Sosyal Medya

Ramazan’da şeytanlar zincire vurulur, peki bu kötülükler neden?

Faruk BeÅŸer / Yeni Åžafak



Åžu anlamdaki hadisi ÅŸerifi duymayanımız yoktur: “Ramazan gelince cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, ÅŸeytanlar zincirlere vurulur…” Duyarız fakat bunun ne anlama geldiÄŸi konusunda düÅŸünme ihtiyacı duymayız. Öyle ya, madem ki Ramazan’da ÅŸeytanlar baÄŸlanıyor o halde hiçbir kötülüÄŸün olmaması gerekmez mi?

Âlimlerin Sultanı lakaplı Ä°zz bin Abdüsselam bu hadisi ÅŸerifi ÅŸöyle açıklıyor: “Ramazan’da cennet kapılarının açılması, cennete götürecek amellerin çoÄŸalması ve bir de Ramazan sebebiyle bu amellere, diÄŸer zamanlara nispetle kat kat ecir verileceÄŸi için cennete girmenin çok daha kolay hale gelmesi demektir. Cehennem kapılarının kapanması da Ramazan’da günahların azalması sebebiyle o kapılardan girenlerin azalması demektir, kimse girmeyince kapılar adeta kapanmış olur. Åžeytanların zincirlere vurulması ise Ramazan’da müminlerin dua, yardım ve ibadetle daha çok meÅŸgul olmaları sebebiyle ÅŸeytanların onlara vesvese vermede zorlanmalarını anlatır, sanki kulun bu yaptığı güzel ameller ÅŸeytan için birer zincir hükmünde olur.

Oruçlunun ağız kokusuna gelince bu elbette istenmeyen bir ÅŸeydir ama açlıktan dolayı oruçlunun aÄŸzında bir miktar oluÅŸması aslında çirkin olsa da tabiidir lakin endiÅŸe edilmesin ki buna mecbur kalmanın Allah katındaki deÄŸeri misk kokusundan daha üstündür. (Makasıdü’s-savm s 12). Yoksa bazı cahillerin zannettiÄŸi gibi; madem öyle, Ramazan’da diÅŸlerimizi fırçalamayalım demek, iÅŸin esasını anlamamak olur. Resûlüllah’ın ağız temizliÄŸine ne kadar önem verdiÄŸini herkes bilir. “Ağızlarınızı misvakla (fırça da bir misvaktır) tertemiz yapın, çünkü ağızlarınız Kur’an’ın yoludur” (Beyhakî, Åžuabu’l-iman) buyurması bile bu temizliÄŸin önemini anlatmak için yeterlidir.

Karıştırmanların Ramazan menülerinden biri de âdetli kadının, oruç tutabileceÄŸi hatta namaz kılabileceÄŸi hezeyanıdır. Mesele dinin bir meselesidir. Dine göre kadın bunu yapabilir ya da yapamaz. Peki, din nedir? Din Allah’ın gönderdiÄŸi vahiydir. Yani aslı itibariyle dinin tek kaynağı vardır o da Allah’tır. Resûlüllah’ın (sa) görevi ise onu olduÄŸu gibi uygulamaktır. Bu onun peygamberlik özelliÄŸi sebebiyledir. Vahyin yani Kurân-ı Kerim’in böyle yanlışsız uygulanmasına da Sünnet diyoruz. Dolayısıyla Sünnet vahyin, ya da isterseniz Kur’an’ın deyin, ete kemiÄŸe bürünmüÅŸ halidir yani Sünnet dinin bütününü ifade eder. Ardından sahabenin, Resûlüllah’ın yaÅŸayıp söyledikleri konusunda, “evet, o bunu bu anlamda söyledi, ya da tam da böyle yaptı” diye ittifak/icma ettikleri hususlar gelir ve onların da dinden olduÄŸu zorunlu olarak bilinir. Ancak bunların her birerleri dinin müstakil kaynakları deÄŸil, vahyin usulüne uygun anlaşılmasıdır.

Sonra hayatta ortaya çıkan yeni meselelerin Kur’an, Sünnet ve bu ittifak/icma çerçevesinde, onlara zıt olmayacak ÅŸekilde anlaşılması gelir. Bu içtihatlarda ittifak edilmemiÅŸ olsa bile dinin bütünü içinde her biri bir deÄŸer ifade eder. Bunu yapabilecek seviyedeki alimlere de müçtehit denir. Bu dördüncü kademede her bir müçtehidin beyan ettiÄŸi anlamalar tek tek baÄŸlayıcı olmasa da bunların hepsinin birden dışına çıkılamayacağı da açık bir hakikattir.

Bunun dışındaki anlamalar ise isabet edebilir ya da edemez ama din olarak bir delil sayılmaz. Böyle olması hakikatin anlaşılması konusunda sadece dini deÄŸil, aynı zamanda mantıki bir zorunluluktur.

Ä°mdi, en sahih hadis kaynaklarında Resûlüllah’ın kadınların âdetli oldukları zamanlarında oruç tutmayacakları, namaz kılmayacakları, farklı münasebetlerle ve farklı ifadelerle birden çok defa söylenmiÅŸtir. Bu hadisleri ve hakkında söylenenleri merak edenler, ÅŸu anda Din Ä°ÅŸleri Yüksek Kurulu BaÅŸkanı olan Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı’nın “Âdetli Bayanın Namaz Kılması, Oruç Tutması, Tavaf Etmesi ve Mescide Girmesi” adlı makalesine ve Prof. Dr. Arif Ulu’nun “Ä°badet Halindeki Kadının Orucuyla Ä°lgili Hadislerin Tenkid ve Tahlili” adlı makalesine bakabilirler.

Resûlüllah’ın ardından da sahabe ve ümmetin alimleri bunu böyle kabul etmiÅŸ, bunda ittifak/icma hasıl olmuÅŸ ve bu konuda dört deÄŸil sekiz mezhep ittifak etmiÅŸtir. Bu sebeple mesela Ä°bn Hazm, “buna raÄŸmen kadın bu halde oruç tutar ya da namaz kılarsa Allah’a isyan etmiÅŸ olur” der. ErkeÄŸin cünüpken namaz kılması da aynı ÅŸeydir. Peki, konu hakkında hadis, icma ve içtihat varken ÅŸimdi biraz feminizmin, biraz modernizmin, yani gayri Ä°slami hayat tarzının etkisinde kalarak, hayır öyle deÄŸil, kılabilir ve tutabilir diyenlerin söylediklerinin bir kıymeti harbiyesi kalır mı?

Belki bir iki meseleye daha deÄŸiniriz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.