Yolun sonundaki karanlık
İsmail Kılıçarslan / Yeni Şafak
“Kaç kiÅŸi benimle birlikte olmak için para teklif ediyor, senden para istemiyorum.”
Sabah sabah “memlekette ne olmuÅŸ?” diye haber sitelerini gezerken karşıma çıkan ve sadece 13 yaşındaki bir erkek çocuÄŸuna kurulan bu cümleyi idrak edebilmem için bir kez daha okumam gerekti. Cümle, kamuoyunda “CiciÅŸ KardeÅŸler” diye bilinen o iki müptezelden birine ait. Neticesi 10 yıl hapisle sonuçlanan “cinsel istismar davası”nın tutanağından…
Mahkemenin 10 yıl mahkûmiyet kararı verdiÄŸi mesele ÅŸu: CiciÅŸ KardeÅŸler’den Esra olanı uyuÅŸturucu etkisi altındayken 13 yaşındaki bir çocuÄŸun odasına girip onu istismar etmiÅŸ.
Bu, burada bir dursun.
Bundan 10-12 yıl önce ağırlıklı olarak reklam-film sektöründe çalışırken, iki ÅŸey tabiri caizse sebildi sektörde. Biri kokain, biri de “uçuÅŸ kızı” denilen bir takım kızlar.
“AkÅŸam partiledik, kokaini tepsiyle servis ettiler” cümlelerini de hatırlıyorum, “bi adam var, arayıp ançüezli pizza diye sipariÅŸ veriyorsun, motosikletle servis ediyor” cümlelerini de.
Bir asistanın pat diye yere düÅŸtüÄŸünü de gördüm, alkol aldığı anlaşılmasın diye pet ÅŸiÅŸede votka içeni de duydum.
Bu da burada bir dursun.
Türkiye’de cinsel istismar ve kadın-erkek ÅŸiddetini ısrarla “eÄŸitim” meselesine baÄŸlamak isteyen bir takım örgütlerin aksine ben cinsel istismarların ve ÅŸiddet olaylarının alkol ve uyuÅŸturucu kullanımı ile yakın ilgisi olduÄŸuna inanıyorum. Dahası, araÅŸtırmaların hepsi benim bu inancımı destekliyor. Kadına ÅŸiddet bahsinde alkol, ÅŸiddet riskini 8 kat artırıyor. Dahası, alkollüyken ÅŸiddetin dozu da artıyor. Bu da bilinen bir gerçek...
UyuÅŸturucu ise bambaÅŸka bir bahis ve emin olun kesinlikle “sadece düÅŸük gelir gruplarına mahsus” bir sorun deÄŸil.
Mahkemenin 10 yıl hapis cezası verdiÄŸi o kızın, tüm müptezelliÄŸine raÄŸmen, “kafası güzel” olmasa o istismara yeltenmeyeceÄŸini tahmin ediyorum. Gel gelelim, “uyuÅŸturucu etkisi altında” yahut “alkollü olmak” bence hiçbir suçun hafifletici nedeni olamaz, olmamalı. Dahası, uyuÅŸturucu ve alkol etkisi altında iÅŸlenen suçların cezasının daha da ağır olması gerektiÄŸine inanıyorum.
Ne var ki Emrah Serbes örneÄŸinde de gördüÄŸümüz gibi zil zurna sarhoÅŸken canice insanların ölümüne neden olan bir trafik kazası yaptığınızda bile birkaç yıla serbest kaldığınız tuhaf bir hukuk sistemimiz var.
Nasıl derler: “Katil serbes ve aramızda dolaşıyor.”
BaÅŸka bir patikadan ilerleyeyim.
Türkiye’de yaÅŸadığımız politik kristalizasyon, insanları “yaÅŸam tarzını savunma” noktasına taşıdı malumunuz. O yaÅŸam tarzı savunusu bazen alkole methiyeler dizmeye, bazen açıkça uyuÅŸturucudan bahseden rap ÅŸarkılarını savunmaya, bazen de GülÅŸen’in pornografik denebilecek çıplaklığından “kadınlar özgürdür diskuru” çıkarmaya kadar ilerletti durumu.
Açık konuÅŸmak gerekirse bunu çok acıklı buluyorum. Daha da açık konuÅŸma gerekirse “ne istersem, nasıl istersem” hazcılığını çok ama çok çaresiz bir durum olarak deÄŸerlendiriyorum.
“Temel insani erdemler” üzerinden bir ittifak yapmamız gerekiyor oysa. Cinsel istismarları bile birbirinden ayırıp politik enstrüman haline getirmenin, açıkça uyuÅŸturucu övgüsü yapan müptezel rapçilere “muhalif kontenjanı” açmanın ve benzerlerinin bizi götüreceÄŸi yer toplumsal bir uçurumun ucudur.
Bugün, dünya tarihinin gördüÄŸü en dayanıksız nesillere onları daha da dayanıksız yapacak bir dünya bırakmakla meÅŸgulüz. “Yolun sonundaki karanlık” korkutucu.
Ä°yi deÄŸil bu. Hiç iyi deÄŸil.
Henüz yorum yapılmamış.