Sosyal Medya

Ramazan Kayan / Avunuyoruz

Ramazan Kayan / Milat



Ä°nsanoÄŸlunun ilginç özelliklerinden biri de her hâlükârda kendini avutabilecek vesileler bulabilmesidir... Tüm açmaz, çıkmaz, kriz ve kaoslarda bir ÅŸekilde kendi kendini teselli etmesi ve temize çıkarmasıdır…

Sonuç kendini oyalamakta olsa, kandırmakta olsa avutmanın bir yolunu bulabiliyor… Farklı eÄŸlenti, takıntı, baÄŸlantı, saplantı ve söylentilerle kendini avuttukça avutuyor… Tedbir yok, tedavi yok sadece teselli ve avuntu… Hem de züÄŸürt tesellisi… Kısır bir döngü, ham hayaller, sığ düÅŸünceler, çiÄŸ davranışlar bilmez ki bu gidiÅŸatın sonu seraptır… Acziyetler, zafiyetler arttıkça arzular baskın çıkmaya baÅŸlar… Bir de bakarsınız elde avuçta, kuru bir avuntudan baÅŸka bir ÅŸey kalmamış… GeçmiÅŸin aziz hatıraları, geleceÄŸin tatlı rüyaları da sadra ÅŸifa olmuyor…

ÇoÄŸu zaman ‘yarın’ daha güzel olacak, umuduyla kendimizi avutuyoruz… GeçmiÅŸin keÅŸkeleri, geleceÄŸin ham hayalleri arasında günlerimizi katlettiÄŸimizin farkında deÄŸiliz… Umut tacirliÄŸi yaparken toplumsal sorumluluklarımız umurumuzda deÄŸil…

Önünü sonunu hesap edemediÄŸimiz öngörülerimizle, bedelsiz gelecek beklentilerine giriyoruz…

Ä°slami çevreler de çizmeye çalıştığımız bu hallerden uzak deÄŸil, maalesef…

Kurtarıcı bekleme… Temelsiz varsayımlar… Cifr, ebced hesapları… Rüya üzerinden yarınlara yol bulma arayışları… Mesnetsiz meselelerle çözüme yönelmeler…

Kimden medet umuyoruz? Kendimizi nelerle avutuyoruz?

Yaralı bir bilinçle, dağınık bir zihinle, defolu bir kimlikle, yorgun bir ruhla bırak baÅŸkasını, kendimizi nasıl rehabilite edeceÄŸiz?

Yine de avunabilecek kadar malzeme ve materyale sahibiz… Herkesin kendince bir avuntusu var…

Biraz ‘Allah’a emanet’ modunda günlük telaÅŸlar içinden avunup gidiyoruz… ÇoÄŸu zamanlar ‘kalbim temizdir’ e sığınıp kendimizi avutuyoruz… Ya da geçmiÅŸte yaptıklarımızı bugüne sayarak sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyoruz… Bizden buraya kadar, emanet gençlerde kurnazlığı ile limana demir atıyoruz…

Evet, hangi modda yaşıyoruz?

EmeÄŸimize sahip çıkıyor muyuz? Kendimize saygımızı, davamıza baÄŸlılığımızı koruyor muyuz?

Mücadele geleneÄŸimizi neye indirgedik?  Görseli bol, birkaç sosyal etkinlik ve kültürel faaliyet… Bir de insani yardım kuruluÅŸları üzerinden vicdanen rahatlatacak birkaç bağış… Belki de zevahiri kurtarma, göz boyama gibi bir durum…

Hayır, dostlar pazarda görsünler hesabına hareket edemeyiz… Ya da haftalık bir sohbet, aylık bir miktar aidatla bu defteri kapatamayız…

Yıllar yılı verilen bir mücadeleden arta kalan nedir?

Hedef küçülttük, çıtayı düÅŸürdük… Bir ÅŸekilde kendimizi ikna ettik… Gerçekte biz bu muyuz?

Dava ve ukba adına nerede duruyoruz?

Söyler misiniz mevzumuz nedir, mevzimiz neresidir?

Ä°nandığımız ve adandığımız aziz Ä°slam’ın, omuzlarımıza yüklediÄŸi sorumluluÄŸu nereye kadar erteleyebiliriz?

Kendimizi kandırmanın, aldatıcı avuntuların akışına kapılmanın anlamı yok… ‘Kalıcı güzellikler’ için ahiret azığımız olacak eylemler için harekete geçmeliyiz…

Salih amellerde yoÄŸunlaÅŸarak, hayırlarda yarışarak yarınlar için en güzel yatırım ve en güçlü güvenceyi elde edebiliriz.

“Metau’l-Äžurur/aldatıcı geçimlik” hayati fırsatları elimizden alıp götürüyor…

Biz kendimizi avutaduralım… Hiçbir ÅŸey yerinde durmuyor…

Arzın imarı, neslin ıslahı bizi beklerken hangi yorumlar, hangi cümlelerle kendimizi avutuyoruz?

Kariyer, konfor, koltuk, kapital, konum vs. kendimizi avutabilecek o kadar ÅŸeye sahibiz ki… Aslında beyhude avunuyoruz aslında savruluyoruz…

Bizi avutan o kadar oyun ve oyuncakla iç içeyiz ki, gün geçtikçe içeriksizleÅŸiyoruz…

Seküler söylemler, popüler paylaşımlar, idrakımızı, yüreÄŸimizi parçalıyor… Takipçi sayımızla teselli buluyoruz… Veya bazı evrad ve ezkar ile arındığımızı sanıyoruz…

ÇoÄŸu zaman bir anlam ifade etmeyen analiz, yorum ve tartışmalarla entelektüel tatmin yoluna gidiyoruz…

Kayıpları kazanç sanıyoruz… Artık beynimiz, irademiz bize hükmetmiyor; dilimiz bize neyi dayatıyorsa o kulvarda geziniyoruz…

Bilmiyorum, kanıyor muyuz, kandırılıyor muyuz?

Duyarlılıklar dumura uÄŸrayınca dünyalıklar bizi istila ediyor… DuruÅŸumuz deÄŸiÅŸiyor… DeÄŸerlerimiz sulanıyor…

Dikkat etmez isek biriktirdiklerimiz bizi bir gün bitirir…

Evet, hâlâ oyunda ve oynaÅŸta kalacak mıyız, yoksa olmamız gereken yere odaklanacak mıyız?..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.