Ali Haydar Haksal / Öyle sanıyorlar ki
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Dünya kendi doÄŸasında dönüyor. Ä°nsanların tek tek hayatları dönüyor. Her devir insanlarla tamamlanıyor bir diÄŸerine geçiliyor. Bir ve tek hakikat âlemi var, bir de yanılsatıcı olanları.
Bu devir ve dönüÅŸ süreklidir.
Zamanları tanımlayan, rengini ve ruhunu veren insandır. Bu, Allah’ın kendisine bir bağışı. Ä°nsanlık hakikat âleminin bilincinde olursa yapıp ettiklerinin anlamı olur. Ä°nsanın yaratılış amacı veya ideali hakikat bilincinin içinde olmasıdır.
Ä°nsanı yanıltan ve kendi ana doÄŸrultusundan uzaklaÅŸtıran oluÅŸlar da insanlığın bir gerçeÄŸi. Bir yanı hakikat, bir yanı yanılsatan aldatıcılıklar. Bir yanı hakikat, bir yanı ÅŸeytanların oluÅŸturduÄŸu büyülü ve albenili bir dünya.
Ä°nsanlığı acılar içinde kıvrandıran yanılsatıcılıklar. Hakikat medeniyeti ve düÅŸüncesiyle savaÅŸ hâlinde bulunuluyor.
Habil ile Kabil’den beri, bu, böyledir.
Ä°nsan kanının acımasız olarak topraÄŸa karıldığı bir zaman içindeyiz. Ä°nsanlığın savaşı kendisiyle ve Hakikat ile.
Ä°nsanlar genelde umarsızlıklarının kurbanı. Kanı akıtılan ile akanlar arasındaki uçurum giderek büyüyor. Müslümanlar, sahih ve samimi olanlar ile iç dünyalarında çıkarlarını, dünyalıklarını düÅŸünen ve onlardan ödün vermeyenler arasındaki asıl sorunlar. Bunlardır hayatı zorlaÅŸtıran. Hem Müslüman görünüp hem de dünyanın, kapitalizmin büyücülüklerinden kendini kurtaramayanlar ile. Tercihler önemli. Hakikat peÅŸinde koÅŸanların dünyalıkları sınırlıdır. Kendilerine yetecek kadarı ile yetinirler. Bu, onların manevi gücü.
Ä°nsanların aldanış içinde oluÅŸlarının temel nedeni budur. Kendilerine tercih olanı bırakmaları, daha doÄŸrusu kapitalizmin büyücülüÄŸüne kapılmaları. Bu dünyayı ne zamana ve nereye kadar taşıyacaklar?
Bu aldanışlarla yaÅŸananlar arasındaki çatışmaları dünyalık olandan yana ağır basıyorsa, ki ağırlık bu yönde, hakikate ulaÅŸmaları güçleÅŸir. Ä°nsanın, insandan öÄŸrenecekleri var.
YaÅŸanmakta olanlara kayıtsız olma, umursamama, âdeta kendinden kaçma hiçbir zaman sorunların giderilmesine neden olmuyor ve bir katkı da saÄŸlamıyor.
İnsanlığın kanı farklı akıyor ne yazık ki.
Ä°ç dünyamızda yaÅŸananlar, etrafımızda oluÅŸanlar bir de Batı ruhunun ve dünyasının kendi ait olanları. Bir yanda Ukrayna ve Batı, bir yanda Filistin ve Müslümanlar ve Batı. Bir yanda iç dünyamızı tüketen umarsızlıkların, ilgisizliklerin oluÅŸturduÄŸu hava. Ä°çten içe kemiriliyor insanlık. Buna, kayıtsız kalma edilginlere ve yapanlara ancak bir destektir. Sessiz kalma, umarsız olma gibi.
Ä°nsanın deÄŸersizliÄŸi ve Batı insanının deÄŸerliliÄŸi. Bu ikilemler arasındaki çatışmalar.
Her milletin deÄŸerleri var. Müslümanların deÄŸerleri Ä°lâhî olan ile baÄŸlantılı.
Ä°nsanlar saltanatlarını koruma adına deÄŸerlerinden vazgeçiyorsa bu, onların sahih olmadığının bir göstergesi. Çünkü idealler, hedefler Hakikat ise o zaman bir sorun yok demektir. Çünkü kendini ona göre ayarlıyor ve kendini ona uyarlıyor. Biliyor ki bu dünyada yapılıp edilenler insanın geleceÄŸe ait birikimleri.
Batı düÅŸüncesinin büyülerine kapılanlar öyle sanıyorlar ki; bu dünya sadece bugün için, yarın için ise bir anlam ve deÄŸer taşımıyor. EÄŸer böyle ise vah hallerine.
Batı ruhuna mensup olanlar ve o ruhu taşıyanlar, ona sahip olanlar Hakikat’i yok edeceklerini umuyorlar. Hakikat hakikattir ve hiçbir zaman güneÅŸi sönmez. Sönecek ve sonu olmayan yanılsatıcılıklardır. Onların peÅŸinde koÅŸanlar, ruhlarını ve dünyalarını yitirenlerdir.
Öyle sanıyorlar ki, bu dünya hiç bitmeyecek, öyle sanıyorlar ki günün güçlüleri her zaman ve daima öyle kalacaklar. Öyle sanıyorlar ki ÅŸeytanların yanılsatıcılıkları ebedî ve kalıcıdır. Oysa Hakikat güneÅŸi hiçbir zaman ve asla sönmeyecek. Hem bu dünyada hem de öte dünyada.
Henüz yorum yapılmamış.