Taha Kılınç: Gençlerin gündemi

Ä°slâm dünyasının çeÅŸitli noktalarını kapsayan yurtdışı seyahatlerime ilaveten, Türkiye içinde de -vaktim müsait olduÄŸu ölçüde- konferans, söyleÅŸi ve imza günlerine katılmaya çalışıyorum. Farklı ÅŸehirlerde -ekseriyeti gençlerden oluÅŸan- birbirinden farklı kitlelerle buluÅŸurken, yaÅŸadığım ülkenin kılcal damarlarına ve sosyal katmanlarına nüfuz etmeye baÅŸlama hissi, bütün yorgunluklarımı unutturuyor bana. Sınırlarımızın dışında kalan Müslümanların ahvalini konuÅŸurken aslında kendi kendimizden bahsediyor olduÄŸumuzu fark etmek ise, hasbihal denen hasbî iletiÅŸimin en büyük bereketlerinden…

DoÄŸudan batıya, güneyden kuzeye, üniversitelerden vakıf ve derneklere, öÄŸrenci yurtlarından özel sohbet halkalarına Türkiye’yi adımlarken, muhataplarımın bakışlarından, sözlerinden (hatta bazen susuÅŸlarından) ve yorumlarından, ilgilerin ve dikkatlerin ÅŸu beÅŸ noktada toplandığını tespit ettim.

- Tutarlılık

Gençler, karşılarında konuÅŸan kiÅŸide, bilgiden çok tutarlılık ve ahlâkî istikamet arıyor. SöylediÄŸine acaba kendisi riayet ediyor mu? Yasakladığı ÅŸeyden, kendisi de kaçınabiliyor mu? Tavsiye ettiÄŸini yapıyor mu? Müslümanda bulunması gereken erdemleri liste halinde sayan bir konuÅŸmacı, özel hayatında bunların kaçına sahip? Dilinden tevazu düÅŸmeyen bir hatip, insanlarla iliÅŸkilerinde nerede konumlanıyor? Sorular uzayıp gidiyor… KonuÅŸmacı fark etse de etmese de, ağırlandığı yerlerde aynı zamanda tartıya çıkmış oluyor. Sınavını güzelce veremeyenlerin sözlerindeki tesir de kayboluyor.

- Ä°çtenlik

Gençler, tepeden inme direktiflere ve didaktik nutuklara doymuÅŸlar. Ä°çtenlik ve sadelik, muhatapta aranan temel vasıflar. Lafı eÄŸip-bükmeden, lüzumsuz söz sanatlarına dalmadan, dinleyicilere “sürekli mesaj” verme kaygısına saplanmadan, rahat ve gönülden bir anlatım en iyisi. Kitleye sirayet eden ÅŸey kâl’den (söz) çok, hâl. Dolayısıyla, konuÅŸma yoluyla insanlarla temas kurarken, sözlerle anlatılanın çok ötesinde bir iletiÅŸim kanalının daha açıldığını ve gönüllerin esas olarak buraya odaklandığını fark edebilmek gerek.

- Karşılıklı iletişim

Yukarıdaki hususla baÄŸlantılı olarak, “monolog” ÅŸeklinde kurgulanmış düz ve kuru konuÅŸmalar yerine, soru-cevaplı hasbihaller ve karşılıklı tecrübe paylaşımı daha kıymetli bulunuyor. Gençler, takip ettikleri yazar veya kanaat önderini zaten okudukları ve izledikleri için, karşılarında uzun konferansların verilmesini istemiyor. Aksine kendileri de konuÅŸmak, düÅŸüncelerini paylaÅŸmak, kıymet verdikleri kiÅŸilerden yorum ve öneri almak peÅŸindeler. Konferansların sonundaki kitap imza fasılları da, çoÄŸu kez bu amaçlara hizmet eden birer vesileye dönüÅŸüyor.

- Uygulanabilirlik

Gençler, uygulanabilir örnekliklerle bezeli ve hayatlarına dokunan, güncel ve sıcak meselelerle ilgileniyor. Bu nedenle, mesela tarihî konular aktarılırken muhakkak bugünle irtibatların tesis edilmesi, anlatılanlardan pratik ve hayata yansıyan derslerin çıkarılması bekleniyor. Böyle yapılmadığında, konuÅŸmalar boÅŸa düÅŸüyor. Ä°nsanoÄŸlu, fıtraten “iÅŸine yaramayacak” ÅŸeylerden uzak duruyor. Bugünün gençleri için, bu hal artık had safhaya ulaÅŸmış durumda. KonuÅŸmalarda seçilen misallerin âfâkî olmaması, güncellik arz etmesi, içinde yaÅŸanan zamanla baÄŸdaÅŸtırılabilmesi ve insan takatiyle çatışmaması, kitleyle saÄŸlıklı bir iletiÅŸimin de anahtarlarından.

- Disiplin

Son olarak, programların tam vaktinde baÅŸlaması ve makul bir süreyi aÅŸmaması, muhatapların dikkatini maksimum seviyeye taşıyor. KonuÅŸmacının vakte riayet etmesini, gençler “kendilerine saygı” ve “sözünde durma hassasiyeti” zaviyesinden deÄŸerlendiriyor. Dinleyicisine saygı gösteren kiÅŸi, dinleyiciden de saygı ve ihtimam görüyor. Vakte riayet, konuÅŸmacının sözlerinin tesirini artıran bir husus, aynı zamanda. Hatipler, sadece vakte riayet konusunda titiz ve disiplinli davranmaya gayret etseler, konuÅŸmalarının meydana getireceÄŸi tesirlerin sınırsız biçimde artacağını da görecekler.

Evet, seyahatlerimde ve karşılıklı buluÅŸmalarımda, gençlerin gündemlerinden süzebildiÄŸim beÅŸ noktayı böylece arz etmiÅŸ oldum. Umulur ki, buradaki örneklikler, birbirimizi daha iyi anlamamız ve aramızdaki iletiÅŸimin pürüzlerini azaltmamız noktasında elimizden tutar…

Kaynak: YeniÅŸafak