Sosyal Medya

Hafızasını kaybetmiş bir nesil

Fatma Tuncer / Milli Gazete



Hazal 22 yaşında hukuk fakültesinde okuyan bir genç kız. Kendisiyle üç yılı aÅŸkındır tanışıyoruz ancak bir araya gelip konuÅŸma fırsatı bulamamıştık. GeçtiÄŸimiz hafta bir arkadaÅŸ ziyaretinde karşılaÅŸtık ve sohbet ettik. Genç kız ailenin dini konularda kendisine çok fazla baskı yaptığını ifade etti ve “Evrenin bir yaratıcısının olduÄŸuna inanıyorum ancak Peygamber, ahiret, ceza ve mükâfat gibi kavramlara ihtiyaç olduÄŸunu düÅŸünmüyorum, Tanrı zaten her ÅŸeyi mükemmel ÅŸekilde yaratmış ve evren kendi kendini dönüÅŸtürecek özelliÄŸe sahip ama aileme bunu anlatamıyorum” dedi. Hazal’a göre anne çağın gerisinde kalmıştı, olayları bilimsel deÄŸerlendirmeler ışığında ele alabilecek yeterliliÄŸe sahip deÄŸildi dolayısıyla onun sarf ettiÄŸi ifadelerin önemi yoktu.

Hazal duygularını aktarırken kasılıyor ve “Aklıma çok güveniyorum” diye ekliyordu… Onu dikkatli bir vaziyette dinlediÄŸimi fark edince, “Biliyorum sen de ailem gibi düÅŸünüyorsun ama yine de güven duydum ve paylaÅŸtım” dedi ve “Tanrı zaten her ÅŸeyi mükemmel ÅŸekilde yaratmışken neden kendinizi baskı altına sokuyorsunuz? Neden kuralların içine sıkışıp kalıyorsunuz?” diye sordu. Sorular öÄŸrenmenin anahtarıdır ve insanlar iki sebeple soru sorarlar. 1. KiÅŸi ihtiyaç hissettiÄŸi bir konuda bilgi sahibi olmak istemektedir. 2. KiÅŸi muhatabını alt edip kendini ispat etme çabası içindedir ki, siz ne kadar sabırlı davransanız da o çatışmayı sürdürmekte ısrarcı olur. Hazal duygularını paylaÅŸmak istiyor, sorular sorarak sohbeti ilerletmeye çalışıyordu ama niyeti anne ile baÅŸlayan çatışmayı sürdürmek ve beni alt edip kendini haklı çıkarabilmekti.

Materyalist sisteme göre düzenlenmiÅŸ olan eÄŸitim sistemimiz çocuklarımızı sonu izmlerle biten tehlikelere açık hale getiriyor. Gençler hak olana deÄŸil moda olana, popüler olana tabi oluyor ve kendilerine sanal bir güç atfediliyorlar. Deizmin bataklığına saplanan gençler ise dinin temel deÄŸerlerini yok sayıyor, küçümsüyor ve aklı, bilimi putlaÅŸtırarak tehlikeye doÄŸru yol alıyorlar.

Deizmi savunan Hazal, Tanrı zaten mükemmel ve her ÅŸeyi mükemmel ÅŸekilde yaratmıştır, Peygambere ve kitaplara gerek yoktur bunu niye anlamıyorsunuz diyor ve okuma yazması olmayan annemin inandığı ÅŸeyi benimseyecek deÄŸilim, ben üniversite tahsili yapıyorum sorguluyorum, araÅŸtırıyorum olaylara daha akılcı bir yaklaşımla bakıyorum diyor aklın tek başına her ÅŸeyi çözebileceÄŸine inanıyordu. Tanrı’nın kendisine karışmadığını dolayısıyla özgür düÅŸünceye önem verdiÄŸini, iyilik ve ahlâki deÄŸerleri insanın aklıyla bulabileceÄŸini savunuyor fakat bunun ölçüsünün ne olması gerektiÄŸi konusunda yorum yapmıyor, yapamıyordu. Hazal içsel çatışmaları ve zihinsel dağınıklığı ile kayıplar kervanına katılan gençlerimizden sadece biriydi ve aslında kendini arıyordu.

Deizm yeni bir akım gibi lanse edilse de köklerinin Yunan filozofu Aristoteles’e kadar uzandığı söyleniyor. Nitekim Aristoteles hareket eden bütün varlıkların ilk hareket ettirici olan ilkeye baÄŸlı olduÄŸunu ve bunun ezeli, ebedi, deÄŸiÅŸmez ve kendi başına güç ifade ettiÄŸini ileri sürer ancak bunun evrendeki hiçbir varlığı etkilemediÄŸini, sadece muharrik olan bir varlık olduÄŸunu belirtir. ÇaÄŸlar deÄŸiÅŸiyor, tarih her dönem yeniden yazılıyor ancak insanın arayışları ve çıkmazları hiç deÄŸiÅŸmiyor.

Gençler arasında hızla yayılan deizm iki temel esas üzerine bina edilmiÅŸtir, biri evreni yaratan ancak hiçbir ÅŸeye müdahil olmayan bir Tanrı anlayışı diÄŸeri ise aklın ve bilimin her ÅŸeyin ölçüsü olarak görülmesi ve yüceltilmesidir. DoÄŸru ve güvenilir kaynaklardan beslenemeyen gençler bu tehlikeye kapılıyor ve dinin temel ilkelerini inkâr edip bilimi her ÅŸeyin ölçüsü olarak görmeye baÅŸlıyorlar. Akıl, irade ve vicdanları ile çeliÅŸen bu çocuklar ruhsal sorunlara eÄŸilimli hale geliyor ve kendilerini çıkmaz bir sokakta buluyorlar. Ve aradıkları ÅŸeyin gerçek adresine ulaÅŸamadıkları için bu sokaktan bir türlü çıkamıyorlar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.