Sosyal Medya

Ali Haydar Haksal / Dünyanın paylaşılması, güçler çatışması -I

Ali Haydar Haksal / Milli Gazete



Dünya kazanını kaynatanların amaçları ve bunların nedenleri belli. SavaÅŸlar durup dururken baÅŸlamaz. Ya da baÅŸlayan savaÅŸlar belli amaçlar uÄŸruna yönlendirilir ve ona göre de yönetilir. Sürekli olarak vurguladığımız nedenlerden biri, sektörlerin ürettiklerinin pazarlanmasıdır.

Ä°ki yılı aÅŸkın bir süredir pandemiden ötürü ilâç sektörünün çekiÅŸmelerine tanık olundu. Güçler önemli kazanımlar edindiler, sonuçlarından da memnun olmaları gerekir. AB, Amerika, Çin ve diÄŸerleri… Güçleri etkili olanlar, bir ülkenin ürettiÄŸi ilâçları kabul etmiyor, yani onları yok sayıyor. Sıcak ve çatışmalı savaÅŸlar, geçen yüzyılın başından beri belli bir sistemle yürüyor. Osmanlı Devleti’nin devre dışı kalmasından sonra güç tamamen Batılıların eline geçti. Bu da mazlumların korunmasız kalmasına neden oldu. Batı, mazlumları istediÄŸi gibi eziyor, onlara nefes aldırmıyor. Bunların sahipsiz kaldığı bir gerçek.

Dünya parsellendi ve katmanlara ayrıldı. Kendilerine göre tanımlamalar getirdiler. 1. sınıf ülkeler, orta ve alt katmandakiler. Alttakilerin tamamını zorunlu bağımlı hâle getirdiler, getirildiler.

Dünya ve insanlık dengesini saÄŸlayacak ideal Ä°slam düÅŸüncesi ve Müslümanlar. Müslümanların etkisiz kılınması yüz yılları bulan bir çalışmanın ve çabanın sonucudur. Müslümanlar, içeriden ele geçirildiler. Oryantalistler kendi ruhlarına uygun içeriden kendi adamlarını yetiÅŸtirdiler ve onlarla birlikte faaliyetlerini yürüttüler. Batı için en uygun yol ve yöntem buydu, bunda da baÅŸarılı oldular.

Güçlerden kastımız, geçmiÅŸte başı çeken Ä°ngilizler ile Fransızlardı. Bunu Afrika ile Güney Asya’nın paylaşılmasında görüyoruz. Kırım harbi ile baÅŸlayan Rusya-Osmanlı çatışmalarında Ä°ngilizlerin devreye girmesiyle, taraf olma kaygı ve zorunluluÄŸu dengelerin deÄŸiÅŸimine neden oldu.

Rusların ütopyası Ä°stanbul’dur. Bunu Çarlık döneminden biliyoruz. Bu, edebi eserlere, romanlara da konu olmuÅŸtur. Dostoyevski’de bu çok belirgindir. Rusların Ä°stanbul kapılarına dayanması, Ä°ngilizlerin ise müdahalesi ile bu hamle sonuçsuz bırakılmıştır. Ä°ngilizler, Çanakkale Savaşı ile Osmanlı’nın Müslüman coÄŸrafyadaki dengesini bozmak için bu savaşı baÅŸlatmıştır. Mısır, Filistin, Musul, Kerkük hamleleri de bunun diÄŸer sonucudur.

Müslümanların yaÅŸadığı coÄŸrafyanın Allah’ın bir bağışı olarak büyük imkânları bulunuyor; yer altı ve yer üstü kaynakları. DiÄŸer yandan da Müslüman oluÅŸları da bir baÅŸka bağış. Batı, Hıristiyan dünya ise savaÅŸlarını bunun üzerine yürütüyor. Çok yönlü. Hem kültürel, yani din ve medeniyet hem de maddî kaynak ve gelirlerle ilgili olarak. Müslümanlar devletsiz kaldıklarından lime lime olmuÅŸlar. Bununla yetinmemiÅŸler, birbirlerine düÅŸman kesilmiÅŸler. Güç taraflarından birini tercih etmek durumunda kalmışlar. Birbirilerine yaslanacaklarına ve dayanacaklarına birbirlerine sırt dönmüÅŸlerdir. “ Suriye’de kimden yana olunacak?” sorusu önemli. Siyonizm’in ve Amerika’nın hesapları, planları, bölgeyi tamamen kendi denetimlerine almaları için olandan mı, diÄŸer güçler olan AB, Rusya, yakın zamanda Çin’den yana mı? Asıl soru ve sorun da budur.

Suriye, deyim yerindeyse bu anlamda tam bir denek gibi. Amerika- Ä°srail cephesi mi, Rusya cephesi mi, hangisi tercih edilecek? Zihnî karmaÅŸada tarafların, taraf olma gerekçeleri çok ilginç ve ironik. Bir taraf tam anlamıyla bir düÅŸman olarak bellenirken diÄŸerleri sessizlikle geçiÅŸtiriliyor. Türkiye baÄŸlamında bakıldığında, Ä°ran ve Esad bahanesiyle Rusya hedef alınır, en çok da onun üzerinden, mezhep ve insan ölümleri gündemde tutuluyor. Öyle ki Ä°srail’in ve Siyonizm’in hesapları, onların insanları öldürmeleri, Filistin dramı, Ä°srail’in Suriye’ye saldırıları, Golan Tepeleri’nin fiilen mülk edinilmesi, Amerika’nın güneyimizi kuÅŸatması, tampon bölge oluÅŸturması hesap dışı bırakılıyor.

Burada asıl sorun düÅŸünce ve zihnîdir. Teslimi ve yenilginin bir taraf adına kabullenilmesidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.