Sosyal Medya

Pakistan iç siyaseti bize ne kadar da benziyor…

Selahaddin E. ÇAKIRGİL / Star



Pakistan'da, iktidarının 3. Yılı'nda BaÅŸbakan Ä°mrân Khan Hükûmeti'nin, Amerikan emperyalizminin açık beyanlarından cesaret alan muhalefetin 2-3 gün içinde bir Meclis aritmetiÄŸi yoluyla sahneleyiverdiÄŸi parlamento darbesiyle, güvensizlik oyuyla azledilmesi ister istemez bizdeki kitle iletiÅŸim araçlarında geniÅŸ bir yer buldu...
 
Kaldı ki, 'Güven oylaması'na gidilirken, Meclis BaÅŸkanı bu oylama talebini reddetmiÅŸ ve oyunu bozmak için, Ä°mran Khan, hemen CumhurbaÅŸkanı'ndan Meclis'in feshedilmesini istemiÅŸ ve Meclis feshedilmiÅŸti. Bu durumda, mer'î kanunlar gereÄŸi, partiler dışı bir Geçici Hükûmet'in, ülkeyi, üç ay içinde seçimlere götürmesi gerekiyordu...
 
Ama, oyunu gözetleyen bir de Yüksek Mahkeme vardı. Ä°ÅŸbu Yüksek Mahkeme, CumhurbaÅŸkanı'nca feshedilmiÅŸ olan Meclis'in yeniden toplanıp 'güven oylaması'na karar verdi, hemen... Ve amma, Pakistan Yüksek Mahkemesi, CumhurbaÅŸkanı tarafından feshedilmiÅŸ olan Meclis'in yeniden toplanmasını isteyen Yüksek Mahkeme, bir güç gösterisi yaptı ve Ä°mrân Khan düÅŸürüldü. Ve hemen ardından da, Åžahbâz Åžerif baÅŸbakanlığa seçildi, Meclis'te... (Åžahbâz Åžerif'in, yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle 2017'de, Yüksek Mahkeme tarafından baÅŸbakanlıktan azledilip siyasetten men'olunan Nevâz Åžerif'in kardeÅŸi olduÄŸunu da hatırlayalım.)
 
*
 
Hatırlayalım, 2007'de Türkiye'de, Abdullah Gül'ün CumhurbaÅŸkanlığı için Meclis'in 367 m. vekiliyle toplanmasının ÅŸart olduÄŸu iddia edilmiÅŸ, 'Silahlı Kuvvetler Partisi' denilebilecek entrika odakları bastırınca, Anayasa Mahkemesi de '367 Åžartı'nı gerekli görmüÅŸtü.
 
Yani, Pakistan'da oynanan siyasî oyunlar bize yabancı deÄŸil... Üstelik, Pakistan Ordusu da, fiîlen bir 'Silahlı Kuvvetler Partisi' ÅŸeklinde, ülkenin hemen bütün sosyo-politik konularında da asıl karar mercii durumundadır. Halklarımız arasında sıcak bir gönül bağı kadar; ama, benzer pek çok traji-komik sahneler de vardır.
 
*
 
Evet, 14 AÄŸustos 1947 günü istiklâlinin, Muhammed Ali Cinnah tarafından ilan edilmesiyle baÅŸlayan 75 yıllık bir maceranın geçmiÅŸine baktığımızda çok da yadırgamamak gerek...
 
Meselâ, MareÅŸal Eyyûb Khan'ın 1958'de, CumhurbaÅŸkanı Ä°skender Mirza'ya askerî baskı uygulayıp kenara iterek, yani yumuÅŸak bir darbeyle, 1969 yılına kadar 11 yıl baÅŸkan olduÄŸunu hatırlayalım. (Eyyûb Khan'ın 1959 yılında Ä°stanbul'a geldiÄŸinde, bir Cuma günü, namaz için Sultanahmed Câmiine gittiÄŸini; Türkiye CumhurbaÅŸkanı Celâl Bayar'ın, misafirini câmiin kapısına kadar götürüp, kendisinin 'Biz laikiz..' diye içeri girmediÄŸini ve namaz sonuna kadar câmi giriÅŸinde bir sandalyede oturduÄŸunu hatırlayalım...)
 
*
 
Hatırlanması gereken bir diÄŸer konu da, MareÅŸal Eyyûb Khan'ın, Pakistan- Ä°ran ve Türkiye arasında bir konfederasyon oluÅŸturulması teklifi idi. Yani, bu devletlerin uluslararası hukukî ÅŸahsiyetleri devam edecek, ama, bu üç ülke dışsiyasette ve savunma konularında tek bir devlet gibi müÅŸtereken hareket edeceklerdi.
 
