Muhterem Müslümanlar! Fazla para neye yarar?
Hüseyin Akın / Milli Gazete
Para ile ilgili birçok metafor geliÅŸtirebilirsiniz. Hepsine uyum saÄŸlayabilecek karakterdedir para. Ne de olsa mezhebi geniÅŸtir paranın. Åžu benzetmeden daha ÅŸümullüsü var mıdır acaba? “Para bir turnusol kağıdıdır.” Karı ile koca arasına girer, kardeÅŸlerin dirliÄŸini bozar, akrabayı akrabaya kırdırır. Halk arasında çokça kullanılan bir tabir vardır hani; “Onun dini imanı para” diye. Kimi zaman kiÅŸinin dininin imanının yerine kayyum olarak atanır. Dinin umdeleri paranın çizdiÄŸi dairenin dışına taÅŸamaz. Yine para ile ilgili halkımızın kliÅŸeleÅŸmiÅŸ bir peÅŸin fikri vardır: “Para ile imanın kimde olduÄŸu bilinmez” diye. Belki eski zamanlar için bu doÄŸru olabilir. Fakat günümüzde para da iman da varlığını ve yokluÄŸunu üç beÅŸ dakikalık bir konuÅŸmadan sonra ortaya koyabilecek dışavuruma sahip hale gelmiÅŸtir. Yani anlayacağınız para kendini son derece geliÅŸtirmiÅŸtir.
Ä°man, paranın bulunduÄŸu yerde sahibine karşı boynu kıldan ince bir yaklaşımla muamele eder. Kim ne derse desin imanın en büyük çeldiricisi paradır. Sadece para babası ya da paragöz olmak bakımından anlaşılmasın bu durum. Aynı zamanda parasızlık, meteliksizlik ve züÄŸürtlük de bundan gerektiÄŸi biçimde nasibini alır. Zira paranın egemen olduÄŸu bir dünyada parasızlık gibi bir sorun vardır. Para normal yaÅŸantısını devam ettirmiÅŸ olsaydı ne yoksul ne de varsıl gibi birbirine tahakküm eden sınıflar olmayacaktı.
Paranın belli ellerde dönüp dolaÅŸan bir meta halini alması insanların çoÄŸunun ömürlerini sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için para peÅŸinde heder etmeleri sonucunu doÄŸurmuÅŸtur. DüÅŸününüz bir kere, dünyaya yerleÅŸemeden dünyadan gidiyorsunuz. Sizin kiracı olmanız baÅŸkalarının ev sahibi olmalarının bir neticesidir. Başını sokacak bir evi ve bir bineÄŸi olmadan bir ömür yaÅŸayan insanın dünyada mukim olmasının ne anlamı vardır ki? Elbette ki insanların özel mülkiyetleri olmalıdır. Fakat Ä°slami dünya görüÅŸüne baÄŸlılığını ifade eden birisi için özel mülkiyet o kadar da özel bir ÅŸey deÄŸildir.
Bir kiÅŸinin ihtiyaçlarının çok üzerinde paraya ve mülkiyete sahip olması “Din günü” zaviyesinden bakıldığında hata yapma ve günah iÅŸleme olasılığını yükselten bir imkândır. Hata ya da günah bir potansiyel olarak her insanın dünyasında mevcuttur. Ancak günahın kuvveden fiile geçebilmesi bir imkânla mümkün olmasına baÄŸlıdır. Para bunun en elveriÅŸli sponsorudur. BaÅŸkalarının zaruri ve hayati ihtiyaçlarını karşılayamadığı bir ortamda parasını ve mülkiyetini artırmak için gecesini gündüzüne katan kiÅŸiyi çalışkanlığından dolayı övebilirsiniz, lakin baÅŸkasının muhtaçlığına aldırış etmeden kendine maddi yığınaklar yapmasını da anlayışla karşılayamazsınız. Çünkü Kur’an bu tür insanları anlayışla karşılamaz. ((Vay haline o kiÅŸinin) ki, serveti biriktirir ve onu bir kalkan sayar”) (Hümeze-2)
Ä°htiyacı olmadığı halde daha çok kazanmak için çalışan kiÅŸinin çalışmasına bir sözümüz olamaz. Çünkü vahyen de sabittir ki insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. Burada bir yere oturtamadığımız nokta “daha fazla kazanmak” hırsıdır. Seküler bir hayat görüÅŸüne baÄŸlı kiÅŸi için bu gayet doÄŸal ve olması gereken bir ÅŸeydir. Fakat dünya hayatını bir sınav ortamı olarak görüp öyle inanan kiÅŸi için daha fazla kazanmanın baÅŸkalarına faydalı olmanın dışında hikemi anlamda ne faydası olabilir ki? EÄŸer bu bitmez çaba ve hırs evlada toruna daha çok mal mülk bırakmak gibi bir mesuliyet duygusundan mütevellit ise bunun “din günü ”nü ilgilendiren tarafı neresidir?
Daha çok kazanmak için var gücüyle çalışan kiÅŸi ÅŸunu çok iyi bilmelidir ki fazladan para kazanmaya ayırdığı her saat okumaktan, düÅŸünmekten, nefis muhasebesinden çaldığı zamanın bir karşılığıdır. Yaptıklarını kritik edebilmesi için insanın o ÅŸeyi yaparken baÅŸka hangi ÅŸeyi yapmayı ertelediÄŸi ya da ihmal ettiÄŸini çok iyi düÅŸünmesi gerekir.
Her maddi kazanç insana bir bedel ödetir. Ekmek parasını anladık da bazılarının gece gündüz çalışmalarıyla bir sürü ekmek fırını bile satın alınabilir. Markete alışveriÅŸ için çıkıyorum diye yanımızdan ayrılan nice dostun marketi satın alıp geldiÄŸini, bu da yetmeyip kendini marketler zincirine baÄŸlayıp hiçbir yere davranamadığını o kadar çok gördük ki!
Fazla para fazla kilo gibidir. Paranın da sıkı diyete ihtiyacı var. Fazla paraları atmak için infakı selamlaÅŸtırmamız gerekir. Ä°ÅŸte o zaman selamı aramızda yaydığımız gibi infakı da aramızda yaymış oluruz.
Henüz yorum yapılmamış.