Ramazan Kayan / Kararsızlık krizi
Ramazan Kayan / Milat
Hayatın akışı içerisinde bir türlü karara dönüÅŸtüremediÄŸimiz ve kararlılık gösteremediÄŸimiz düÅŸüncelerimiz, deÄŸerlendirmelerimiz, tespitlerimiz, yorumlarımız, kritiklerimiz var…
Güzel niyetler, güzel hayaller, güzel rüyalar, güzel projeler, güzel öneriler eksik olmuyor, kesintisiz devam ediyor…
Soruyorum, bu güzellikler niçin kuvveden fiile dönüÅŸmüyor? Teoriden pratiÄŸe taşınmıyor? Söylemden eyleme geçmiyor? YaÅŸamda karşılık bulmuyor? MaÅŸeri vicdan da makes oluÅŸturmuyor?..
Sadece düÅŸünen bir türlü yola düÅŸmeyen...
Habire konuÅŸan fakat hedefe varmak için koÅŸmayan…
Sürekli akıl veren ama bir türlü adım atmayan…
DüÅŸünüyorum neden bu kadar bocalıyoruz? Belirsizlikler içinde garip durumlara düÅŸüyoruz..
Bu bir bunalım mı? Buhran mı? BoÅŸ vermiÅŸlik mi? TükenmiÅŸlik sendromu mu? Umursamazlık mı? UyuÅŸukluk mu? BenimsenmiÅŸ tembellik mi? Kronik yorgunluk mu?
Yoksa ruhsal bir sorun mudur?
DoÄŸrularımızı karara dönüÅŸtürüp niçin kararlılık gösteremiyoruz?
Gelgitler, ertelemeler, patinaj yapmalar, yerinde saymalar, iki arada bir dere de kalmalar hatta iki camii arasında binamaz kalmalar rutine dönüÅŸüyor…
Bu marazi haller neyin nesidir? Kestirmek oldukça güç… Sanki gittikçe de yaygınlaşıyor…
BaÅŸlasa da bitiremeyenler… Söz verse de sürdüremeyenler… Yola çıksa da dökülenler normale bindi…
“Ama”ları, “acaba”ları, “bence”leri, “keÅŸke”leri bir türlü bitmeyen bir kuÅŸak geliyor…
Åžüpheler, evhamlar, vesveseler, endiÅŸeler, korkular bir salgın gibi nesilleri nötrleÅŸtiriyor…
Mazeretlere sığınma, bahane üretme, özür beyanı, sorumluluktan sıyrılma gerekçeleri artık vakai adiyeden sayılıyor…
Bilemiyorum, bu sonucu hazırlayan sebepler nelerdir?
Alışkanlıklarımız mı? Çevre baskısı mı? Egemen kültür mü? Nefsi zafiyetlerimiz mi? Åžeytani dürtüler mi? Zamanla günahları kanıksamış olmamız mı? Nifak emareleri mi? Kulluk hassasiyetlerini yitirmiÅŸ olmamız mı? Yoksa inanç sorunları mı?
Veya kafa karışıklığı mı? Kalbi katılıklar mı? Ruhsal karamsarlıklar mı? İradenin kitlenmesi mi?
Bu istikrarsızlık yeni huzursuzlukların da habercisidir.. DüÅŸünün hep muallakta kalan, sürekli sürünceme de bekleyenin ruh halini…
Ne yapacağını bilememek, bir türlü karar verememek nasıl bir ıstırap..
Belki de karar veremeyen, kararlılık gösteremeyenlerin karakterine de bakmak gerekiyor.. Acaba ÅŸahsiyet yozlaÅŸması kimlik krizi mi yaşıyorlar?
Arafta kalanlarda artış var… Belki de kararsızların yekûnu genelin toplamından daha fazla…
Bikarar kalan biçareler bocalıyor…
Çevremize ÅŸöyle bir bakıverelim… Namazı seviyor, kılmak istiyor fakat bir türlü karar veremiyor…
Tesettürü önemsiyor, nedense örtünmeye cesaret edemiyor…
Kazancından ÅŸüphe duyuyor, vazgeçmek istiyor ama karar veremiyor…
Bazen de adetler ve alışkanlıklar ibadetlere baskın çıkabiliyor…
Åžunun altını çizmek durumundayız; yerinde kararlar ve istikrar bizim acil ihtiyacımız…
Öncelikle kullukta kararlılık… Seferde kararlılık… Mücadele de kararlılık… Dahası tevbede kararlılık oldukça önem arzediyor…
Evet kararlılık ve tutarlılık bizi geleceÄŸe taşıyacaktır… Yarın çok geç olabilir… Adım atmak, karar vermek durumundayız…
Bu virüs engellenemezse iÅŸin ucu nifaka kadar uzanıyor: “ Arada bocalayıp duruyorlar, ne onlara ne bunlara! Allah’ın ÅŸaşırttığı kimseye asla bir yol bulamazsın.” ( Nisa, 143)
Henüz yorum yapılmamış.