Böylece, o zaman Hindistan'ın kuzeydoÄŸusundaki Bengal Körfezi'nden - DoÄŸu Pakistan ve Hindistan'ın kuzey batısındaki Pencâb vadisindeki Batı Pakistan olmak üzere, iki parçadan oluÅŸan ve resmî adı Pakistan Ä°slâm Cumhûriyeti olan bu ülke ile, Ä°ran Åžahlığı ve kemalist Türkiye'nin birliÄŸiyle, Balkanlar'a kadar uzanan bir coÄŸrafî ÅŸerit üzerinde 200 milyonluk dev bir nüfus oluÅŸacaktı. (Åžimdi ise, aynı ülkeler, 700 milyon kadar bir nüfusa sahipler.)
 
Ama, o zaman Eyyûb Khan'ın bu teklifini Türkiye BaÅŸbakanı Ä°smet Ä°nönü, 'Biz 200 yıldır Batı dünyasıyla birlikte hareket etmeyi seçtik...' diyerek, görüÅŸmeye bile gerek duymadan reddetmiÅŸti. Ä°nönü, Aralık-1963'de Avrupa BirliÄŸi (o zamanki adıyla, Ortak Pazar) ülkeleriyle Türkiye arasında Ankara AndlaÅŸması'nın imzalanışı sırasında yaptığı konuÅŸmada da, 'Bu andlaÅŸma ile sadece bir ekonomik iÅŸbirliÄŸini gerçekleÅŸtirmiÅŸ olmuyoruz; aynı zamanda, 200 yıldır devam eden Avrupa ile bütünleÅŸme rüyalarımızın gerçekleÅŸmesine de imza atıyoruz...' diyecekti.
 
*
 
MareÅŸal Eyyûb Khan, 11 yıllık bir Pakistan baÅŸkanlığından sonra Ordu kumandanı MareÅŸal Yahyâ Khan tarafından kenara konuldu... Zülfiqaar Ali Butto iktidara geldi. Ama, 1971'de DoÄŸu Pakistan, 1 milyon kadar insan kaybına yol açan korkunç bir iç savaÅŸ sonunda, 'BangladeÅŸ' adıyla yeni bir devlet olarak istiklâlini ilân etti; (sonraları kendisine Banga-Bandu/ Bengal halkının babası' unvanının da alan) Mûcib-ur'Rahman liderliÄŸinde...
 
*
 
Pakistan'da ise, Temmuz 1977 başında General Ziya-ul'Haqq, bir askerî darbeyle, Butto'yu iktidardan uzaklaÅŸtırdı ve yargılayıp 1978'de idâm ettirdi... Ziya-ul'Haqq da 1988'de, uçağına konulan bir bombanın patlaması sonunda hayata vedâ etti...
 
Sonra... Pakistan siyasetinin omurgası durumunda olan Pencâb eyaletinin etkili siyasetçisi olan Nevaz Åžerif, 1991'de iktidara geldi, ama, 1993'de düÅŸürüldü; Butto'nun kızı Bînezir Butto 1993-95 arasında Pakistan BaÅŸbakanı oldu. 1995-97 arasında ise, Nevaz Åžerif tekrar Pakistan BaÅŸbakanlığına geldi. Ve ama, bu sefer de General Perviz MüÅŸerref tarafından yapılan bir askerî darbe ile iktidardan uzaklaÅŸtırılıp, Suûdî Arabistan'a sürgüne gönderildi.
 
2007'de ise, Bînezir Butto seçim kampanyası sırasında gerçekleÅŸtirilen bir bombalı saldırıda öldürüldü.
 
Nevaz Åžerif ise, 2013 yılında bir kez daha Pakistan BaÅŸbakanlığı'na geldi seçim kazanarak, ama, Yüksek Mahkeme tarafından, 2017 yılında yolsuzluk suçlamasıyla azledilip, siyasetten men olundu. Amma, ÅŸimdi de kardeÅŸi Åžahbâz Åžerif baÅŸbakan oldu...
 
Bütün bu geliÅŸmelerin arka planında Pakistan Ordusu'nun olmadığını düÅŸünmek safdillik olur...
 
Mes'ele, Ä°mrân Khan'ın veya Åžahbâz Åžerif'in daha iyi veya kötü olup olmadığının çok ötesinde...
 
Ä°mrân Khan'ın barışçı protesto gösterileriyle netice alıp alamıyacağı ise, gelecek günlerde görülecektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.