Güncel
Mustafa Kutlu / Elveda zamanı
Mustafa Kutlu / Yeni ÅŸafak
Bir mübarek ay içindeyiz, bir mübarek zaman. Ne ay, ne zaman, bir kutlu oluÅŸ içindeyiz. Belki bir oluÅŸ da deÄŸil bu, bir ihsan.
Cenab-ı Hakk’ın bize lütfettiÄŸi bir imkân.
Ramazan’ın içindeyiz, bir rahmet saÄŸanağının altında. Rahmet yağıyor âleme, yeryüzüne, yaratılmış ne varsa her ÅŸeye, herkese. MaÄŸfiret kaynıyor her yanımızdan büngüldeyen bir duru pınar gibi. Müjdeler ulaşıyor her an, her lahza, her saniye.
Selam olsun müjdelerin muhataplarına, selam olsun bu yaÄŸmurda ıslananlara, selam olsun inananlara...
Ki onların kalbi artık merhamet ile dolup taÅŸmaktadır. Ki onların gözyaÅŸları bütün günahları yıkamakta, bütün mazlumlara ulaÅŸmaktadır. Ki onlar artık kalpleri ile görmekte, kalpleri ile duymaktadır. Onlardır yetimin hakkını gözeten, aç görse doyuran, çıplak görse giydiren. Onlardır adaletin kınından sıyrılmış kılıcı, hamiyetin nurlu toprağı.
Onların yürüdüÄŸü yolda ışıktan bir iz uzanır. Onların tuttuÄŸu kuru dallar yeÅŸerir, seslendiÄŸi kayalar ses verir, açtığı kapılar bir daha kapanmaz. Kimsesizler, garipler, yoksullar, küskünler, yenilmiÅŸler, umutsuzlar onların gölgesinde canlanır, sinesinde barınır.
Ramazan ufkumuzu açtı.
Oruç gözümüz ve gönlümüzdeki perdeleri bir bir kaldırdı.
Ä°ftar saatlerine doÄŸru geçmiÅŸi, ânı ve geleceÄŸi birlikte temaÅŸa edebiliyoruz. Nereden gelip nereye gittiÄŸimizi, ne yiyip ne içtiÄŸimizi, kimi güldürüp kimi aÄŸlattığımızı, kime güvenip kimden medet umduÄŸumuzu, neleri kazanıp nelerden vazgeçtiÄŸimizi, acıyı, tatlıyı, derdi, ilacı, gazap ve rahmeti, korku ve umudu, cesareti, hamiyeti, mürüvveti, öfke ve kibri, gurur ve tevazuu, nefret ve sevgiyi, helali, haramı, içimiz, dışımızı, en mahrem kaygularımızı, en korkunç niyetlerimizi, hasılı bütün benliÄŸimizi kavrayıp duyabiliyoruz.
Orucun açtığı pencereden içimize, içimizin labirentlerine doÄŸru bakabiliyoruz. O bize bu dinginliÄŸi, bu muhasebe imkânını, bu tefekkürü, belki de bu küçük kıyameti yaÅŸatıyor.
Ve biz bu hesaplaÅŸmadan, bu ince eleyip sık dokumadan, bu kendimize bile itiraf etmekten hicap duyduÄŸumuz nefis cihadından acaba hangi netice ile çıkıyoruz.
Ä°nÅŸallah ve elbette bir iç ferahlığı, bir hamle sevinci ve bir tövbe bilinci ile çıkıyoruz.
Çıkıyor ve ilk karşılaÅŸtığımız çocuÄŸa ÅŸefkatle gülümsüyoruz. KuÅŸlara yem veriyor, çiçekleri suluyoruz. Cebimizdeki son kuruÅŸu bize uzanan ele sevinçle bırakıyoruz. Mazluma yönelmiÅŸ namlunun önüne önce biz geçiyoruz; düÅŸmüÅŸü kaldırıyor, eÄŸrilmiÅŸi düzeltiyoruz.
Kalbe olan merhametin basıncı patlayıp taÅŸmak üzeredir. Gökten yaÄŸan rahmet sele dönüÅŸmüÅŸ bizi de sürüklemektedir.
Bu hareketin, bu maÄŸfiretin önünde kim durabilir? Kim bu iman meÅŸ’alesini söndürebilir.
Åžükürler olsun sana Rabbim, ÅŸükürler olsun.
Bu yıl da Ramazan’ı idrak ettik yaÅŸadık. Åžimdi elveda zamanı.
Artık bayrama doÄŸru yürüyoruz.
Henüz yorum yapılmamış.