Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: İyilik ırmağını bekleyen tehlikeler



Son zamanlarda en çok korktuÄŸum ÅŸeylerden birinin “ya bu herifler yüzünden iyilik duygusunun başına bir iÅŸ gelirse” korkusu olduÄŸu doÄŸrudur.

Biliyorum. Türkiye öyle güzel bir ülke ve Türk insanı öyle güzel bir insan ki iyilik duygusu daÄŸ gibi, taÅŸ gibi duruyor yerinde ve durur da. O yüzden “iyilik duygusunun başına bir iÅŸ gelirse” derken kastettiÄŸim ÅŸey ÅŸu: Ä°yiliÄŸin ulaÅŸacağı bir tek insan eksik kalsa, bir tek insanın iÅŸi görülmemiÅŸ olsa sorumluluÄŸu omzumuzdadır.

Bu, burada bir dursun.

Geçenlerde, Burak Bayırlı isimli, her kılığa giren bir “internet sahtekârı”nı ifÅŸa eden Erhan Ä°diz kardeÅŸimin anlattıklarını okudunuz mu bilmem. Hristiyanlıktan Müslümanlığa döndüÄŸü hikâyesini anlatan bu ÅŸahıs, binlerce kiÅŸiden “yardım” adı altında paralar toplamış. Orda kurduÄŸu tezgâh iÅŸlemez olunca kâh doktor kılığına girmiÅŸ, kâh Afrika’ya su kuyusu açan yardım gönüllüsü kılığına girmiÅŸ, kâh Atatürkçü kisvesine bürünmüÅŸ, hatta bir seferinde Müslümanken Hristiyan olma hikâyesi yazıp tersine bile iÅŸletmiÅŸ sistemi.

Bu baÄŸlamda Erhan’la uzun uzun sohbet ettik ve “insanın en sevdiÄŸi yerden kolayca dolandırılabileceÄŸi” tespitinde ittifak ettik. O konuÅŸmaya birazdan dönerim ama önce dün sosyal medyadan muttali olduÄŸum bir baÅŸka meseleye uyandırmak isterim sizi.

Adı Miraç Orbay. Kendisine “hoca” diyor. Tik toka atmış mitili. Açtığı tezgâhın adına pekala “yardım pornografisi tezgahı” diyebiliriz. Güya yetim, fakir, yardıma muhtaç insanlara ulaşıyor, o insanların da olduÄŸu videolar çekiyor ve nakit para, et, bilmem ne yardımı yapıyor. Ä°nsanların onurlarını falan hiçe sayarak önlerine et atan, ellerine para sayan, bu arada insanların yüzlerini ifÅŸa eden biri.

Görseniz, böyle karikatürün karikatürü bir tipleme. Cüppe, sakal, tespih, asa falan filan tam. “Bilmem hangi jet firmasının sahibi beni özlemiÅŸ, gönderdi bir jet saÄŸ olsun, onu ziyarete geldik” falan dediÄŸi “jet içi” bir videosundan muttali oldum herife. Tabii milletimiz de saÄŸ olsun, “bu herif kimdir, nedir, necidir, temsiliyeti var mıdır, yaptığı iÅŸin resmi tarafı nedir, dernek midir, vakıf mıdır?” gibi sorular sormak yerine dindarlara kin kusmak için kullanmış videoyu. Varsın kullansınlar… Karakterlerinin, düÅŸmanlıklarının gereÄŸini yapıyorlar. Asıl bu karikatür herifi “din gayreti ile” savunmaya kalkanlar da olmuÅŸ, benim için en çok ona yandı.

Erhan’la ÅŸunu konuÅŸtuk: Ä°yilik duygusu ortadan kalkmayacağına ve bir ırmak gibi akmaya devam edeceÄŸine göre insanların iyilik duygusunu sömürüp “dolandırıcılık tezgâhı” açan kiÅŸi ve kurumlara karşı ne yapmak lazım gelir?

Üç teklifim var benim bu hususta. Birincisi “toplumsal iyilik eÄŸitimi” diyebileceÄŸimiz bir kampanyaya giriÅŸmek. Yardım ettiÄŸimiz kiÅŸi ve kurumların “denetlenebilir olmasına dikkat etmek” meselesini öÄŸretebilsek insanlara, yeter. Ne demek bu? ÖrneÄŸin Kızılay’a yahut Ä°HH’ya, Yetim Vakfı’na, ANDA’ya, BeÅŸir DerneÄŸi’ne vd. bir yardım ulaÅŸtırdığınızda yardımınızın nereye gittiÄŸini, kime ulaÅŸtığını, nasıl harcandığını hem online olarak hem de reelde rahatlıkla denetleyebiliyorsunuz. Çünkü bu kurumlar “yardım denetimi” meselesini önemseyen ve hayata geçiren kurumlar. Örnek olsun diye söylüyorum: Hangi yetime sponsor olduÄŸunuzu biliyor, gerektiÄŸinde o yetimi bulup verdiÄŸiniz paranın ona ulaşıp ulaÅŸmadığını rahatlıkla denetleyebiliyorsunuz. Ä°nsanlar yardımlarını bu denetimi hem devlete hem de bağışçısına açan kurumlara yapsa “iyilik duygumuzu sömürmek isteyen” hiç kimse bir ÅŸey yapmaya fırsat bulamaz.

“BaÅŸka bir kurumun faaliyet fotoÄŸraflarını kopyalayıp, photoshop marifetiyle deÄŸiÅŸtirip dolandırıcılık yapmaya kalkan dernekler var” diyeyim de bu denetlenebilirliÄŸin ne kadar önemli olduÄŸunu anlatmış olayım.

Ä°kincisi, son derece yetersiz olduÄŸunu bu iÅŸleri yapan hemen herkesin kabul ettiÄŸi “dernekler yasası”nı her türlü dolandırıcılığın önüne geçmek üzere güçlendirip deÄŸiÅŸtirmek. Böylece kumarhane olarak kullanılan hemÅŸeri derneklerinin de, insanların iyilik duygularını suiistimal edip onları dolandıran yapıların da iÅŸi olaÄŸanüstü zorlaşır. Sivil toplumu güçlendirmenin yolu dernek, vakıf vd. açmayı kolaylaÅŸtırmak deÄŸil çerçeveyi doÄŸru çizmektir.

Üçüncüsü ise bir çaÄŸrı: Ä°ÅŸini iyi, denetlenebilir, düzgün yapan her bir kurumun bu hususlarda ön alması, toplumu bilinçlendirmesi de en az vesile oldukları yardımlar kadar önemli bir husustur. “Yardımlarınızı ÅŸu ÅŸartları haiz olmayan kurumlardan uzak tutun” demek baÅŸkalarının iÅŸine karışmak demek deÄŸildir. Tam tersine, iyilik duygumuzun zede almamasının ve iyilik ırmağının akmaya devam etmesinin garantisidir.

At izi it izine karışmasın istiyorsak kolları sıvamanın tam vaktidir.

YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.