Şevket Hüner : e Hiçbiri
Modern eÄŸitimde çoktan seçmeli test sistemiyle yapılan sınavlarda bir soru tipi diÄŸerlerinden farklıdır. ‘AÅŸağıdaki şıklardan hangisi doÄŸrudur’ sorusunu, ilk dört şıkta verilen cevapları yanlış olduÄŸunu belirleyerek eleyen kiÅŸi, “e-) Hiçbiri” “(e-)None” şıkkını iÅŸaretlediÄŸinde doÄŸru cevaplamış sayılır. Buna göre neyin yanlış olduÄŸunu bilmek doÄŸruyu bilmenin alameti sayılmıştır. Halbuki “e-) hiçbiri” sorunun cevabı olmayan, sadece verilen şıkları olumsuzlayıp reddeden bir seçenekten öteye bir ÅŸey ifade etmeyendir.
Bu “e-) hiçbiri” uygulamasının dini cevaz isteyenlerdeki karşılığı, faiz / Riba fetva taleplerindedir. “Bu faiz midir?” Sorusuna fetva kurullarının “hayır o faiz deÄŸildir, faizle ilgisi yoktur, Ribadır ama faiz deÄŸildir gibi neyin faiz olmadığı üzerinden yapılan olumsuzlamalar, günden güne hayatımızı esir alan bu zulmü deÄŸilleme üzerinden cevaz vererek gündem dışına iterler. Sonunda faizin ne olduÄŸunu söylemeden, faizin ne olmadığı üzerinden yapılan deÄŸerlendirmeler zulmün yaygınlaÅŸmasının önündeki din engelini de kaldırmış olur. Yani faizle ilgili sorulara “e-) hiçbiri” demek bu zulmü ortadan kaldırmaz ama sanki fetva kurulları(!) bu meseleyi dinen çözmüÅŸ sayılırlar.
Tevhidin ilk bölümü olan “La ilahe” de bir deÄŸillemedir. Yani bu konuda sunulan ve üretilen her şıkkı reddetmek doÄŸru olana ulaÅŸmak için atılan ilk adım sayılır. Ama bu deÄŸillemenin önemi yani “e-) hiçbiri” diyerek reddetmek doÄŸru olarak yeterli addedilmez. Sonrasında “illallah” diyerek doÄŸru olanı bildiÄŸini ilan etmek baÅŸta niye tümüyle reddettiÄŸinin açıklamasıdır.
Modern hayatta sunulan, üretilen, farklı adlarla ifade edilen yanlışları reddetmek adeta “e-) hiçbiri” şıkkını yani muhalif olmayı bir hayat düsturu olarak sunmak bir duruÅŸ olarak yeterli görülür. Her ÅŸeyi kabul eden muhafazakâr yandaÅŸlara karşı her ÅŸeyi reddetmek büyük bir saygı görür ve adeta baÅŸ tacı edilmek için ön ÅŸart sayılır. Halbuki insanın yaratılış nedeni ne müzmin bir yandaÅŸ olmak ne de müzmin bir muhalif kimliÄŸe bürünmek deÄŸildir. Ä°nsan, ÅŸahit olmak ve bu ÅŸahitliÄŸe göre doÄŸru bir istikamet üzere olmakla mükellef kılınmıştır.
Her ÅŸeyi bir rekabet olarak sunarak insanı bireye indirgeyen kapitalist sistemde ayakta kalmak için rakip gördüklerinizi (bunlar eÅŸiniz, aileniz, akrabalarınız, arkadaÅŸlarınız olsa bile) ekarte etmeye mecbur tutulursunuz. Bu da kardeÅŸ olmak yerine ötekileÅŸtirerek kiÅŸiyi kendini doÄŸru ve önemli görmeye yönelik bir yalnızlığa mahkum kılar. Yani rakip saydığınız kim olursa olsun onu yanlış ilan ederek adeta “e-) hiçbiri” şıkkını iÅŸaretlemek, bireyin kendini otomatikman doÄŸru ilan etmesine yol açacaktır. Bu zan tamamen bir yanılgıdır. GömleÄŸinin ilk düÄŸmesini yanlış ilikleyen kiÅŸi benzeri bundan sonra yapılan her eylem, kiÅŸiyi fıtratından uzaklaÅŸtıracaktır.
Hesap günü “e-) hiçbiri” şıkkını iÅŸaretlemeyi yani müzmin muhalif olmayı yeterli görenler ve bunu doÄŸru(!)bir duruÅŸ olarak devredenler, ÅŸeytanın ÅŸükredemez kıldıklarından olduklarını fark ettiklerinde büyük bir hayal kırıklığına uÄŸrayacaklardır. Ama bu farkındalık onları ÅŸiddetli ve sonsuz azaptan kurtaramayacaktır.
Åževket Hüner / 29 Rebiyülahir 1446
Henüz yorum yapılmamış.