Sosyal Medya

Kemal Öztürk / Nezaketin ölümü

Kemal Öztürk / HaberTürk



Zaman ilerledikçe medeniyetin daha fazla ilerlemesi gerekirken, daha çok gerilediÄŸini düÅŸünüyorum uzun süredir.

Romalıların ÅŸehirlerine, Yunanlıların felsefesine, Endülüs’ün bilimine, Selçuklunun mimarisine bakıyorum ve bugünle kıyaslıyorum: Kesinlikle geri gidiyoruz.

Evet, teknolojik olarak daha ileriyiz. Uzaya gittik. Ay’da yürüdük.

Ancak bu daha medeni olduğumuz anlamına gelmiyor.

Daha zevksiz mimari, daha sığ fikirler, daha nobran iletiÅŸim, daha kaba yaÅŸam biçimleri…

İnsanlık bilimde gelişse de sosyal alanda ilerlemiyor. Artık buna kanaat getirdim.

Her geçen gün artan nezaketsizliÄŸi, nobranlığı, cehaleti ve kabalığı gördükçe, bu kanaatim daha da pekiÅŸiyor…

Belki de yaÅŸlanmaya baÅŸladığım için böyle düÅŸünüyorum!

Benim kuÅŸağımdaki insanlar, 60 ve 70’li yılların büyükleriyle bir araya gelme fırsatı buldu.

Onlara gıpta ile bakardık.

Bir kere daha donanımlılardı. Daha çok kitap okumuÅŸlardı.

Sanırım ÅŸimdilerde fazlasıyla dikkatimi çeken ÅŸey; onların daha nazik, daha çok edep ve adaba dikkat eden, saygılı ve seviyeli insanlar olmasıydı.

Yaşı müsait olanlar, o yılların siyasetçileri ile bugünküleri kıyaslayarak bunu hemen fark edebilirler.

Ecevit, Demirel, Erbakan, TürkeÅŸ ile bugün onların yerlerine geçen siyasetçileri bir kıyaslayın.

Kim bu insanların aÄŸzından bir küfür, hakaret ve edepsizlik sayılabilecek bir kelime duymuÅŸtur?

Evet muhalefetteyken çok sertlerdi, çok tartışırlardı, kavga ederlerdi… Ama nezaketi elden bırakmazlardı.

Zeka ürünü nüktelerini, ince esprilerini, kuÅŸaktan kuÅŸaÄŸa devam edecek laflarını bir düÅŸünün.

Siyasetçiler gibi köÅŸe yazarlarını, kanaat önderlerini, gazetecileri, sanatçıları da karşılaÅŸtırın.

Polemiklerinin, kalem oyunlarının, hatta hakaretlerinin bile bir seviyesi vardı.

Derinlikleri, nezaketleri, birikimleri, kiÅŸilikleri ve mesleÄŸe olan saygıları bugünkülerle kıyas kabul etmez…

Son günlerde siyasetin ateÅŸ gibi yakan gündemini takip edince bunları düÅŸünmekten alıkoyamadım kendimi.

Ülke adına çok acı bir tablo. Devlet adabı, geleneÄŸi, saygınlığı adına çok vahim bir durum.

Ä°ktidarı ve muhalefeti ayırmadan söylüyorum bunları.

Sanırım hepimizin bu ayrımı yapmadan durumun vahametini görmesi gerek.

Vahamet diyorum, çünkü toplumda rol model olan siyasetçilerin, yazarların, sanatçıların, kanaat önderlerinin bu tutumları genç kuÅŸakları derinden etkiliyor.

Hepsi tıpkı büyükleri gibi davranmanın, konuÅŸmanın, kabalık yapmanın, hakaret etmenin normal olduÄŸunu düÅŸünüyor.

Ve büyüklerinden daha fazla nezaketten uzaklaşıyor, kabalaşıyor ve nobranlaşıyor.

Bir siyasetçi, sanatçı ya da yazar ne kadar çok kaba, hakaret içeren paylaşım yaparsa o kadar fazla "like" alması, RT edilmesi durumun vahametini gösteren alarm zilidir aslında.

Cehalet böyle yükseliyor iÅŸte.

Nezaketin, saygının, hürmetli davranışın zayıflık ve acizlik sayıldığı bir devirde yaşıyoruz.

Daha kötü ne olabilir?

Nezaketin ölümü, kabalığın, cehaletin ve düzeysizliÄŸin yükseliÅŸi demektir.

kaynak: habertürk

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.