Mavi Kapılı Ev
Fatma Tuncer / Milli Gazete
Kent yaÅŸamında akrabalık iliÅŸkilerinin zayıfladığından ve anne-babaların yalnızlığa terk edilip maÄŸdur edildiÄŸinden bahsedilir. Ä°ki kuÅŸak arasında yaÅŸanan kopukluk dile getirilir ve aile baÄŸlarının kazanımlarına vurgu yapılır. Åžahsen burada zarara uÄŸrayan kesimin terk edilen anne-babalar deÄŸil onlarla baÄŸlarını koparan ve baba evinin zengin bilgi ve birikimlerinden istifade etme ÅŸansını kaybeden çocuklar olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Hamdolsun ailemiz bu bağı güçlü tutarak büyüklerimizin manevi mirasından istifade etme ÅŸansı buldular.
Bir yıl içinde her ikisini de ebediyete uÄŸurladığımız anne-babamız hayatımıza anlam katan birer deÄŸerdi… Hafta sonlarını baba evinde geçirip onların sohbetinden istifade edebilmek için sabırla beklerdik. Rahmetli kayınvalidem ve kayınpederim ailenin terapisti gibiydi, hepimizi sabırla dinler ve hayatlarından örnekler vererek sohbeti zenginleÅŸtirirlerdi. MeÅŸakkat, sevgi, çile, merhamet, sabır ve paylaşımın iç içe geçtiÄŸi renkli bir hayat hikayeleri vardı onların ve yaÅŸadıkları her ÅŸeyi zihinlerinin süzgecinden geçirip tecrübeye dönüÅŸtürmüÅŸlerdi.
Cumartesi sabahı evimizde tatlı bir telaÅŸ baÅŸlardı… Bütün hazırlıkları yapar ve kayınpederimin Sancaktepe’deki müstakil evine gitmek üzere yola çıkardık. O vakitte yollar açık olurdu ve bir saat süren yolculuÄŸumuzun ardından güneÅŸ ışıklarının süzüldüÄŸü o mavi kapıya ulaşırdık. Mavi kapı kayınpederimin bahçesi ile evini birleÅŸtiren bir alandaydı ve kayınvalidem maharetli elleriyle boyamıştı kapıyı. Bahçe, içinde barındırdığı meyve aÄŸaçları, çiçekler, su kuyusu, kediler, kuÅŸlar ve çocuklarla bütünleÅŸmiÅŸ renkli bir ÅŸehir gibiydi. Kayınvalidem sabah namazından sonra çiçekleri ve meyve aÄŸaçlarını sular ve mavi kapıya yasladığı masada kahvaltısını yapardı. Hafta sonları bütün çocuklarını, torunlarını kahvaltı masasında toplar ve hepimiz için duada bulunurdu.
Anne-babamızın vefatından sonra büyük bir boÅŸluk hissettik ve onların hatıralarına tutunarak teselli bulmaya çalıştık. Her ikisi de derin, anlayışlı ve sevgi doluydu. Kayınvalidem pek konuÅŸmaz dinlemeyi ve hizmet etmeyi severdi. Kayınpederim ise sohbet insanıydı, hatıralarını akıcı bir üslupla anlatır, olaylardan çıkardığı tecrübeye vurgu yapar ve nasihat ederdi. Espriliydi konuÅŸurken aynı zamanda eÄŸlendirirdi… Hayatının büyük bir kısmını Libya’da geçirmiÅŸti ve burada edindiÄŸi dostlarından söz ederken gözleri buÄŸulanırdı. BulunduÄŸu ortama uyum saÄŸlamakta zorlanmazdı kayınpederim, özenle baktığı zeytin aÄŸacının altına geçer ve uzun uzun dua eder sonra başını kaldırırdı. Çocuk kadar saftı kalbi, kolay kolay incinmezdi ve incitmemeye özen gösterirdi.
Annemiz ve babamızın gidiÅŸiyle ev terk edilmiÅŸ bir mekâna dönüÅŸtü. Mavi kapı göz alıcı renklerini kaybetti, çiçekler baÅŸlarını eÄŸdiler, evin kedisi kapıyı mesken edindi. Ev bir yıl içinde iki sakinini de ebediyete uÄŸurladı ve ortam hüzne bulanmış bir viraneye dönüÅŸtü. Bizler bayramın ilk günü onların vasiyeti üzerine bir araya geldik ve Mavi kapıya yaslanıp gözyaşı döktük, acımızı yeniden yaÅŸadık.
Evin her zerresinde dört ay önce hayata veda eden kayınvalidemin kokusu vardı, dokunduÄŸumuz her eÅŸya, her nesne onu hatırlatıyordu. Evden hiçbir ÅŸeyi çıkarmadık, itina ile kullanılmış mutfak eÅŸyaları, sabun kokan çekmeceler, dolaplar bizi geçmiÅŸe götürdü ve yüreklerimiz yandı.
Evden çıkarken fazlalıkları bırakmak için çekmeceyi açtığımda elime bir tığ ve yarım kalmış bir yemeni oyası geçti. Kayınvalidem el beceresi yönünden oldukça mahirdi, el iÅŸi yapmanın kendisini dinlendirdiÄŸini ve terapi görevi üstlendiÄŸini söyler, kışlık kazakları, çorapları örer, sevdikleri için aldığı tülbentleri rengarenk desenlerle oyalardı. Vefatından birkaç hafta önce baÅŸladığı yemeni oyaları yarım kalmıştı… Onun özenle iÅŸlediÄŸi çiçek desenlerine dokundum ve enerjisini hissettim sonra elimdeki poÅŸeti onun bıraktığı yere koydum. Kim bilir bu gök mavisi çiçek desenleri ile kimin gönlüne dokunacaktı… Bilmiyorum!
Hayatımıza büyük zenginlikler katan anne-babamız dünya yolculuÄŸunu tamamlayıp ahirete göç ettiler. Artık onlarla olan baÄŸlarımızı geride bıraktıkları hatıraları ile sürdüreceÄŸiz. Zira sevdiklerimiz aramızdan ayrılsalar da hatıralar olduÄŸu yerde kalıyor ve güçlenerek onların yerini alıyor. Hatıralar yaÅŸlanmıyor aksine gün geçtikçe gençleÅŸiyor…
BÄ°R SÖZ
“Ana-baba evindeki hatıralarınız hayatınız
için güçlü bir dayanaktır.” (Tolstoy)
Henüz yorum yapılmamış.