Şevket Hüner: En Büyük Tehdit
Kur’an’da; sıratı müstakimden ayrılmakta ısrar edenler, piÅŸman olup akıllarını baÅŸlarına almaları için tehdit edilirler. Bu tehditlerin en korkutucu olanı, kendi yerlerine baÅŸkalarının getirilmesidir. Allah’ı, gönderdiÄŸi Nebileri ve kitapları önemsiz gören, bu dünyayı kendilerinden ibaret sayan ve sayılarının çokluÄŸuyla övünenler için bu tehdit, kıyametin kopmasına eÅŸdeÄŸerdir. Bu ÅŸekilde Kur’an kiÅŸilerden daha çok toplumların ecelinden bahseder.
Kur’an’ın en son inen surelerinden biri olan Mâide suresinde Yahudilerin ve Hristiyanların nasıl yoldan çıktıkları anlatılır. Buna raÄŸmen onları dost edinmekte beis görmeyen ve günden güne sayılarının artışından cesaret alarak Resulullah’ın mücadelesine sırt dönen nifak ehli sert bir ÅŸekilde uyarılır.
“Ey iman iddiasında bulunanlar! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı izzetli, kâfirlere karşı da onurlu ve ÅŸiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah’ın bir lütfudur, onu dilediÄŸine verir. Allah, Vasi’dir(geniÅŸ ihsan sahibidir), Âlim’dir.” (her ÅŸeyi çok iyi bilendir) (Mâide / 54)
Bu ayetle uyarılan nifak ehlinin yerine getirilecek topluluk, aslında hemen yanı baÅŸlarında bulunan Resulullah (sav) ve onula beraber hareket eden sahabe-i kiramdır. Bu onların içlerinde bulundukları nimetin farkına varmaları ve yanlıştan dönmeleri açısından çok önemli bir uyarıdır. Allah’ın dostlarının özelliklerini fiilen görmelerine raÄŸmen, Allah’ın düÅŸmanlarıyla beraber hareket etmeyi doÄŸru bir strateji sayanlar, yanılmış ve arkalarında anılmaya deÄŸer bir yol bırakamamışlardır.
Her zaman ve zeminde Allah’ın dostlarının birlikteliÄŸi bu kadar net görülemediÄŸi için, Ä°slam coÄŸrafyasında mücadele eden cemaatler kendilerinin en doÄŸru yolda olduÄŸunda ısrarlıdırlar. Üstelik cemaatlerini “Fırka-i Naciye” ilan edip diÄŸerlerinin saptığını ve yanlış yolda olduÄŸunu iddia etmiÅŸlerdir. Hatta mücadelenin kendisini bırakarak sapmış olarak ilan ederek ötekileÅŸtirdikleri toplulukları kötüleyerek kendilerinin doÄŸru yolda olduklarını sanmışlardır. Kuran’ın uyarılarını göz ardı edip güçlü olmak adına kalabalıklaÅŸmayı ve düÅŸmanın sisteminin Ä°slam’a en uygun yönetim ÅŸekli olduÄŸunu ilan etmekte hiçbir beis görmemiÅŸlerdir.
Gazze’de 7 Ekim’den beri süregelen mücadelede bir avuç yetim ve öksüz mümin birbirlerine karşı izzetli ve bütün dünyanın destek verdiÄŸi Siyonist soykırımcılara karşı onurlu ve ÅŸiddetli bir mücadeleyi sürdürmektedirler. Bu konuda onları kınayanların kınamalarına aldırış etmeden ve hiçbir konfor karşılığında satın alınamadan, bölünmeden, ÅŸikâyet etmeden, esirlere karşı merhametle davranarak dünyanın vicdanını harekete geçirdiler. Allah’ın razı olmadığı hiçbir anlaÅŸmaya yanaÅŸmayan ve küfrün tek millet olduÄŸunu gösteren bu Allah’ın Gazzeli dostları, Ä°slam’ın tek millet olduÄŸunu açıkça ilan etmektedirler.
“Allah, içinizden iman edip sâlih ameller iÅŸleyenlere kesin olarak vadetmiÅŸtir ki: Daha önce müminleri dünyada hâkim kıldığı gibi kendilerini de hâkim kılacak, kendileri için beÄŸenip seçtiÄŸi Ä°slâm dinini tatbik etme gücü verecek ve yaÅŸadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir.Onlar, bana kulluk eder; hiçbir ÅŸeyi ÅŸirk koÅŸmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, iÅŸte onlar yoldan çıkmış fasıklardır.” (Nur /55)
Buna göre söz konusu tehdide muhatap olmamak ve Ä°slam nimetinden mahrum kalmamak için her zaman ve zeminde Müslümanlar birlikte hareket etmelidirler...
Åževket Hüner / 5 Cemaziyülahır 1446
Henüz yorum yapılmamış.