Sosyal Medya

Yasin Aktay: Özgürlük yoksa ahlak da yoktur

İnsanlara zorla başörtüsü taktırmanın hiçbir İslami tarafı olmadığı gibi pratikte İran’da bunun başörtüsüne karşı ciddi bir tepkinin gelişmesine yol açtığı herkesin gördüğü bir gerçek.



Ä°ran’da Ahlak Polisi’nin kendisine irÅŸad etmek üzere merkeze götürdüÄŸü Mehsâ Eminî isimli kadının ölümü üzerine baÅŸlayan gösteriler Ä°ran’ın bütün ÅŸehirlerine kısa zamanda yayılmış oldu. Protestoların yaygınlaÅŸmasıyla birlikte internetin de kesilmiÅŸ olması dolayısıyla bir süredir bu protestoların boyutları, geliÅŸmeleri ve boyutları hakkında net bilgi edinilemiyor. Bu protestoların bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸine götürmesi beklentisi doÄŸal olarak birçok kesimde mevcut. Özellikle baÅŸörtüsüne karşı bir ayaklanma olarak algılandığı ölçüde hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde ciddi Islamofob beklentileri ve iÅŸtahları kabartıyor, söylemleri de coÅŸturuyor.

GeliÅŸmeler bu iÅŸtahlarını ne kadar ve nasıl karşılar bilemeyiz, ama bu olay dolayısıyla Ä°slam, ahlak, özgürlük, devrim ve Ä°ran hakkındaki algıların da birbirine karman çorman olduÄŸu bir duygu ve zihin karmaÅŸası yaÅŸandığı kesin.

Her ÅŸeyden önce Ä°ran’da ÅžiiliÄŸin devlet dini haline gelmesinden itibaren, din adına ortaya konulan iktidar pratiÄŸinin toplum nezdinde dini güçlendirmekten ziyade zayıflatıyor olduÄŸu öteden beri tespit edilen bir gerçekti.

Devletin adına “Ä°slam” demekle, hatta bütün kurumların başına mollaların getirilmesiyle bir rejimin Ä°slamileÅŸemeyeceÄŸini bir kez daha görmüÅŸ olduk. “Bir kez daha” diyoruz, çünkü daha önce mevcut Arap ülkelerinin büyük çoÄŸunluÄŸunun da anayasalarında Ä°slam’ın devlet dini olduÄŸu ve teÅŸri kaynağının Åžeriat olduÄŸu yazılıyordu, hala da yazıyor. Ancak oralarda da devletin dininin Ä°slam olması ve bu anayasal kayıtlar, ne devleti ne de toplumu Ä°slam’ın ilke ve amaçlarına uygun kılıyor.

Arap monarÅŸileri dış siyasette alabildiÄŸine dışa bağımlı ve laik, iç siyasette ise Ä°slam’ın hiçbir yorumuyla baÄŸdaÅŸmayacak kadar despotik, yolsuz, ÅŸeffaflıktan, istiÅŸareden, adaletten, insan haklarına saygıdan uzak, görevlerde liyakat ve ehliyete hiçbir riayetin olmadığı insan onurunun hiçbir esamisinin olmadığı rejimler. Bütün bu pratikler ise kitleler nezdinde sadece nominal olarak devletin isminin Ä°slam olmasıyla ve anayasadaki bir iki kayıtla ve tabii ki formel olarak bolca dini kılık, kıyafet ve ibadetlerin yaygın görünürlüÄŸüyle meÅŸrulaÅŸtırılabiliyor.

Siyasette Ä°slami olanın ne olduÄŸuna dair tartışmaları tabii ki fazlasıyla hakeden bir çarpıklık bu. Ä°slam’ın özgürlükçü, adil, insan hak ve onurunu merkeze alan ruhuyla tamamen ters bu durum Ä°slam dünyasının hali pür melali aynı zamanda.

Ä°ran’da ise 1979 yılında yaÅŸanan deÄŸiÅŸiklik tam da Ä°slam dünyasındaki bu çarpıklığı da dile getirerek bir devrim iddiasıyla gelmiÅŸti. AlabildiÄŸine bastırılmış olan dinsel görünürlüÄŸe ve formalizme karşı ilk etapta özgürlük, bağımsızlık ve adalet gibi deÄŸerlere güçlü ve umut verici vurgular yapıldıysa da, kısa sürede diÄŸer Arap monarÅŸi ve diktatörlüklerinde yaÅŸanan despotizmi daha yoÄŸun bir Ä°slami söylemle meÅŸrulaÅŸtıran ve totalitarizme doÄŸru koyulaÅŸtıran bir çizgiye doÄŸru geliÅŸti.

