Süleyman Seyfi Öğün / Kirli târih
Süleyman Seyfi Öğün / Yeni Şafak
Ä°nsan zihni çok bulanık bir evren.. YaÅŸadığımız, içinde bulunduÄŸumuz maddî gerçekleri kırıyor, olduÄŸundan baÅŸka bir gerçeklik hâline getiriyor. Yanlış anlaşılmasın; bunu küçümsüyor deÄŸilim. Meselâ rüyâlar, hayâller, sanatlar, meselâ ÅŸiir bu bulanıklığın yansımaları.. EÄŸer onlar olmasa maddî gerçeklerin üzerimizdeki ağırlığını dağıtmak için müracaat edebileceÄŸimiz, dayanacağımız hiçbir ÅŸey kalmazdı. Ä°yi ki varlar.. Bu bir tarafa; maddî gerçekler o kadar çok katmanlı ve karmaşık hâle geldi ve üzerimizdeki ağırlığı o kadar arttı ki, zihinsel bulanıklığın menfî neticeleri iÅŸlemeye baÅŸladı. Bir defâ, tahayyül gücümüzü büyük ölçüde kaybettik. Bu iÅŸi evvelâ ideolojiler baÅŸlattı. Ä°deolojiler gerçeÄŸin yerine geçen bir hiper gerçeklik inÅŸâ ederek zihnimizi kirletti. Duvar yıkıldıktan ve Sovyetler çöktükten sonra ideolojik baÄŸlarımızı ve adanmışlıklarımızı tasfiye ettik. Ama tüketim toplumunun şımarıklıkları içinde, adına hiper gerçeklik denilen bir olgu gerçekle bağımızı koparan süreçler yeniden örgütlendi. Bulanıklık, tüketim, sorumsuzluk ve savrulma çağında fantazmagorik-kurgusal bir mâhiyet kazandı. O kadar ki, nihâyet, gerçeklerle bağımızın koptuÄŸunu ilân eden post truth çağını idrâk ettik. Üstelik umarsızlık ve sırıtkanlık içinde. KarşılaÅŸtığımız durumları elimizde ve zihnimize dışarıdan yerleÅŸtirilmiÅŸ ve âdeta hazır kıt’a olarak bekleyen basit kodlara yerleÅŸtirerek, iÅŸin aslını merak etmeksizin geçiÅŸtiriyoruz. Gâliba geldiÄŸimiz merhalede, zihnî bir ayıklığa her zaman olduÄŸundan fazla ihtiyâcımız var.
Ukrayna iÅŸinde de öyle oldu. Medya üzerinden gelen görüntülerin eÅŸliÄŸinde, bu hâdiseyi nasıl karşılamamamız isteniyorsa öyle karşılamaya baÅŸladık. Sembolü zâten ayı olan Rusya, Müslüman “vahÅŸi” Çeçenleri de ileri sürerek ceylan yavrusu gibi algılanan mâsum Ukrayna’ya acımasızca saldırmıştı. Ukraynalı yurtseverler, her nasılsa vodvil komedi sahnelerinden siyâsete sıçrayan Zelenski’nin liderliÄŸinde buna direniyorlardı. Sarışın, mavi gözlü zavallı Ukraynalı mâsumlar ise arada kalıp bunun bedelini ödüyordu. Medya mütemâdiyen onların acısını, yakılan yıkılan, bombalanan binaların görüntüleri üzerinden, yanık Ukrayna baladları eÅŸliÄŸinde dramatik bir ÅŸekilde zihnimize akıtıyordu. Neticede dünyâ kamuoyunun hisleri ayaÄŸa kaldırılıyor ve Rusya, Putin, bürokrasi ve oligarklarıyla birer nefret öznesine dönüÅŸtürülüyordu.
