Abdülaziz Kıranşal / Takva Etkisi
Abdülaziz Kıranşal / Milli Gazete
Ramazan’da Müslümanlar olarak, oruçla, teravihle, gece namazıyla, Kur’an tilavetiyle ve infakla yoÄŸun bir ibadet programına tabi oluruz. Peki, bunca ibadetin bizim hayatımıza, siyasetimize, ekonomimize, uluslararası iliÅŸkilerimize, sosyal hayatımıza, aile hayatımıza ve ahlâkımıza hiçbir etkisi olmayacak mı?
Bunca ibadetten sonra bütün hayatımız Ramazan’dan önce nasılsa Ramazan’dan sonra da aynı mı olacak? Kadir Gecesi yaptığımız tevbelerimizden ve yakarışlarımızdan sonra her ÅŸey yine eskisi gibi mi devam edecek? Hiçbir deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸüm geçirmeyecek miyiz?
Elbette hayır! Ramazan’ın bizim bütün hayatımızda açıkça görülen, tüm hislerimize, duygularımıza, her iÅŸimize, her davranışımıza ve hatta her kalp kıpırtımıza dahi yansıyan bir etkisi olmak zorundadır. Ä°ÅŸte bu etki takva etkisidir. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı/yazıldı. Umulur ki takva sahibi olursunuz.” (Bakara, 183)
Allah’ın oruçlarımızın ve ibadetlerimizin sonucunda bizde görmek istediÄŸi etki takva etkisidir. Takva, Allah’ın haramlarından sakınmak ve yaptığımız her iÅŸte acaba Allah benim bu söylemime ve bu eylemime ne der bilinciyle yaÅŸamaktır.
EÄŸer Ramazan’da tuttuÄŸumuz oruçlar bizi daha ahlâklı kılmayacaksa, Ramazan’da kıldığımız namazlar bizi kötülüklerden daha da uzak tutmayacaksa… Ramazan’da verdiÄŸimiz infaklar bizi daha merhametli hale getirmeyecekse, Ramazan’da okuduÄŸumuz mukabeleler bizi daha iyi bir Müslüman yapmayacaksa…
Ramazan’da ihya ettiÄŸimiz Kadir Gecesi bizi günahlara karşı daha titiz bir Müslüman’a dönüÅŸtürmeyecekse… Yani Ramazan’dan önce neysek Ramazan’dan sonra da o olmaya devam edeceksek orucun takva etkisi hayatımızı kuÅŸatmamış demektir…
Orucun tüm hayatımıza yansıması gereken takva etkileri:
Bir Ramazan düÅŸünün ki, Müslüman toplumların siyasetine etki etmiyor, ekonomisine etki etmiyor, hukukuna ve uluslararası iliÅŸkilerine etki etmiyor, sosyal hayatına, ailevi münasebetlerine ve ahlâkına etki etmiyor.
Hâlbuki siyasette takva etkisi, zulüm ve adaletsizlikten sakınmaktır…
Hukukta takva etkisi, haksızlıktan ve hukuksuzluktan sakınmaktır…
Bürokraside takva etkisi, rüÅŸvetten, torpilden, akraba kayırmacılığından, kamu hakkından ve devlet malını israftan sakınmaktır…
Sosyal hayatta takva etkisi, ırkçılıktan ve Ä°slam kardeÅŸliÄŸini ifsat edici eylem ve söylemlerden kaçınmaktır.
Ekonomide takva etkisi, faizden, haksız vergiden, zengini daha zengin fakiri ise daha fakir yapan ekonomik sömürü sistemlerinden sakınmaktır…
Ticarette takva etkisi, stokçuluktan, aldatmadan, Müslüman halklara bir zulüm aracına dönüÅŸen zamlardan sakınmaktır…
Uluslararası iliÅŸkilerde takva etkisi, kâfirlerle dostluk kurmaktan, Ä°srail’le normalleÅŸmekten, reel politiÄŸe ve emperyalistlerin dayattığı tüm uluslararası strateji ve politikalara göre hareket etmekten sakınmaktır.
Aile hayatında takva etkisi, Avrupa BirliÄŸinin dayattığı ifsat edici aile politikalarından, cinsiyet eÅŸitliÄŸi gibi sapkın projelerden ve aileyi yerle bir eden, ahlâksızlığı, boÅŸanmayı ve aldatmayı teÅŸvik eden dizi ve filmlerden sakınmaktır.
Ahlâkta takva etkisi, yalandan, iftiradan, kul hakkından, gıybetten, dedikodudan, hasetten, riyadan, lüks ve konfor düÅŸkünlüÄŸünden ve tüm ahlâksızlıklardan sakınmaktır…
Evet, hiç konuÅŸmasak da gündemimize almasak da Ramazan’ın ve orucun asıl ve en önemli etkisi tüm hayatımızı kuÅŸatan iÅŸte bu takva etkisidir.
Rabbim oruçla deÄŸiÅŸen, dönüÅŸen ve takva etkisini bütün hayatına hâkim kılan Müslüman ÅŸahsiyetlerden olmayı nasip eylesin…
Henüz yorum yapılmamış.