Devrimin ilk zamanlarda yükselttiÄŸi ÅŸiarların tam tersi bir çizgiye kaydığını söyleyen birçok isim oldu. Humeyni’nin halefi olarak ilan edilmiÅŸ olan Ayetullah Muntazeri daha Humeyni saÄŸken devrimin çizgisinden sapmış olduÄŸu ve yaÅŸanan süre içinde sloganlardan baÅŸka bir ÅŸey üretilmediÄŸi yönünde çok ciddi uyarılar yapmıştı. Ancak bu uyarılar onun haleflik makamından da azledilmesini saÄŸlamıştı.

Ä°ran’ın Ä°slam adına ortaya koyduÄŸu pratik kuÅŸkusuz çaÄŸdaÅŸ Ä°slami hareketler için çok ibretlik ve önemli dersler çıkarılabilecek bir tecrübe. DoÄŸrusu ilk zamanlar büyük umut beslenmiÅŸ olan bu tecrübe çok kısa süre içinde Müslüman aydınlar tarafından da ciddi eleÅŸtirilerin konusu oldu.

Kısa süre içinde Pers devlet aklıyla baÄŸlarını mollaların ideolojisi üzerinden ve bir ulus devlet olarak yeniden tesis eden Ä°ran modeli elbette bir Ä°slami siyaset tarzının kaderi deÄŸildir. BilebildiÄŸim bütün ana akım Ä°slami hareketler bu tarz-ı siyaset ile aralarına çok kısa süre içinde ciddi teorik ve organik mesafeler koymaya baÅŸladılar.

Ancak Batı’daki Ä°slam düÅŸmanı çevreler Ä°ran’ı kötü, baskıcı, ÅŸekilci uygulamalarıyla Ä°slam’ı temsil makamında görmeyi her zaman çok sevdiler. Bu onlardaki Ä°slam karşıtı önyargılarını besleyen bir ÅŸeydi. Tıpkı DAEÅž’i de tam da bu nedenle çok sevdikleri gibi.

Ä°ran Devrimi Ä°slam adını taşısa da, baÅŸ düÅŸman olarak ABD ve Ä°srail’e karşı kendini konumlandırsa da ABD’nin bütün OrtadoÄŸu politikaları Ä°ran rejimini güçlendirmekten baÅŸka bir iÅŸe yaramadı. Ayrıca Ä°ran’ın resmi düÅŸmanı olan Ä°srail ve ABD’ye etkili hiçbir mücadelesi olmadığı gibi Ä°slam dünyasının her tarafında yürüttüÄŸü geniÅŸleme politikalarıyla sadece Müslüman kanının dökülmesine yol açmıştır.

Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Lübnan’da Ä°ran’ın mezhepçi politikaları milyonlarca Müslümanın hayatına mal olurken, Azerbaycan’da mezhepçi çizgisini de unutup belki Türkiye karşıtı bir politika izlemekten geri durmamıştır.

Ä°ran’da baÅŸörtüsü dayatmasının da baÅŸörtüsünün ne felsefesini ne de dini anlamını ve pratikte itibarını güçlendiren bir etki yaptığını kimse söyleyemez. Aksine insanlara zorla baÅŸörtüsü dayatmak insanları hem baÅŸörtüsüne hem de Ä°slam’a ciddi anlamda soÄŸutmuÅŸtur. Gündelik hayatta Ä°slam’ın giderek zayıflaması Ä°ran’da halkın yolsuzluklarla, baskıyla özdeÅŸleyen bir rejimin kendini Ä°slam’la özdeÅŸleÅŸtirmesine karşı gösterilen bir tepki. Bugün Ä°ran 43 yıl içinde bütün Ä°slami iddiasına ve görünümüne raÄŸmen deizmin, ateizmin, sekülarizmin Avrupa ülkeleriyle yarıştığı bir toplum çıkarmıştır ortaya.

Ä°nsanlara zorla baÅŸörtüsü taktırmanın hiçbir Ä°slami tarafı olmadığı gibi pratikte Ä°ran’da bunun baÅŸörtüsüne karşı ciddi bir tepkinin geliÅŸmesine yol açtığı herkesin gördüÄŸü bir gerçek. Türkiye’de Kemalistlerin yıllarca dayattığı baÅŸörtüsü yasağı ile zorla baÅŸörtüsü taktırmak arasında hiçbir fark yoktur. Nitekim Türkiye bir zorbalıktan baÅŸka bir zorbalığa geçmeyi asla tercih etmedi.

Ä°slam’ın hiçbir kuralı bugünün toplumunda insanlara zorla dayatılamaz. Ahlaki ve dini eylemler herÅŸeyden önce özgürlük ÅŸartına baÄŸlıdır. ÖzgürlüÄŸü olmayanın ahlakı da olmaz.

Bir ÅŸeyi yapmak zorunda olduÄŸu için yapanın yaptığında hiçbir erdem yoktur. Oysa bir Ä°slami siyaset herÅŸeyden önce erdemli bir siyasettir, erdemler için yapılan bir siyasettir. Erdemin temel ÅŸartı ise özgürlüktür.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.