Tabiî ki Ukraynalıların acı çektiÄŸini görüyoruz. Ä°nsânî hislerimiz onların yanında. Bir ülkenin iÅŸgâl edilmesini sevinçle karşılamak için insanlıktan çıkmış olmak gerekir. Ama biraz düÅŸünelim.. Irak savaşı sırasındaki kurgu nasıldı? ABD, yanına aldığı sayısız devletin askerî gücüyle berâber Irak’a ağır bir bombardıman yaÅŸatırken, rahat koltuklarımızda, çekirdek çitleyerek bunu bir gece aydınlatması, bir havâî fiÅŸek gösterisi gibi seyreden biz deÄŸil miydik? O zaman kameralar Irak ÅŸehirlerinde ölmemek için saÄŸa sola kaçışan zavallı Iraklılara bir defa olsun döndü mü? Milyonu aÅŸkın insan öldü, evlerinden yurtlarından oldu. Åžehirler tahrip edildi, kültür varlıkları soyulup soÄŸana çevrildi. Ne içindi bunlar? Irak’a demokrasi getirmek için; öyle mi? Kimyâsal silah üreten diktatör Saddam’ı devirmek içindi; öyle mi? Sonradan, o günlerde savaşın en harâretli kışkırtıcısı olan liderlerden birisi olan sosyal demokrat, solcu Tony Blair; “Yanılmışız; Saddam’ın elinde kimyasal silah yokmuÅŸ” dedikten sonra, yargılandı mı? Kendisine herhangi bir yaptırım uygulandı mı?.. Bush acaba yatağında rahat rahat uyuyabiliyor mu? Kaddafi’ye de aynı ÅŸeyi yaptılar… Sûriye’de diktatör Esad rejimi için aynı senaryoyu iÅŸleten, Rusya’nın müdahalesi sonrasında da yan çizenler kimlerdi? Nerede o anlı ÅŸanlı Sûriye’nin Dostları?
Kana boÄŸulan ve ateÅŸe atılan Müslüman coÄŸrafyalarda kılını kıpırdatmayan, hiçbir insânî refleks göstermeyen dünya kamuoyu, nasıl oluyor da sıra Ukrayna’ya geldiÄŸinde bu kadar hassaslaşıyor? OrtadoÄŸulu, Asyalı göçmenlerin botlarını batıran, onları soyup soÄŸana çevirerek sınır dışı eden, geçmesinler diye duvarlar ören Yunanistan’ın BaÅŸbakanı nasıl oluyor da “tekmil Ukraynalıları kabûl etmeye hazırız” diye bir açıklama yapabiliyor? Hiç utanmıyor mu? “Birilerine” kapanan kapılar nasıl oluyor da “baÅŸkalarına” ardına kadar açılıyor?
Nedir bu Ukrayna? Kimdir bu Ukraynalılar? Kimdir bu Zelenski? Kimlerdir Ukrayna yurtseverlerinin bileÅŸenleri? Putin gerçekten ne yapmak istiyor? Dünyâ baÄŸlamında, pandemiden ağır finansal krizlere yaÅŸananların atlasında bu savaÅŸ nereye oturuyor? DoÄŸru düzgün bilen eden yok. Merkez medyada, eline ıstaka geçiren haritaların başına geçip atıp tutuyor.. Nasılsa atıp tutmak vergiye tâbi deÄŸil.. (KeÅŸke vergilendirilseler).. Åžurası muhakkak ki senaryo aynı.. Bir zamanlar Saddam’a, Kaddafi’ye biçilen roller bu defâ Putin’e biçilmek isteniyor. Irak ve Libya’nın başına gelenler Ukrayna’nın başına geliyor. Yarın Çin’e de uygulanabilir. Dergi kapaklarında kriminalize edilen lider portrelerini unutmayalım. Yalnız bu defâ bir fark da var. Halka, kenardan merkeze doÄŸru sıkılıyor. Putin, Saddam veyâ Kaddafi deÄŸil. Ukrayna ise, ne Irak ne de Libya’dır. Sarsılan dünyâ dengelerinde kilit taÅŸlarıyla oynamaya baÅŸladılar.. Kenardan merkeze doÄŸru iÅŸleyen bir süreç, buradan daha ileri gidebilir mi? Evet diyorsak, Avrupa ve ABD’de kısa bir zaman sonra yaÅŸanacak olan iç geliÅŸmelere bakmamız gerekir. Hâdise büyüyecek.. Balkanlar bunun bir fitilini oluÅŸturuyor. Aman dikkât…
Henüz yorum yapılmamış.