bu aynı ÅŸeyi düÅŸünme baÅŸlı başına bir muammadır çünkü, düÅŸüncenin bir tarifide açık olanın dışında farklı baÄŸlantılar kurmaktır. Yani herhangi bir kiÅŸi için açık olan bir olay diÄŸeri için açık deÄŸilse burada aynı ÅŸeyi düÅŸünme bir hayaldir. EÄŸer mesele bir örnek olayla daha iyi anlaşılacaksa arabalar hakkında detaylı bilgiye sahip iki kiÅŸiye arabalardan anlamayan bir kiÅŸi dâhil olduÄŸunda araba hakkında aynı ortak düÅŸünceyi üretmelerini bekleyemezsiniz çünkü açık olan bu kiÅŸiler için farklı ÅŸeylerdir.
Yönetilen ile yöneten arasındaki iliÅŸki, yönetenlerin yaptıklarını çok iyi pazarladıkları ve yönetilenlerin bu pazarda alışveriÅŸ yaptıkları için daima yönetenlerin lehine iÅŸlemektedir. Zaten yönetilenlerden içleri boÅŸaltılıp kendi öz benlikleri çalındığında farklı bir tepki beklemekde anlamsız kalmaktadır. O halde yönetimdekilerin belirli ve istediÄŸi yola kanalize edilenler ile, düÅŸünce ufukları hala aydınlık olanlar nasıl hareket edecekler. Aynı eylemsel çalışmanın içinde nasıl bulunacaklar, yönetimi kendi hayatlarının vazgeçilmez unsuru sayanlar ile bu hakkı diÄŸerlerine ısmarlayanlar aynı fikri nasıl savunurlar. Bu yakın tarihin yazacağı bir konu deÄŸildir.
Kendi hayatlarının kendileri tarafından tayin edilmesini isteyenler bu isteklerini gerçekleÅŸtirmek için eylem birlikteliklerinin olması bunun için düÅŸünce arkadaÅŸlıklarında bulunmaları farklı kaynaklardan beslenenler dahi ortak paydayı görerek onun etrafında kümelenmeleriyle mümkündür. Ortak payda ortak aklı oluÅŸturacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.