Gökhan Özcan / Dünyada kaç dünya var?
Gökhan Özcan / Yeni Şafak
“Nasıl gidiyor hayat?” diye sordu yolda karşılaÅŸan iki kiÅŸiden kısa saçlı olanı. “Senin hayatın mı, benimki mi?” diye soruyu soruyla cevapladı diÄŸeri.
Bizim çok istediÄŸimiz, çok inandığımız, çok önemsediÄŸimiz ÅŸeylerin baÅŸkaları için tartışmaya açık, en azından tereddüt taşıyan konular olmasına hiç tahammül gösteremiyoruz. Bu durum, bakış açımızı ve görüÅŸ kabiliyetimizi kendi sınırlarımızla sınırlamamızdan kaynaklanıyor çoÄŸu zaman. Elbette insanın duyularının sınırları var, bu sınırları fizikî olarak aÅŸma ihtimalimiz yok. Ancak zihnimiz ve kalbimizle o sınırların ötesine geçebiliriz. Bunu baÅŸarmanın ön ÅŸartı, öncelikle kendi sınırlılığımızı bilmemiz ve baÅŸkalarının bizimkinden daha farklı bir dünyada yaşıyor, baÅŸka ÅŸeyler görüyor, baÅŸka ÅŸeyler hissediyor olduklarını kabullenmemizdir. Dünya kendi içinde farklılaÅŸan, derinleÅŸen ve kendi renklerine bürünen sonsuz gerçekliÄŸi barındırır içinde. Her bir insan, her bir hayat, hatta yaÅŸanan her bir an bir baÅŸka gerçekliktir. DeÄŸiÅŸmeyen tek ÅŸey, bütün bu gerçekliÄŸin tek bir gerçeklikte, bütün anların tek bir anda bütünleniyor olmasıdır. Hayat deyince; sadece kendi yaÅŸadıklarımız gelmemeli hatırımıza, bu sonsuz zenginliÄŸin aÄŸrışımlarıyla dolup taÅŸmalı zihnimiz...
Rabindranath Tagore, ‘Kimse Bize Ait DeÄŸildir” kitabında çoÄŸu zaman hatırımızda olmayan temel bir gerçeÄŸe iÅŸaret ediyor: “Herkesin amacının mutlu olmak olduÄŸunu düÅŸünmek gibi bir yanılgıya düÅŸüyoruz bir taraftan da. Bazı insanların amacı mutlu olmaktan çok, akıp giden hayatın içinde bir ÅŸekilde kendini bulmak. Bunun içinde de her ÅŸey var; mutluluk, hüzün, aÅŸk, hayal kırıklığı, nefret...”
Dünya deyince herkes için aynı anlama gelen bir ÅŸeyi kastettiÄŸimizi zannediyoruz. Oysa dünya, herkesin içinde, içindeki her ÅŸeyle birlikte baÅŸka bir anlama geliyor, baÅŸka bir kompozisyona, sonsuzca farklılaÅŸan parçalara ve bambaÅŸka bir bütünlüÄŸe sahip olan, sadece insanlarla, hayvanlarla, bitkilerle deÄŸil, birbirine yakın uzak sayısız anlamlarla yüklü bir gizem gezegeni... Herkesin gözünde dünya herkesinkinden az ya da çok baÅŸka bir dünya... Dolayısıyla meseleye fizikî ölçütlerle deÄŸil de anlam gözlüÄŸüyle bakarsak tek bir dünya yok, herkesin kendi dünyası var. Bu sebeple kendi gerçekliÄŸimizi dünyanın yegane gerçeÄŸi olarak düÅŸünmeyi bırakmalıyız. Aksine, dünyanın bize kendini gösteren yüzünün baÅŸka hiç kimse için tam olarak gerçeÄŸe tekabül etmediÄŸine kendimizi ikna etmeliyiz. Bunu yapabilirsek; herkesi kendi gerçekliÄŸi içinde görebilmeyi ve zamanla kendi dünyası içinde anlamayı baÅŸarabiliriz. Kendi gerçekliÄŸini bütün insanlara teÅŸmil etme ısrar ve gayreti büyük bir kısmımız için körleÅŸmenin baÅŸladığı yer bugün...
“Sadece basit olarak gözlerimizle deÄŸil, fakat aynı zamanda zihnî donanımızın büyük bir bölümü ile ‘görürüz’ ve bu donanım kiÅŸiden kiÅŸiye büyük ölçüde deÄŸiÅŸtiÄŸi için, kaçınılmaz olarak diÄŸerleri görmezken bazı insanların ‘görebildiÄŸi’, baÅŸka türlü söylersek, bazılarının görmek için yeterli, diÄŸerlerininse yetersiz olduÄŸu nice ÅŸeyler vardır” diyor ‘Aklıkarışıklar Ä°çin Kılavuz’unda.
Bak, bir ÅŸarkıyı her bir söyleyen baÅŸka söylüyor. Nasıl olur da ÅŸu hayatı her bir yaÅŸayan ayniyle yaÅŸar!
Bir hayatın içine bin bir hayat sığdıran, kendini baÅŸkalarıyla bin bir kere çoÄŸaltan insanlar da var.
“Sendeki ben, ben deÄŸil!” dedi meczup, “Bendeki sen, sen deÄŸil!”
Henüz yorum yapılmamış.