Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan / Zihinsel soykırım

İsmail Kılıçarslan / Yeni Şafak



Bazı adamların bu seneki Ermeni tehciri coÅŸkularına bakılırsa hazırlıkları o yönde. Yeniden 2010, 2011 ÅŸartlarına dönmenin, o suları tekrar diledikleri gibi bulandırabilmenin derdindeler. 24 Nisan günü yazılanlara bakıldığında bunu çok rahat görmek mümkün.

Åžuradan baÅŸlayayım: “Yanındayız Garo Paylan” isimli bir destek metni dolaşıyordu dün ortalıkta. 15 Temmuz sonrası Almanya’ya giden ve bir daha dönmeyen Hayko BaÄŸdat’ın hesabında gördüm metni.

Ä°ki temel vurgusu vardı metnin. Ä°lki Garo Paylan’ın TBMM’ye verdiÄŸi Ermeni soykırımı(!) tasarısının ifade özgürlüÄŸü kapsamında deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸi idi. Bu tip bildirilerde her zaman alıştığımız o sıradan vurgu yani.

Ä°ÅŸin tuhafı, bizim memleketin solcumsuları, dünyanın hemen hiçbir ülkesinde karşılığı ve benzeri olmayan sonsuz bir ifade özgürlüÄŸü talep ederler biliyorsunuz. Anamıza sövüp “ne var yahu, ifade özgülüÄŸü” deyip bütün parantezleri kapatmak isterler.

Gerçi “yanındayız Garo Paylan” metninin takıldığım yeri burası deÄŸil, baÅŸka bir yer. En iyisi metindeki o tuhaf cümleyi olduÄŸu gibi yazayım: “Bu tür hedef göstermelerin yol açtığı facia ve yıkımlara defalarca tanık olduk.”

Buradaki o incecik “Garo Paylan’ın başına bir ÅŸey gelirse bunu çok acayip kullanırız oÄŸlum lan” göndermesini görmemek için bu iÅŸlerden hiç anlamamak lazım.

Türkiye’nin Ermeni soykırımı(!)nı tanıması için TBMM’ye teklif verirken emperyalist odaklardan ve/veya emperyalizm yancılarından emir aldığından zerrece ÅŸüphe duymadığım Garo Paylan’ı, aynı odakların öldürebileceÄŸinden de zerrece ÅŸüphem yoktur. Yeter ki Paylan’ın ölümü iÅŸlerine gelsin, yeter ki o ölümü de üzerinde tepinecekleri ve Türkiye’yi zor durumda bırakacakları bir hadise olarak planlayabilsinler.

Åžimdi ben böyle yazınca “olmaz öyle ÅŸey” falan diyeceksiniz. Hatta bana belki çok kızacaksınız biliyorum ama Hrant Dink cinayetini getirin yahu aklınıza. Memleketteki solcumsuların zihinlerinin nasıl iÄŸdiÅŸ edildiÄŸinin en önemli örneÄŸi Hrant Dink cinayetidir. Dink’i öldürdüklerine hiç ÅŸüphe duymadığım FETÖ, senelerce Dink’in ölüsünün üzerinde tepinmedi mi?

Bu, burada bir dursun.

Vaktiyle Sakarya’dan tanıdığım liberal bir çocuk vardı. 24 Nisan günü ÅŸunları yazdı: “107 yıl önce yaÅŸadıkları evlerden, köylerden, kentlerden alınıp her ÅŸeylerini geride bırakarak ana vatanlarından kopartılan ve ölüm yolculuÄŸuna çıkartılan tüm Osmanlı Ermenilerini anıyorum.”

Zaten o Sakaryalı liberal çocuÄŸun aÄŸababası da yazdı iÅŸte. Tam anlamadım gerçi ama Ali Babacan’ın her mahfile sinyal çaktığı açıklamasını desteklerken bize ÅŸunu söyledi galiba: “Ermenilerin başına geleni soykırım olarak tanımlamayan herkes faÅŸist birer pisliktir!”

Tam böyle söylemedi ama tam böyle söylemiÅŸ olsa bile ifade özgürlüÄŸüdür yani.

O zaman izninizle ben de ifade özgürlüÄŸümü kullanayım: “Emperyalistlerin her türlü yalanına inanıp onların aygıtı haline gelen, vahÅŸette sınır tanımayıp Anadolu’da Türklerin ve Kürtlerin canlarına bela olan Ermeni çetelerin yaptıkları karşısında insanın nutku tutulur. Tehcirde tabii ki olmuÅŸtur bazı istenmeyen olaylar ama bugün bu sütsüz p….lerin tehcir öncesinde hiçbir ÅŸey olmamış gibi Ermeni sevmelerinin ve sadece Ermenilerin yanında durarak liberal, solcu, insan hakları savunucusu falan olunabileceÄŸini düÅŸünmelerinin altında yatan ÅŸey, vaktiyle Ermenilerin yaptığı ÅŸeyle aynıdır: Emperyalistlere yanaşıp köpeklik etmek.”

Bunların “açık toplum”, “liberal serbesti” falan dedikleriyle solcumsuların “insan hakları”, “çoklu kültür” falan dedikleri aynı kapıya çıkar: Emperyalizmin dünyayı daha da “yönetilebilir” hale getirmesine su taşımak.

Ellerinden gelse “TaÅŸnak yoktu, Hınçak yoktu, bana Ermeniler çocuk süngüledi dedirtemezsiniz” falan diyecekler. Kıvamları o kıvam. Ellerinden gelse Asala’nın bir düÅŸünce topluluÄŸu olduÄŸunu falan iddia edecekler.

Ermeni soykırımı yoktur elbette ama bu emperyalistler iÅŸlerini o kadar iyi yapmışlar, o kadar iyi baÅŸarmışlardır ki memlekette onlarca, yüzlerce, binlerce okumuÅŸ yazmışın zihinsel soykırımını tamamlamayı baÅŸarmışlardır. Bunca soysuzun varlığının baÅŸka izahı yoktur.

Bu tuhaf topluluk havayı kokluyor en nihayet. Henüz Karar istedikleri kıvama gelmedi. Bir yerlerde planlarını yapıyorlardır. Fırsatını bulur bulmaz “Taraf Gazetesi'nin yayın hayatına dönmesini” temin derdindeler bence. 24 Nisan coÅŸkuları o yüzden. Canlarına kıyılan Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin derdiyle dertlendiklerini düÅŸünen varsa bilesiniz ki bu adamlar naylondandır. Ä°nsana üzülmek gibi bir dertleri hiç olmamıştır, olmayacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.