Güncel
Taha Kılınç / IMF’nin eli
Taha Kılınç / Yeni Şafak
Uzun süredir yaÅŸadığı siyasî krizin yanında, son yıllarda ekonomik yönden de iflasa sürüklenen Lübnan, Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) taslak bir kredi anlaÅŸması için mutabakata vardı. IMF, 3 milyar dolar tutarındaki kredinin onaylanması için Lübnan’dan bazı yapısal deÄŸiÅŸiklikleri gerçekleÅŸtirmesini beklediklerini vurguladı. Yapılan resmî açıklamaya göre, “Beyrut yönetimi, en acil sekiz reformu hemen tatbikata geçireceÄŸinin garantisini verdi.” Ancak IMF’nin söz konusu taleplerinin nasıl yerine getirileceÄŸi merak konusu. Zira Beyrut’ta, kredi karşılığında dayatılan “yapısal reformlar”ı uygulamaya koyabilecek bir hükümet iradesi mevcut deÄŸil. Menfaatleri çatışan tarafların birbirinin boÄŸazını sıktığı Lübnan’da, hal-i hazırdaki kaosun temel sebebi, ülkenin düze çıkması noktasında ortak bir paydada buluÅŸamamak zaten.
IMF “reform yoksa kredi de yok” diyedursun, Lübnan’ın gündeminde aynı zamanda 15 Mayıs’ta düzenlenmesi planlanan bir de genel seçim var. Seçmenin siyasî çözümden tamamen ümidini kestiÄŸi bir atmosferde, seçimlerin de müsamereden bir farkı bulunmuyor. Sandıklardan çıkan sonuç, üstelik aylarca sürebilecek hükümet krizlerini ve kıyasıya pazarlıkları da beraberinde getiriyor. Lübnan’da herkesin üzerinde mutabık kalabileceÄŸi bir kabineyi oluÅŸturmak neredeyse “mucize” olduÄŸundan, IMF, müstakbel krediyi takdim için yeni hükümetin kurulmasını beklemek durumunda kalacak. O da kim bilir, ne zamana kadar…
Lübnan CumhurbaÅŸkanı MiÅŸel Avn (Katolik Hristiyan), BaÅŸbakan Necîb Mîkâtî (Sünnî Müslüman) ve Nebîh Berrî (Åžiî Müslüman), IMF’nin öngördüÄŸü reformların hızla hayata geçirileceÄŸini deklare ettiler, ancak hiçbir kaynak söz konusu açıklamaları ciddiye almadı. Ä°ÅŸin gülünç yanı, Lübnan’daki siyasî sistemin tıkandığı ve ülkenin bir parçalanmaya doÄŸru gittiÄŸi düÅŸüncesi o kadar yerleÅŸmiÅŸ durumda ki, bizzat BaÅŸbakan Mîkâtî, geçtiÄŸimiz mart ayında 15 Mayıs’taki seçimlerde adaylığını koymayacağını çoktan açıklamıştı. Mîkâtî’nin, kendisinin bile inancını yitirdiÄŸi bir sistemin içinde, IMF’nin taleplerinin yerine getirileceÄŸini söylemesi, elbette güven uyandırmıyor.
Öte yandan, Lübnan hükümet kaynakları, ekonomik krizin “önemli ölçüde” çözülmesi için 70 milyar dolarlık bir kaynaÄŸa ihtiyaç duyulduÄŸunu kaydediyor. Altyapı, ulaşım, katı atık dönüÅŸümü, turizm, haberleÅŸme ve enerji gibi sayısız alanda devasa boÅŸluklar oluÅŸtu. Dolayısıyla, IMF’nin kredisi Beyrut’un eline geçse bile, bu cüzî miktarın hangi sorunu halledeceÄŸi meçhul.
Bunca olumsuz ve karamsar tablonun içinde, geçtiÄŸimiz hafta önemli bir ses, Lübnan’ın yuvarlandığı uçuruma dair cesur deÄŸerlendirmelerde bulundu. Lübnan Müftüsü Åžeyh Abdullâtif Diryân, “YolsuzluÄŸa bulanmış bir kliÄŸin, son 100 yılda kazanılan ne varsa hepsini yok ettiÄŸini” vurguladı. Ramazan ayının geliÅŸi sebebiyle yaptığı geleneksel konuÅŸmanın önemli bir kısmını Lübnan’ın mevcut manzarasının tasvirine ayıran Diryân, bahsettiÄŸi “yolsuzluÄŸa bulanmış kliÄŸin” kim olduÄŸuna ismen iÅŸaret etmese de, “Arap ülkeleriyle iliÅŸkilerimizi mahvettiler ve Lübnan’ın millî kimliÄŸinin yok olmasına yol açtılar” derken, adeta Ä°ran’ın Lübnan’daki aparatı olan Hizbullah’ı kasteder gibiydi. Diryân’ın “Anayasal düzeni kendi kiÅŸisel kazançları ve politik hesapları için hasara uÄŸrattılar” sözleriyle hedef aldığı kimseler ise, Lübnan’daki siyasetçilerin neredeyse tamamıydı.
1943’te Fransa’dan bağımsızlığını kazanan -ancak hiçbir zaman gerçekte bağımsız bir ülke olamayan- Lübnan’ın başından beri en büyük sorunu, ülkenin birliÄŸini savunan ve yabancı güçler hesabına çalışmayan liderlerin azlığıydı. Zaman zaman sahneye çıkan karizmatik ve toparlayıcı isimler de, suikastlarla ortadan kaldırıldılar. Kurucu BaÅŸbakan Riyâd Sulh (1951), Dürzî politikacı Kemal Cumblat (1977), âlim ve davetçi Subhî es-Sâlih (1986), Lübnan Müftüsü Hasan Hâlid (1989), Ä°ç SavaÅŸ sonrası ülkeyi ayaÄŸa kaldıran eski BaÅŸbakan Refîk Harîrî (2005) ilk akla gelen isimler…
Velhasıl, en büyük eksikliÄŸin “ortak vatan duygusu” olduÄŸu bir ülkede, IMF’nin uzattığı yardım eli, mevcut manzarayı daha da karmaşıklaÅŸtırmaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramayacak gibi görünüyor.
Henüz yorum yapılmamış.